adnan öktüren: futbolu spor olmaktan çıkaran başkan
adnan öktüren aslen siirtlidir. başkanlık yaptığı dönemde anap şırnak milletvekili salih yıldınm'ın yakın arkadaşıydı. kulüp başkanlığına darbevari bir yöntemle getirildi. kendi çıkarları için gaffar okkan'dan aldığı tatimatların dışına çıktığında gözden düştü. kulüp başkanlığı görevi boyunca adı yolsuzluk iddialarına karıştı. diyarbakırspor'un içine devlet'in girmesine payı olan isimlerden biriydi. 2001 'deki süper ug'e çıkış hikâyesinde de ceza sahasında dokuz kusurlu hareketi yapanlardan biriydi. kendi döneminde yaşadığı çarpıcı olayları anlatıyor:
(...)
gaffar okkan'ın bizim başkanlığımızda etkisi oldu diyebilirim. yani bize yardımcı oldu. iki tarafın ortak etkisiyle (mehmet ipek ve ekibi ile gaffar okkan tarafı) ortak aday üzerinde anlaşılarak getirildim.
bizim için o maç çok önemliydi. (çay-kur rize ile yapılan 1999-2000 sezonu play-off final maçı) biz hayatımızı o maça endeksledik. o maça gelinceye kadar hayatımızı riske ettik ben o maçın neticesini kendi hayatımla canımla eşdeğer tutarım. ama futbol müsabakasında, o maçta diyarbakırspor'a önemli bir haksızlık yapıldı. hakem ve mafya bağlantılı, bizim futbolcularımızı da kapsayan tuhaf ilişkiler vardı.
o dönemki anap'ın bu maçla alakasını bilmiyorum. maçta da rize'nin anap tarafından kollandığını tahmin etmiyorum. çünkü, mesut bey (yılmaz) o sürece gelene kadar bize oldukça yardımcı oldu. belki onun gıyabında, belki başkaları o maça müdahale etmiştir. ama biz o maça gelene kadar mesut bey'den çok anlamlı yardımlar aldık. bize gerçekten çok yardımcı oldu. ikinci senede de oldu. sonraki yönetime de yardımcı olacağını söylemişti. tahmin ettiğim kadarıyla, diyarbakırspor'la birlikte yardımcı olduğu başka kulüpler de vardı. samsun, trabzon, rize, galatasaray gibi takımlara yardımcı olduğunu ve yakın ilişkileri olduğunu söyleyebilirim.
yani anlayacağınız türkiye'de futbolun hangi zeminde oynandığını herkes biliyor. kaygan bir zemin var. o konuyu herkes biliyor.
diyarbakır'da bugün yaşayan nüfusun yüzde 37'si genç, yüzde 43'ü işsiz. hem ekonomik anlamda hem sosyal anlamda, her türlü yardıma ihtiyacımız var. bizim yönetime geldiğimiz zamanki kulüp binası ile stadyumun durumu şimdi çok daha farklı. bu bizim devletle olan ilişkilerimizle, gidip istememizle alakalı bir durum. sosyal yardımla, ekonomik yardımla alakalı. şehir stadımızın ışıklandırılması, o dönem başbakanımızla olan ilişkimizle olmuştu. eğer bugün kulübümüzün iki otobüsü varsa, bu bizim ilişkilerimiz sayesinde olmuştur: biri başbakan, diğeri de saffet ulusoy tarafından verilmiştir.
futbol sosyal olaylardan biridir, politika da sosyal olaylardan biridir. bunlar hep iç içedirler. politikacılar bu konuda bizi o dönem değerlendirmeye almış olabilirler. biz de onları bu anlamda değerlendirmeye almış olabiliriz. bizler de bu erke ulaşmak içki onları bu değerlendirme içerisinde telakki etmiş olabiliriz. önemli olan şehrimize, bölgemize hizmetin gelmiş olmasıdır. yani bu şehrin stadının ışıklandırılması, kulübün yenilenmesi, kulübün otobüslere sahip olması, süper tig'e çıkmış olmamız... bence herkesin coşkusuna isabet etmiştir. tüm türkiye, bölge ve dünya bu coşkuya ortak oldu. demek ki yanlış bir şey yapmamışız.
şampiyonlukta herhangi bir şaibe yoktur. oyunu kuralarıyla oynadık. haksız bir davranışla karşılaşmamak için her türlü, ama her türlü riski göze alarak, hayatımızı ortaya koyarak buraya kadar geldik. şaibeyi bir yıl önceki rize maçında aramak lazım: 1. lig'e çıkmamız engellendi. maçın hakeminin bize yaptığını kimseye anlata- § madik. söylediklerimiz basında küçük harflerle yer aldı.
bizim 2001 şampiyonluğunda şaibe yoktur. bu diyarbakır'ın, bölge halkının alınteridir. işte burada bir altay maçı yaşandı. taraflı medyanın apaçık göstergesidir. izmir'de göztepe maçında bize yapılan haksız tasarruflara rağmen, bizim burada sadece seyircimizin coşkusundan kaynaklanan olaylara karşı, medyanın bize tavır aldığı durum ortadadır. biz tertemiz alnımızın akıyla yıllar sonra bu insanları kucaklayacak bir coşkuyla buralara kadar gelebildik.
izmir'de bize sporla bağdaşmayacak haksızlıklar yapıldı. siyasi sloganlar atıldı. bu daha önce konya'da, yozgat'ta yapıldı. 'pkk dışarı' denildi. buna benzer birçok tavırla karşı karşıya kaldık. bunu hiçbir medya organı yazmadı. fakat, diyarbakır halkı, bu ülkenin birlik ve beraberliğine yaklaşımıyla, batı'da yaşayan, demokrasi adına çok şeyler yaptığını söyleyen o insanlara, bence en güzel cevabı burada verdi. sporun, spor olarak değerlendirilmesi gerektiğini, sporun barış, kardeşlik güzellik olduğunu ve siyasetle karıştırılmaması gerektiğini, siyasetle iç içe olamayacağını sadece spor ahlakı içerisinde, diyarbakır halkı bütün medyaya, türkiye'ye gösterdi. ve bu gösteride bazı yazarlar, bizi yanlış değerlendirmeler içine alarak kendi lehlerine çevirmeye çalıştılar. bizi karalamaya çalıştılar.
yani siyasi kavramların spor içerisinde yer alamayacağını söylemeye çalıştım. biliyorsunuz, spor dünyada savaşların bitmesine neden olmuştur. barışa vesile olmuştur.