yeni yönetim olarak hazırlıklara başlanırken hükümet yetkilileriyle ilişkiler sıcak tutulur. öncelikle başbakan bülent ecevit’e gidilir. daha sonra genelkurmay 2. başkanı yaşar büyükanıt ziyaret edilir. halen kulüpte kullanılan otobüslerden biri başbakan ecevit’in hediyesidir.
diyarbakırspor’a hediye edilen bir diğer otobüsün sahibi ise ulusoy ailesidir. türkiye futbol federasyonu başkanı haluk ulusoy’un kardeşleri, yılmaz ve saffet ulusoy tarafından ulusoy otobüs firması’nın hediyesi olarak diyarbakırspor'a verilmiştir.
diyarbakır’da onlarca otobüs firması dururken, ulusoy firmasının kulübe son model bir otobüs ‘armağan’ etmesi, başta öz diyarbakır firmasının yetkilileri olmak üzere şehirdeki turizm şirketlerini kızdırır. öz diyarbakır firması yetkilileri, “di-yarbakırspor kulübünün, ‘bize yardım edin’ şeklinde bir talebi olmadı. eğer olsaydı var gücümüzle katkı sunardık.”
lig başlar başlamaz federasyon ilginç bir uygulamaya girişir: diyarbakır’ın maçlarına genellikle talimatlara uyan, asker kökenli hakemleri, gözlemcileri verir.
maçlarda görev alacak hakemler, federasyon başkanı haluk ulusoy tarafından kulüp başkanlığına bizzat önceden bildirilir. perşembe günü spor kamuoyuna açıklanan hakemlerin isimleri, kulübe en geç sah günü iletilir. hakemler diyarbakır’da gayet iyi ağırlanır, bazılarına gece kadın gönderilir.
prestij oteli yetkilileri, kombassan konya maçı ( http://macanilari.com/25....aspor-200020011010--.html) öncesi maçta görev yapan hakemlerin otellerinde iki gece kaldıklarını doğrular. otelin restoran kısmında mutlu çelik ve yan hakemlerinin kadınlarla beraber yemek yediklerini, eğlendiklerini, ancak odalarına beraber çıkıp çıkmadıklarını bilmediklerini anlatırlar. ayrıca, restoran ile odaların bulunduğu katlar arasında doğrudan birer merdiven ve asansör bulunduğuna dikkat çeken otel yetkilileri, “iki gece aynı şeyler yaşandı. ancak aynı odada kalıp kalmadıkları konusunda kesin bir şey söyleyemeyiz” şeklinde konuşurlar. (*)
aynı futbol sezonunda futbol federasyonu başkanı haluk ulusoy, diyarbakır’ı ziyaret eder. ankara’da kulübe çeşitli vaatlerde bulunan tff başkanı ulusoy diyarbakır’da yönetim tarafından büyük bir sevgi ve coşkuyla karşılanır. ulusoy bu gezi sırasında, “merak etmeyin sizi lige çıkartacağım,” der. bazı yöneticiler bundan rahatsızlık duyar. onlar takımın bileğinin hakkıyla yükselmesinden yanadırlar ama kulüpte itibar görmezler. süreç artık işlemeye başlamıştır: takım şöyle ya da böyle 1. lig’e çıkacaktır. bundan rahatsızlık duyan yöneticiler çevrelerine kaygılarını şu sözlerle dile getirir:
“önceki dönemlerde diyarbakırspor, gittiği deplasmanlarda ağırlığıyla karşılanıyordu. bu gelişmeler yaşanırken, stadyumlarda bize ‘devletin piçleri’ şeklinde sloganlar atmaya başladılar. yani spor, spor olmaktan çıktı, siyasi bir arenaya dönüştü. devlet destekli diyarbakırspor, oldukça karmaşık bir yerde duruyordu. bırakın diyarbakırspor’u, devlet hiçbir takıma destek vermemelidir! ”
hakem desteğini, rakamlara yansıyan büyük farklılık da ispatlıyor. adnan öktüren’in ikinci döneminde, 2000-2001 sezonunda diyabakırspor lehine verilen penaltı sayısı birden 24’e fırlamıştır.
federasyon, hakemler ve diyarbakırspor arasında şöyle bir anlaşma yapılmıştır:
genel anlamda, 75. dakikaya kadar açık bir müdahalede bulunulmayacaktı. son 15 dakikaya girilirken eğer diyarbakırspor’un ihtiyacı varsa, bir-iki penaltı verilecekti. diyarbakır’ın gol atması için çalışılacak, rakip takımın atakları düdüklerle kesilecekti.
tff’nin diyarbakırspor maçlarına atadığı tsk kökenli hakemlerin arkasında orgeneral yaşar büyükanıt’ın olduğu iddia edilir.
yine bu dönemde futbol aktörlerine karşı objektif duran hatta diyarbakırspor’a hakkettiği cezaları veriyor gibi görünen tff, kulübe perde arkasında destek ve ayrıcalık tanırken, kamuoyu önünde acımasızdır.
kulüp avukatı vedat erten bunu doğruluyor. diyarbakırspor’un davalarına o dönem olduğu gibi halen bakan vedat erten, adnan ûktüren döneminde federasyon’un kulüp aleyhine yapılan şikâyetler üzerine sık sık hukukdışı kararlar verdiğini söylüyor: “diyarbakırspor’da 2001 şubat’ın başından itibaren dört ay boyunca kulübün avukatlığını yaptım. çeşitli maçlarda takım ile ilgili gözlemci ve temsilci raporları doğrultusunda diyarbakırspor aleyhine yapılan suçlamalarla ilgili federasyon da bizden savunma bekliyordu. savunmaları hazırlıyordum.
hukuki olarak olaya baktığımız için olgusal davranmak zorundayız. ortada bir haksızlık varsa, diyarbakırspor’un, taraftarının bir haksızlığı varsa bunu belirtiyorduk. ama görünen, diyarbakırspor ile ilgili yapılan şikâyetler tek taraflıydı ve takımı cezalandırmaya yönelikti. mesela elazığ’daki maçta ( http://macanilari.com/30....rspor-200020011710--.html) ve buna benzer birçok karşılaşmada böyle oldu.
elazığ’daki maçta taraftar haksızlığa uğradı. diyarbakırspor seyircisi çok tahrik edildi. ‘kahrolsun pkk, ‘apo’nun piçleri’, ‘pkk dışarı’, ‘katiller dışarı’ gibi sloganlar atıldı. diyarbakır’ın tepkisi ise, ‘burası türkiye, israil değil' gibi sloganlar oldu. gözlemci raporunda diyarbakırspor seyircisinin olayları başlattığı ve tribündeki oturakları tahrip ettiği iddia edildi. takımın seyircisi hangi deplasmana giderse girsin bu tür tahriklerle karşı karşıya kalıyordu.
fakat şikâyetin özelliğine baktığımızda, diyarbakırspor’un federasyon tarafından kollanan bir takım olmadığını görüyoruz. çünkü, her olayla ilgili savunmalar alındı. çok doyurucu, haklı savunmalar verdiğimiz halde, federasyon diyarbakır’a ceza verdi. bu cezalan alan diyarbakırspor’un federasyon ve devlet tarafından kollandığını iddia etmek de mantıklı değil. eğer öyle olsa ceza verilmezdi.
diyarbakırspor için federasyoriun verdiği birçok karar hukuka aykırıydı. çünkü deplasmanlarda bile olaylar diyarbakır taraftarına mal ediliyordu.”
öktüren döneminde saha dışında olduğu gibi saha içinde de ilginç olaylar yaşanır. tanıklıklarım isminin açıklanmaması şartıyla aktaran bu dönemin yetkililerinden biri, özellikle iç sahada sık sık provokasyonların yapıldığını, hatta gerekirse maçların zor kullanılarak alındığını söylüyor:
“burada o dönem diyarbakırspor’a yakışmayacak şeyler yapıldı. konya endüstri takımı oyuncuları çok kötü bir şekilde dövüldü, sahaya çıkartılmadı. ( http://macanilari.com/30....kmen_-199920001510--.html) diğer takımlara da hep adnan öktüren ve abdurrahman yakut’un talimatlarıyla seyirci tahrik edilerek saldırtıldı. hemen hemen diyarbakır’a gelen tüm takımlara bu tür çirkinlikler yapıldı. geçen sezon çok maç satın alındı. 1999-2000 sezonunda örneğin çay-kur rizespor play-offa katılamıyordu. diyarbakır mağlup olarak, rize’yi play-offa taşıdı. bu maçlarda ( http://macanilari.com/31....rspor-199920002210--.html) hükümetin parmağı vardı ama daha sonra diyarbakırspor rize’ye siyasi gücü yetmediğinden finalde elendi. rize’yi anap lig’e çıkartmıştır. mesut yılmaz diyarbakır’ı destekliyordu, rakip o sene rize olunca, doğal olarak kendi memleketini çıkarttı. diyarbakır’a, ‘bir sene bekle’ denildi. nice ilginç olay yaşandı. diyarbakır’ı, bölgeyi çok gerdiler. tahrik edilerek her tarafta ‘kahrolsun pkk’, ‘pkk piçleri dışarı’ şeklinde sloganlar attırıldı. yozgat’ta çok kötü muamelelere maruz kaldık. gece saat ll’de otel 200 kişilik bir grup tarafından basıldı. otelin içine kadar ellerinde bıçaklarla üstlerimize saldırdılar. müdahale edilmedi. ertesi gün, sahada tam bir katliam yaşandı.”
(*) hakem mutlu çelik ve arkadaşlannın prestij oteli’nde kadınlarla birlikte kaldıkları, kitap 2001 eylülünde yayımlandıktan sonra basında haberlere konu oldu. haberler üzerine hürriyet gazetesine açıklamalarda bulunan hakem mutlu çelik, beni yalancılıkla suçladı. kendisine avukatım aracılığıyla dava açmasını talep ettim: çelik dava açmadı.