orhan berent'in altay: alsancak'ın sakini kitabından;
kupa altay’ın
“2-0 mağluptuk, bir penaltı kaçırmıştık ayfer’le. sonra aydın bir gol attı, 2-1 oldu. iki dakika sonra havadan bir orta geldi, bütün gücümle sıçradım kafayı vurmak için. ben bodur bir futbolcuydum. göztepe kalecisi rahmetli ali artuner’in ise boyu çok uzundu. ama ondan daha fazla yükseldim ve topla birlikte kaleye girdim. mahvettim kerataları.” (aytekin erhanoğlu görüşmesi, 23 ekim 2010)
“nasıl attı golü aytekin? bizim sol bekte oynayan sabahattin kuruoğlu’na faul yaptı, onun omuzlarından yükseldi. uzatmada da gol olmayınca iş kuraya kaldı. bizim keli (nihat yayöz) yolladık para atışma, şans oyunlarını iyi biliyor diye. bir de baktık kurayı altay kazanmış.” (göztepeli fevzi zemzem görüşmesi, 6 haziran 2012)
“çok üzüldük ama yine de bir tesellimiz vardı. kupa izmir’de kalmıştı. bizim zamanımızda altay’la kıran kırana rekabet ederdik ama saha dışında hepsi dostumuzdu. seyirci de şimdiki gibi ayrı ayrı değil, maçı beraber seyrediyordu. taraftarımız kaybetmemize rağmen bizi çılgınca alkışladı.” (göztepeli halil kiraz görüşmesi, 28 ağustos 2012)
“güzel bir maç olmuştu. biz 2-0 öne geçmiştik. 3-0 bile olurdu hatta sizin varol bir ara sinirlenip şapkasını fırlatarak kaleyi; terk etmişti. rahmetli gürsel abi vurmuştu topa ama top auta gitti. sonra aydın bir gol attı, 2-1 yaptı altay. akabinde aytekin’in golüyle 2-2 oldu. sabahattin abi çok yorulmuştu, değiştirilmesi gerekiyordu bana göre. maç kuraya kaldı. şansımız tutmadı, kupa altay’a gitti. ne yapalım.” (göztepeli mehmet ışıkal "papi mehmet" görüşmesi, 30 ağustos 2012)
bu ifadeler o finali yaşayan üçü göztepeli dört futbolcuya ait gerçekten de o dönem için izmir’de kupa finalinin oynanacak olması büyük bir olaydı ve bir daha tekerrür etmeyecekti, iki takım 1966-67 kupa finali için alsancak stadı’na çıktığında biletsizlerle birlikte toplam 25.000 kişi maçın sonucunu büyük bir merakla bekliyordu. altay maça iyi başlamadı. göztepe 2-0 öne geçmişti. ancak bir penaltı kaçırılmasına rağmen takım moralini bozmamış, aydın yelken ve iki dakika sonra aytekin erhanoğlu’nun attığı gollerle skoru 2-2’ye getirmişti. uzatmalardan da sonuç alınmayınca iş kuraya kalmış ve altay kurayı kazanıp ilk defa türkiye kupası’nı istanbul dışına anadolu’ya taşımıştı. onun açtığı yoldan, önce göztepe sonra diğer anadolu takımları gelecekti.
aslında o sezon kupanın kazanılması en çok altay’ın işine yaradı çünkü göztepe’nin adnan süvari önderliğindeki efsane kadrosu içeride, dışarıda tüm takımları yeniyor ve tüm türkiye’den büyük bir sempati topluyordu. cumhuriyet’in kuruluşundan beri o döneme kadar altınordu ile birlikte hep ön planda olmaya alışmış altay’ın bir şekilde öne çıkması gerekiyordu. üstelik altay 1964’te finale kadar gelmiş, ancak galatasaray maçına çıkmadığı için hükmen yenik sayılıp kupa istanbul’a gitmişti. nihayet türkiye kupası’nın kazanılmasıyla altay’m önünde yeni bir devir açılmıştı. 1983 yılına kadar sürecek o sarsılmaz güvenin temelleri bu finalle birlikte atılmıştı.