laszlo darvasi'nin santrforun rüyası adlı kitabından;
dünyanın en erken oyuncu değişikliği
san-salvador ile honduras arasındaki milli maçın başlamasına çok az bir süre kalmıştı, ne var ki orkestra görünürde yoktu. az sonra telefon çaldı, orkestra şefi titreyen bir sesle, stadyuma gelirken eşkiyaların saldırısına uğradıklarını söyledi -gerillaların diye araya girdi tubacı- gerillaların diye doğruladı şef; yalnızca otobüsü değil, enstrümanları da çalmışlardı. aman yoksa davulu da mı alıp götürdüler? evet davulu da! yapılacak bir şey yoktu, artık oyuncular maç öncesinde milli marşları kendileri söylemek zorundaydılar. müthiş yetenekli orta alan oyuncusu herbert, honduras formasıyla ilk maçına çıkacaktı. gel gör ki, daha ilk melodi duyulur duyulmaz honduras’ın teknik direktörü hışımla araya girdi. teknik direktör canı gönülden gümbür gümbür milli marş okuyan herbert’in önünde dikilip tek bir hareketle onu sıradan çekip çıkardığında, oyuncular henüz ilk kıtayı bile bitirmemişlerdi. oyuncuların sesi bıçak gibi kesildi. oyuncu değişikliği diye bağırdı teknik direktör ve arkaya doğru seslendi, mendez gel buraya! milli marşı böylesine kötü okuyan biri milli formaya da layık değildir, diye ekledi ve işaret verdi, takımın marşa devam etmesi için. herbert utanç içinde sendeleyerek stadyumu terk etti. bir çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu. ama lopez meydanı’nda ansızın durup kızgınlıkla havayı yumrukladı. bunu sineye çekmeyecekti! onlara gösterecekti - hem de nasıl! bir gazete aldı, ama bu kez maç sonuçlarını öğrenmek için değil. ertesi sabah tanınmış bir şan öğretmeninin kapısını çaldı ve iki yıl sonra honduras milli marşını eli yüzü düzgün bir şekilde okudu; bu zaman zarfında doğal olarak kendi kulübünde oynamaya devam etmiş ve çok iyi bir performans ortaya koymuştu. tam milli takımın genişletilmiş kadrosuna yeniden çağrılmıştı ki, ülkesi, san salvador ile tuhaf bir savaşa bulaştı.