ne yaptın baba? batu anadolu 05/01/2014 topraksaha.net
türkiye kupası tarihi; büyük zaferleri, büyük oyuncuları anlattığı gibi büyük hatalara da sayfalarında yer verir. belki de en büyük hatanın sorumlusu ise bir hakem olur.
futbol söz konusu olduğunda hakemler biraz ‘baba’ gibidirler. sahadaki 22 genci idare etmeye çalışan ama çokça onlarla anlaşmazlığa düşen; futbolcuların, kendilerine haksızlık yapıldığı yönündeki ithamlarına sert duruşlarıyla kulak asmayan adamlardır. bu hakimiyet gücü onların otoritesi ile yakın ilişki içerisindedir. yardımcıları ile kurduğu iletişim aracılığıyla bu otoriteye sual getirmemek için ellerinden geleni yaparlar çünkü en küçük bir hata babanın ‘ata’lığına darbe vuracaktır. işte bundan 35 yıl önce hakem nevzat tansuk’un kariyeri, ilk darbesini bir türkiye kupası maçında almıştır.
13 kasım 1968 günü galatasaray ile kütahyaspor takımları 1. turun ikinci maçında kozlarını inönü stadyumu’nda paylaşırlar. ilk maçı 3-2 geriden gelip 4-3 kazanan ikinci lig ekibi kütahyaspor, avantajını koruma peşindedir. galatasaray ise ilk maçın getirdiği olumsuz rüzgarları tersine çevirecek farklı bir galibiyeti hedefler. hakem tansuk’un başlama düdüğüyle maça hızlı giren sarı kırmızılılar metin oktay’ın ayağından bir fısatı teperler. ama sahada ‘metin olan’ gökmen özdenak çok geçmeden beklenen golü atar. sonrasında gol yağmuru bekleyen tribünler, sürpriz bir şekilde sağanak yağmura maruz kalırlar. zemin gittikçe ağırlaşırken güzel futbol ümidi de sele karışır gider. atılan paslar yerini bulmadıkça gözler hakem tansuk’a dönse de geçtiğimiz günlerde ertelenen şampiyonlar ligi maçının aksine iki takımın mücadelesi devam eder. ilk yarının sonlarına doğru göl halini alan sahada takılı kalan bir top dönüp dolaşıp galatasaray ağlarına gol olur. pele lakaplı kemal keskin’in bu golü, ‘acaba’ sorularına neden olur.
ikinci yarıda kütahyaspor’un avantajını koruyacağını düşünenler fena halde yanılırlar. kora kor bir mücadele sergilenirken galatasaray, “bugün benim günüm değil” diyen metin oktay ile karavana atmaya devam eder. ama 71. dakikada kazanılan köşe vuruşu, yerden kaleye gidemeyen sarı kırmızılılar için bir fırsat doğurur. uğur köken’in neden bobby charlton olarak anıldığını hatırlatan ortası, ördek mehmet’in kafasıyla buluşur. sonuç 2-1’dir.
hakem tansuk son düdüğü çaldığında deplasman golü kuralı ile galatasaray üst turdadır. türkiye kupası nizamnamesi’nin üçüncü maddesi gayet açıktır:
madde 3 – çift eliminasyon usulü ile deplasmanlı olarak yapılacak bu maçlarda karşılaşan iki takım arasında puvan ve averaj nazarı itibare alınacak; denklik halinde rakip sahada atılan goller çift addedilecektir…
ama tansuk’un son düdüğü aslında her şeyi başlatan düdüğe dönüşür. hakem, uzatmaların oynanmasına karar vermiştir. işin ilginci ona ne bir yönetici ne de bir futbolcu karşı çıkar. maç otuz dakika daha oynanır. o sürede neler olmaz ki! gökmen özdenak’ın ve ayhan elmastaşoğlu’nun golleri ile galatasaray, taraftarına o çok beklediği farklı galibiyeti hediye ederken kütahya ekibinden oktay erdem kırmızı kartla oyundan atılır.
maçın sona ermesi ile tüm türkiye’de bir aydınlanma gerçekleşir. akıllara gelen üçüncü madde, dillerden düşmez olur. federasyon başkanı orhan şeref apak maçın 2-1 olarak tescil edildiğini açıklar. otuz dakikalık uzatma oynanmamış kabul edilecektir hatta ona tanıklık eden kişilerin belleklerinden silinmelidir. apak, tansuk’un kulağını çekmeyi de ihmal etmez ama bir yandan da hakemini ateşe attığının farkında değildir. maçı takip eden federasyon yetkililerinin “bize yeni kurallar tamim edilmedi” diyerek maçın uzatılmasını talep ettikleri ortaya çıksa da basın ve futbolseverler tansuk’un biletini çoktan kesmişlerdir.
otorite bir kez sarsılmaya görsün tansuk yöneticilerin ve yorumcuların favori hakemi haline gelecektir. ikinci darbesini bir fenerbahçe–bursaspor maçında verdiği kararlar sonucu alır. 1976’da yönettiği bir galatasaray–altay maçında ise ölümcül hatayı yapar. kalenin üstünden dışarıya giden bir topu önce gol sayar, ardından iptal eder. ama stadyum çıkışı bavulları çoktan hazırlanmıştır. tansuk, “fıfa başkanı stanley rous bile hakem için bir maçta yüzde 40 hata normaldir demiştir” sözleriyle hakemlik mesleğine son verir.
tansuk’un kötü hakem olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu ama “1968’de oynanan kupa maçında karanlıkta kalan otorite figürleri ‘baba’yı sahneden çekmeselerdi neler olurdu?” sorusu alternatif tarih sevenleri bir süre daha meşgul edecek gibi.