dün öğlen 11-12 civarı ''bugün ne yapacağız, bir yere gidiyormuyuz'' diye eşimle konuşurken kapımız çaldı. bir arkadaşım ''bizim hasan ali'nin (fenerbahçeli hasan ali kaldırım dan bahsediyor) kız kardeşi bugün nişanlanacakmış, sende gelirmisin'' diyince o nişana gitmeye karar verdik.
1-2 saat sonra bu seferde başka bir arkadaşım size misafirliğe geliyoruz diyince nişan olayını iptal ettik. tabi daha sonra onlarda bu gelmelerini iptal ettiler.
maç saati geldiğinde oğlum denis, bizim caminin çay ocağındaki yerini almıştı. maçın başlama vuruşuyla hocanın yatsı ezanını okuması aynı anda oldu. çay ocağındakiler camiye geçerken denis, maçı tek başına televizyondan seyretmeye başladı.
ben namazdan sonra hanımın işyerinden getirdiği bisküvileri başkalarına dağıtmak için eve gittim, aldım ve bir kaç kişiye verdim. çay ocağına girdiğimde 27-28. dakikalar oynanıyordu. bir kişi de oğluma ''denis, bu maç kaç kaç bitecek?'' dedi. oğlumda ''bilmem ama 3-1 mi ne bitecek'' dedi. içlerinden bu cevaba gülerek, ''o nasıl olacak ya.. bak fener doğru düzgün oynayamıyor bile'' dedi.. denis'de ''ne bilim, 2. yarı büssürü gol olacak'' dedi..
ilk yarı 0-0 bitti. 2. yarının başlamasıyla beraber, fener'in kazandığı penaltı atışında bu seferde ben denis'le hangi köşeye atacak diye iddiaya girdim. 'sağ-üst' diyerek yarışmayı ben kazandım. denis de bana ''baba, bak görürsün, bu maçı fener 3-1 alacak'' dedi. ama ama ben gol yemeden bir galibiyet kazanılmasını çok istiyordum. daha biz bunları konuşurken kayserispor bobo ile bir gol attı. o anda odada bir tek çaycımız trabzonlu kemal abinin ''ulaaaaa, noldiiiii'' sesi duyuldu. ama daha bu golün tekrarını izlerken fener sow'la tekrar öne geçince odada bu seferde denis'in ''goooooooooolllll'' sesi yükseldi. daha bu golün tartışmaları yapılırken bu seferde mehmet topal'ın golü gelmez mi.. allaaaaaaaahh, denis ortalığı yıktı, yıktı..
- baba ben sana ne dedim. üç olacak, üç, üç.. - tamam oğlum, daha var maça. bakalım daha nolacak.. - yok baba, üç dedim mi üç olur...
tam o anda içeriye bir adam girdi. kendisi münih'ten bizim buraya akraba ziyaretine gelmiş, hem namazımı kılarım hemde maçı seyrederim diye de bizim camiye gelmiş. içeri girer girmez denis'e döndü; ''ufaklık, daha 3 gol mü var maçta, ben 5 tane olur diyordum'' dedi. o anda denis'in gözleri açıldı. belki de kendi kendine acaba olur mu demiştir ama daha televizyona döner-dönmez emenike'nin 4. golü geldiğinde denis'in ''gooooooooooollll'' bağırtısına o misafirde katıldı ama ''daha durun durun, daha 5. golde gelecek.. yani gelmesi de lazım'' sözüne bende acaba olur mu dedim..
6-7 dakika sonra caner'in muhteşem füzesiyle fener maçı 5-1 aldı.. ve unuttum yazmayı, her golden sonra oğlumla hem bir çak yapmamız, hemde çak'tan sonra birde 'bızzzzzttt' (yani sağ işaret parmağımızın birbirine değdirilmesi) hareketi yapmamızın bir faydası oldu mu bilmem ama oğlum açısından çok güzel bir gün olduğu kesindi..