ilk basımı 2000 olan ahmet çakır'ın "o bir imparator" kitabından;
ancak o günlerde imparator'un mehmet'ten çok daha büyük bir sıkıntısı vardır: hakan şükürce araları epeyce gerginleşmiştir.
çünkü hakan, chelsea maçında oyundan alınmasıyla, imparator tarafından tribünlere hedef gösterildiği inancındadır. o güne değin adaletine inandığı hocası orada haksızlık yapmış ve kendisini kurtarabilmek için hakan'ı aslanların önüne atmıştır.
gerçi imparator'un böyle bir şey yapmayacağını, her durumda sonuna kadar bütün sorumluluğu üstleneceğini hakan da bilmektedir ama yine de bunları söylemeden edemeyecektir.
"ben oyundan çıkarılmayacak bir oyuncu olduğum iddiasında değilim," diyen hakan, hocasına yönelik tepkisini şu sözlerle dile getirir:
"ancak, o sırada takımım için gerekli çabayı gösteriyordum ve çıkarılmamı gerektirecek bir durumda değildim. gücüm, kuvvetim yerindeydi, gole yakındım. ayrıca, bana yapılan hareket de açık bir penaltıydı. rakip çok belirgin biçimde çelme taktı. ancak hakem başka türlü değerlendirdi... ayrıca, zaten o dakikalarda tribünlerde aleyhimde bir dalgalanma olmuştu. hocam beni oyundan almakla, sanki başka türlü bir mesaj vermek istedi gibi geldi bana. tabii ki bütün bunlara da üzüldüm..."
hakan ayrıca, bursaspor maçı öncesinde operasyona tabi tutulan oyuncular arasında bulunmasını da kabullenemiyordu. gerçekten de okan'la birlikte sadece chelsea maçının değil, bütün karşılaşmaların en çok çalışan ve en verimli olan adamlarıydı.
hakan bu konudaki tepkisini imparator'dan da gizlememişti. o günlerde imparator'un annesinin hastalığı nedeniyle eşi beyda ile birlikte yaptığı geçmiş olsun ziyareti sırasında da bu konudaki düşüncelerini açıkça söylemişti.
"hocam, 3-0 olmuş oyunda bir hücum oyuncusunun çıkarılmasının doğruluğu yanlışlığı gibi bir konuyu tartışacak değilim. ama biliyorsunuz, zaten tribünde homurdanmalar vardı. siz normalde böyle durumlarda her futbolcunuza fazlasıyla sahip çıkarsınız, ama beni neden aslanın ağzına attınız"
imparator zaten yeteri derecede üzgün ve yorgundu. sadece hakan'ın düşündüğü gibi bir durumun olmadığını belirtmekle yetindi.
hakan'ın imparator arasındaki gerginlik bu kadarla kalmayacaktı. milli futbolcunun hafif bir sakatlığı vardı. oynayıp oynamayacağı konusunda hakan'ın durumunu kamp sırasında bizzat görmeye imparator kendisi gelmiyor ve yardımcısını gönderiyordu.
hakan'a göre, terim kendisini hertha berlin maçında oynatmak istemiyor ve bu maçı onsuz kazanıp hakan'ın sanıldığı gibi vazgeçilmez bir adam olmadığını kanıtlamayı amaçlıyordu.
bu anlamdaki yorumlarını hakan gerekli gördüğü ortamlarda yaptı. kadroya alınmadığı takdirde, uçak biletini cebinden alarak almanya'ya gidecek, oynamaya hazır olduğunu da herkese söyleyecekti... imparator da elbette ki bunlardan haberdar oldu. ancak böyle saçmalıklar yüzünden hakan gibi bir silahından vazgeçecek değildi. nitekim hertha maçında onu takıma koydu ve hakan da attığı 2 golle, sarı kırmızılı takımın uefa kupası'na kadar gidecek olan yolunu açtı. daha doğrusu, henüz tünelin ucundaki bir ışıktan bile söz etmek zordu ama istanbul'daki chelsea felaketinden sonra, berlin olimpiyat stadı'nda hertha'ya 4 gol atmak müthiş bir olaydı.