ilk basımı 2000 olan ahmet çakır'ın "o bir imparator" kitabından;
o günlerde abdullah öcalan'ın italya'ya sığınmış olması, iki ülke arasında ilişkilerin alabildiğine gerilmesine yol açmıştı. bizde buna benzer tepkilerin abartılması, sonuçta galatasaray'ı sıkıntıya sokmuştu. sokaklarda italyan bayraklarının yakılması, italya büyükelçiliği önünde yapılan ve kızılderili ayinlerine benzeyen protesto gösterileri, avrupa televizyonlarında sürekli gösteriliyordu. bu görüntüleri izleyen uefa yetkililerinin etkilenmemesi olanaksızdı.
ülkesini herkesten daha fazla sevdiği iddiasındaki bir grup kışkırtıcının yönlendirdiği kuru kalabalıkların yarattığı maskaralıklar yüzünden galatasaray, bir anda ciddi bir sorunla karşı karşıya geliverdi.
juventus, istanbul'a kendileri için can güvenliğinin bulunmadığını ileri sürerek gelmek istemediğini belirtiyor ve maçın tarafsız bir sahada oynanması gerektiğini savunuyordu.
italyan kulübünün uefa üzerindeki etkisi ve tv'lerde yansıtılan görüntülerin dehşetiyle birleştiğinde, cim bom'un işi içinden çıkılmaz hale gelmek üzere gibiydi.
karşılaşmanın bir hafta ertelenmesi gibi pek usulden olmayan gelişmeler, sarı kırmızılı takımın tadını kaçırdı. sonunda futboldan çok savaş ortamına benzeyen bir durumda maç oynandı. galatasaray gerçek gücünü gösteremedi. son dakikalarda yenilen hatalı gole suat'ın kafasıyla karşılık verilince maç 1-1 bitti. galatasaray'ın da çeyrek final umudu son maça kaldı.