yetkili makamların yapacağı tahkikatın sonucu nereye varır? kimler veya hangi makamlar, ya da hangi teşekküller sorumlu görülür? orasını bilmeyiz.
bildiğimiz, artık bir babanın, bir ananın çocuğunu kolay kolay stadyoma maç seyrine göndermeyeceğidir. evet, asıl endişemiz budur. son olay, bardağı taşıran damla olmuştur. aslında daha önce de, stadların genel görünüşü, önemli tedbirlerin alınması gerektiğini ortaya koyuyordu. fakat yüzyıllara varan «neme lâzmcılık» bu yolda tedbir alınmasını engelledi. şişeler atılıyordu tribünlerden. sadist ruhlu bâzı kendini bilmezler, bir ayağı yüzbin lira değerindeki sporcunun kafasına şişe fırlatıyor, uzak diyardan gelmiş yabancı hakemi minderle protesto ediyordu. rezaletti bu!
iş, stad dışından içeri taş atılmasına kadar varmıştı. bunlar da, bedavacılık ruhlarına işlemiş, hayatta çalışmadan geçim yolu tutanlardan başkası değildi. nihayet tempolu küfür, artık futbol oyununun değişmez bir unsuru olmuştu. ve bütün bunlara «dur!» diyecek makam da çıkmıyordu.
bilmiyoruz, ya da tahkikat seyrine tesir etmemek gayesiyle bu yolda konuşmak istemiyoruz. fazla bilet mi kesilmiştir? kapılar mı kırılmıştır?
tribünün alacağı seyirci sayısı önceden yanlış mı hesaplanmıştır? ne olursa olsun, pazar günü ali sami yen stadının hâdise yaratan tribünü, alacağından çok fazla insanla dolmuştur. bu insanların dalgalanmaları, nihayet bir yangınla panik hâlini almış ve müessif olay doğmuştur. tribünde sosis kızartan satıcı!.. bu ne kepazeliktir!.. ya yangın başladıktan sonra, hiç bir müdahalede bulunulmayışı?... ve sonra? ve sonra? vilâyetin radyoda yayınlattığı tebliğler de dışardaki halkı sükûnete sevketmek değil, aksine panik doğmasına sebep olmuştur. evet, istanbul valisi niyazi akı'nın, olaydaki yaralıları özel makam arabasıyla taşıttırdığını reklâm ederken, sırf bu tebliğleri yüzünden şehirde telâşa düşürdüğü ana, baba sayısının, arabasıyla taşıttırdığı yaralılardan çok, pek çok fazla olduğunu bilmesi gerekir. iki milyonluk bir şehrin en büyük idare âmirinin, bu gibi olaylarda daha soğukkanlı olması icabederdi.
hâsılı, bu hâdise göstermiştir ki, çocuğumuzu, hattâ kendi canımızı tehlikeye atmadan stadlara gidemeyeceğiz. çünkü küfür eden, şişe atan, kapı kıran zorbalara, kendini bilmezlere «dur!» diyecek makam yoktur. varsa çıksın görelim... son olay, meydana çıkabilmeleri için en iyi fırsattır.