2 gün iş ve 2 gün de gezmece için bulduğumuz, portekiz'e ait olan ve kuzey atlas okyanusu'nda bulunan madeira'da toplantılara katılan italyan şirketinden iki erkek kardeş katılımcı vardı. napoli’li olan francesco napoli ve abisi nino milan taraftarıydı. francesco abisinin milan’ı tutma nedeni olarak, “çünkü o deli!” diye açıklıyordu. yemekte francesco ile italyan ve türk futbolu hakkında bol bol konuştuk. gençlerbirliği’nden, napoli’den, stadyumda maç izlemekten, fenerbahçe ve beşiktaş’ın uefa tarafından men edilmesinden ve yıllar önce italya’da düzenlenen “temiz eller” operasyonu hakkında konuştuk.
muhabbetin en ilginç anlarından biri benim, “napoli’nin adını ilk kez maradona yüzünden duydum” demem üzerine francesco’nun bir süre bana baktıktan sonra kolunu gösterip, tüylerinin diken diken olduğunu belirttikten sonra heyecanla, “tüm maçları stadyumda izledim biliyor musun? inanılmazdı. inanılmaz!” demesiydi.
muhabbetin ilerleyen anlarında, hiç türkiye’ye gelip gelmediklerini sorduğumda francesco, nino ile birlikte bir kere ac milan - liverpool şampiyonlar ligi final maçı için istanbul’a geldiklerini söyledi. ben de nino’ya dönüp, o gün askerden döndüğümü ve ilk yarı 3-0 olunca yatmaya gittiğimi söyledim. nino, “biz de aynısını düşündük!” dedi. sonra da üzüntülü bir şekilde kafasını salladı. o sırada francesco bana dönüp, “maçtan sonra nino ağlıyordu!” deyip pis pis sırıtıyordu. “peki, sen naptın?” diye sorduğumda, “benim umurumda değildi. bana ne!” diye cevap verdi. güldük.
gecenin sonlarına doğru francesco’ya bu hafta sonu kimle oynayacaklarını sorduğumda gözleri parladı ve “deplasmanda milan ile” dedi. “umarım napoli kazanır. sizi destekleyeceğim” dedikten sonra, nino’ya dönüp, “hafta sonu büyük bir maçınız olduğunu öğrendim” dedim. o da, temkinli bir şekilde beni onaylar gibi kafasını salladı. pazartesi sabahı bu muhabbet aklıma geldi ve skorlara bakarken napoli’nin deplasmanda milan’ı 2-1 yendiğini görüp francesco’ya bir tebrik maili attım.