kukesi'nin evinde oynadığı sarajevo ve deplasmandaki metalurg maçlarında edindiğim izlenimlerimin sonucunda özellikle belirtmek isterim ki bazı noktalara temas eder iken öncelikle trabzonspor’un hazır olmadığı ve rakip ekibin de olağanüstü futbol oynadığı izlenimine kapılmamak gerekmekte.
trabzonspor’un avrupa arenasında bu akşam karşılaşacağı kukesi hakkında birazdan aktaracağım naçizane görüşlerimi kukesi’nin kendi evinde oynadığı fk sarejevo ve deplasmanda oynadığı metalurg müsabakalarında edindiğimi belirtmek isterim.
180 dakika sonucu edinilmiş izlenimlerin sonucunda özellikle belirtmek isterim ki bazı noktalara temas eder iken öncelikle trabzonspor’un hazır olmadığı ve rakip ekibin de olağanüstü futbol oynadığı izlenimine kapılmamak gerekmekte. kukesi sahada 4-2-3-1 formasyonu ile yer almakta ve bu formasyona da sonuna kadar bağlı kalmakta. oyun kurarlarken 2 temel prensip ile hareket ediyorlar; kalecilerinin elinde sonlanan ataklarda hızlı hücuma çıkmıyorlar ve kalecilerinin oyun setini oturtmasını bekliyorlar, kazandıkları ve/veya kalecilerine geri pas yaptıkları pozisyonlarda ise öncelikle topu karabeci ile buluşturup sonrasında alikaj ile hücumu olgunlaştırmaya çalıştırıyorlar. bu 2 prensipte öncelikle kalecilerinin kullandığı uzun toplara kısaca değinmek gerekir ise; kalecileri uzun topu genellikle kendi sağ kanatlarında bulunan progni bölgesine atıyor ama hedef burada esasında merkezde oynayan forvetleri popoviç oluyor. popoviç fiziksel üstünlüğünü kullanarak çizgiye gelen topu ortaya indirerek progni’yi kaçırmaya çalışıyor veya oyunu kuran karebeci ile buluşturuyor ve karabeci’de oyunun yönünü aniden sol tarafa çeviriyor. esasında bu anlattığım genellikle oyunu sağa yönlendirdikleri zaman ortaya çıkan hücum prensipleri olarak da göze çarpmakta. sağ tarafı fazlaca kullanmamalarının temel sebebi ise sağ bek peqini ile progni arasındaki mesafenin uzun olması. o bölgeye popoviç’i sokarak bu mesafeyi daraltmaya çalışıyorlar ama çok başarılı oldukları söylenemez. sıkıntı zeki yavru’nun savunamadığı sağ kanatta başlıyor. karabeci ve alikaj ile atakları olgunlaştırdıkları sağ kanatta hoxha sağ bek-sağ stoper tandeminin arkası/arasına atılan toplara inanılmaz hareketleniyor. karabeci ve alikaj’ın o bölgedeki pas uyumuna dikkat edilmez ise sıkıntı büyüyebilir.
defans organizasyonlarını bozmak için trabzonspor’un öncelikle oyunu sürekli kanatlara açması lazım. özellikle fk sarejevo maçında kağıt helva gibi dağılan defans hattının ana sorunu kanatlardan gelişen ve sıfıra inmeden ceza alanı içine yapılan ortalardı. o maçı kukesi ekibinin 3-2 kazanmasının mucizeler ve beceriksizlikler sayesinde olduğunu belirtelim. trabzonspor oyunu orta saha mücadelesine döker ve hücum prensiplerini göbekte kurulacak oyun olarak belirler ise oldukça zorlanır zira rakibin en kuvvetli olduğu ve en sevdiği oyun orta alanda kalabalıklaşma. özellikle adrian'ın anında atacağı ters toplar ve kanatlardan gelişecek akınlar rakibi çözecektir. sadece bir maçlığına geçen sene sıkça sağ hücumcu olarak izlediğimiz henrique’yi volkan şen yerine tercih etmek ve beşiktaş maçında dönerek yaptığı vuruş ile hazır hale gelmeye başladığı işaretini veren batuhan ile maça başlamak beklenmedik olumlu etki yaratabilir.
trabzonspor ne yapmalı?
zeki yavru’ya sağ kanatta muhakkak kademe getirmeli...
oyunu merkezde sıkıştırmadan kanatlara yaymalı...
popoviç’e atılan uzun toplarda popoviç’i markajcısı ile takip etmek yerine alan markajı uygulamalı...
oyunu geriden kurar iken kendisine sıra dışı güven duyan malota’ya baskı yapmalı ve malota’nın pas alanlarını kapamalı...
orta sahada topla ilk buluşan karabeci’nin alikaj ile olan bağlantısını kesmeli...