hiç farkı yok... sanki hep türkiye'de oynuyormuşum da, bir milli kadroya seçilmişim gibi... italya'dan geldiğimi bile unuttum desem inanın. işte etrafımda şerefler, metinler, ismail'ler, necmi'ler, ogün'ler, hep eski dostlarım, eski saha ve takım arkadaşlarım. kimi, neyi yadırgayacağım?
heyecanım da farksız... tıpkı eski milli maçlar öncesindeki hava içindeyim.
maçın ankara'da oluşunu, bir güzel tesadüfle birleştirip daha da ümitleniyorum. belçika milli maçını hatırlıyorum. 1957’nin son ayındaydı. gene 19 mayıs stadına çıkmıştık. ve 1-1 biten maçta milli takımımıza bir gol kazandırmıştım. ankara gene uğur getirir, hem bu defa galip çıkarız diye düşünmekten kendimi alamıyorum. elbette gol atmak güzel şey, ama şimdi golü, golleri atmak kadar arttırmak arzusu içindeyim. yıllar sonra bana değer vererek çağıranları mahçup etmemek için çalışacağım.
millî maçı beklerken, arkadaşlarla sık sık eski milli karşılaşmalardan konuşuyorum. attığımız golleri, iyi oynadığımız maçları zevkle anıyoruz. tabii başarısız geçenleri de... bu arada aklımdan hiç çıkmayan o bükreş maçı... romanya’ya 3-0 yenildiğimiz milli karşılaşma... sonunda kalecilik de düşmüştü bana. bir de gol yemiştim. hiç unutmam onu. fakat ne yapayım?
sahaya gol atmak vazifesiyle çıkıp da kaleye geçmem gerekince...
tunus maçı içinyaptığımız antrenman müsabakasında belki de bekleneni veremedik. galatasaraylı, beşiktaşlı arkadaşlar, ligdeki maçlarını düşünüyorlar haklı olarak. ben de yol yorgunluğunu ve yurda, hem de bir milli vazifeyle dönmenin heyecanını atamamıştım. fakat pazar günü hepsinden silkinmiş olarak, bütün gayretimizle oynayacağımıza inanıyorum.
pazar'dan sonrası ise hakikaten zor... portekiz, çekoslovakya, romanya, üçü da kolay altedilemeyecek rakipler... ama her şeye rağmen, kendi sahamızdaki maçlarda üçüne karşı da başarı elde etmemiz mümkün. onların sahalarında oynayacağımız müsabakalarda ise, işimiz çok zor... bunu düşünerek tunus maçının, ciddi bir deneme olmasına çalışacağız. yeni tanıdığım genç arkadaşların da, hakikaten büyük kıymetler olduğunu gördüm. kısacası, elbirliğiyle pazar gününe hazırlanıyoruz. birbirimize inanıyoruz, güveniyoruz da...