maçtan 1 ya da 2 gün önce bi ton boya ve muşamba alındı. benim evde toplam 11 tane pankart hazırladık. komşular evi mi boyuyorsun diye inip duruyorlardı, eh biraz kokutmuşuz apartmanı.
maç günü stada 10 gibi gidip hepsini astık. (hey gidi günler pankart asabiliyor muşuz o zamanlar)
neyse, yedik golü her zamanki gibi. maç bitecek. kapıları açtılar son 15 dakika. tribüne cübbeli takkeli sakallı, yaşça benden küçük olduğu her halinden belli bir molla gelmiş, tam önümde duruyor.
artık çaresizlikten omzuna dokunup "birader iki oku da bir gol atalım, ben anlamıyorum da o işlerden" diyecektim.
maçtan önce de tolga (doğantez) fener'le anlaştı diye haber geldi zaten. istanbul forması sana yakışmaz dedik klasik.
neyse, maç tam bitecek, tolga topu orta sahadan arka direğe kesti (gecekondu tarafındaki kale, maraton tarafındaki direk), ahmed hassan da golü attı.
öyle bir bağırmışım ki gooooool goooool diye, baktım ağlıyorum, şöyle de bir ses çıkıyor: gooooaaaöööööğğğğ
tolga tabii ki fener'e gidemedi (beşiktaş'a gitti, peki sonra ne oldu ahahha)