asılmış suratlar, kızgın lâflar arasında stadı terkederken düşündüm. üzüntülerimizde ve sevinçlerimizde başlangıç noktası olarak «batıda her takım futbolu bizden iyi oynuyor»
hakikatini kabul etsek, gene kızgın adamlar arasında mı ayrılırdım stad’tan acaba?
evet, iyi futbolcularımız var. var ama, çoğu da olmadan koparılmış gibi son senelerde milli takımımızda. olmuşların da kondisyonu yok, mevkiilerinin taktikleri hakkında bilgileri yok, sistem içinde sahaya yayılıştan haberleri yok. bütün bu yokluk içinde zaman zaman bir ismail, bir metin, bir aydın ve bilhassa bir talât deniz feneri gibi parlayıp parlayıp sönüyorlarsa, bu da onların şahsi maharet veya gayretlerinden pek tabii. bu yokluklar kolay giderilmez biliyorum. zira senelerce bu görülmüş, bu oynanmış. huy olmuş artık. ama, ilkönce batı futbolunun üstünlüğünü münakaşasız kabul edip, o yola doğru bir adım atmak gerek. lâkin, biz hâlâ ahmet yerine, mehmet oynasaydı münakaşalarına dalıp gideceğiz sanırım.