ekim devrimi’nin propagandasını yapmak için 1925 yılında sovyet hükümeti bir film çekilmesini ister. hemen, ülkenin ve avrupa’nın en eski, en büyük film stüdyosu olan mosfilm’in ve yönetmen sergei eisenstein’in kapısı çalınır. böylece ortaya, çoğu sinema duayeni için tüm zamanların en etkileyici filmlerinden biri olan “potemkin zırhlısı ” çıkar. özgün adıyla; ‘’Броненосец Потёмкин’’ (bronyenosyets potyomkin).
film, kasıtlı bir şekilde 1917 devrimi için propaganda filmi olarak çekilmiş olsa da yönetmen sergei eisenstein, bunun çok ötesine geçerek filmde kurgu yani montaj ile ilgili kuramlarının tamamını deneme fırsatı bulur. böylece ortaya sinemasal açıdan da devrimci bir film çıkar. artık sinemada kurgunun hayati bir önemi olduğu anlaşılmıştır.
zamanla devrim güçlenir. herkesin bildiği gibi batı ve abd ile soğuk savaşa girişilir. bu mücadele sahalarından biri de futboldur. dünya kupası’nda üç çeyrek final ve bir dördüncülük, avrupa şampiyonası’nda ise bir şampiyonluk ve üç ikincilik gelir. artık sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği milli takımı da batı’nın çekindiği bir takımdır.
zaman yenilikleri getirir. devrimden tam 74 yıl sonra yani 1991 yılında ülkede her şey değişir. sscb resmen dağılır. ayrılan devletlerin bir kısmı belarus, ukrayna ve rusya federasyonu’nun önderliğinde siyasi ve ekonomik bir bölgesel birlik olan bağımsız devletler topluluğu’nu kurar.
1 ocak 1992′de sovyetler birliği’nın dağılmasıyla doğal olarak sscb futbol federasyonu da dağılır. ama ortada bir sorun vardır. sovyet milli takımı, 1991′deki grup mücadelesinden başarıyla çıkmış ve 1992 avrupa futbol şampiyonası’na katılmaya hak kazanmıştır. peki, şimdi ne olacaktır!
bu sefer fıfa ve batı’nın kapısı çalınır. onlar oturur yönetmen koltuğuna. yeni bir kurgu yapılır ve 11 ocak 1992’de ‘bağımsız devletler topluluğu’ adında bir milli takım kurulur. milli marş olarak da beethoven’ın 9. senfonisi seçilir (bir yerden tanıdık geldi mi?). sovyetler birliği zamanında içinde barındırdığı sovyet cumhuriyetlerin en iyi futbolcularından kurulan takım, bu sefer de sscb’den dağılan ülkelerden kurulur. tek bir farkla; bu sefer estonya, letonya ve litvanya yeni kurulan bu milli takıma asla futbolcu göndermeyeceğini açıklar. çünkü onlar çoktan kendi milli takımlarını kurmuştur bile.
bdt milli futbol takımı’nın başına eski sscb’nin son teknik direktörü de olan anatoly byshovets getirilir. kaderin bir cilvesi olarak ilk maç abd’ye karşıdır. kurt hoca, 15 rus, 3 ukraynalı ve birer gürcü ve belaruslu futbolcuyu milli takıma davet eder. iki takım 25 ocak’ta miami’de karşı karşıya gelir. ve maçı bdt kazanır. bu maçı el salvador mücadelesi takip eder. o maçta da kazanan taraf bdt’dir (3-0). kurgu, şimdilik hem kendi seyircisini hem yeni izleyiciyi memnun etmedir. maçlar devam eder. sanki takım, kendini kabul ettirmek ve futbolda var olmak için dünya turnesine çıkmıştır. 8 mart’ta meksika ile meksiko city’de karşılaşılır. bu sefer maçı 4-0 evsahibi takım kazanır.
sıra euro 92’ye gelir. kaptanlığını ukraynalı oleksiy mykhaylychenko’nun yaptığı takım; almanya, hollanda ve iskoçya ile aynı gruptadır. ilk iki maçta almanya ve hollanda karşısında dikkat çeken iki beraberlik alınır. son maç ise 18 haziran’da iskoçya ile oynanacaktır. maç kazanılırsa bdt bir üst tura çıkacaktır. ama senaryoda mağlubiyet yazılıdır bir kere. bdt maçı 3-0 kaybeder ve grupta sonuncu olarak şampiyonadan elenir. bu aynı zamanda bir milli takımın varoluş hikayesinin de sonudur. kurgu tutmamıştır. haziran 1992’den itibaren bdt milli takımı yerini rusya milli takımı’na bırakır. diğer ülkeler de kendi ulusal milli takımlarını kurar.
tarih boyunca insanoğlu çeşitli varoluş mücadelelerine girdi. işte o dönem de; artan değişim, karmaşa ve belirsizliğin ortasında kalan insanları bir varoluş arayışına sürükledi. yeni kurguların yapılmasına neden oldu. o kurgulardan biri de bağımsız devletler topluluğu futbol milli takımı’ydı.
kim bilir, belki de tek eksiklikleri bu varoluş kurgusunu sergei eisenstein gibi bir dahinin yapmamasıydı!