hangisini anlatayım, futbolcu, taraftar, yönetici. kulübün her kademesinde çalıştığım için çok fazla anım yer alıyor. taraftar olarak o kadar çok deplasmana gittim, takımın arkasından koşturdum ki hangi birini anlatayım. ama gözümü kapattığımda ilk aklıma gelen 1989-90 sezonu sakarya’da sakaryaspor’a attığımız gol vardı. sakaryaspor’u yenersek kümede kalıyoruz, berabere kalırsak küme düşüyoruz. dakika 90 biz kale arkasındayız. juriçeviç bizim bulunduğumuz kale arkasından degaj yaptı. o dakikaya kadar küme düşeceğiz diye hüngür hüngür ağlıyordum, benim gibi de yüzlerce karşıyakalı ağlıyordu. ellerimi yüzüme kapatmış “allahım bu bir rüya olsun” diyordum. juriçeviç’in degajıyla top orta sahadaki ahmet keloğlu’na gitti. ahmet topu şişirdi, rıza kafasıyla sektirdi ve aradan recep çıkıp topu ağlara gönderdi. bu olay karşı kalede oluyordu. biz golü attık, ben sadece hakemin orta sahayı gösterdiğini gördüm. sonra kendimi sahanın içinde buldum. nasıl sahanın içine düşmüştüm hiç bilmiyorum. biz tekrar tribüne çıktık, maçtan sonra olaylar çıktı, klasik olarak taşlandık. o son dakika golü sayesinde kümede kalmıştık. o gol, ağların havalanışı inanılmaz bir şeydi. çok keyifli günlerimiz oldu.