kupa maçları tur için oynanıyor. boyu da uzun. ilk maçın sonuna değil, ikincisinin dibine bakmak lazım. dün akşamki oyundan benim anladığım şu. beşiktaş, kendinden hayli zayıf bir takımla oynadı. ikinci ayak, orada daha kolay geçecek. benim dün akşamdan çıkardıklarım bu. rakip, kendi sahasında oyunu kabul edip, sahanın her metrekaresini daralttı. bu top oynamanın kolay tarafı. zor tarafında beşiktaş vardı. beşiktaş'ın rakibe göre, çok kaliteli oyuncuları var. maribor'dan aklımda kalan tek bir oyuncu yok. tabii ki, hep beraber birbirlerinin hatalarını kapama çabası içindeler. fizik güçleri de yüksek. oraya kadar tamam söylenecek bir şeyleri yok. tamam olmayan beşiktaş bu turu kaybederse olacak. yineliyorum, rövanş daha kolay geçecek.
beşiktaş'ın sağ ve sol kanadında oynayan erkan ile serdar patlak topla oynuyor. hele serdar'ın durumuna hayret etmemek elde değil. adam 20 yaşında genç emekli olmuş. letchkov kafasının içindeki futbol doluluğuyla beşiktaş'ın çok büyük sorunlarını çözecek. kafasının dışı belki güzel değil ama içi fevkalade. rövanşa kadar fizik gücünü de çıta olarak yükseltir diye düşünüyorum. şifo'yu da çok beğendim. top oynama mantalitesini de. şifo böyle oynamalı. amakoci'nin oyuna pek eli değmedi. sonradan oyuna giren oktay'a yorum yok. daha bir müddet de olmayacak. toshack'a iki lafım var. oyunun 50. dakikalarında oyuncu değiştiriyor. bunu anlamak mümkün değil. devreden 5 dakika sonra adam mı değişir? arada alırsın, soktuğun adam da maça konsantre olur.
maçın hakemi ilk yarıda beşiktaş'ın bir penaltısını yedi. mehmet adamdan da toptan da kurtulmuştu. kurtulan adam niye düşsün? ben avrupa kupalarında beşiktaş'ın yanında olan bir tek hakeme rastlamadım. demek ki, bu da ayrı bir beceri. çünkü dünyada futbollarını ileriye götürmüş bütün ülkelerin takımlarına hakem kıyakları oluyor. netice de biraz da top istemedi. kaleye de girmedi. ama inanıyorum bu iş olacak.