amerika yorgunu g.saray, dün gece f.bahçe'yle kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı ve bu oyunun hakkı asla bu skor değildi. eğer hakan şükür ve adrian ilie, g.saray kadrosunda olsalardı f.bahçe, beşiktaş genç takımının g.saray karşısında uğradığı hezimetin çok daha büyüğüne uğrar ve sahadan ağlayarak çıkardı. şükretsinler ki, hakan şükür ve adrian ilie bu maçta oynayamayacak derecede sakattılar.
aslında g.saray kalenin dibinde inanılmaz fırsatları değerlendirebilse, sözgelimi suat kaya ve ümit davala, maçın tartışmasız süper yıldızı ergün penbe'nin ayaklarına indirdiği topları ağlarla buluşturabilseler, maç gene tarihi farka giderdi.
ancak şans da onların yanında olmadı ve böylece galatasaray resmen futbol dersi verdiği f.bahçe'yi sahadan daha fazla golle uğurlayamadı.
bu skor f.bahçe'nin kötülüğünden değil, g.saray'ın dersini almış ve ezberlemiş futbolcularının avrupai futbolla karıştırdıkları inançlarından doğdu.
bu arada skorun artmasını önleyen bir başka adam da nedense ikinci yarıda f.bahçe forması giyen hakem serdar çakır'dı. serdar çakır, g.saraylı futbolculara yapılan inanılmaz faulleri es geçerken f.bahçeliler'in artistik hareketlerine bile düdük çaldı ve bir de penaltı yarattı.
son sözüm, g.saray kalecisi volkan kilimci'ye olacak. bu çocuk mucizenin de ötesinde öyle bir gol kurtardı ki, benim onunla ilgili kuşkularımı bir anda dağıttı. umuyorum ki, volkan kilimci, şampiyonlar ligi'nde de g.saray'ın yüzünü ak çıkaracaktır.