biliyorum bir futbol yazısında (derby) kelimesini biraz garipseyeceksiniz. zira alışagittiğimiz üere bı kelime, kulaklarınıza nal sesleri
getirecek. halbuki burada bir şehrin iki takımı arasındaki maçlarına «derby» diyorlar. bütün italyada da birinci profesyonel ligde iki takımla lige katılan şehirler sadece roma, milano, torino ve genova'dır. milanonun inter - milan (derby) si de enfes bir maçtan sonra 1-1 berabere bitiverdi.
bu maç senenin en büyük maçı idi. zira maçtan evvel inter'in 38, milan’ın 37 puanı vardı. bir maç eksik oynamasına rağmen 38 puanla inter'le başabaş olan bologna olan ise meşhur dopingli maç dolayısiyle hükmen yenik sayılıp iki puan kaybetmiş, bir de ceza puanı ile 35 puana indirilmişti.
maçın renkli atmosferi
yüz bin kişilik san siro stadı tıklım tıklım doluydu. maçtan bir buçuk saat evvel stada gittiğimize ne kadar isabet ettiğimizi otomobişimiz san siro'ya iki, üç kilometre kala kaplumbağa gibi yavaş yürümeğe başlayınca anladık. dört sıralı bir otomobil nehri arasında adeta santim santim ilerliyorduk... halk da oluktan boşanırcasına stada akıyordu. (bagarin) denilen karaborsacılar bağırıyor, milan ve inter renkleriyle süslenmiş erkek ve kadınlar omuzlarında bayraklar, ellerinde koca çanlar, borular, trampetler ve kaynana zırıltıları söyleyerek birbirine takılarak neş'e içinde stada gidiyorlardı.
buradaki muhabirimiz benby ile basın tribününe bile güç yerleştik. stadın üzerinde reklâm uçakları uçuyordu. numaralı tribünler bilhassa şeref tribünü fevkalâde insanlar, kadınlarla doluydu. şeref tribününde inter'in petrol kralı reisi angelo muratti ile milan'ın tekstil kralı reisi felice riva etrafa selâmlar dağıtıyorlar, fabbri, etrafına kümelenen gazetecilere bir şeyler anlatıyor, meşhur tenis şampiyonu fausta gardini imza dağıtıyor, ünlü sinema ve televizyon komiği gino bramici ise yanındakilerini güldürüyordu.
herrera alkışlanıyor
maç başlamadan bir müddet evvel inter'in antrenörü herrra sahaya çıkarak havanın günlük güneşlik, zeminin kuru olmasına rağmen sahayı baştan aşağı kontrol etti. inter taraftarlarının muzazzam tezahüratına da teatral jestlerle selâmlar verdi biraz sonra milan antrenörü lidholm da sadece tünelin ağzına çıkıp sahayı kontrol etti. fakat ona herrera kadar numayiş yapılmadı. nihayet saat 14.55 de takımlar yan vana ve yürüyerek ortaya geldiler. hemen seremoni yapıldı ve tam saat 15 de maç başladı. taraftarın maçın başlamasıyla takımlarını tesçi edişleri anlatılmaz bir heyecan içindeydi. kulakları sağır edecek coşkun tezahürat kesintisiz devam etti.
maçın başında inter temkinli, milan ise daha ataktı. fakat on dakika sonra oyun tamamiyle denk teşebbüslerle süslenmeğe başladı. öyle ki topu ayağına geçiren takım % 90 rakip onsekizine kadar topu kaptırmadan iniyordu. fakat müdafaada her iki takım da şayânı hayret derecede çabuk ve güzel kapandığından akınlar netice vermiyordu. iki kaleci ise mütereddit ve güvensiz günlerinde idiler. ilk devre mazolla, yair ve corso'nun şütleri milân direklerini yalarken amarildo’nun nefis kafa şutu, mora'nın volesi talihsizlikle inter filelerine kavuşamıyordu.
altafini’nin kız çocuğu
maçtan iki gün evvel altafini'nin bir kız çocuğu olmuştu. iki sene evvel yine bir inter maçından evvel yine bir kız cocuğu dünyaya gelen altafini 5-3 biten maçın 4 golünü atmıştı. işte bu uğura inanan altafini bu maçtan evvel de «kız cocuğum oldu muhakkak gol atacağım» diye beyanatlar vermişti. nitekim nefis bir gol attı. bu golün santra vuruşu ile hücuma geçen inter de corso'nun üç futbolcuyu çalımlayıp çektiği şütle beraberliğe ulaşıverdi. bundan sonra inter beraberliğe razı oynadı. bu şahâne temsilin temsilin şahâne aktörlerini sıralayabiliriz. rivera, mazolla, faketti, picchi, maldini, lodetti, yair amarildo. onları seyir için maç bitmesin diye dua ettim durdum.
oyun tarzları
her iki takım da birer (libero) ile yâni birer serbest santrforla oynuyorlardı. bir daha ve iyice anladım ki (4-2-4) sistemin (ameliyle) edilmiş bu şekli bizde zanneddiğim gibi katiyen defansif bir şekil değildir.
interde 6 numara ile picchi, (libero) oynuyor. tagnini ile suarez orta sahayı kontrol ediyorlar. gargici 5 numarasıyla altafiniyi kontrol ediyordu. milan'da ise taktik icabı 5 numarayla maldini (libero) oynuyor. 2 numarasıyla david, petroniyi kontrol ediyor. pelagalli 6 numarasıyla sağ bek oynuyor. orta sahayı lodetti ve trappattoni dolduruyorlardı. ilerde kalan dördüncü forvetin ise yeri yurdu belli değildir.