2003-04 sezonu uefa kupası 1. turu: blackburn rovers mehmet ali çetinkaya 01/04/2013 mehmetalicetinkaya.com
(...)
rövanş maçı ve uçan balina’nın sahneye çıkışı
15 ekim 2003’deki ikinci maç için ankara’dan ingiltere’ye giden takımımızı ve taraftarlarımızı, blackburn rovers kulübü ve taraftarları çok iyi bir şekilde karşılayarak ankara’daki dostluğu pekiştirmişlerdi. hatta, ewood park’ta antrenman yapan kırmızı-siyahlı futbolcuları, kocaman bir gençlerbirliği arması üstünde “welcome to our visitors from turkey” altında ise “türkiye’den gelen misafirlerimize hoş geldiniz” yazan bir skorboardla karşılamışlardı.
maç günü, taraftar arasında ankara’da oynanan maçın rövanşı yapılmış ve blackburn’lüler “biz de evimizde güçlüyüz” dercesine maçı 5-3 kazanmışlardı.
maçtan önce ewood park’da taraftarlarımızı güzel bir sürpriz bekliyordu. blackburn rovers kulübü taraftarlarımıza “dostluk plaketi” veriyorlardı! tabi biz bunların çoğunu günler sonra bizimkilerden öğrenecektik. çünkü maçı show tv yayınlamış ama canlı yayında verilen plaket törenini 1-2 saniye gösterip reklama gitmiş ve hakkında hiçbir açıklamada bulunmamıştı.
o sırada ben ise, 3-1’e rağmen hem rakibin futbolcu kalitesi hem de deplasmanda oynayacak olmamızın verdiği umutsuzlukla televizyonun başında maçı takip etmeye başlamıştım. ilk dakikalardan itibaren umutsuzluğum iyice artmaya başlamıştı. çünkü, blackburn’lüler son 1,5 sezondur (yenildiğimiz takımlar dahil) hiçbir takımın kuramadığı inanılmaz bir baskıyı üzerimizde kurmuş ve adeta takımımızı sahasına hapsetmiş, sağlı sollu geliyordu. inanılmaz pozisyonlar veriyorduk. ama şükür! ya rakip futbolcular pozisyonu harcıyor, ya direk yardıma koşuyor, ya da damir botonjic kalesinde devleşerek gole izni vermiyordu. ilk yarı bittiğinde skorun hala 0-0 olmasına şaşıyordum. hala 1 gollük averajımız vardı ama sergilenen oyuna bakarak golü yediğimiz an düşeceğimizin de farkındaydım.
ikinci yarı başlar başlamaz ilk yarıya benzer bir baskı yemeye başladık. ha yedik, ha yiyeceğiz diye dert yanarken, 64’de beklenen gol geldi. sağdan gelen ortaya jansen vurdu, ama (artık nasıl ballıysak alıştığımız üzere doğrudan gol olmadı) savunmadan döndü. jansen ikinci kez vurdu ve skor 1-0 oldu. golden sonra televizyon başında gardım düşmüştü. dakikaya baktım, daha 26 dakika vardı. yani tura elveda demenin vakti gelmişti…
ama tıpkı ankara’da olduğu gibi, golden hemen sonra karşılık verdik. bu sefer gole adlarını yazdıran adamlar skoko ve mustafa özkan idi. bu beklenmedik gol bir anda yerimden fırlamamama sebep oluyordu! 2 dakika önce attıkları golden sonra muhtemelen “artık şansızlığımızı kırdık” diyen blackburn’lüler bizim golden sonra adeta yıkılmışlardı. maçın son 24 dakikasında başka gol olmadı ve 1-1’lik skorla tur atlayarak yolumuza devam ediyorduk…