ilk basımı 2009 yılında olan mehmet yılmaz'ın "samsunspor: kırmızı beyaz siyah" kitabından;
muhammet teoman taş'ın "samsunspor'u tutmak" başlıklı yazısından;
deplasman denince jovanovski teknik direktörlüğünde başladığımız 2002-2003 sezonunun başlarında, 1-1 sona eren diyarbakır deplasman maçımızı anlatmak isterim. çünkü o maçta tribündeki yüze yakın samsunsporludan biriydim.
diyarbakır bilindiği gibi pek fazla takımın taraftarının gitmediği bir deplasman. 2002 yazıydı, ben o tarihlerde istanbul'da stajyer avukat idim. bazı haciz işlerini denk getirip o tarihlerde diyarbakır'a gittim; tabii aklımda maçı izleme planları vardı. gündüz işimi hallettim, akşam da statta olacaktım. taraftarımızın gelmeyeceğini düşünerek maçı ev sahibi takım seyircisinin içinde hiç sesimi çıkarmadan izlemeyi planlıyordum.
stada yaklaştım, polislere yine de bir umutla samsunlu olduğumu ve taraftarımızın gelip gelmediğini sordum. "evet, geldiler" cevabını aldığımda gerçekten çok mutlu olmuştum. biletimi alıp diyarbakırlılarla birlikte kale arkasına girdim. sonra köşedeki kırmızı-beyaz pankartın arkasındaki formalı taraftarımızın yanma gittim. orada oturan asker, polis, öğretmen samsunsporlular ve samsun'dan gelen bir otobüs çılgın taraftarlarımızla birlikte yüze yakın kişiydik. hatta ısınmak için takım sahaya çıktığında "samsun, samsun!" diye bağırdığımızda, futbolcular bile şaşırmıştı.
maçın ilk dakikasında bir penaltı golüyle öne geçtiler. biz tezahüratı hiç kesmeden devam ettiriyorduk. diyarbakırlılar ise pek organize tezahürat yapamasalar da oldukça hırçın ve öfkeli bir profil çizerek sahadaki futbolu etkiliyorlardı. bizim tezahüratlara da pek bozulmuyorlardı. ama 56. dakika civarında serkan aykut ile beraberlik golünü bulduğumuzda bir anda ortam gerildi. biz tahrik etmeden takımımız lehine bağırıyorsak da ev sahibi taraftar adeta çılgına döndü. polisler bizler e hiç bağırmamamızı öğütledi. bir süre dedikleri gibi yaptık. buna rağmen üzerimize taş vb. maddeler yağıyor, bazıları polis engelini aşıp üzerimize saldırmaya çalışıyor, birkaç tanesi tellere tırmanmaya uğraşıyordu. neyse ki polis bu olayları önledi. maç 1-1 sona erdi.
bizler maçın sonlarına doğru yine samsunspor lehine tezahüratımızı yaptık, stattan diyarbakır'da yaşayan adeta o kent ten birisi gibi olmuş samsunlu bir abimizle çıktım; sağ olsun beni dolmuşa kadar bindirdi.,
dolmuşla samsunspor'un bulunduğu otele gittim. gece de orada kaldım; başkanımız ismail uyanık, hiç tanımadığı benimle ve yine diyarbakır'da oturan ve otele ziyarete gelen taraftarlarımızla yakinen ilgilenmişti. başkanımız, teknik direktör ve diğer idarecilerle çay içip maçın kritiğini yaptığımız, hatta eski günlerden bahsedilen güzel bir sohbet olmuştu.
samsunspor'un birçok deplasman maçında tribünde oldum. fakat diyarbakır maçı acısı tatlısıyla unutamadığım ve işin açıkçası en çok tedirgin olduğum deplasman maçıydı.