çıt çıt çetin tribünde “çıt çıt” lakabıyla bilinen çetin, 70′li yıllarda galatasaray tribünlerinin tanınan ve sevilen simalarının başında gelmektedir. her istanbul ve deplasman maçında çetin yeni açık tribünde amigo orhan’ın yanında görülürdü. ufak tefek boyuna rağmen tribüne sözünü geçirip hakim olabilen biri olduğu söylenir.
çıt çıt çetin’den 99′da ki depremden bu yana haber alınamıyor. sadece haber alınamıyor, hayatta olup olmadığına dair bir bilgi yok ve ulaşılamıyor. çetin’in arkadaşlarından erol özsu, çetin’le ilgili bir anısını şöyle anlatıyor;
“o yıllarda tribünün dışında bir de sokak amigoluğu vardı. inönü’de ki maç çıkışlarında insanlar toplu halde taksim’e doğru yürümeye başlardı. bu sırada kalabalığı yönlendirip tezahürat yaptıran sokak amigoları olurdu. 1-0′lık sparta trnava maçının rövanşıydı. maç ergün acuner’in golüyle 1-0 bitmiş, kura atışı sonrası bir üst tura geçen galatasaray olmuştu. maç çıkışı insan trafiğinin içinde ben de vardım(26 kasım 1969) teknik universite’nin önüne gelmiştim ki bir adamın orada bulunan otobüs durağının tepesine çıkmış, insanları yere çöktürdüğünü gördüm. universitenin gerisinden , askeri hastanenin üstüne kadar olan koca alanda herkes bu adamın el hareketleriyle yere çömelmişti. ‘bir baba hindiii” diye ayağa kalktığında binlerce kişi ‘heey allah’ diye gümüşsuyunu inletirdi. bu sokak amigosu tabi ki çetin’di.”
kapalının eski amigolarından zekai ağabey çetin’i şöyle anlatıyor ;
“çetin gibi enteresan bir adamı ben hayatımda görmedim. kafası iyi olduğu zaman gol atmışsak ve golü gökmen atmışsa kendini açığın üstünden alt kata atardı. biz gol olduğunda birbirimize sarılarak ve zıplayarak sevinirdik. sonra etrafımıza bakar çıt çıt’ı göremezdik. bir süre sonra kafa göz dağılmış bir şekilde çetin yukarı gelirdi. ben onun gibi adam görmedim”