kocaelispor karşısında ilk yarı ile ikinci yarı arasında öyle bir trabzonspor vardı ki şaşırmamak elde değil.
ilk yarıda kimliksiz, kişiliksiz, risk almaktan korkan bir trabzonspor. okan, rada, recep ve dilaver 'den oluşan savunma bloku çakılı. alan savunması yaparak rakibini onsekizin önünde karşılıyor. oyuna katılmıyor. savunması oyuna katılmayan takımın başarılı olduğu nerede görülmüş... orta saha blokunun sağ tarafında mehmet zengin üçüncü sınıf bir futbolcu. sahada gezinip duruyor. sol tarafındaki abdullah çizgiyi kullanmakla oyun kurmak arasında bocalıyor. her iki durumda da yetersiz. ogün, ''ben oyun kurucu olarak oynayamam'' diye haykırıyor. gordon da önceki teknik direktörler gibi bu oyuncunun sesine kulak vermiyor. attığı paslar yerini bulmuyor. dripling yaparken karşıtına tosluyor. liberodayken alıştığı rahatlıktan olacak topu ayağından erken çıkaramadığından kaptırıyor.
hüseyin'e şans vermiyor
kendinden emin oynayan bir tek hüseyin var. rakibine zamanında basıyor. kazandığı topu tek pas olarak kullanıyor. takımının hücum temposuna hız kazandırıyor. gordon milne ise bu zamana kadar hüseyin 'e şans vermediği gibi, kocaeli karşısında da ikinci yarıda oyundan alıyor.
hücum blokunda ise yalnızları oynayan orhan ve vugrineç . şampiyonluğa oynayan trabzonspor'un gol umudu sadece bu iki futbolcu. onlar da kocaeli savunması arasında eriyip gitti. golden sonra bordo mavililerin açılmasını bekleyenler yanıldı. zaten bu oyun anlayışı ve bu sistemle karadeniz ekibinin yapacağı bir şey yoktu. trabzonspor, ilk yarıyı bir gol pozisyonuyla tamamladı.
ikinci yarıya bordo mavili ekip, campbell - mehmet zengin, recep - seyit cem değişikliğiyle başladı. orhan, sol kulvara çekildi. seyit cem, sağ kulvara yerleştirildi. abdullah orta sahada ogün'ün yanına oyun kurucu olarak sürüldü. çift santrafor campbell, vugrinec. geri üçlüde dilaver, rada ve okan.
trabzon risk aldı
dört dört ikiden üç beş ikiye geçiş trabzonspor'u hareketlendirdi. orta saha üstünlüğünü ele geçirmenin yanı sıra, bordo mavili futbolcuların risk alması ikinci yarıdaki üstünlüğün başlıca nedeniydi. ayrıca güvenç kurtar 'ın da karadeniz ekibinin taktik kurgusuna gerekli önlemi alamaması, hamle üstünlüğünü bordo mavili takıma verdi. şayet trabzonspor oyuna bu anlayış ile başlamış olsaydı sonuç çok değişik olurdu.
beraberlik golünden sonra gordon yine savunmada güvenliği düşündü. o ana kadar maçın en iyi oyuncusu hüseyin'i dışarı alarak oyuna nedense feti 'yi soktu. seyit cem ve orhan'ın arkasında meydana gelen büyük boşlukları, bu futbolcu ile doldurmayı düşündü, oysa asıl sorun, ön libero hüseyin değil trabzonsporlu futbolcuların savunmayı unutarak sadece hücumu düşünmeleriydi. öyle anlar oldu ki topu alan driplingle orta sahayı geçti rakip savunmanın önünüden milosevski 'ye şut çekti, milosevski bu pozisyonlarda başarılıydı. bu durumda trabzonspor'un savunma orta saha ve hücum bloklarının birbirine yakınlaşması gerekirdi. bunun adınada futbolda takım savunması denir.
en gerideki okan'la en ilerideki campbell arasındaki mesafe elli metreye kadar çıkınca, bloklar arasındaki boşluklarda kocaeliesporlu oyuncular adeta cirit oynadı. biraz akıllıca hareket edebilseler, ikinci golü bulmaları içten bile değildi.
sonuçta trabzonspor, henüz oturmayan kadrosna milne'nin taktik yanlışları da eklenince körfez'de iki puan daha yitirerek şaşırtmaya devam etti.