ilk basımı 1996 olan simon kuper'in "futbol asla sadece futbol değildir" kitabından;
ertesi sabah profesör zelentsov, görüşmek için çok istekliydi, çünkü artık komünizm çöktüğüne göre, belki fikirlerini batı kulüplerine satması mümkün olabilirdi. bunu şöyle ifade etmişti: "yöntemlerimi başkalarına da vermek isterim, ama sadece saygın alıcılar bulursam."
zelentsova göre teorisinin en büyük sorunu, futbolun oyunculara bağlı bir spor oluşuydu. "bir fikir vardır, bir de bu fikri uygulayan kişiler." bu yüzden de en iyi oyuncuları belirlemeye yarayacak bilimsel bir yöntem geliştirmişti. bana, bir bilgisayar oyunu oynadığını zannettiğim yardımcısını gösterdi. zelentsov, "bir oyuncunun kapasitesini belirlemek için kullanılabilecek çok çeşitli yöntemler vardır", dedi. "kan tahlili yapabilir, nasıl sıçradığını, nasıl koştuğunu sınayabilirsin. ben temasa gerek olmayan yöntemleri tercih ederim. böylece hem aids'e yakalanma riski olmaz, hem de oyuncuya, onu çok fazla yoracak şeyler yaptırmamış oluruz. testleri yapmak için de birçok yöntem var, ama benim tercihim bilgisayar. oyuncu açısından da bilgisayarla çalışmak ilginç oluyor." futbolcuların yeteneklerini ölçmek ıçm bilgisayar oyunları geliştirmişti.
"1988 avrupa şampiyonası'na katılan sovyet takımına oyuncu seçmek için bu testleri kullandığınız doğru mu?" diye sordum. bunu zelentsov'un damadı söylemişti. zelentsov, "40 aday vardı ve bu testleri uygulayarak ilk 20yı seçtik", dedi. seçtiği takım bütün dünya basınının aklını karıştırmış, ama sscb o şampiyonada final oynamıştı. bu testler çok sık kullanılıyordu. dinamo ne zaman bir oyuncuyu transfer etmek istese, ona önce bu testleri uyguluyor, daha sonra da bütün takım düzenli aralıklarla aynı testlerden geçiyordu.
bilgisayarın başındaki yardımcısı ilk testi tamamladı. ekranda, yukardan aşağıya doğru bir çizgi belirdi, beliren bir nokta ekranın solundan sağına doğru hareket etti ve yardımcısı, nokta tam çizginin üstüne gelir gelmez bir tuşa basmaya çalıştı. zelentsov bunun, reaksiyon, sinir ve denge testi olduğunu söyledi. yardımcısı, her birinin hızı farklı olan ve sonuçta kişiye bir skor veren 10 ayrı noktayı yerleştirmeye çalıştı.
sıra bana gelmişti. acaba dinamo'da futbol oynamak için uygun biri miydim? ilk denememde 0,34 puan aldım, ikincisindese 0.42. zelentsov dinamolu oyuncuların normalde 0,50 ile 0,60 arasında bir skor tutturduklarını söyledi, ama 0,80'e kadar çıkanlar da oluyormuş. bir oyuncu eğer formdaysa ya da o gün kendini iyi hissediyorsa (zelentsov ruhsal durumundan söz ediyordu) , diğer zamanlara göre çok daha iyi bir skor elde edebiliyordu.
düşük skorlarımı savunmak için, epeydir egzersiz yapmadığımı söylemek istedim. noktayı yanlış bir yerde durdurduğum zaman sinirleniyor ve tuşlara birkaç kez basıyordum. o zaman da bir sonraki nokta hedefin çok ötesinde kalıyordu. şurası bir gerçek ki, bu testin ölçtüğü niteliklerden biri de sinir sağlamlığıydı zelentsov, elde ettiğim sonuçlara üzülmüş gibiydi.
bundan sonra uygulayacağım, dayanıklılığı ölçen bir yazma testinde çok daha başarılı olmaya kesin kararlıydım. hızımı belirlemek için herhangi bir tuşa birkaç saniye boyunca olabildiğince sık aralıklarla basmak zorundaydım. ondan sonraki 40 saniye içinde de aynı tuşa elimden geldiğince fazla sayıda basmam gerekiyordu. burada amaç, 40 saniye boyunca, daha önce elde ettiğim maksimum hız düzeyini koruyabilmemdi, ama manın (hatta isterseniz deneyin) bir tuşa arka arkaya sürekli basmak çok uzun bir zaman alıyor. bu sefer testi bozduğumdan emindim. maksimum hızımı belirlemeye çalışırken, zelentsov parmağımı tuştan kaldırmamamı söyledi, çünkü bu, zaman kaybına yol açıyordu. o andan itibaren parmağımı tuşun üstünde tuttum ve daha iyi bir skor elde ettim. böylece 40 saniye süresince hızım, maksimum hızımın altına hemen hemen hiç düşmedi sayılır. bana kalırsa zelentsov bu tür sorunları gayet iyi biliyordu, çünkü aksi olsaydı, 1988'deki o takıma çok garip isimler girebilirdi pekâlâ. belki bu sırada insan zekâsını da ölçüyordu. eğer testlere yanlış açıdan bakarsanız, başarısız oluyordunuz. dayanıklılık, kaslarımın çalışması, hıza ulaşma becerisi ve yorgunluğa direnç dallarında oldukça iyi sonuçlar elde ettim.
sonra sıra hafıza testine geldi. ekran dokuz eşit kareye bölünmüştü ve her karede 100'den küçük bir rakam belirip birkaç saniye kaldıktan sonra kayboldular. her kareye, o karede beliren rakamı yazmak zorundaydım. zelentsov'a göre bu test futbolcunun, takım arkadaşlarıyla rakip oyuncuların sahadaki yerlerini hatırlama yeteneğini ölçüyordu. (belki de şarlatanın tekiydi - tam olarak emin değilim.) üç ekranda oynadım ve bütün rakamları doğru yazarak yüzde 97 gibi bir skor, elde ettim. bu çok doğaldı, çünkü akademik çalışmalar için gereken hafıza gücü de buna eşit sayılırdı, isimlen, tarihleri, daha birçok şeyi hatırlamak zorundaydım ve üniversiteden daha yeni mezun olmuştum. bu test osvaldo ardiles, glenn hoddle, ray wilkins graeme souness ve amerikan futbolundaki oyun kurucular gibi iyi pas atan oyuncuların, neden diğerlerine göre daha entelektüel olduklarını da açıklıyordu bir anlamda.
bir sonraki test çok basitti. ekran bir anda beyazlaşıyordu ve ben bunu görünce, olabildiğince çabuk klavyeye basmak zorundaydım: reaksiyon testi. bana gereken ortalama süre 220 milisaniyeydi ve zelentsov büyük bir sevinçle bu skorun, sezon başında bir dinamo oyuncusundan beklenen skor olduğunu söyledi, inanın bana, hayatımda bu kadar gururlandığımı hiç anımsamıyorum.
en son test benim için olanaksızdı. ekranda beliren bir nokta, bir labirent içindeki karmaşık bir yolu izliyordu ve ben bir 'joystick' kullanarak aynı yolu yeniden çizmek zorundaydım. ama noktanın yolunu hiç anımsamıyordum. labirent çok dar ve dolambaçlıydı. sürekli olarak hareket halinde olduğu için de, yolu çizmeye çalışırken hep duvarlara tosluyordum. bu, doğal olarak bir koordinasyon ve hafıza testiydi. böylece profesyonel futbolcuların ne denli olağanüstü insanlar olduklarını anladım. yıllarca çalışsam bile o labirenti doğru takip etmeme olanak yoktu.
zelentsov bu skorlara bakarak antrenöre, bir oyuncunun hangi yönleri üzerinde daha fazla durması gerektiğini söyleyebiliyordu. "bu testlerin, futbol için gereken becerileri ölçtüğünü anladım", dedim, "ama herhalde test edilemeyecek bazı yetenekler de vardır". bana hak verdi: "örneğin hız, futbolcunun koşma tekniğine de bağlıdır. bunu başka bir yerde ölçebiliriz." "peki", dedim, "ya zavarov ve belanov bu testlerde kötü skorlar yapsalardı ne olurdu? onlar en iyi oyuncularınızdı ve onları seçmek zorundaydınız". zelentsov yanıtladı: "zavarov ve belanov en formsuz oldukları dönemde bile diğerlerinden daha yüksek sonuçlar alıyorlardı."