ilk basımı 2003 yılında olan tanıl bora'nın "ankara rüzgarı: gençlerbirliği tarihi" isimli kitabından;
11 nisan 2001'de kayseri'de oynanan kupa finaline, ankara'dan kulübün kiraladığı belediye otobüsleriyle ve kendi imkânlarıyla bini aşkın gençlerbirliği taraftarı gitti. üstü açık kale arkasında yağmurdan sırılsıklam vaziyette takımlarını hiç susmadan destekleyen taraftarlar, o günü hiç unutmayacaklardır.
final maçında gençlerbirliği'nin kadrosu şöyleydi: patrick - tolga, beyhan, ismail güldüren - m'bayo (serkan), ferdi, thomas, phiri (mustafa), mehmet (ismail doğan) - ümit karan, kona. maça kötü girildi. 6. dakikada johnson'un kafa golüyle 1-0 mağlup duruma düşüldü, hemen arkasından iki net pozisyonu patrick kanatlanarak engelledi. derken, 13. dakikada ilk organize atakta, soldan akan mehmet şimşek'in ortasını ön direkte "tipleyen" m'bayo'nun beraberlik golü çevirdi maçı. ilk yarının son yarım saatini gençlerbirliği domine etti. ve ikinci yarının onuncu dakikasında, kona'nın sağdan ortası fenerbahçe defansından aşınca arka direkte topu kontrol eden ümit karan kaleci rüştü'nün altından yuvarladı: 2-1! ama gençlerbirliği, fenerbahçe'nin yüklenişi karşısında oyunu kontrol edemedi ve 67. dakikada anderson'un golüyle maç 2-2'ye geldi. gerisi, yarı final maçındaki gibiydi. iki takım da bir hamle yapmadan, yapamadan geçirdiler kalan vakti ve uzatmaları. penaltılar yaklaşırken, gençlerbirliği'nde, "sorular bildiği yerden gelen" bir öğrencinin güveni vardı sanki... taraftarlar artık sadece "kupa bizim olacak!" diye bağırıyorlardı...
kona, thomas, ismail güldüren, yine tereddütsüz attılar penaltıları. maçtaki kritik kurtarışlarıyla takımın direncini yükselten patrick nijs, önce ogün'ün köşeye giden sert penaltısını yaylanarak kurtardı, sonra da serhat'ın zayıf vuruşunu... ertesi günkü gazetelerde adı, "kayseri patriği" olacaktı! gençlerbirliği'nin dördüncü penaltısına sıra gelmişti ve bunun gol olması halinde beşinci penaltıya gerek olmayacaktı. tıpkı yarı finaldeki gibi. ve tıpkı yarı finaldeki gibi yine tolga geldi topun başına. bu kez "fantezisiz", dümdüz, sert bir şutla ilan etti: gençlerbirliği şampiyon! kupa-bizim-ol-muştu...!
bu kupa, 14 sene önce, 1986/87'de kazanılan türkiye kupası'ndan daha "ağır" bir kupaydı sanki... 1986/87'de gençlerbirliği biraz "aradan" sıyrılmıştı; görece kolay rakiplerle oynamış, büyüklerden" sadece trabzonspor'u elemişti. bu seferki kupa ise hem beşiktaş hem fenerbahçe safdışı bırakılarak kazanılmıştı. üstelik, futbolun endüstrileşme düzeyinin, takımlar arasındaki dengesizliğin çok daha fazla arttığı bir zamanda... 2000/2001 kupası, gençlerbirliği'nin yüksek hedeflere yönelmesinin bir işaret fişeği sayılmalıydı...