ilk basımı 2002 olan "dünya kupası" kitabında ümit hassan'ın "brezilya ve ötekiler" başlıklı yazısından;
1949'da, 1950'ye hazırlık olsun diye güney amerika şampiyonası düzenlenir. paraguay'ı yenen brezilya şampiyon olmuştur. ademir ve jair pinto'nun başı çektiği gol sağanağında brezilya 8 maçta 48 gol atar (kırk sekiz!). 1950'ye çantada keklik gözüyle bakılmaktadır. (bu arada, suriye'yi 7-0 yenen türkiye, "masraf olur" gerekçesiyle kupadan çekilir.)
brezilya'nın gol sağanağı dünya kupası'nda da durmaz. finallere kadar tam 21 gol atar, hem de eleme maçlarına evsahibi olarak katılmadığı hâlde. grup maçında, brezilya-yugoslav'ya (2-0) maçına çıkılırken stada gelen vali eduardo'nun "benden stad istediniz işte stad, ben sözümde durdum hadi şimdi sıra sizde" mealindeki nutkundan sonra nutku tutulan seyirciler, ademir'in golünden sonra açılırlar ve stadda beş dakika tabanca ve tüfekler patlar. (hakikaten!)
finaller, "son tur" olarak düzenlenmiştir: uruguay, brezilya, isveç ve ispanya arasındaki maçlar şampiyonu belirleyecektir. brezilya, isveç'e tam 'yedi' çeker: 7-1. ademir menezes dörtlemiştir. bu maçı zamanın en ünlü hakemi ingiliz ellis yönetmiştir. (maçtan sonra çıkan arbede ciddî boyutlarda cereyan eder, 1 kişi ölür 200 kişi yaralanır.) ispanya'ya ise 'altı' çeker brezilya: 6-1. final grubunun diğer takımı uruguay, brezilya'nın altı attığı ispanya ile zor-belâ 2-2 berabere kalmış; aynı uruguay, brezilya'nın yedi attığı isveç'ten bir 85. dakika golü ile sıyrılmıştır ve son maçını brezilya ile oynayacaktır.
yukarıda kaydettiğimiz üzere, son maç, teknik anlamda bir final maçı değil, kupanın son turunun son maçıdır.
bütün brezilya dünya şampiyonluğunu haftalar ve aylar öncesinden kutlamaktadır. hele, 13 temmuz'da ispanya'ya altı çektikten sonra takım, 16 temmuz maçı öncesinde zerrece şüphe kalmamıştır.
brezilya'nın golü, tuhaf, 48. dakikada gelir. ne gam. ne var ki, bir acâib hâl olur ve uruguay onüç dakikaya iki gol sığdırır. tarih kitapları nefis oynadığını uruguay'ın şerh düşerler.
maracana'da onbinler ricat bile edemez, tribünlerde donar kalırlar. hangi "onbin"ler? tam yüz doksan dokuz bin seyirciden herhalde 195.000 kadarı. önce 160.000 kişilik olarak planlanan stadyum, takviyelerle herhalde 199.000 kişiliğe dönüştürülmüştür. bilindiği üzre, sonra 225.000 kişilik hâle getirilecektir.
madem ki, brezilya'yı türk ikliminin hissiyatı ile anmaktayız, şu önemli sosyal tarih kaydını da vala somali'nin teknik, taktik, yönleriyle futbol ve tarihi'nden (istanbul, inkılap kitabevi, 1989) nakletmeliyiz:
"1950 dünya kupası brezilya'da düzenlendi. brezilya bu kupaya büyük önem verirken, hükümet, bütçede tahminlerin çok üstünde bir para ayırdı. bu arada rio'ya 160 bin kişilik bir stad da yapıldı. (bugün 225.000 kişiliktir.) 1937 yılında brezilya'ya giden modalı mühendis salih, bu stadın yapımında görev aldı ve drenaj işlerini başarıyla yönetti. modalı salih, daha sonra venezuela'daki caracas stadı'nı da yaptı."