hollanda turnuva boyunca aldığı başarılı sonuçlardan ötürü kağıt üstünde favoriydi. ama batı almanya son avrupa şampiyonuydu ve helmut schön gibi bir ustanın elindeydi.
breitner : “hollandalılar havaya girmişti”
hollanda turnuvanın en başarılı takımıydı ve futbolcuları da kendilerine gerçekten çok güveniyorlardı. alman savunmasının bel kemiği breitner, “hollandalılar maçtan 1 saat evvel, şampiyonluğu kutlar gibiydiler” diyecek, kaleci maier de, bu andan sonra “ amsterdam laleleri’ni yeneceğimize yürekten inanmaya başlamıştık” diye ekleyecekti.
hollanda ilk 80 saniye top göstermedi ve öne geçti
maç öncesi alman taraftarlar, “biz bonhof’u tanıyoruz, cruyff da kim?” diye pankartlar açarak, hollandalılara gözdağı veriyorlardı. ama ingiliz hakem jack taylor’un çaldığı düdükle başlayan maça hollanda çok hızlı girdi. topun hakimiyetini sağlayan hollandalılar, tek bir alman futbolcusunun değmesine izin vermeden topu kendi aralarında tam 15 kez dolaştırdılar ve almanlar’ı paniğe uğrattılar. 80. saniyede orta sahada “sarı fare” cruyff topu aldı ve markajcısı berti vogts’u geçerek süratle alman ceza sahasına girerken, alman hoeness yetişti ve cruyff’u çelmeleyerek durdurabildi.
beckenbauer: “ingilizsin.tabiki..” jack taylor : “apaçık penaltıydı ”
ingiliz hakem jack taylor tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi ve final maçında penaltı çalan ilk hakem oldu. atışı kullanan neeskens, ortaya sert ve düzgün vurdu, sağ köşesine yatan sepp maier’i mağlup etti ve portakalları 1-0 öne geçirdi. franz beckenbauer, hakem taylor’a itiraz ederken, “tabiî ki vereceksin. sen ingilizsin” diyordu. ingiliz hakem jack taylor da bu penaltı için, “apaçık penaltıydı” demişti.
breitner : “felce uğramıştık ama bunu farketmediler”
batı almanya şaşkındı. daha 1.dakikada golü yemişlerdi ve bir süre panikleyip, bocalayacaklardı. cruyff’u durdurmakta zorlanan vogts, sarı kart görmüştü ve ilerde gerd müller, rijsbergen’in kıskacından kurtulamıyordu. kaleci maier bu durumu şöyle özetliyordu: “gerçekten turnuvanın en iyi takımıydılar. bizden de iyiydiler. ama kibirliydiler. ilk golü atıp öne geçince rahatça 2’ye, 3’e ulaşırız düşüncesindeydiler.”
kırlangıç holzenbein penaltıyı yarattı
dakikalar ilerledikçe almanlar kontrolü sağladı ve orta sahadan overath ve bonhof’la oyun şekillendirip, hollanda’yı yarı sahalarında durdurmayı başardılar. 25.dakikada sol kanattan holzenbein, topu aldığı gibi ceza sahasına daldı. rijsbergen’i geçmek üzereyken, wim jansen bu kez penaltı yaptırmalarıyla ünlü holzenbein’ı düşürdü ve hakem taylor ikinci kez penaltı düdüğünü çaldı. oysaki tribünden maçı izleyen herkese holzenbein’ın düşüşü kırlangıcın suya atlaması gibi gelmişti. hollandalılar haklıydılar ve hakeme itiraz ediyorlardı.
beckenbauer: “bu holzenbein’ın özelliği” maier : “penaltı değildi ama holzenbein bu işi çok iyi biliyor”
holzenbein’ın düşüşüne kendi takım arkadaşları bile inanmıyorlardı. bunu takım kaptanı franz beckenbauer “bu holzenbein’ın özelliğiydi” ve kaleci sepp maier de “penaltı değildi ama holzenbein bu işi çok iyi biliyordu” sözleriyle kanıtlıyorlardı. pozisyonda yerde kalan holzenbein ise maçtan sonra penaltı için, “eğer bir ingiliz hakem, alman milli takımı’na penaltı çalıyorsa bu doğrudur” diyerek ilginç açıklama yapmıştı.
almanlar beraberliği sağladı
penaltı vuruşu için breitner topun başına geçti ve kaleci jongbloed’in kıpırdamasına dahi imkan vermeden, topu sol köşeye yollayarak batı almanya’ya beraberliği getirdi. golden 4 dakika sonra bu kez berti vogts, ileri çıktı ve holzenbein’la girdiği verkaç sonucu kaleci jongbloed’le karşı karşıya kaldı. ama jongbloed mükemmel bir kurtarış çıkardı ve almanları galibiyet golünden etti.
rep karşı karşıyayı kaçırdı müller ustalığını konuşturdu
40. dakikada bu kez hollandalı johnny rep, maier’le karşı karşıya kaldı ama topu maier’in üstüne nişanladı ve maçın dönmesine neden oldu. çünkü dakikalardır hoeness, grabowski ve holzenbein, hollanda kalesinde tehlikeli oluyorlardı ve hollanda defansını bunaltmışlardı. 44.dakikada bonhof sağ çizgiye indi ve karşısındaki krol’a çalımı bastıktan sonra, ceza alanı içindeki müller’i gördü. 1970’in gol kralı müller, ustalığını konuşturdu ve topu yavaş da olsa kalecinin uzanamayacağı yere gönderdi ve münih olimpiyat stadı’nı ayağa kaldırdı. devre bittiğinde cruyff, hakem taylor’a penaltıyı nasıl verdin dercesine itiraz etti ve sarı kart gördü. ikinci yarı hollanda bunalttı
ikinci yarıya hollanda rensenbrink-rene van de kerkhof değişikliğiyle başladı ve almanya kalesine saldırmaya başladı. defansa çekilen batı almanya çok bunalıyordu ama gününde bir maier, franz beckenbauer ve schwarzenbeck etkili savunmalarıyla geçit vermiyordu.72.dakika van de kerkhof’un ortasına kale dibinden nefis bir vole vuran suurbier’in şutunu maier müthiş çıkardı.75’de bu kez suurbier, johny rep’e harika bir pas çıkardı ama rep, kale dibinden topu dışarı attı.
almanların yüreği ağızlarına geldi
maçın bitmesine 5 dakika kala ceza sahası dışında topla buluşan neeskens köşeye doğru yerden, çok sert bir şut çıkardı. tribünlerdeki binlerce alman taraftarın yürekleri ağızlarına geldi ama top direği yalayarak auta gitti.
maier: “saate bile bakamadım”
hollanda’nın ikinci yarı baskısını arttırmasından en çok etkilenen isim alman kaleci maier’di. maier, 2 net golü önlemişti ama hollandalılar pes etmiyorlar ve kale önünde tehlikeli olmaya devam ediyorlardı. kaleci maier, o dakikalarda nasıl zorlandığını şu sözlerle tarif ediyordu : “hollandalı futbolcular ikinci yarı üzerime geldiklerinde gol atmak için her şeyi yaptılar, bizi zor durumda bıraktılar. son 20 dakikada saate bile bakacak vaktim olmadı. 5 dakika bana 3 saat gibi geldi”
batı almanya 2.kez
ama maçın son düdüğü çaldığında almanlar, hollanda’ya direnmişlerdi ve istediklerini almışlardı. bu, 1954’ten sonraki ilk zaferleriydi. ikinci yarıda futbolseverlerin beklediği hollanda golü bir türlü gelmemişti ve batı almanya helmut schön yönetimindeki 2. dünya kupası finalinden ilkini kazanmıştı. seremonide yeni kupa, kayzer franz beckenbauer’in ellerinde yükseldi.