ilk kez 8 ekim 1970 tarihinde antalya'da oynadığımız ve 2-0 kaybettiğimiz 2. lig kırmızı grup maçından bugüne kadar 41 yıl geçti ve her iki takım pazar günü saat 15'de ankara 19 mayıs stadında 1. lig'deki 31. (resmi maç olarak 45.) randevularını yapacaklar.
ankara'da antalyaspor'a karşı 1 adım önde bulunsak da (7g, 2b, 6m, 23ga, 17gy), antalyaspor diyince akla hemen deplasman karnemiz geliyor. zira, antalyaspor ile antalya'da oynadığım 15 maçta sadece 1 kere galip gelebildik (1g, 7b, 7m, 17ga, 25gy). o maç da iki takım arasındaki en gerilimli günlerin yaşanmasına sebep oldu...
2006-07 sezonunun son haftası idi. gençlerbirliği ununu elemiş sezonun bitmesini bekliyordu. antalyaspor ise düşmemem mücadelesi veriyordu. takımın başındaki mesut bakkal görevinden ayrılmış ve yerine geçiçi teknik adam olarak mustafa kaplan gelmişti. kağıt üstünde, antalyaspor'un zindeliği, gençler'in düşen grafiğine ek olarak bir de antalya'da hiç kazanamamış olmak antalyaspor'u favori yapıyordu...
ama hiç de öyle olmadı. ilk yarı 0-0 bittikten sonra 53. dakikada metin aslan'ın topu kendi filelerine göndermesi ve ardından sandro'nun skoru 2-0 yapması. ilyas kahraman'ın 69'da takımını umutlandırması ama 85'de sezon sonunda lokomotif moskova yolunu tutacak olan ganalı draman haminu'nun nefis golü ile kırmızı-siyahlılar deplasmandaki ilk galibiyetlerini alırken, rakipleri küme düşüyordu...
gariptir, bu maçtan 2 sezon sonra ligin son maçında ununu elediğini "düşünen" gençlerbirliği, evinde kayserispor'u ağırlarken, antalyaspor, ankaragücü'nü ağırlıyordu. gençlerbirliği yenilir, konyaspor yener ve antalya - ankaragücü maçı berabere biterse dörtlü avarajdan ötürü gençlerbirliği düşebiliyordu. kısacası zayıf bir ihitmaldi. ama... 45. dakikada "ununu elemiş" kayserispor'un 3-0 öne geçmesi 19 mayıs stadı tribünlerini şoka uğratıyordu. konya'nın 66. dakikada 2-0 galip gitmesi herkesin antalyaspor-ankaragücü maçına odaklanmasını sağlamıştı. maç 0-0 idi ve "defalarca kirletilmiş ve hep üstü kapatılarak, hiçbir zaman aklanmasına izin verilmeyen" ligimizde 2 sezon önceyi düşününce "ikisi de atmaz abi!"ler başlamıştı... ama... 72. dakikada serge djiehoua'nun golü ile antalyaspor gençlerbirliği'ni ipten alıyordu... benim gibi o gün 19 mayıs tribünlerinde olan insanlar için çok ama çok enteresan bir gündü doğrusu...
iki takım arasındaki akıllara gelen en enteresan maçlardan biri de, 15 ekim 1995'de 19 mayıs'ta oynanan 1995-96 sezonu 8. hafta maçı. toplam 9 golün atıldığı ve kırmızı-siyahlıların 6-3 kazandığı maçda iki takımın da ikişer kez öne geçmesi enteresan bir bilgi.
tanıl abi de bu maçı şöyle hatırlıyor: "acayip neşeli bir maç olarak hatırlıyorum. halı saha maçı gibi gol oluyordu. geriye düştüğümüzde de endişelenmediğimiz bir maçtı, takıma güven duyduğumuz..."
bu maç aynı zamanda gençler'in 1. lig tarihinde toplam 9 gol atılan 8 maçından birisi. bu maçlardan beşinde sahadan galip ayrıldığımızı da eklemek gerek.
merak edenler için; 1970-71 sezonunda antalyaspor ile ilk maçın rövanşını (aynı zamanda ankara'daki ilk karşılaşma) [penaltıdan] feridun köse, k. selçuk, mustafa ve tevfik bal'ın golleri ile 4-0 kazanmıştık.
bir dip not olarak, 2006-07 sezonundaki 3-1'lik galibiyetten sonra gençlerbiriği antalyaspor ile oynadığı 6 maçtır kazanamıyor.
hakemler : barış şimşek, ismail köse, mehmet metin
gençlerbirliği : ramazan köse, aykut demir, debatik curri, mehmet sedef, randall azofeifa (dk. 69 özgür ileri), oktay delibalta, hurşut meriç (dk. 83 yasin öztekin), soner aydoğdu, cem can, erdal kılıçaslan, herve tum (dk. 75 ermin zec)
teknik direktör : fuat çapa
antalyaspor : ömer çatkıç, ali tandoğan, deniz barış, ali turan, kerem şeras, musa nizam, uğur inceman (dk. 59 sedat ağçay), musa aydın (dk. 46 mehmet eren boyraz), necati ateş, emrah başsan (dk. 63 mehmet yılmaz), tita
maçla ilgili en güzel yorum maçı hemen arkamdan izleyen avustralya'lı taraftarımız chris wade'den gelmiş:
"benim gunu
saat 9:00: kecioren'de oğlumun kriket maç vardı: sonuç: kaybetti saat 11:00: avustralya v yeni zelanda rugby dunya kupası yarı final maç. bira icme başladim: sonuç: kaybettik ve ne kader uzgunum saat 15:00 genclerbirligi mac başladı: sonuç: dunyada her şey iyi."
4. dakikada gelişen gençlerbirliği atağında hareketlenen hurşut, oktay'ın pasıyla ceza alanına girdi. önündeki oyuncudan sıyrılan hurşut'un altıpas içine gönderdiği topa deniz dokundu, kaleci ömer'den seken top ağlarla buluştu: 1-0 10. dakikada ceza yayı üzerinde topla buluşan tum'un dönerek vuruşunda meşin yuvarlak yandan auta çıktı. 22. dakidada azofeifa'nın sol kanattan kullandığı köşe atışında defanstan seken topu penaltı noktasının biraz gerisinde önünde bulan aykut'un sert şutunda meşin yuvarlak filelere gitti: 2-0 33. dakikada orta sahanın gerisinden atılan pasla kendi sahasında buluşan oktay önündeki rakibi ali turan'ı geçerek kaleci ömer ile karşıya kaldı. oktay düzgün yerden bir vuruşla takımının 3. golüne imza attı: 3-0 39. dakikada ceza sahası içinde topla buluşan ali tandoğan'ın pasında penaltı noktası üzerinde topu önünde bulan necati'nin vuruşunda meşin yuvarlak üstten auta gitti. karşılaşmanın ilk yarısı gençlerbirliği'nin 3-0 üstünlüğüyle sona erdi. 72. dakikada gelişen medical park antalyaspor atağında ceza alanı içinde necati topu kafayla mehmet yılmaz'a indirdi. bu futbolcunun rövaşata vuruşunda top yandan auta çıktı. 74. dakikada oktay'ın ara pasında defansın arkasında topla buluşan tum'un sert şutunda meşin yuvarlak yan ağlarda kaldı. 82. dakikada kendi aldığı topla ceza alanına yaklaşan soner'in yaklaşık 20 metreden attığı plase vuruşta kaleci ömer meşin yuvarlağı kornere çeldi. 85. dakikada oktay'ın pasıyla penaltı noktasına yakın bölgede topla buluşan zec'in vuruşunda kaleci ömer meşin yuvarlağı çelmeyi başardı. karşılaşma gençlerbirliği'nin 3-0 üstünlüğüyle sona erdi.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, milli maçlar nedeniyle lige verilen arayı çok iyi değerlendirdiklerini ve medical park antalyaspor karşısında net bin skor aldıklarını söyledi
spor toto süper lig 6. hafta karşılaşmasında gençlerbirliği'nin kendi sahasında medical park antalyaspor'u 3 - 0 yendiği maç sonrası düzenlenen basın toplantısında açıklamada bulunan başkent ekibi teknik patronu fuat çapa, bugünkü maça 3 değil 5 puan anlamı yüklediklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "rakibimize mağlup olsak puan farkı 5 olacaktı. bu nedenle bu karşılaşmanın önemini çok iyi biliyorduk. milli maçlar arasını çok iyi değerlendirdik. her maça yüzde yüz konsantrasyon ve motive gerekli. aksi halde takım içindeki aksaklıklar kapanmıyor. bugün bunu çok iyi yaptık. ligin en iyi takımlarından birine karşı oynadık. ilk devre işimizi çok iyi yaptık ve doğru zamanda golleri bulduk."
mp antalyaspor cephesi
medical park antalyaspor teknik direktörü mehmet özdilek ise, rakibi haklı galibiyeti nedeniyle kutladığını vurgulayarak, "bugün biz bizim gibi değildik. rakip kadar istekli ve coşkulu oynamadık. neticede haklı bir mağlubiyet aldık. futbol ciddi bir eğlencedir. eğlenirken işinizi ciddiye almalısınız. maalesef bugün bu ciddiyeti sahada gösteremedik." şeklinde konuştu.
kapalı ve yağmurlu bir ankara gününe, birkaç kere gözlerimi açmama rağmen "daha erken" diyerek uyumaya devam etmiştim. sonuncusunda "saat 10 civarıdır ama bir bakayım" deyip saate uzandığımda, "14:12"'ye inanmak için birkaç kere daha bakmam gerekmişti. maçın 15'de başlıyor olması ve kahvaltı yapıp çıkma isteğim resmen üzdü beni...
yataktan kalkarken içimden "şimdi o kadar uğraşla maça gideceğim, bir de yenilirsek hiç çekemem. inşallah yeneriz" diye geçiriyordum...
manchester city'nin bu yıl deplasman forması olarak yaptığı kırmızı-siyah çubuklu 19 nasri forması ile stada vardığımda saat 14:45 civarı idi.
arkadaşlarla buluşup birkaç laklak yaptıktan sonra maç başladı. maçın daha 4. dakikasında hurşut'un nefis birkaç hareketle sıfıra inmesi ve yerden pasının antalyalı bir oyuncunun ayağına çarpıp kaleye yönlenmesi ve.. ve ömer'in çizgi üzerinden topu aldıktan sonra doğrulurken elinden kaçırması bizim için bile sürpriz oldu...
gerçi bu golü biz maratondan antalyalı futbolcunun kendi kalesine attı olarak görmüştük. tvden maçı izleyen bir arkadaşımız ömer'in kendi kalesine attığın belirtti. sonradan özetlerde golü görünce hemen aklıma 2008-09 sezonunda ömer çatkıç'ın bizim kalemizi korurken ankarasporlu vederson'un kornerini içeri tokatlayıp "kendi kalesine gol atan kaleci" diye mimlenmesini hatırlattı...
golden sonra son yıllarda gördüğümüzden çok farklı bir gençlerbirliği vardı sahada. bir yandan sürekli pres yapıyor ve rakibini bozuyor bir yandan da topluca hücum ve topluca defans yapıyordu.
derken 22. dakikada azo'nun kornerini antalya defansı çıkaramayınca aykut ortadan düz bir vuruşla skoru 2-0 yaptı. 33'de de hurşut'un oktay'a nefis pasında oktay'ın topu kontrol edip sürerken önce karşısında olan, sonrada yanında kalan antalyalı oyuncudan sıyrılışı (ki bu arada futbolunun yere düşüp arkada kalışı) ve ömer'in yanında skoru 3-0 yapması ile tribünler şenleniyordu...
ikinci yarının ilk 10 dakikası haricinde yeniden pres ve hızlı çıkışlar yapan gençlerbirliği 4 tane net pozisyon kaçırdı. özellikle soner'in uzaktan, ömer'in en sağına yaptığı plasenin ve zec'in karşı karşıya attığı şutun ömer tarafından çıkarışları hem görülmeye değerdi hem de bizim için üzücü idi.
bu maçın en garip özelliği ise sanırım risp'in gittiği günden bugüne (yaklaşık 4.5 sezon) gençlerbirliği ceza alanı içinde rakibine sıfır hava topu vermesiydi.
kısaca son yılların en rahat, en telaşsız ve en iyi gençlerini izledik. moral oldu. umarım böyle devam ederiz. antep (d), kayseri, mersin (d) maçlarından alınacak 7 ve üstü puan hem takımın kendine güvenini perçinler hem de bizleri heveslendirir...
inşallah inşallah :)
samsun'da yaşayan ve ilk haftaki samsun deplasmanında tribündeki yerini alıp bizi yalnız bırakmayan esra'nın iş için geldiği ankara'da maçı denk getirmesi ve daha önce gittiği gençler maçlarındaki "talihsiz" skorları unutturacak bir maçta tribünlerde yerini almış olması çok güzel oldu.
maçtan sonra tribünleri boşaltırken herkes bu güzel galibiyet için bir uğur arıyordu. hepimizin uğurları farklıydı ama tek birleştiğimiz konu, tribünde yer almayan orcan, serkan, mahir, bülent ve abreg'den hangisinin ya da hangilerinin olmamasının takıma uğurlu geldiğinin araştırılması gerektiğine karar vermemizdi. bana kalırsa bundan sonra 5'i de gelmese... :)
kahvaltı sonrası battaniye, tv, kalorifer yanı kanepe üçlemesinden oluşan harika bir atmosferde yaptığım şekerleme, ne olur ne olmaz diye saat 13.30'a kurduğum telefon alarmı ile son buldu. dışarıda yağmur, soğuk olduğu her halinden belli bir hava, bende ise bir hafta beni yatıran bel fıtığı ve sinsi sinsi akmaya başlayan bir burun... feci halde kararsızlık ve en sonunda bir "taraftar bilinci" ile varılan: "tribünde olmalıyım!" kararı... :) belki de verdiğim en iyi kararlardan birisi oldu bu. hem maçı 3-0 almanın, hem yeni bir alkaralar poları sahibi olmanın tarif edilmez hazzı :) ama inanıyorum ki o çekirdekçi biraz daha önce gelse, unutulmaz bir gün olacaktı...
elbette 5 hatta 6 sıfır gibi bir skor ile bitecek maçı 3-0 almak biraz sarsıcı olmadı değil, çünkü 3. golden sonra, sadece benim acemi bakışımla, gol olması olası 3 net pozisyon daha vardı, olmadı.. ama yine de herkesin keyfi yerindeydi.
tribün oyuncuyu coşturur, doğrudur. ama bu maçta hurşut bizi coşturdu :) fuat hoca, taraftara teşekkür etmiş, biz de kendisine..
normalde benim içim bir araya gelebilecek en kötü ikililerden biri pazar günü ve “soğuk, yağmurlu ve gri bir hava” olmasına rağmen (behzat ç. sezonu açtığında pazar günüyle barışabilirim) bir alkara olarak maraton’da ilk defa maç izleyecek olmanın heyecanıyla erken kalkıp kahvaltı bile ettikten sonra (ki normalde benim özne, pazar gününün zaman zarfı olduğumuz bir cümlede bu fiiller yüklem olamaz) maça gitmek üzere onur’la yola çıktık. cumhurbaşkanlığı kadınlar kupası nedeniyle hayli uzun süren bir park yeri arama mücadelesinin ardından stada girdiğimizde karşılaştığımız ilk sürpriz girdiğimiz noktada bilet gişesi olmadığıydı. ben daha önce ankara’da gittiğim tek gençler maçına abreg’in desteğiyle kombineli gittiğimden, ve hangi gişeye gitmemiz gerektiğini sormayacak kadar da özgüvenli olduğumuzdan, uzun bir yürüyüşle ancak deplasman gişesine varabildik. tam doğru gişeye ulaşmak için gençlik parkı’na yürüyorduk ki içeriden ilk golün sesi geldi. daha fazlasını kaçırmamak için hızlanırken aklımıza gelen ilk şey, benim dışarıda tur atıyor olmamın takıma uğur getirmiş olabileceği oldu. bunun üzerine içeri girdikten sonra gol yersek benim tur atmak üzere dışarı çıkacağım konusunda anlaştık ve biletlerimizi alıp içeri girdik. neyse ki 22. ve 33. dakikada gelen gollerden sonra, dışarı çıkmak şöyle dursun ben kendimi “44, 55, 66,77, 88 diye gitse bu maç 8–0 bile bitebilir” diye düşünürken buldum. olmayacak gibi de değildi hani. tamam, abartmayayım ama 6 olurdu bence. başka maçlarda artık:-)))
maça gelirken, tribünde kimseyi tanımıyorum diye düşünüyordum, samsun deplasmanında tanıştığım mali’yle karşılaşmak güzel bir sürpriz oldu.
perşembeden cumartesi’ye kadar diyarbakır’da ve ankara’da geçirdiğim günler, eğer bir poker eli olsaydı floş olurdu. gençler sayesinde bu haftayı floş royalle kapattım. darısı diğer haftalara…
* maça, antalya milletvekillerinden ak partili mevlüt çavuşoğlu ve menderes türel geldi. antalyasporlu taraftarlar menderes türeş'e tezahürat yaptı. ancak kırmızı-beyazlı takım ilk yarıyı 3-0 mağlup kapatınca çavuşoğlu ve türel stattan ayrılarak ikinci yarıyı izlemedileri.
* antalya'dan 2 otobüs ve 2 minibüsle giden taraftarlar ile ankara'daki antalyalılar, erkenden yenilen 3 gole rağmen 90 dakika takımlarını desteklediler.
* şifo'nun antalyaspor'daki 100. resmi maçında geçen sezon sahasında manisaspor'a 4-1 yenilen kırmızı-beyazlılar, genç teknik adamın bu kez 100. lig maçında başkent'te hezimet yaşadı.
* medicalpark antalyaspor bu sezonun en farklı yenilgisini aldı.
* kafile ankara'ya giderken minev, maç sabahı da ibrahim dağaşan hastalandu ve 2 futbolcu kadrodan çıkarıldı.
* teknik direktör mehmet özdilek, antalyaspor'da görev yaptığı süre içerisinde hem gençlerbirliği'ne hem de başkent takımlarına karşı ilk mağlubiyetini aldı.
* ligin başlamasına bir hafta kala denizli belediyespor ile oynanan hazırlık maçında sakatlanan mehmet yılmaz, bu sezon ilk kez forma giydi.
gençlerbirliği oyuncuları aykut ve azofeifa, maça çok iyi başladıklarını erken gol ile büyük avantaj yakaladıklarını belirterek, iyi başlamadıkları ligde artık hedeflerinin üst sıralar olduğunu söylediler.
medical park antalyasporlu oyuncular musa ve uğur ise, 3 - 0'lık mağlubiyetin kendilerine yakışmadığının altını çizerek, erken golün konsantrasyonlarını bozduğunu hatalarını değerlendirerek maçı unutup haftaya oynayacakları galatasaray maçına motive olmaları gerektiğini kaydettiler. gençlerbirliği oyuncuları aykut ve azofeifa, maça çok iyi başladıklarını erken gol ile büyük avantaj yakaladıklarını belirterek, iyi başlamadıkları ligde artık hedeflerinin üst sıralar olduğunu söylediler.
saturday morning off to balgat for little oz kanka's football match, then straight to the red lion club to watch a very unlucky wales go down to france in the rugby, then it was off to kecioren for little oz kanka's cricket match and then i had to umpire a couple of under 13s cricket matches. quite a sporting day, followed by - sunday morning off to kecioren for little oz kanka's cricket match, then to the red lion club to watch australia get beaten by a far superior kiwi side (oh how it pains me to say that, but it was true) and then off to watch genclerbirligi... phew, quite a weekend.
genclerbirligi 3 - 0 antalyaspor
spine, french kanka hande and little oz kanka joined me at the beer bus at about 1pm for what was not my first beer of the day. with just a bit of a cloudy brain off we went to the stadium, minus french kanka who preferred to go home to do some cleaning.
one of the best things about having bugger all supporters is that we can time our arrival at the stadium to a t. we showed up just in time to hear the national anthemn and still we got excellent seats. all up i'd say about three to four thousand at the match. not many, but we did make ourselves heard, especially since we took the lead in the fourth minute.
it was all a bit scrappy but these things need a decent build up and that was what we got when hursut sent the ball into the box. i think it was oktay who got to it but he didn't get the ball cleanly and instead it was an antalya player who did... and put the ball into his own net. as i said scrappy but we were as over the moon.
gencler continued to attack and it was quite exhilarating for us fans as they actually showed some promise. this was not the gencler of a couple of weeks ago. great attacks and some brilliant defending had antalya on the back foot for the entire 90 minutes. our coach fuat capa got his own chant from the fans towards the end of the match because he had obviously banged into our players the importance of keeping the ball and defending hard. my only criticism, which spine also pointed out during the match is that our man up front today, herve tum, just doesn't seem to fit in, especially with through balls from people like azofeifa, erdal or hursut being lost completely because tum clearly doesn't have the speed to get to them. anyway, i'm getting ahead of myself a touch.
it wasn't long before gencler went 2-0 up after azofeifa sent a ball over the top to aykut just inside the box. he hit it with a fair amount of power and antalya's keeper omer didn't have a clue. in fact he probably could have saved it, but obviously he couldn't be bothered.
as the gencler fans started chanted uç, uç, uç, someone sent a ball through to oktay who managed to get away from a defender and found himself one-on-one with omer. no worries as oktay slid it in. 3- 0 after just 33 minutes. this was great stuff.
there were no more goals but plenty of chances and the football from gencler was great. one problem we did have was the failure of the forwards to actually take chances as they came to them. some brilliant chances deserved to have been taken but too often than not the gencler players didn't back themselves and instead went for a pass.
still, i can't complain much. all up it was a great match. the gencler defence was excellent with aykut and curri in complete control. hursut was his usual enigmatic self and oktay in midfield/up front put his all in.
antalya may not be the best team in the league but if we beat these type of teams we won't be worrying at the end of the season.
temsilci: ahmet sert, hüseyin çetinel, selçuk küçükoğlu
gençlerbirliği: ramazan köse, mehmet seyfettin sedef, debatik curri, aykut demir, cem can, randall azofeifa corrales (dk. 68 özgür ileri), erdal kılıçaslan, oktay delibalta, soner aydoğdu, hurşut meriç (dk. 82 yasin öztekin), herve germain tum (dk. 74 ermin zec)
yedekler: ferhat kaplan, ante kulusic, sakıb aytaç, joachim lubangwana mununga
teknik direktör: fuat çapa
medical park antalyaspor: ömer çatkıç, kerem şeras, musa nizam, uğur inceman (dk. 59 sedat ağçay), musa aydın (dk. 46 mehmet eren boyraz), necati ateş, ali tandoğan, deniz barış, ali turan, emrah başsan (dk. 62 mehmet yılmaz), melih gökçek
yedekler: polat keser, erkan sekman, ivan radeljic
teknik direktör: mehmet özdilek
goller: (1-0) dk. 4 [kendi kalesine] deniz barış (2-0) dk. 22 aykut demir (ayakla) (3-0) dk. 33 oktay delibalta (ayakla)
sarı kartlar: dk. 30 aykut demir, dk. 69 oktay delibalta, dk. 89 yasin öztekin (gençlerbirliği) dk. 58 ali turan, dk. 64 musa nizam, dk. 89 kerem şeras (medical park antalyaspor)
spor toto süper lig'in 6. haftasında gençlerbirliği, medical park antalyaspor'u 3-0 mağlup etti. ankara 19 mayıs stadı'nda oynanan karşılaşmada gençlerbirliği'nin gollerini 4. dakikada deniz (kendi kalesine), 22. dakikada aykut ve 33. dakikada oktay kaydetti.
maçtan dakikalar 4. dakikada gelişen gençlerbirliği atağında hareketlenen hurşut, oktay'ın pasıyla ceza alanına girdi. önündeki oyuncudan sıyrılan hurşut'un altıpas içine gönderdiği topa deniz dokundu, kaleci ömer'den seken top ağlarla buluştu: 1-0 10. dakikada ceza yayı üzerinde topla buluşan tum'un dönerek vuruşunda meşin yuvarlak yandan auta çıktı. 22. dakidada azofeifa'nın sol kanattan kullandığı köşe atışında defanstan seken topu penaltı noktasının biraz gerisinde önünde bulan aykut'un sert şutunda meşin yuvarlak filelere gitti: 2-0 33. dakikada orta sahanın gerisinden atılan pasla kendi sahasında buluşan oktay önündeki rakibi ali turan'ı geçerek kaleci ömer ile karşıya kaldı. oktay düzgün yerden bir vuruşla takımının 3. golüne imza attı: 3-0 39. dakikada ceza sahası içinde topla buluşan ali tandoğan'ın pasında penaltı noktası üzerinde topu önünde bulan necati'nin vuruşunda meşin yuvarlak üstten auta gitti. karşılaşmanın ilk yarısı gençlerbirliği'nin 3-0 üstünlüğüyle sona erdi. 72. dakikada gelişen medical park antalyaspor atağında ceza alanı içinde necati topu kafayla mehmet yılmaz'a indirdi. bu futbolcunun rövaşata vuruşunda top yandan auta çıktı. 74. dakikada oktay'ın ara pasında defansın arkasında topla buluşan tum'un sert şutunda meşin yuvarlak yan ağlarda kaldı. 82. dakikada kendi aldığı topla ceza alanına yaklaşan soner'in yaklaşık 20 metreden attığı plase vuruşta kaleci ömer meşin yuvarlağı kornere çeldi. 85. dakikada oktay'ın pasıyla penaltı noktasına yakın bölgede topla buluşan zec'in vuruşunda kaleci ömer meşin yuvarlağı çelmeyi başardı. karşılaşma gençlerbirliği'nin 3-0 üstünlüğüyle sona erdi.
stat: 19 mayıs hakemler: barış şimşek, ismail köse, mehmet metin gençlerbirliği: ramazan, mehmet sedef, aykut, curri, cem can, hurşut (dk. 83 yasin), azofeifa (dk. 69 özgür), erdal, oktay, soner, tum (dk. 75 zec) medical park antalyaspor: ömer, ali tandoğan, ali turan, deniz, musa nizam, musa aydın (dk. 46 mehmet eren), kerem, uğur (dk. 59 sedat), emrah (dk. 63 mehmet yılmaz), tita, necati goller: dk. 4 deniz (kendi kalesine), dk. 22 aykut, dk. 33 oktay (gençlerbirliği) sarı kartlar: dk. 31 aykut, dk. 69 oktay, dk. 90+3 yasin (gençlerbirliği), dk. 59 ali turan, dk. 64 musa nizam, dk. 90+3 kerem (medical park antalyaspor)