lig tarihinde seyirci rekorunun kırıldığı maç, 2003-04 sezonunda, galatasaray ile fenerbahçe arasında 21 eylül 2003 tarihinde istanbul atatürk olimpiyat stadı'ndaki 2-2 sonuçlanan karşılaşma oldu.
karşılaşmayı 70 bin 125 biletli seyircinin izlediği duyurulurken, eski rekor 62 bin 600 biletli seyirci ile aynı sezon, yine aynı statta oynanan galatasaray-diyarbakırspor karşılaşmasında kırılmıştı.
not: hakan şükür en ballı gollerinden birine imza atmıştır... her ne kadar kendisi bilerek attım dese de :)
fenerbahçe taraftarlarının golün sevincini yaşarken gol yedigi maç örneği...
hakan şükürün kafasına carpan topun gol olmasıyla maç sonunda yaptıgı acıklama unutulacak gibi değildir " top baktım bana doğru geliyor, bende kafamla topa yön verdim" diyerek golun kendisine yazılması için didindiği maçtır..
hiç unutmuyorum fenerbahçe golü atmıştı tabii ben yıkılmıştım... o sırada izlediğim yerde fener ve galatasaraylılar ayrı yerlerde izliyorlardı..bende fenerli arkadaşların yanına gidim derken... goool sesi yükselmişti..bende heralde golün tekrarını izliyorlar demiştim ki.. golümüz gelmişti..tabii arkadaşların tepesine çöktüm golle birlikte.. ayrıca hakan şükürün golünü akşam tekrarlarda anca anlayabildim... gol sonrası heyecandan hiç bakmaya fırsatım olmamıştı...
olimpiyat stadındaki maç anlatılan bölümün taraftarlara çok yakın olması sebebiyle, fenerbahçe'nin 2 golünde de mondragon'a küfür eden abinin sesi bariz bir şekilde duyulmaktadır.
futbolda hakemler ve yaptıkları hatalar hiçbir dönemde gündemden düşmüyor.çaldıkları ya da çalmadıkları düdüklerle her zaman olay olan hakemlerimizle ilgili bir araştırma yapan four four two dergisi, son 20 yılda yapılan 'unutulmaz 20 hakem hataları'nı yayınladı. işte ilk 10:
5. 21 eylül 2003 g.saray-f.bahçe: 2-2
maç 2-2, ceza sahasına süzülen topa luciano elle vuruyor. hakem muhittin boşat pozisyonu görmüyor, son dakikada penaltı kaçıyor
ilk basımı 2004 yılında olan bozkurt k. yılmaz'ın "bu aşk bizi canlı tutacak: fenebahçeli olmak" kitabından;
kim ne derse desin her yılın bir şampiyonu hatırlanır bir de ezeli rekabette galip geleni. ezeli rakibi yenmeden şampiyon olmanın kolaycılığına biz kaçmayız, kaçamayız. hayat o maçların öncesi ve sonrasına göre tasnif edilir. o günler ise asla unutulmaz.
ortaokul balosunun olduğu gün 4-4, askere gittiğim gün 1-4, imparatordun doğum günü 3-1, ali'nin babasını kaybettiğimiz gün 5-1, barıştığımız gün 4-0, romanya'da bayrakla dolaştığım gün 3-2, koşuyolu'nda evde tüm aile yemek yediğimiz gün 3-1, 6 kasım günü 6-0... gibi.
10 yıl önce 3 farkla geri düştüğümüzde ne hissettiğimi, 4-4'lük kupa maçında penaltılar atılırken aklıma rainbow'un "can't happen here" şarkısının geldiğini, ümidimi kaybettiğim tek sezonda john son'nın füzesi ağlara gidince nasıl utandığımı unutmam.
olimpiyat stadı'ın oraya yaparken kim ne düşündü acaba?
halı saha parasına birinci lig kulüplerine kiralamak fikriyle yapılmadığı kesin. hâlâ e-mail ile "2024 olimpiyatları istanbul'da yapılsın. falanca internet sitesine gidin ve oy verin. çabuk!" mesajları geldikçe sinirlenmemin bir nedeni var. bağlantı yollarını devlet yaparsa, rüzgâr panelleri gelirse gibi daha önce düşünülmemişler niye düşünülmemiş, kim düşünmemiş?
"gece o saatte oradan çıkış tehlikeli olur" diye maç da gündüz oynanacak. gündüz maçlarını severim ama yerkürede "gece çıkışı tehlikeli olan bir başka olimpiyat stadı var mı acaba?" diye aklıma da tabii ki takılıyor.
maçı uğurlu ekiple mimoza sokaktaki uğurlu yerde, yani ilker'in evinde seyredeceğiz.
uğurlu marketten aynı cipsleri ben alacağım. ziya market'deki ağabeyimiz cips, kola, bira alınan her şeyi pür dikkat, tezgahta kuzu kuzu yatan siyah küçük hesap makinesi yerine minik bir karton üzerinde alt alta yazıp topluyor ve uzun süren yaptığı logaritmik hesap bana güven vermiyor... maç öncesi uğraşacak, para pul hesabı yapacak değilim.
ilker'in iki haftadır geç gelen kardeşi alper uğuru bozmamak için bu hafta da dışarı çıkacak ve maçın 5. dakikasında girecek. daha önce hep tuttu bu uğur ve evet hepimiz müspet ilimler okumuş adamlarız! alper de akıllı bir çocuk.
sokaklarda şapkalı, bayraklı insanlar maçın oynanacağı uzak semtin ters istikametlerine neşe ve daha önemlisi ümit ile gidiyorlar.
beraber seyredilecek, dinlenecek bu maç.
istanbul'un en çok jakuzili, en çok "guardlı" "residential" mekanında buluşacak bazı arkadaşlar, galibiyetten sonrası için don perignonları hazır. gözler, en büyük ekran ölçüsünden de büyük, devasa televizyona kitlenerek sarı kanaryaları seyredecekler. goller son rası küba puroları içilecek.
kalorifer üzerinde kuruyan çorapların anlattığı hikayeden 1,5 saatliğine sıyrılan iki arkadaş shov markalı 37 ekrandan görecekler fenerbahçelerini beyoğlundaki bekar odalarında.
erzincanlı toprağı olan yazıcı izinli olunca maç günü nöbet "kayılan" tertip, gizlice dinleyecek sigara parasına aldığı küçücük radyodan maçı.
bilgisayardan takip etmek zorunda kalacak çok uzaklarda taraftarlar, "şu an da istanbul'da olmak vardı" şarkısını mırıldanarak ve komşusu john smith'e "hayır, sabah 8'de oynanmıyor tabii ki saat farkı olduğu için böyle oluyor... saat farkı ne demek sonra anlatırım, see u later mr. smith take care. hadi selametle, ne bakıyor bu adam hâlâ yüzüme be!" diyerek.
bugün hepimizin kalbi aynı ritimle atacak. "fe-ner-bah-çe" babanın yanında küfür de edilir bugün, gelen golden sonra sigara da içilir.
dargın amca yeğen barışır "gel lan bir öpeyim seni" diyerek.
en güzel çilingir sofralarını, en köpüklü kahveleri hazırlamak için ev hanımları yarışır. "yine mi maç?" sorusunun yerini "hadi bakalım inşallah alacağız" sözü almıştır.
üniversite kampüsündeki kafeteryada "bizim" kaleye top gelince mert o heyecanla istem dışı aslı'nın elini "amanın" diyerek sıkıca tutar ve halden anlayan aslı o eli maç sonuna kadar bırakmaz. galibiyetten sonra yanağından masum bir öpücük ile mert'i ödüllendirir... zaten aslı da, babası da "hasta" fenerbahçelidir.
derbi maçı sonrası zafer kutlanırken cep telefonunuza gelen tebrik mesajları arasında hiç tanımadığınız 537"li bir numaradan gelen, isimsiz "hadi bakalım tebrikler sen sevinçten uyuyamazsın bu gece" mesajına çok şaşırır, inanamaz tekrar tekrar okursunuz...
"hadi bakalım" sözü ve onun hafif üstten bakan üslubu... bu kesinlikle "o" dur. hiçbir şüpheniz yoktur zira o gecelerde uyuyamadığınızı bir tek o bilir. tek golü aykut kocaman'ın attığı maçtan sonra sizinle birlikte sabaha kadar uyanık kaldığı o buz gibi soğuk ankara gecesi aklınıza gelince gülümsemenizi arkadaşlarınız görsün istemezsiniz. içinizde bir şeyler yanmaktadır, arkadaşlarınızdan ayrılıp mesajı bir daha okursunuz. sonra bir daha, bir daha...
telefonunuzu nereden bulmuştur, kimden almıştır, neden geçen yıllardaki galibiyetlerden sonra değil de şimdi size mesaj göndermiştir, bu gece onun aklına sizi getiren nedir, hâlâ o kel dişçi herifle mi beraberdir, bu mesajı onun yanında masanın altından çaktırmadan mı yoksa mutfağa giderek mi atmıştır, bu 537'li sapık telefonunu sadece bu gece için almış olabilir mi, ayrıldığınız gece telefonunuza bıraktığı, sizin de öfke ile dinlemeden sildiğiniz mesajda ne demiştir, bir gün karşılaşıp sorsanız hatırlar mı, yoksa şildiniz diye kızar mı... bir dolu cevapsız soru hızla aklınız gelip cevap bulamadan yerini diğerine bırakır.
o numarayı aramak da aklınızdan geçer, ama aramak için her açıdan çok geçtir artık. tanıştığınız geceden beri sadece ikinizin olan şarkının adını ona mesaj olarak yazıp gönderirsiniz: "wild is the wind"!
evin merdivenlerini çıkarken yüzünüzdeki gülümsemeyi bugün kimse yadırgamaz diye teselli bulursunuz. galibiyeti sizinle kutlamak için uyumamış oğlunuza sarılmadan önce apartmanın girişinde son model gri telefonunuzdan size gelen ve sizin gönderdiğiniz bu iki mesajı kimse görmesin diye sildiğinizden, gece geleneksel olarak uyku tutmayıp salonda sigara içerken "başımdan böyle bir şey geçti mi gerçekten?" diye düşünürsünüz. telefondan silinmiş mesajın yeri olan 8. mesajda artık başka bir arkadaştan gelen kutlama mesajı vardır. sevdiği kadın gittikten sonra sabah yastığa sinmiş kokusunu içine çekip uzun uzun yastığa bakan adam gibi olmayan mesajın yerine bakarsınız. ten kokusu mesaja sinmiştir sanki... sabah güneş doğarken, siz elinizde telefon otururken aklınızdan neler geçer neler... bir sonraki mesaj için ne kadar beklemeniz gerekeçektir? hiç bitmeyen aşkların fenerbahçe ile anlam bulması, sizin onun aklına o galibiyet gecelerinde gelmeniz bir kez daha "acaba" veya "keşke" dedirtir...
bir derbi zaferi ertesi, güneşli istanbul sabahında köprü trafiğinde, sarı lacivert kravat ve lacivert ceketle işe giderken bonjovi'den wild is the wind'ı dinlemekten başka bir insanoğlu ne isteyebilir?
halbuki üzerimde yeni formam da vardı, ama olmayınca olmuyor işte!
"vallahi bizim hakkımızdı" diyoruz isyan ederek...
türkiye liglerinde en çok gol atan oyuncusu torinolu hakan, o inanılmaz bilardo golünü atıyor ve dahası kafasına çarpan top için "topun geldiğini gördüm ve belki kafama çarpıp seker diye eğildim. yani bilerek attım" diyor. sadece "hay yarabbim" diyebiliyoruz ve beraberlikle ayrılıyoruz olimpiyatların yapılmayacağı, rüzgâr panellerinin portatif stadı getirmesi gereken aynı firmaya sipariş edildiği için kaybolduğu, giriş parası otopark parasından az stadyumdan.
maç sonu akıllarda "onların pozisyonlarını boş ver, bizi niye kollamadın" diye soranlar kalıyor. luciano'nun elinin çeşitli açılardan görüntüsü, el kemikleri, tırnak yapısı, avuç içindeki çizgiler spor programlarının da ana menüsü... herkes haklılığının en azından "birileri" tarafından tescili peşinde. "maç tekrar oynansın" bile diyen var...
fenerbahçe'nin ali sami yen stadyumu'nda lig maçlarında en son penaltıyı kazanmasının üzerinden 12 yıl, inönü stadı'nda en son penaltıyı kazanması üzerinden 13 yıl geçmiş...
bu penaltı kazandığımız maçları da kaybetmişiz.
kollama, koruma, kayırma gibi "k" ile başlayan kelimeleri ağızlarına sürekli alanların bilgi sahibi olmasını beklemiyorum ama çubuklu formayı terletmiş veya bu formaya gönül vermiş, şimdi de biten maçı yorumlayanların böyle bir bilgiyi verememelerini en basitinden "camia ayıbımız" olarak görüyorum.
sonuç olarak telefonlarımıza beklenen mesaj gelmiyor, biz de "wild is the wind" yazamıyoruz. başka zaman inşallah!
ilk basımı 2004 yılında olan halil özer'in "galata sarayı efendileri" kitabından;
terim'in ikinci yılında olimpiyat stadı'nda oynanan fenerbahçe maçının son dakikalarında hakem muhittin boşat'ın vermediği penaltı, dönüm noktalarından biri oldu. eğer bu maç kazanılsaydı, sarı-kırmızılı takım moral açısından üst düzeye çıkacaktı. kimbilir belki de bülent, arif ve hakan ünsal devre arasında florya'nın demirbaşları arasında yer almayacaklardı. boşat'ın, luciano'nun eline çarpan topu görmemesi, o gün vip tribününde de büyük kaos yarattı. zira bu locaların hemen yanında yer alan şeref tribünü'ndeki kalabalığın arasında merkez hakem komitesi başkanı bülent yavuz da oturuyordu.
hakan şükür: "prates'in uzaktan vurduğu, benim yönlendirdiğim top gol olmuştu. bu tip anlar futbolcu için şans anlarıdır. o dönemde, 'bilerek mi attın?' şeklinde sorular çok sorulmuştu, ben de her seferinde açıklamaya çalışmıştım. o vuruşa bilinçli vuruş denilebilir mi? tabii ki bilinçli vurmadım ama topa yön vermek için duvar oldum, kaleye gitmesi için çaba gösterdim."
iki kez öne geçti fenerbahçe, iki kez bir dakika sonra rakibini yakaladı galatasaray. istanbul atatürk olimpiyat stadı'ndaki maçta türk futbol tarihinin rekor miktardaki 70 bin 125 seyircisi dört kafa golü seyrederken, hakem muhittin boşat'ın karşılıklı iki penaltıyı es geçmesini ıslıkladı. fener'in gollerini kemal aslan ve van hooijdonk atarken aynı onura cimbom'da arif ve hakan şükür'ün ensesi ulaştı!
mecidiyeköyden, belediye otobüslerine doluşuyoruz atatürk olimpiyat stadına gitmek üzere yola cıkıyoruz.federasyon karşılaymayı gündüz saatine alıyor gece oynanmasınıın sakıncalı olabilecegini düşünmüş olmalılarki böle bir karar alıyorlar, stada ulaştıgımızda stadının etrafında şöle bir dolaşalım ve derbi havasını yakalıyalım diyoruz ama dön dolaş aynı şey hic bir aktivite yapılabilecek bir yer yok resmen dag başı bari stada girelim diyoruz fakat macın başlamasına daha cok var genede iceri giriyoruz konbine kartlarımız oldugu icin fazla zorlanmadan giriyoruz karşı kalearkası trübününde fb taraftarının yerlerini aldıgını görüyoruz onları erkenden getirmiş emniyet yetkilileri her hangi bir olumsuz bir olay olmaması icin erkenden iceri sokmuş ve mac başlıyormacın ilk yarısında bir gol yiyoruz derken bir golda galatasaray atıyor vr seviniyoruz.ikinci yarıya bu macı alacagız diye fazla inanmaya başlıyoruz oda ne 1.2 geriye düşüyoruz derken hakan şükürün kafasına carpan top fenerbahce aglarına gidiyor gene seviniyoruz hurrra fb kalesine yükleniyor galatasaray cok ugraşıyor fakat 3 gol bulamıyoruz son dakikalarda ise macın hakemi stadta 74000 seyircinin net olarak gördügü eli görüp penaltı noktasını gösteremiyor televizyonda milyonlar görüyor stadda ben aksi kale arkasında olmama ragmet eli net görüyorum fakat macın hakemi göremiyordu ve mac 2.2 beraberlikle bitiyor olimpiyat stadında fb yenemeyişimizlin verdigi üzüntüyle stadı terk ediyorduk ve macın hakeminede hic iyi şeyler sölemiyorduk.
galatasaray a.ş.: faryd camilo mondragon aly, bülent korkmaz, franciscus de boer (dk. 80 suat usta), arif erdem, mertol karatay, hakan şükür, elvir baliç (dk. 60 hakan ünsal), volkan arslan (dk. 69 cihan haspolatlı), cesar luis prates, sabri sarıoğlu, ergün penbe
yedekler: hasan gökhan şaş, florin daniel bratu, ovidiu petre, mehmet bölükbaşı
teknik direktör: ?
fenerbahçe: fabio luciano, fatih akyel, ümit özat, stjepan tomas, niyazi serhat akın (dk. 86 semih şentürk), recep biler, mehmet aurelıo, pierre van hooijdonk, ivaylo rumenov petkov, selçuk şahin, kemal aslan
yedekler: sergiy rebrov, yusuf şimşek, volkan demirel, mehmet alper akıcı, servet çetin, ali mehmet güneş
teknik direktör: ?
goller: (0-1) dk. 43 kemal aslan (kafa) (1-1) dk. 44 arif erdem (kafa) (1-2) dk. 48 pierre van hooijdonk (kafa) (2-2) dk. 50 hakan şükür (kafa)
sarı kartlar: dk. 29 elvir baliç (galatasaray a.ş.) dk. 11 pierre van hooijdonk, dk. 76 mehmet aurelıo, dk. 89 kemal aslan (fenerbahçe)
kırmızı kartlar: dk. 89 hasan gökhan şaş (galatasaray a.ş.)
43 0-1 kemal aslan, güney tarafındaki kaleye attı 44 1-1 arif erdem, kuzey tarafındaki kaleye attı 48 1-2 pierre van hooijdonk, kuzey tarafındaki kaleye attı 50 2-2 hakan şükür, güney tarafındaki kaleye attı.
atatürk olimpiyat stadı"nda oynanan ilk galatasaray fenerbahçe maçıdır
g.saray-f.bahçe derbi karşılaşmasının başlama saati 19.00'dan 16.00'ya alındı. il spor güvenlik kurulu toplantısında alınan kararları açıklayan istanbul valisi muammer güler, maça 4 bin fenerbahçeli taraftarın alınacağını ve güvenliği sağlamak üzere 5 bin polisin görev yapacağını bildirdi.
21 eylül pazar günü atatürk olimpiyat stadı'nda oynanacak dev randevu öncesi, il spor güvenlik kurulu toplantısı yapıldı. atatürk olimpiyat stadı'nda, istanbul valisi muammer güler başkanlığında yapılan toplantıya, gençlik ve spor genel müdürü mehmet atalay, futbol federasyonu başkan vekili ata aksu, istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah, gençlik vespor il müdürü tamer taşpınar, galatasaray kulübü yönetim kurulu üyeleri özkan olcay ve orhan yüzen, fenerbahçe kulübü yönetim kurulu üyeleri murat özaydınlı ve rahmi eyüboğlu'nun yanı sıra, emniyet ve diğer birimlerin temsilcileri katıldı.
saat 16.00'da başlayacak
basına kapalı olarak gerçekleştirilen ve yaklaşık 2.5 saat süren toplantının ardından açıklamalarda bulunan vali güler, maçın başlama saatinin 19.00'dan 16.00'ya alındığını söyledi. atatürk olimpiyat stadı'nın teknik ve fiziki şartları, yol, gidiş-geliş güzergahları, saha içi ve saha dışı yolların aydınlatılması gibi bütün şartları göz önüne aldıklarını vurgulayan vali güler, "bu doğrultuda, her iki takımın seyircisi için, güvenlik tedbirlerinin daha ağırlıklı uygulanabilmesi bakımından, galatasaray ve fenerbahçe kulüplerinin görüşleri alınarak, gençlik ve spor genel müdürlüğü'nün olumlu görüşü alınarak ve nihai karar mercii olan türkiye futbol federasyonu'nun onayı alınarak, galatasaray-fenerbahçe derbi maçının 21 eylül 2003 pazar günü saat 16.00'da oynanmasına kararverilmiştir.'' açıklamasında bulundu.
4 bin fenerbahçeli gelecek
derbi karşılaşmasında 4 bin fenerbahçeli taraftarın yer alacağını belirten vali güler, konuk takım taraftarlarına statta özel bir bölüm ayrıldığını söyledi. sarı lacivertli taraftarların kadıköy salıpazarı ve zeytinburnu abdi ipekçi spor salonu önünden maç günü en geç saat 11.00'e kadar toplu taşım araçlarıyla stada gelebileceklerini ifade eden vali güler, maç günü statta bilet satışı yapılmayacağını duyurdu.
toplu taşım araçlarına maç bileti olmayan seyircilerin alınmayacaklarını ve her toplu taşım arasında polis bulundurulacağını belirten güler, maça gelecek taraftarlara toplu taşım araçlarını kullanmalarını tavsiye etti.
otobüsle gelinecek
futbol takımlarının stada gelişlerinin karayoluyla olacağını kaydeden istanbul valisi güler, iddia edildiği gibi fenerbahçe kafilesinin helikopter ile stada gelişinin olmayacağını, sarı-lacivertlilerin böyle bir talepte de bulunmadığını anlattı.
5 bin polis görev yapacak
dev maçta güvenliği yaklaşık 5 bin polisin sağlayacağını belirten güler, stattan ayrılış sırasının da karşılaşmanın sonucuna göre belirleneceğini söyledi. maçın centilmenlik içinde geçeceğine inandığını ifade eden güler, ''atatürk olimpiyat stadı'ndaki ilk derbinin diğer maçlara örnek olmasını diliyorum'' dedi.
basın toplantısının ardından, güler başkanlığındaki heyet, karşılaşmanın yapılacağı stat içinde ve fenerbahçeli taraftarların oturacağı bölümde incelemelerde bulundular.
diğer yandan 10 bin araç kapasiteli stat otoparkının dolması durumunda, artan araçlar için ikitelli ve kuzey yan yol girişindeki otoparkların kullanılacağı duyuruldu.
toplantının ardından stada hakkında yazılı açıklama yapıldı.
gol düellosuna sahne olan g.saray-f.bahçe derbisi 2-2 sona erdi. atatürk olimpiyat stadı'ndaki maçta kemal, f.bahçe'yi öne geçirdi. arif, bir dakika sonrasında beraberliği sağladı. ilk yarısı 1-1 sona eren maçın 49. dakikasında hooijdonk, f.bahçe'yi bir kez daha öne geçirdi. prates'in şutunda hakan şükür, 50. dakikada skoru 2-2 yaptı. yedek kulübesindeki hasan şaş kırmızı kart gördü.
kontrollü başladılar
saha ve seyirci avantajını kullanmak isteyen galatasaray, başlama düdüğü ile birlikte oyunu kendi yarı sahasında kabul eden f.bahçe'nin üzerine gitmeye başladı. ilk yarıda rüzgarı arkasına alan f.bahçe karşısında gol pozisyonu bulmakta zorlanan g.saray, dörtlü savunma uygulayan fenerbahçe defansında tomas ve luciano engeline takıldı.
1 dakikalık mutluluk
maça savunma ağırlıklı bir kadro ile başlayan ve geliştirdiği ani ataklarla pozisyon bulmayı planlayan f.bahçe, oyyunun belli bölümlerinde bunu gerçekleştirdi. rakibine oranla sahada daha mücadeleci ve diri bir oyun sergileyen konuk ekip, özellikle köşe atışlarından, galatasaray kalesinde tehlike yarattı. ilk 45 dakikanın bitimine bir dakika kala öne geçen sarı lacivertlilerin sevinci sadece bir dakika sürdü.
tomas savunmada
sarı-lacivertlilerde bu sezon ümit ilk kez orta alanda görev yaparken daum, kemal'i de sol kanatta oynattı. ayrıca sovunmada ümit'in yerine tomas forma giydi.
ilk atak cimbom'dan
maçtaki ilk atağı galatasaray geliştirdi. de boer'in pasında topla ceza yayı ön çizgisinin 3-4 metre kadar gerisinde buluşan volkan'ın sert şutu farklı şekilde üstten auta gitti. organize gelişen bir başka galatasaray atağında ise sağdan sabri'nin ortasına fenerbahçe savunması müdahale etti. ceza yayı üzerine gelen topa, arif'in zayıf vuruşu, kaleci recep'te kaldı. karşılaşmanın 14. dakikasında ise selçuk'un arapasında, kaleci mondragon serhat'tan önce topa sahip olarak büyük bir tehlikeyi önledi.
recep güçlükle çeldi
karşılaşmanın 28. dakikada f.bahçe savunmasının uzaklaştırmaya çalıştığı top son olarak batista'nın önünde kaldı. batista'nın yaklaşık 25 metreden sert şutunda, kaleci recep güçlükle topu kornere çeldi. bu pozisyonun 1 dakika sonrasında bu kez f.bahçe atağında ümit, sağdan ortaladı; van hooijdonk'un ceza alanı içinden kafa vuruşunda top az farkla yandan auta gitti.
gole anında cevap
ilk yarının son dakikaları yaklaşırken ataklarını sıklaştıran ve gol sinyallerini veren f.bahçe, 44. dakikada öne geçti. 35. dakikada gelişen tehlikeli pozisyonda topu kale çizgisinden prates'le çıkaran g.saray savunması, 41. dakikada van hooijdonk'un penaltı noktası üzerinden yaptığı vuruşu da batista ile engelledi.
bitime 1 dakika kala sol kanatta prates'ten kaptığı topla hareketlenen kemal, çalımlarla ceza alanına girdi ve kaleci mondragon ile karşı karşıya kaldı. bu oyuncunun çaprazdan vuruşunda, top mondragon'dan döndü. pozisyonun devamında sağ kanattan fatih'in ceza alanı içine gönderdiği topu, arka direkte kemal kafayla mondragon'un ellerinin arasından ağlara göndererek, fenerbahçe'yi 1-0 öne geçirdi. bu golün hemen ardından baliç ile hücuma çıkan galatasaray, soldan yapılan ortaya hareketlenen arif'le beraberlik golünü buldu. arif, ceza alanı içinde yaptığı şık kafa vuruşuyla eşitliği sağladı ve ilk yarı 1-1 berabere sona erdi.
devre golle başladı ama...
f.bahçe, ikinci yarıya golle başaldı ama yine sevinci sadece 1 dakika sürdü. karşılaşmanın 49. dakikasında sağdan selçuk'un ortasında, kemal arka direkte topla buluştu. kafa vuruşunda top kale yerine, çizgiye paralel olarak arke direkteki van hooijdonk'a doğru yöneldi. hollandalı golcü da altıpas içinde kafayla meşin yuvarlağı ağlara göndererek, fenerbahçe'yi bir kez daha öne geçirdi. bu golün hemen sonrasında galatasaray, ilk yarıda olduğu gibi yediği gole gecikmeden yanıt verdi. kaleyi cepheden gören pozisyonda prates'in yaklaşık 30 metreden sert şutunda dışarı doğru giden top, ceza alanı çizgisi üzerinde bulunan hakan şükür'ün kafasına çarpıp, kaleci recep'i kontrpiyede bırakıp, fenerbahçe filelerine gitti: 2-2.
karşılıklı ataklar
ikinci yarının ortalarından sonra rüzgarı arkasına alan g.saray, rakip kalede daha çok gözükmesine karşın her iki taraf da yakaladığı net pozisyonları değerlendirmedei. 63. dakikada sabri'nin sağda ceza alanı çizgisi üzerinden sert şutunda top üstten auta gitti. bu pozisyonun 3 dakika sonrasında ümit'in yaklaşık 25 metreden sert şutunda top az farkla yandan auta gitti. 71. dakikada serhat'ın soldan ortasında luciano'nun ön direkteki kafa vuruşunda top üstten auta gitti. 80. dakikada batista'nın ceza alanı dışından sert şutunda top yan direği sıyırarak auta çıktı. bu pozisyonun 1 dakika sonrasında kemal'in pasında ceza alanı içinde müsait durumda topla buluşan serhat, vurmakta gecikince, hakan ünsal topu kornere gönderdi.
neler kaçtı...
karşılaşmanın son dakikaları içinde her iki takım da yakaladığı net pozisyonları değerlendiremedi. 85. dakikada ümit'in sağ kanattan ortasına semih'in yakın mesafeden yaptığı vuruşta top bülent'e çarparak kornere gitti. bir dakika sonrasında bu kez soldan kemal'in ortasında altıpas içinde topu kontrol eden van hooijdonk, kaleci mondragon ile karşı karşıya kaldı. hollandalı golcünün yakın mesafeden sert şutunda kaleci mondragon gole izin vermedi. 88. dakikada hakan şükür'ün arapasıyla sağdan ceza alanına giren prates'in şutunda kaleci recep topa iki hamlede sahip oldu. 89. dakikada prates'in soldan kullandığı korner atışında, hakan şükür'ün kafa vuruşunda ceza alanı içinde luciano'nun topa elle müdahalesini hakem muhittin boşat görmedi. galatasaraylı futbolcuların bu pozisyonda penaltı itirazları karşısında hakem boşat ''devam'' kararı verdi. muhittin boşat, penaltı pozisyonuyla ilgili itirazlarını sürdüren yedek kulübesindeki hasan şaş'a kırmızı kart gösterdi. haftalardır konuşulan ve sonucu merakla beklenen dev derbi karşılıklı atılan gollerle 2-2 sona erdi ve türk futbolunu zıt kardeşleri 1'er puana razı oldu.
stat: atatürk olimpiyat
hakemler: muhittin boşat *, bülent gökçü ***, bahattin duran ***
21.09.2003 terim: smaç yapıldı, cezalandırılmalıydı galatasaray teknik direktörü fatih terim, maçtan sonra düzenlediği basın toplantısında, özellikle hakem muhittin boşat'a yönelik eleştirilerde bulundu. ''maç 2-2 giderken, voleybol oynanır gibi smaç yapılıyorsa, bu görülür. burada müspet bir eylem var. cezalandırılmalıydı. luciano topa smaç vurdu, hakem göremedi'' dedi.
fatih terim, geçen sezon 50-60 metreden, attıkları golü iptal eden hakemlerin, bu maçta ceza alanındaki bariz penaltıyı göremediğini dile getirdi.
fatih terim, ''maç 2-2 giderken, voleybol oynanır gibi smaç yapılıyorsa, bu görülür. burada müspet bir eylem var. cezalandırılmalıydı. luciano topa smaç vurdu, hakem göremedi'' dedi.
galatasaray'ın kısa süre içinde ilginç şeylere maruz kaldığını kaydeden terim, şunları söyledi:
''50-60 metreden arkada bulunan hakem tarafından golümüz iptal edildi. niye hep bize oluyor? hakemlere dokunulmayacak, birşey söylenilmeyecek. o zaman bu tür pozisyonlardan sonra antrenörlere ve futbolculara da birşey denmeyecek. bu işler göbek atarken olmuyor. çok şeylere ağzımızı açmadık. herkes herşeyi göremeyebilir. ancak bu görülmeyecek birşey değildi. şimdi hakeme ceza verirler, 5-6 maç dinlendirirler. böyle de bir ceza var. bülent yavuz, 'hakemler asar keser' demeyi bıraksın. geçen sezon üstüste 5 maçımıza mustafa çulcu verildi. biz birşey demedik. hakimin kararı bozuluyor, hakemin kararı bozulmuyor. bu arkadaşların verdiği karar, allah'tan sonra bozulmayacak tek karar. maalesef birşeylerin altında herhalde eziliyorlar.''
hasan'ın, atıldığı pozisyonda yalnızca, 'hoca yeter artık. artistliği bırak' dediğini kendisinin de duyduğunu anlatan terim, burada küfürün ve hakaretin bulunmadığını ifade ederek, ''bir takımın üzerinde devamlı bunlar olursa, birşey de demeli. bülent yavuz güzel talimatlar veriyor. maçtan önce 'hakemlere yardımcı olalım' diye haberyolluyor. ancak kendisi başka talimatlar da versin'' diye konuştu.
hakemlerin maçın kritiğini yapamayacaklarını ve yalnızca gördükleri pozisyonları değerlendirebileceklerini belirten terim, hakemlerin 'galatasaray galibiyeti haketti' diyerek böyle bir penaltıyı çalmama hakkın sahip bulunmadıklarını söyledi.
''iki takım da kazanabilirdi''
terim, güzel bir derbi maçı yaptıklarını belirterek, karşılaşmayı iki tarafın da kazanma şansını elde ettiğini dile getirdi.
ilk yarıda rüzgara karşı iyi oynadıklarını, ikinci yarıda da aynı biçimde fenerbahçe'nin iyi oynayıp, pozisyon bulduğunu kaydeden terim,maçın son bölümlerinde 8 günde 3 maç oynayan futbolcularında yorgunluğun ortaya çıktığını ve istedikleri futbolu ortaya koyamadıklarını bildirdi.
takımda bazı oyuncuların yorgunluğunun iyice ortaya çıktığını kaydeden terim, volkan ve baliç'in de 90 dakikayı çıkaracak güçte olmadıklarını söyledi.
takımın büyük bir bölümünün 5-6 yıl öncesine oranla değiştiğini anlatan terim, ''birtakım şeyleri yapmak için ortam bazen müsait olmuyor. eski günlere dönmek için bir söz veremeyeceğim. ama en kısa süre içinde ben de bunu istiyorum. tecrübeli olmak önemli, ancak yaş ortalaması yüksek olunca bazı şeyler de her zaman olmuyor'' diye konuştu.
terim, fenerbahçe teknik direktörü daum'un, maçta kendilerinin de penaltısının verilmediğinin savunmasının hatırlatılması üzerine de ''daum'un görüşü beni ilgilendirmiyor. herhalde ben başka maçtaydım'' demekle yetindi.
mondragon'a güvenoyu
terim, mondragon'un, maça iyi başlamasına karşın ilk golü kötü yediğini söyledi.
kolombiyalı file bekçisinin güvendikleri bir kaleci olduğunu vurgulayan terim, ''bazen böyle şeyler üstüste gelir. kendisinin ilerki günlerde daha iyi oynayacağına inanıyorum'' dedi.
arif'i derbi maçlara alışkın bir oyuncu olduğu için oynattığını kaydeden terim, attığı golde de bu pozisyonda ortaya konulan organizasyonun güzel olduğunu söyledi.
atatürk olimpiyat stadı'ndaki derbi, temposu, golleri, kartları ve tartışmalı pozisyonlarıyla uzun yıllar unutulmayacak güzellikteydi. dört golün de kafayla atıldığı maçta hakem muhittin boşat, f.bahçe ve g.saray'ın 1’er penaltısını es geçti.
sezonun ilk derbisinde adeta zaman durmuştu. herkes saatlerini güneşin doğuşu ile birlikte 16.00'ya kurmuştu. heyecan sabah saatlerindeki paf maçı ile başladı. stres o kadar yoğundu ki genç futbolcular ağabeylerini aratmayacak sahneler yaşattılar. maç 1-0 devam ederken son dakikada sarı kırmızılıların kaptanı görkem'in elle müdahalesi sonrası çalınan penaltı sanki akşam yaşayacağımız manzarayı sabah saatlerinde bize yaşatıyordu. galatasaraylı gençler sabah, ‘‘hakem bizi yaktı’’ diye haykırırken akşam saatlerinde de ağabeylerinin aynı şekilde haykıracağı aklımıza gelmezdi. karşılaşma sis bombasıyla başladı. ilk dakikalarda fener bekliyor, galatasaray saldırıyordu. ilk darbe 29. dakikada ümit'in sağdan ortasında, van hooijdonk'un ceza alanı içinden kafa vuruşunda top az farkla yandan auta gittiği zaman vuruldu.
ilk yarı biterken
dakikalar 45'i gösterdiğinde, ‘‘ben bu maça adımı yazdırırım’’ diyen kemal kendini hissetirdi. prates solda topu kemal'e kaptırdığında ilk kez heyecan doruğa ulaştı. kemal çalımlarla ceza alanına girdi ve en sonunda vurdu. mondragon'dan dönen toptan sonra f.bahçe durmadı. sağ kanatta fatih ortaya çıktı kafasını kaldırdı, ortasını yaptı ve arka direkte kemal kafayla mondragon'un ellerinin arasından topu ağlara göndererek, f.bahçe'yi 1-0 öne geçirdi. fenerliler tam sevinelim derken 45+1. dakikada baliç ile hücuma çıkan g.saray, bu oyuncunun soldan ortasında arif'in şık kafa vuruşuyla eşitliği sağladı ve ilk yarı 1-1 berabere sonuçlandı. ilk yarıda her şey 2 dakikaya sığmıştı.
f.bahçe recep (7) fatih (7) luciano (7) tomas (7) petkov (6) ümit özat (8) selçuk (7) serhat (6) (dk.84 semih) aurelio (7) kemal (9) van hooijdonk (8) t.d: c.daum
stat: atatürk olimpiyat
hakemler: muhittin boşat (5), bülent gökçü (6) bahattin duran (6)
goller: dk.45 kemal, dk.45+1 arif, dk.49 van hooijdonk, dk.50 hakan şükür
sarı kartlar: dk.12 van hooijdonk, dk.30 baliç, dk.76 aurelio, dk.90 kemal
kırmızı kart: dk.90+1 hasan
2. yarı başladığında yine f.bahçe akınları göze çarpıyordu. 49. dakikada sağ kanattan ümit'in ortaladığı topu kemal indirdi. van hooijdonk kafayla filelere gönderdi ve f.bahçe bir kez daha öne geçti: 1-2. fenerliler birkez daha, ‘‘şöyle bir sevinelim’’ diyerek ayağa kalktılar ama 50. dakikada prates'in yaklaşık 25 metreden sert şutunda hakan şükür'ün kafasına çarpan top recep'in üstünden ağlara gidince maçın skoru 2-2 oldu. top, bu maçta iki tarafı da fazla üzmüyordu, ‘‘siz sevindiniz buyrun siz sevinin’’ diyerek derbiye renk kattı.
her şey 3 dakikada oldu
86. dakikada kemal, van hooijdonk'u gördü, vuruşunu mondragon çıkardı. 89. dakikada prates korneri kullandı. hakan şükür ile luciano topu paylaşmak için havalandı ancak topa doyamayan luciano bir de elini işin içine sokunca ortalık karıştı. muhittin boşat, ‘‘penaltı yok’’ dedi. yedek kulübesindeki hasan, ‘‘artistlik yapma hoca’’ diye haykırdı, kendisini dışarıda buldu. bu derbide herşey 3 dakikada oldu. golleri, olayları ile bir derbi 3 dakikaya sığdı.
notlar
10 yıl sonra gündüz maçı
yılın ilk derbisinde g.saray ile f.bahçe, 10 yıl aradan sonra bir gündüz maçında karşı karşıya geldi. 2 takım arasında gündüz saatlerinde yapılan son maç 1992-93 sezonunda yapıldı. ligin 25. haftasında kadıköy'deki maçı galatasaray 4-1 kazanmıştı. ezeli rakipler, daha sonraki 36 maçta gündüz saatlerinde karşı karşıya gelmemişti.
paf maçı 1-1 bitti
galatasaray ile fenerbahçe arasındaki derbi maç öncesi, 2 takımın profesyonelliğe aday futbolcular (paf) ligi'ndeki maçı 1-1 berabere bitti. ilk golü sarı kırmızılılar kaydederken, fenerbahçe, son dakikada eşitliği yakaladı.
derbide ilk heyecan
maçta her iki takımda da çok sayıda oyuncu, şimdiki takımlarının formasıyla ezeli rakiplerine karşı ilk kez forma giydi. galatasaray'da de boer, baliç, prates ve sabri, fenerbahçe'de ise, recep, luciano, tomas, aurelio, van hooijdonk, petkov ve selçuk, ilk kez yeni takımlarında derbiye çıktı.
sıcak su tartışması
maç sonrasında f.bahçelilerin suların soğuk akması nedeniyle duş almakta zorlandıkları iddia edildi. karşılaşma sonrası soyunma odasına giden fenerbahçeli futbolculardan kemal, suların soğuk aktığını ve duş almakta zorlandıklarını ileri sürerken, g.saray kulübü ikinci başkanı, ‘‘bizim meselemiz değil. bu provokasyondur’’ dedi.
ikiside penaltı
f.bahçe'nin hollandalı yıldızı, ‘‘luciano'nun topa elle müdahelesinde hakem yanlış karar verdi. ancak, ilk yarıda bülent'in bana yaptığı hareket de penaltıydı’’ dedi. luciano ise, ‘‘topa kasten elle vurmadım. elime çarptı’’ savunmasını yaptı.
hooijdonk'tan eleştiri
fenerbahçeli pierre van hooijdonk, hakem muhittin boşat'ın her iki takımın birer penaltısını vermediğini söyledi. maçın son dakikalarında galatasaray'ın kullandığı korner atışı sonrası luciano'nun topa elle yaptığı müdahelenin penaltı olduğunu belirterek, ‘‘ancak maçın ilk yarısında da bülent'in bana yaptığı hareket penaltı olarak değerlendirilmeliydi’’ dedi.
hakem haklıydı
pozisyonun kahramanı luciano ise hakem boşat'ın doğru karar verdiğini savunarak, ‘‘ben, elimi topa dokunmak için uzatmadım. hakan şükür'le birlikte topa çıktık, ondan seken top elime çarptı. yani penaltı değildi. zaten hakem de vermedi. hakem vermediyse penaltı değildir’’ diye konuştu. galatasaraylı futbolcular da pozisyonun penaltı olduğunu vurgulayarak şöyle konuştular:
tüm türkiye gördü
bülent korkmaz: ‘‘penaltıyı hakem görmedi, tüm türkiye gördü. hakem 'görmedim' diyor. havadaki bir topu görememe gibi bir durum söz konusu olamaz.’’ hakan ünsal: ‘‘yüzde yüz penaltıyı vermediler. hakemler geçen seneden beri hep bizim aleyhimize çalışıyorlar. bunların hepsi planlı.’’ frank de boer: ‘‘orada rakibin elle müdahale ettiğini stattaki 80 bin kişi gördü ama iki kişi göremedi. diyecek birşey yok.’’
olay yaratan pozisyon
maçın 89. dakikasında prates'in soldan kullandığı korner atışına hakan şükür ile birlikte yükselen luciano topa elle müdahele etti. galatasaraylılar'ın penaltı beklediği bu pozisyona hakem muhittin boşat 'devam' kararı verince ortalık karıştı. sarı kırmızılılar uzun süre hakeme itiraz etti, ancak sonuç alamadı.
vallahi küfür etmedim
sadi kemal yaşar
maçın 90. dakikasında 4. hakem mustafa çulcu'nun uyarısıyla kırmızı kart gören hasan şaş, ‘‘en sevdiklerimin üzerine yemin ediyorum ki, mustafa çulcu'ya hakaret etmedim’’ dedi.
saha karıştı
g.saray-f.bahçe maçının en ilginç olaylarından biri 90'ıncı dakikada gelişti. luciano'nun ceza sahasında topa elle müdahele ettiği pozisyonun 'es' geçilmesine sinirlenen sarı kırmızılı futbolcular uzun süre hakem muhittin boşat'a itiraz etti. bu sırada, fatih terim başta olmak üzere g.saray yedek kulübesindeki tüm futbolcular ve teknik heyet, saha kenarına kadar gelip, hakemlerle diyaloğa girdi.
çok sinirlendi
bu gergin diyaloglar sonrasında 4. hakem mustafa çulcu'nun uyarısıyla hakem muhittin boşat, g.saray'ın yedekleri arasında yer alan hasan şaş'a kırmızı kart gösterdi. sahadan atılmasına sert tepki gösteren hasan, sinirli bir şekilde soyunma odasına giderken, kırmızı kartın haksız olduğunu söyledi. mustafa çulcu'ya birşey söylemediğini ileri süren tecrübeli futbolcu, şöyle konuştu:
çulcu da yemin etsin
‘‘çulcu'ya birşey demedim. en sevdiklerimin üzerine yemin ediyorum ki, mustafa çulcu'ya hakaret etmedim. o da çıksın, en sevdikleri üzerine yemin etsin, 'hasan bana küfür etti' diye. çulcu delikanlıysa 'hasan, ben kırmızı kart konusunda bu nedenle uyarı yaptım' desin.’’
1.5 saat bekletildiler
maçtan sonra karşılaşmayı yöneten hakemler, 1.5 saat soyunma odasında bekletildi. hakemler, daha sonra çok geniş güvenlik önlemleri altında stattan çıkartılarak, eskortlar eşliğinde ayrıldı. bu arada g.saraylı yöneticilerin ağır eleştirilerine hedef olan mhk başkanı bülent yavuz, karşılaşma sonrası stattan ayrılırken sinirli hareketleriyle dikkat çekti.
fener yolunu kaybetti! sarı lacivertli kafileyi taşıyan otobüs, havaalanı sapağında yanlış yola girinince yolunu kaybetti. otobüsün şoförü hatasını çabuk anlayıp, doğrusunu buldu.
kulüp başkanı aziz yıldırım ve yöneticilerin de içinde bulunduğu f.bahçe kafilesini taşıyan otobüs, atatürk olimpiyat stadı'na gelirken yolunu kaybetti. mahmutbey gişelerine gelmeden havaalanı yoluna girmesi gereken otobüs, havaalanı sapağını geçince mahmutbey gişelerine doğru ilerledi.
çabuk fark etti
otobüsü kullanan şoför, hatasını çabuk fark etti, ancak iş işten geçmişti. küçük bir zaman kaybına uğrayan sarı lacivertli kafile, 10-15 metre gittikten sonra yanlış yolda olduklarını fark edince, otobüs geri geri gelerek stadın yoluna girdi.
f.bahçe taraftarına tek tip tişört
ayrı ayrı gruplar halinde stada gelen f.bahçeli taraftarlara burada üzerinde ‘‘fenerbahçe 12’’ yazılı tişörtler dağıtıldı. öte yandan sarı lacivertli taraftarların stada gelişi sırasında otobüslerin camlarından parmaklarıyla g.saraylılara yönelik, geçen sezon 6-0 kazandıkları maçı hatırlatan ‘‘6’’ işareti yapmaları dikkati çekti.
son dakikada orta hakem muhittin boşat, enteresan bir hamlede bulundu ve yedek kulübesinde oturan hasan şaş'a kırmızı kart gösterdi. ama bu zaten bildiğimiz maçlardan değil. baştan alalım: galatasaray-fenerbahçe derbisindeyiz. yılın ilk derbisi. senelerdir en büyük gurur vesilesi galatasaray'a 6 gol atmış olan, sonra da avrupa kupaları ve türkiye ligi dahilinde epey bir süredir bunun üzerine yatan fenerbahçe ile ezeli rekabet bağlamında kendini ‘‘mahcup hisseden’’ g.saray'ın bu sezonki ilk maçı bu.
burası tam bir köy
pek çok kişi olimpiyat köyü'ne gelmekte zorlandı. stat muhteşem ama yol durumu göz önünde bulundurulunca burası tam anlamıyla bir köy. olimpiyatlara bu stadyum ile ev sahipliği yapmayı göze alabildiklerine göre düşündükleri bir şey vardır herhalde. yani bir hal çaresi. ama söz konusu ‘‘yerli’’ taraftar olunca, kendi evinde çocuğunu salona sokmayan, misafir odasına özen gösteren, kendi ise bir kaos içinde yaşayan standart türk ailesini andırıyor. maç, malum on dakika geç başladı. galatasaray tribünleri neredeyse turuncuydu; böyle bir sarı kırmızı ahenk... arada kültür-sanat uzmanı bir arkadaşımızın dediğine göre bienallerinde kullanılan yansıtıcı malzemeden oluşan üç yıldız galatasaray tribününden parlıyordu. galatasaray'ın ‘‘kültür’’üne pek yakıştı. fenerbahçeli taraftarlar mütevazı, dört bin kişilik, silme sarı bir topluluk olarak galatasaray tribünlerine hizmet veriyor gibiydi. ortada lacivert görünmüyordu. bir galatasaray taraftarı olarak sevincimiz kursağımızda kaldı. yine de müsterihtik. o üç yıldız ve malum slogan yaramıza pansuman oldu.
protokolde olay çıktı g.saray- f.bahçe maçında sarı lacivertlilerin kemal ile kazandığı golden sonra protokol tribünü'nde olay çıktı. fenerbahçeliler, galatasaray’ın eski yöneticilerinden fatih altaylı'nın, elindeki içki kadehini sarı lacivertlilere fırlattığını iddia etti. fenerbahçe asbaşkanı mahmut uslu, altaylı'nın alkollü olduğunu ve kendilerine ağza alınmayacak şeyler söylediğini ifade etti. uslu, anaları ve aileleriyle ilgili ağır sözlerin altaylı tarafından söylendiğini öne sürerek, ‘‘kendisiyle görüştüm, yanlış yaptığını söyledim. böyle şeylere herkesin dikkat etmesi lazım’’ dedi.
altaylı: yalan
yöneticilerden hakan bilal kutlualp de, bulundukları tribünün yanındaki locadan kendilerine sözlü ve fiziksel saldırı olduğunu ve üzerlerine içki dolu bardaklar atıldığını söyledi.galatasaray'ın eski yöneticisi fatih altaylı ise, adının karıştığı olayla ilgisi bulunmadığını açıkladı. altaylı, ‘‘olay çıkardı deniyor. protokol tribünü'ne adım atmadım. viski attığım da yalan. bize küfür ettiler. arkadaşlar karşılık verdi. ben olayları yatıştırmaya çalıştım’’ dedi.
maç başlamadan anons yapıldı
derbi maçın başlamasına az bir süre kalan g.saray tribünlerinden sahaya renkli duman çıkaran maddeler atıldı. bu nedenle hakem muhittin boşat, maçı başlatmayarak, anons yaptırdı. bu arada fatih terim, bu maddelerden birisini dışarıya atmaya çalıştı. karşılaşma bu nedenle yaklaşık 10 dakika geç başladı.