ankara'da h. tepe - altay, ş. spor - göztepe, izmir'de a. ordu - g. birliği, iz. spor - ptt oynarken, istanbul'da tek karşılaşma var
g. saray - beykoz
saat 14.30'da yapılacak karşılaşmaya, sarı-kırmızı'lılar, sakatlığı geçmeyen naci ve santrfor metin'den mahrum bir kadro ile çıkıyor
milli ligde bugün şehrimizde tek maç g. saray ile beykoz arasında oynanacaktır.
saat 14.30 da yapılacak karşılaşmaya, galatasaray sakatlığı geçmeyen metin ile naci’den mahrum bir kadro ile çıkacaktır.
geçen hafta göztepe ve altay’a karşı, diri atak bir takım hüviyetinde görülen beykoz'un, sarı -kırmızılıları zorlayacağı tahmin edilmektedir. kâğıt üzerinde favori galatasaray olmakla beraber, beykoz'un galibiyeti de hiç bir zaman sürpriz sayılmamalıdır.
g. saray başkanı yenal konuştu: "parasızlık bizi bu hale getirdi
talât'ın «30.000 verilmezse oynamam» demesi üzerine yenal «borcumuz 12.000 liradır. para basacak değiliz» dedi
galatasaray kulübü başkanı ulvi yenal, «hâsılatımızı elimizden alıyorlar» demiştir.
«bizi bu hâle getiren parasızlıktır, aylık masrafımız 180 bin lira buna mukabil, bunun yarısını dahi ayda alamıyoruz» şeklinde konuşan yenal. «ne stad var, ne tesis var kısacası emekleme devrindeyiz buna mukabil hasılatlardan yüzde 42’si kesiliyor» demiş ve bunun türk sporu için çok vahim olduğunu belirtmiştir.
galatasaray'ın bugünkü durumu, hakkında bir basın toplantısı tertipleyen ulvi yenal, «talât'ın 30 bin lira verilmezse oynamam» şeklindeki sözlerine «evet borcumuz var ve 12 bin liradır. biz para basacak değiliz şu anda paramız yok» diye cevap vermiştir.
stadın en geç bir iki ay içinde hizmete açılacağını açıklayan yenal, inter'in haziran ayı içinde gelmeyi kabul ettiğini bildirmiştir.
şiddetli yağmur ve balçık hâline gelen sahaya rağemen zevkli bir mücadelenin cereyan ettiği maçta
g. saray'a 2 puanı turgay kazandırdı
sarı - kırmızılılar, kendilerini çok zorlyan beykoz'u 1-0 yendiler
kahraman bapçum
oyun golle başladı. yağmur, maçtan önce başlamıştı bile...
ilk akla gelen galatasaray gollerinin sağnak gibi birbiri ardından gelmesi idi. ama sarı - kırmızılılar yeni goller atmak şöyle dursun uzun bir süre kontrataklarını bile saha ortasında suya gömüp, döndüler.
ilk vuruştan sonraki beykoz akını avuta kadar gitmişti. avut atışı ile soldan acılan galatasaray akını erol'un topu ortaya aşırması ile kale önüne yıkılıverdi. turan daldı. kaptı topu. nihat'ın ufacık bir duraklaması ile yerden -daha doğrusu su yüzeyinden- sıyırtarak kaleyi buldu. henüz ilk altmış saniye dolmamıştı.
yağmur devam ediyor, saha çamur olmağa bile imkân bulamadan göl oluyordu. orta sahayı en iyi şekilde hükmü altına alan sarı - siyahlılar golden iki üç dakika sonra oyunu da ellerine alıverdiler. bugün için belki de türkiye'nin en iyi yan hafları olan niyazi ve cevdet her topu kesiyor ve galatasaray ceza sahası içine yutulmaya hazır top yumurta gibi bırakıyorlardı.
ikinci devrede ilk «büyük an» beşinci dakikada doğan'ın attığı kurşun gibi frikikte nihat’ın yaptığı kurtarıştı. yarım dakika sonra da bahri çok yakından nihat’ı yeniyor, fakat topu yukardan avuta atıyordı.
ondan sonra gene beykoz topu, oyunu, sahayı ve galatasaray’ı kontrol altına aldı. ve... turgay oynamağa başladı. bir kaleci için havaların en kötüsü idi bu... top ıslak, yer ıslak, kendisi ıslaktı. attılar, yumrukladı. vurdular, karşıladı. plâse ettiler, çıkardı. hele orhan'ın bir şütünü kalesinin kendine göre sol köşesine sıçrayıp sağ yumrukla kornere çıkarışı vardı ki...
bu arada, galatasaray ilk devredeki durgunluğunu bırakmış, futbol üstünlüğünü kabul ettiremediği rakibine karşı bir fizik mücadelesine girmişti. bunda da başarı kazanmadığı söylenemezdi. ama bütün devre boyunca ilk beş dakikadaki iki pozisyon hariç sadece iki gol pozisyonu yakaladılar. bunlardan biri tarık'ın sıyrılıp girmesine rağmen, ayaklarına yatan nihat’tan topu sökememesi ile bitiyor, diğeri ofsayt pozisyonunda kaçan ve hakem tarafından durdurulmayan bahrinin avuta çıkan şütü ile kaybolup gidiyordu.