14.04.1962 de oynanan bu maçta fenerbahçe kafkafı 4-0 yenerek 3 büyüklerin onurunu kurtardı. bu sezon karşıyaka ligde 3 büyüklerle yaptığı 6 maçta 5 galibiyet alırken,galatasaray ve beşiktaş'ı hem içeride hemde dışarıda 2 şer kez yenme başarısı gösterdi. maçlar şöyle: 09.09.1961 karşıyaka 1 fenerbahçe 0 30.09.1961 galatasaray 1 karşıyaka 2 03.12.1961 beşiktaş 0 karşıyaka 1 08.04.1962 karşıyaka 1 galatasaray 0 24.06.1962 karşıyaka 1 beşiktaş 0 ilk yarıda yaptığı tüm maçlarda da 3 büyükleri yenmesi ayrıca büyük bir başarıdır. 35,5luğu ligimizde yeniden görmek dileği ile...
3 büyüklerden 1 sezonda en fazla puan alan takım karşıyakadır.karşıyaka bu maçta fenerbahçeye yenilmemiş olsaydı,aynı sezon içerisinde 3 büyüklere yenilmeyen ilk takım olacaktı.bu maçı kazansaydı 6 da 6 yaparak müthiş bir başarı elde etmiş olacaktı
fenerbahçe ve istanbulspor takımları bu hafta mithatpaşada altay ve karşıyaka ile yapacakları milli lig maçları için ilk hazırlıklarını dün yapmışlardır. her iki takım yarın da bir çalışma yaptıktan sonra istirahate çekilecektir.
fenerbahçe ve istanbulspor ile mithatpaşa stadında karşılaşacak olan altay ve karşıyaka, bu aksam istanbulda olacaktır. ilk devrede fenerbahçeyi alsancakta mağlûp eden izmir takımları «revanşta rakiplerimize yenilmemek için oynayacağız» demektedirler.
sarı-lâcivertliler, 1-0'ın revanşını almak ve liderle olan 5 puan farkı da açmamak için oynayacaklar
fenerbahçe ile karşıyaka maçı saat 16 da başlayacaktır. geçen hafta izmirde galatasaray'ı mağlûp eden karşıyaka, bugün için de ciddi bir şekilde hazırlanmıştır. ancak liderin her puan kaybedişinde biraz daha şansı kuvvetlenen ve şampiyonluk ümidi artan fenerbahçe, avantajını kaybetmemek için bütün gücü ile çalışacaktır. bu sebeple çok çekişmeli geçeceği tahmin edilen müsabakada galibiyetin, kendi sahasında oynayacak fenerbahçeye daha yakın olduğu söylenebilir.
fenerbahçe antrenörü necdet erdem, takımının bugünkü ve yarınki rakipleri karşıyaka ve altay için, «zorlu rakipler» demiştir.
sarı - lacivertli takımın istenilen kıvama gelmediğini belirten erdem, «kabul etmek lâzım ki bugün yeni bir mücadeleye girişiyoruz. kuvvetli ve iyi futbol oynayan izmirli rakiplerimize karşı dikkatli olmak gerekiyor.» demiş ve eksiklerine rağmen kadrosuna güvendiğini belirtmiştir.
fenerbahçenin bugünkü maça, «üner - atillâ, özcan - bülent, naci, hüseyin - mustada, lefter, şeref, nedim, selim» şeklinde çıkması muhtemeldir. sakatlığı tamamen geçen lefter bu sabah hafif bir idmana daha tabi tutulacaktır.
sarı-lâcivert'liler, iddialı karşıyaka'dan rövanşı, birbirinden güzel gollerle aldılar
kahraman bapçum
gol... gol.. gol... gol... doksan dakikalık maç dört adet golden ibaretti. gerisi de pek ahım şahım olmayan ciddi hır mücadele idi. ama goller de dillerde uzun zaman dolaşacak kadar şâhane ve birbirinden güzeldi doğrusu.
isterseniz birinciden başlayarak teker teker ele alıp hangisinin en güzel olduğunu araştıralım. zaten - o sadece gol olan - dört hareket anını çıkarıp atsak ortada fazla bir şey kalmayacaktı.
ne karşıyaka bir hafta önce ldier galatasarayı yenen ve sezon boyunca başarılı neticeler almış takıma benziyordu, ne de fenerbahçe böyle 4-0 lık bir skoru hakedecek mükemmel bir futbol oynadı.
fakat madem ki futbol gol atıp gol yememektir: sarı - lâcivertli takım için sadece skor bile üstün bir başarı sayılmak lazım.
şık gol
yarım saat fenerbahçe nispeten daha üstün oynamış ancak ortaya dişe dokunur bir şey koyamamıştı.
ve ihtimal o ilk yarım saatte fenerbahçenin en balarısız elemanı da solaçık hilmi idi.
nitekim dördüncü dakikada rakip kale önündeki karambolde çok rahat bir vuruşla topu avuta atan, 25. dakikada bülent'in sağdan yaptığı ortayı göğsü ile yere indirip mükemmel bir pozisyonu tam kale ağzında berbat eden, bundan iki dakika sonra bülentten selime ondan da kendisine gelen topu havalara dikip bir şansı daha ezen hep hilmi idi.
gel gelelim 31. dakikada şerefin leftere verip onun da kaleye havale ettiği topu hilmi dalarak yakladı. durdu. döndü. ince ve kıvrak bir vücut hareketi ile önce önündeki beki, sonra kaleciyi rahatça ekarte etti... sonra da kaleye yükleniverdi top la... hilmi bundan evvel neler kaçırmış olursa olsun, bu gol tek kelime ile «avrupalı» bir goldü...
sürpriz gol
lâkin iki dakika sonra şerefin yaptığı ondan da avrupalı idi... mikro orta çizgiden ileri yuvarlamıştı topu... şeref fırladı. aldı, sol taraftan da lefter ve selim kaçıyorlardı. ortada yalnız ahmet kalmıştı defans olarak... şeref topu sola geçirirse lefter ve selim akınla karşı karşıya kalacaklardı. şeref geçirmedi. takıldı. tekrar aldı. en beklenmez bir anda ceza sahasının dışından çaktı topun dibine ve top kalenin üst direğini sıyırarak içeri girdi. bu gol dünyanın, her yerinde parmak ısırtırdı...
yıldırım gol
ikinci devreye iki farkla başlayan fenerbahçe içni maç alınmış sayılırdı. öyleydi ama fenerbahçe «iyi bir futbol» oynuyor değildi. hele lefter, hiç de iyi bir lefter sayılmazdı. tıpkı hilmi gibi... ancak devrenin 11. dakikasında ortadan biraz sağa doğru ve kaleye münakaşasız 30 metre uzaklıkta bir frikik oldu. lefter - kötü gününde olan lefter - topu dikti. gerildi . gerildi... oradan kaleye şut mu atacaktı yani? atardı ya! fakat girmezdi tabii... laf değil 30 metre ve duran top... lefter 10 metre kadar koştu ve çaktı. meşin topun durduğu yerden bir top merisi çıktı sanki. o gelen cismin üst direği sıyırarak nasıl içeri girdiğini kaleci akın da anlayamayacak ve dakikalarca o noktaya bakıp kalacaktı. bu gol ilk ikisinden de belki daha güzeldi.
şiir gol
halbuki bu devrinin 23. dakikasında bir de günün en iyi oyuncusu şerefin «şiir golü» bizi bekliyordu. hilmi soldan girdi. selime aktardı. selimin ileri yuvarladığı topa şeref yetişti. avut öizgisi üzerinden ve kale direğine birkaç metre uzaklıktan vurdu topa. fizik kaideleri bu topun kaleye girmesine izin vermezdi ama... top ters taraftan ağlara takılacaktı.
ve karşıyaka - talihsiz karşıyaka -birbirinden güzel gollerle yenilirken ogün'den başka parlayan adam da gösteremiyordu.