* ilk gol attığı, * ilk beraberlik aldığı, * ilk puan aldığı, * deplasmanda ilk gol attığı, * deplasmanda beraberlik aldığı ilk, * deplasmanda ilk puan aldığı maç.
saat 14.45 de başlayacak olan ilk karşılaşmada şanslar müsavi. 16.30 daki maçta ise kasımpaşa karşısında fenerbahçe favori
milli lig maçlarının ikinci hafta karşılaşmaları bugün mithatpaşa stadında yapılacak olan istanbulspor - feriköy, fenerbahçe - kasımpaşa maçlariyle başlayacaktır.
fenerbahçe - kasımpaşa
saat 16.30 da başlıyacak olan karşılaşmada geçen yılın şampiyonu sarı-lâcivertli takım ilk nazardaşanlı gözükmektedir. gerçi fenerbahçenin arzulanan kıvamı bulmamış olduğu muhakkaktır. ancak geniş bir transfer faaliyeti gösteren bugünkü rakibi kasımpaşa da ilk maçında, müsbet not almaktan uzak ve dağınık bir ekip hüviyetinde gözükmüştür. kısa zamanda lâcivert - beyazlı takımın düzelmesini beklemek doğru bir iş olmayacaktır. bu sebeple bugünkü karşılaşmada fenerbahçenin sahadan galip ayrılması beklenmektedir. tarafların muhtemel tertipleri şöyledir:
recep'in golüne sarı-lâcivertliler mustafa vasıtasıyla mukabele ettiler
ikinci devre büyük bir mücadele halinde geçti. bülent kurtarışları ile hatalı yediği golü telâfi etti
namık sevik
gerçi fenerbahçe'ye ilk ihtarı feriköy vermişti. fakat galibiyet, bizi hakikatlerin gizlenmesine sebep olmuş, alâkalılara mütenebbih olmak imkânını vermemişti.
bu sebeple aynı hataları tekrar ettikleri görülmüştür. evet sarı - lacivertliler kasımpaşa karşısında bir bocalama devresi geçirmişler ve işin şakaya gelmediğini anladıkları bir sırada ise hakemin düdüğü ile karşılaşı vermişlerdi. beraberlik. hem de kasımpaşadan alınan bir beraberlik...
iddialı, geçen senenin çifte şampiyonluk unvanına sahip bir takım için verilen puan, ilk nazarda bu bir kayıp olarak mütalea edilecektir. ama gel gör ki hakikat bölye değildir.
işin esasında puanı kaybeden kasımpaşadır. zira bülendin can'ın 25 metreden attığı şutu tutamaması mustafanın o anda kalenin önünde bir mantar gibi bitivermesi ve topu köşeye plâselemesi... bu fenerbahçe için bir şanstır. ama denecek ki, lefterin ve can'ın attıkları, hata yaptığı söylenen kaleci bülendin kurtardıkları? doğru. bir hüküm verirken, maçı bu cepheden de görmek icabeder. ancak, hatâ başka, muvaffakiyet başkadır. bu takdirde hatırlanması icabedecek husu, recep'in fenerbahçe ceza sahası içerisine kadar sokulup attığı bomba gibi bir şütün müdafillere çarparak kurulmasıdır. işte şans burada rol oynamış ve top kaderin bir cilvesi olarak dışarı çıkmıştır. bu gol olsaydı, hiç kimse şüphe etmemeliydi ki bülend bir daha topu göğüsüne çarptırmayacaktı ve bir kazâ golü yemeyecekti. bülend kadar lâcivert-beyazlı formayı sırtında taşıyan 11 genç aynı mücadeleyi, aynı azmi şöhrtetli rakibi karşısında tam 90 dakika devam ettirmişti. eğer hücum hattında recep'in sürüklediği akınları, diger arkadaşları değerlendirmeseyi bilselerdi, esasen baştanberi bocalayan fenerbahçe müdafaası muhakkak ki bu yükün altından kalkamayacaktı. hasılı yenilmesi beklenen kasımpaşa, hakkında peşin hüküm verdirenleri yanıltan bir oyun çikarmış ve kuvvetli rakibine ligin ikinci haftasında bir çelme atmaya muvaffak olmuştur bu fenerbahçe takımı için bir alarm çanı mahiyeti taşımaktadır. milyonluk kadronun şöhretli futbolcularına artık akrobasiyi bırakmaları, fantaziye kaçan hareketleri terketmeleri ve bir takım şuuru içerisinde kollektif oyuna ayak uyduracak şeklide futbol oynamaları zamanı gelmiştir. zira bütün iddiası milli ligde şampiyon olmak değildir. önünde csepel vasas maçları vardır. onun karşısına bir kasımpaşaya, bir feriköye çıkar gibi değil türkiyeyi temsil eden bir takım hüviyetiyle çıkması icap etmektedir.
dağınık, düzensiz ve isteksiz fenerbahçe'yi dün ayakta tutan futbolcuların adedi üç veya dördü geçmeyecektir. bunların kim olduklarını anlamak için yıldız tablosuna bir göz atmak kâfi gelecektir. özcan mütereddit, naci zorlu rakipleri karşısında çabuk demoralize olmak iritadında can bir barometre gibi daima mütehavvii, lefter kelimenin tam manâsiyle formsuz, şeref ve yüksel ise sadece koşan. fakat netice almaktan uzak görülmüşlerdir. bu tablo içeristinde, hazırlık maçlarından beri yüksek form gösteren ergun'un niçin takıma konmadığını insan doğrusu öğrenmek istiyor.. şunu da ilâve edelim ki bir memur kadar vazifesini sahada muntazam yapan osman aranan adam olmuştur. kısacası fenerbahçe milli lig'e kötü girmiş ve bunun menfi meyvasını dünden itibaren toplamaya başlamıştır.
maçın kritik dakikaları ve golleb
oyuna sarı-laciveretli takım sür'atli bir tempo ile başlamış. ilk dakikalarda can'ın bir iki güzel hareketi gözü okşamış, fakat bu okşama orada kalmıştı. daha sonra kasımpaşa'nın kuvvet denemesine giriştiği görülmüştü. bilhassa recep akın tanzim edişi ve attığı şütlerle «ben de varım ve daha bir müddet bu sahalarda var olacağım» demek istiyordu.
işte 11 inci dakika, şöhretli futbolcu topla fenerbahçe kalesine iniyor. karşısında naci var, geçiyor. ne yapacak? ne mi yapacak? bomba gibi bir şüt ve top filelerde... kasımpaşa 1-0 öne geçiyor. fenerbahçe'de ise bir bocalama var. fakat bu çok sürmeyecektir.
işte 16 ncı dakikada can'ın 25 metreden çektiği şüt. top kaleci bülend'in göğsünden fırlayacak ve yetişen mustafa beraberlik golünü atacaktır.
bundan sonra fenerbahçe tekrar eski haline dönecek ve devre bu netice ile bitecektir.
ikinci devrede ise aynı durgunluk devam edecek ve maçın bitmesine 10 dakika kala kasımpaşa yarı sahasında bir ölüm kalım harbi başlayacaktır. lefter'in bu arada savurduğu üç yüzde yüz gollük şütü bülend klâs hareketlerle kurtaracak ve yine can'ın sert bir şütünü bir kedi çevikliği ile kornere atacaktır.
son dakikalarda recep'in şahsi bir atakla ceza sahası içerisine sokuluşu pek çok fenerbahçeli'nin yüreğini ağzına getirecek ve «aman bu maç berabere bitsin» sözleri duyulacaktır. ve az sonra maç bu netice ile bitecektir.