a milli futbol takımımızın rakibi fransa "b" futbol takımıdır.
federasyon başkanımız hasan polat, teknik direktörümüz italyan giovanni vargliani, kaptanımız galatasaraylı turgay şeren ve maçın hakemi ispanyol manuel asensi idi. tek golümüz 61. dakikada metin oktay'dan gelmişti.
fransa (b): pierre bernard - raymond kaelbel, stéphane zymczak, andré lerond, marcel nowak - leon deladerrière, christian oliver, antoine dalla cieca - dominique rustichelli, ernest schultz, stanislas curyl
takımımız, bugün sahaya portekiz maçının ikinci devresindeki tertibiyle çıkacak
maçın yapılacağı parc de princes stadı çamur içersinde, oyuncularımızın hepsi « bugünkü maçı kazanacağız » diyorlar
hususi muhabirimiz ilhami ş. polatay bildiriyor
paris. 24 - yarın (bugün) parc de princes stadında türkiye (a) ile fransa (b) milli takımları. istanbul'da oynayıp 0-0 berabere kaldıkları maçın revanşını oynayacaklardır.
fransızlar bu maça türkler kadar ehemmiyet vermemektedirler. onları asıl alakadar eden, aynı saatte brüksel'de oynanan belçika - fransa milli maçıdır. televizyonla yayınlanacak olan bu maç belki de parc de princes stadının boş kalmasına sebep olacaktır.
fransa b kadrosu, bu mevsim oynadığı maçlar içinde en iyi hazırlanmış olarak bu maça çıkacaktır.
bilhassa en son madrid mağlûbiyeti üstüne takımda bâzı değişiklikler yapılmıştır. bu tâdil'at hem aksyan elemanların değiştirilmesi, hem de türk futboluna âşinâ ve yatkın oyuncuların takıma ithali şeklinde tecelli etmiştir.
fransız b takımının ruhu
futbolcu olarak takımda üç «tip» oyuncu vardır:
a) nisbeten eski futbolcular: curyl, lerond.
b) çok sert oynayan futbolcular: schultz, oliver, novak, kaelbel.
c) ilk defa milli kadroya girenler: zymzak, rusticelli.
bu suretle fransızlar, bilhassa müdafaalarında sert ve sağlam elemanlara yer vermişlerdir. mücadele ruhu kuvvetli bir takımın türklere karşı daha muvaffak olacağı kanaatindedirler. takıma bir de «türklere karşı oynamış» elemanlar alınmıştır. bunlar: bernard, kaelbel, deladerriere ve dalla - ciocca dir.
türkleri iyi tanıyoruz
fransa b takımını bu esas üstüne tesbit ettikten sonra seçiciler «türkleri yakından tanıyoruz. muhakkak bu tertip en iyi neticeyi alacaktır» diyorlar.
saha avantajı rakiplerimizde
bu maçın saha avantajı ve seyirci üstünlüğü fransızlardadır. takımını çok iyi teşçi eden fransız halkı, muhtemelen hakemi bile tesir altında bırakabilir. sert futbol oynayacak olan fransızların her hareketini hakem cezâlandırmayacak ve bu hava içinde maç cereyan edecektir. buna karşı takımımızın bilhassa hazırlıklı olması icap eder.
rakiplerimizin bu avantajlarına mukabil fransız takımının bâzı eksik tarafları da vardır:
a ve b kadrolarının arasındaki büyük fark
fransız a kadrosu ne kadar kuvvetli ve istikrarlı ise b kadrosu da o nisbette istikrarsız bir takım manzarası arzeder. fransız a kadrosunda umumiyetle pek az değişiklik yapılır. halbuki b kadrosu her maçta dört, beş değişiklikle sahada yer almaktadır.
bu kadaf değişiklik. b kadrosunun sık sık moralini bozacak ve neticesiz maçlar çıkaracak oyunlar oynamasına sebep olmuştur. bu bakımdan rakibimizin morali gayet kolaylıkla bozutabilecek bir durumdadır.
her iki takım için de prestij maçı
bu maçın bir hususiyeti de her iki takım için prestij maçı olmasıdır. türkler için fransızların b takımlarını yenmek, a takımlariyle karşılaşmak için iddialı olmak demektir. fransızlar da b takımlariyle türkleri yenmekle avrupa'daki prestijlerini takviye edebilirler.
bugünkü takımımız
milli takımımız bugün sahaya şu kadro ile çıkacaktır:
maçın ilk devresinde, kaleci hariç, bir oyuncu değişebilecektir.
türk takımında son dakikada yeniden bir değişiklik yapılarak basri'nin yerine tekrar mustafa alınmıştır. bu suretle fransa'ya çıkan takım, tamamiyle portekiz maçının ikinci devresinde oynayan on birdir.
paris. 24 - türk milli takımı bugün tam mânasiyle istirahat etmiş ve topluca şehirde hafif bir gezinti yapmıştır. oyuncuların hepsi neş'eli ve sıhhatlidir. maçın oynanacağı 90 bin kişilik parc de princes stadına şimdiden her iki milletin bayrağı cekilmiştir.
türkiye'nin paris büyük elçisi numan menemencioğlu otelde sporcularımızı ziyaret etmiş ve kafileyle yakından alakadar olmuştur. pazartesi sabahı türk sefaretinde bir kokteyl parti verilecektir. bu toplantıda sadece şampanya içilecektir. diğer taraftan, fransız idareciler de bu akşam türk idarecilerine bir ziyafet verecektir. ayrıca maçı mütâkip yarın (bugün) umumi bir akşam ziyafeti vardır.
takımımız memlekete çarşamba günü roma yoluyla dönecektir. kafile gece saat 20.30 da yeşilköy'de olacaktır.
devamlı şekilde yağan yağmur, sahayı çok bozuk ve çamur bir hâle getirmiştir.
fransız b takımı sahaya şu kadro ile çıkacaktır: bernard - kaelbel, novak - zyrmzak, lerond, oliver - rusticelli, deladerriere, schultz, dalla - cieca, curyl
dün akşam paris hususi mubahirimiz ilhami polatay ile telefonda konuşurken birden bire hiç de yabancı olmayan bir ses: «allo! ici paris!» dedi. ilk nazarda bunu .fransız santral memurunun sesi zannettik, meğer kafilenin fransızca bilen takım kaptanı turgay
- istanbuldaki maç ne oldu? - 1-0 galatasaray galip... - havalar nasıl? burada çok yağmur yağıyor... - peki, maç için ve düşünüyorsun turgay? - saha çamur içinde, âdeta bir kördöğüşü olacak. hayırlısı allahtan...
telefona. «memleketten bari bir ses duyalım» diyen recep geldi.
rahat rahat karşılıklı türkçe konuştuk:
- maç için ne diyorsun recep? - inşallah yeneceğiz! takımız iyi vaziyette, onlar da kuvvetli... beşiktaşlılara da muvaffakiyetler, dedi.
telefona bir de fenerli naci geldi:
- maçtan evvel konuşmak âdetim değildir. beşiktaş maçı için takımına muvaffakiyetler, dedi.
paris, 24 - cuma günü antrenman yapan takımımıza parc de princes'in dış sahalarında çalışma müsadesi verilmiştir. antrenmandan sonra sıcak duş olmayışı umumi bir infialle karşılanımıştır.
dün paris'te parc de princes stadında yapılan karşılaşmada milli takımımız fransız milli ekibine 3-1 mağlûp olmuştur. 20 bin kadar kişinin takip ettiği maçın ilk devresinde takımımız 1-0 mağlûp durumda idi. ikinci devre metin beraberliği kafa ile attığı şütle temin etmiş, fakat bunun hemen akabinde fransızlar arka arkaya kaydettikleri 2 golle vaziyeti 3-1 yapmışlardır. takımımımız büyük bir gayret sarfetmesine rağmen mağlûbiyetten kurtulamamışdır. mili takımımız ikinci devreye değişik bir kadro ile çıkmış, basri oyuna girmiş, buna mukabil coşkun çıkarılmıştır. birinci devrenin sonunda ise naci sakatlanmış ve maçın müteakip kısmında sağaçıkta yer almıştır.
hususi muhabirimiz ilhami ş. polatay bildiriyor
paris, 25 - bir ilkbahar havası içinde oynanan türkiye a fransa b milii maçına türkiye saati ile tam 15.30 da başlandı. ispanyol hakemi m. achinor'un idare ettiği maçı parc de princes stadında tam 20.000 kişi seyretti.
takımlar şu kadrolarıyla sahada dizildiler:
türkiye: turgay (k) - mustafa (ahmet), ahmet (basri) - coşkun (mustafa), naci, nusret - lefter, recep, nazmi, metin, kadri.
fransa b: bernard - koelbel, novak - zymzak, lerond, oliver - rusticelli, dela deviere (k), schultz, della ciecca, curyl.
maça fransızların vuruşu ile başlandı. türkler gayret hızlı ve toplu bir halde oynamağa başladılar.
ilk on dakikada çok iyi oynadık ve üç tehlikeli hücum yaptık. hele altıncı dakikada recebin attığı sert bir şutu kaleci tor çeldi.
(dak. 10) lefter'in attığı korneri iyi takip eden kadrinin attığı kafa şutu avuta çıktı.
(dak. 14) lefter iki rakibini çalımlıyarak getirdiği topu uzaktan kötü bir şutla avuta attı.
(dak. 15) den itibaren fransız forvet hattı devamlı şekilde deplâsmanlı bir oyun çıkarmağa başladı. nitekim iki dakika sonra schultz'un attığı tehlikeli bir kafa şutunu turgay uçarak kurtardı.
(dak. 20) türk takımı lehine olan bir korneri kadri çekti. gelen topu karşılayan lefter tekrar topu kadriye aktardı. kadrinin şandeli tekrar korner oldu. fakat netice alamadı.
(dak. 21) de ahmet topu kornere çıkarttı. turgay yumruklayarak topu uzaklaştırdı.
(dak. 27 ve 30) uncu dakikada turgay çıkarak ve ayakla iki tehlikeyi önledi.
fransızların ilk golü
(dak. 37) kaelbel'den bir pas alan curyl, mustafayı geçti ve altı pastan köşeyi bulan bir şutla ilk fransız golünü attı. biraz sonra coşkun oyundan çıktı, basri sol beke ahmet sağbeke, mustafa da sağ hafa geçti.
naci sakatlanıyor
(dak. 41) naci sakatlanıp oyundan çıktı. tek oyuncudan başka değiştirmek müsaadesi olmadığı için nacinin yerine oyuncu sokamadık ve devre de böylece 1-0 aleyhimize sona erdi.
ikinci devre
bu devrede takımımız lehine üç korner üç favul, fransa lehine ise bir korner altı faul oldu.
oyunculara gelince turgay, ahmet iyi, mustafa hatalı, coşkun bozuk, naci en iyi oyuncu, nusret fazla pasif çalıştılar. recep ile lefter iyi, metin ve kadri umulanı veremediler. nazmi ise hiç bir şey yapamadı.
takımda değişildik
ikinci devrede türk takamı değişik bir tertipte oynadı. sakat olan naci sağaçıkta yer almış kadri de sağhaf oynuyordu. bu devrede takım tertibi şöyle idi: turgay - mustafa, ahmet, kadri, basri, nusret - naci, recep, nazmi metin lefter.
oyuna fransızlar süratli ve sert başladılar. türk forvetinde de bilhassa metin tehlikeli dalışlar yapıyor. fransızlar oyunda hafif bir hâkimiyet kurdular.
(dak. 55) turgayın uzun bir degajını santrhaf elle kesti, kadrinin çektiği şut neticesiz.
(dak. 57) lefter iki kişiyi çalımlayıp güzel bir sut attı. bernad topu bloke etti.
(dak. 61) lefteri favulle durdurdular. yirmi beş metreden recep'in attığı şut avut oldu.
beraberlik golümüz
(dak. 65) topu kapan kadri rakip onsekizine girdi, kaleciyi de geçtiği halde bernard topu çeldi. recebin ortasını iyi takip eden metin altı pastan kafa ile beraberlik golünü attı.
fransızlar sert oynuyor
bundan sonra fransızlar sert oyunlarını daha da arttırdılar.
(dak. 70) turgay bir kurtarış yaparken sakatlandı. fakat oyuna devam etti. turgay curyl ve dela deviere'in iki şutunu daha kurtardı.
(dak. 76) bir fransız akınında mustafa ile basri birbirlerine girdiler. aradan sıyrılan topu schultz kaptı ve turgayın çıkmasına rağmen ikinci fransız golünü attı.
hâkimiyetlerini daha da artıran fransızlar nihayet 85 inci dakikada curyl vasıtasiyle üçüncü ve son gollerini kaydettiler. ve maç bu suretle 3-1 aleyhimize sona erdi.
paris, 25 (hususi muhabirimiz ilhami ş. polatay bildiriyor)
bugün parc de prens stadında oynanan türkiye-fransa maçı 20 bin seyirci ve paris'te bulunan bütün türk kolonisi tarafından takip edilmiştir.
3-1 aleyhimizde neticelenen karşılaşmada, halk tarafından en çok takdir edilen oyuncularımız, turgay va lefter olmuştur. bilhassa kaptan turgay'ın ikinci devrede yaptığı sayısız kurtarışlar, halkın devamlı tezahüratlarına sebep olmuştur.
maçtan sonra fransız futbol münekkidleri ile yaptığımız konuşmada, takımımızın gayet güzel bir oyun çıkardığını, fakat 24 saat süren uzun bir yolculuğun yorgunluğunun, mağlûbiyetimize sebep olduğunu söylediler. müsabakayı idare eden ispanyol hakeminin idaresi tatmin edici idi.
yine müsabakadan sonra konuştuğumuz fransız futbol federasyonu reisi ve takım kaptanları şunları söylemişlerdir:
fransız federasyon reisi: «türkler bizden çok daha iyi oynadılar.» diyor «- güzel bir maç seyrettik, fakat ben şahsen çok üzgünüm, türkler bizim takımımızdan çok daha iyi bir oyun çıkarmalarına rağmen mağlûp oldular, ben şahsen türklerin mağlûbiyetini 24 saat süren sert yolculuklarına veriyorum. türk takımının en iyi oyuncuları, lefter, coşkun, turgay ve metin'di. şunu da son olarak ilâve etmek isterim ki türk takımı bugün hakîkaten çok şanssız bir gününde idi.»
turgay şeren: «kazanabileceğimiz bir maçı kaybettik»
«- bu maçı memleketimizde yapmış olsaydık muhakkak ki kazanırdık, fakat gene de takımımızın iyi oynadığını ileri sürebilirim, şanssızlık yüzünden 3-1 kazanabileceğimiz bir maçı 3-1 kaybettik. bence fransız takımının en iyi oyuncuları solaçık ve soliçti.»
«türkler şanssız idiler»
«- türk takımını daha evvel istanbulda seyretmiştim, sürat ve top kontrolları bakımından fevkalâde bir takımdı, fakat beraber oyunlarını beğenmemiştim. bugünkü maç ta türklerin bizden bilhassa ikinci devrede çok daha iyi oynadıklarını itiraf etmek isterim, fakat ne yazık ki çok şanşsız bir günlerinde idiler. türk takımının en iyi oyuncuları bence lefter, metin, naci ve turgaydı. bir de birinci devre çok güzel bir oyun çıkaran sağhaf coşkunun neden takımdan çıkarıldığını bir türlü anlayamadım.»
takımımızın en iyi oyuncuları turgay, lefter ve naci
paris, 25 - bugün yapılan fransa b - türkiye a milli maçı, seyircileri sukutu hayâle uğratmıştır. oyunun bilhassa ilk devresi sönük ve her iki taraf için hiç de iyi olmayan bir şekilde sona ermiştir.
sahada ne türk takımının mücadele ve enerjisi, ne de fransızların taktikleri görülebilmiştir.
takımımız birinci devrenin üçüncü dakikasında nazmi'nin üç pastan topu kaleye atamaması ile mühim bir fırsat kaçırmıştır. bu yüzde yüz gollük fırsatın heba olması, diyebiliriz ki, takımımızın moralini kökünden sarsmıştır. sahada, bundan sonra gayesiz çalışan bir takım gördük.
takımımızın bozuk oyunu ikinci devrede de devam etmiştir.
coşkun neye çıkarıldı?
lefter, naci ve turgay'dan başka diğer oyuncularımızın hepsi sıfır numara alabilecek derecede bozuk idiler. idarecilerin takım tertibindeki hatâları, takımımızı mağlûbiyete sürüklemiştir. bilhassa coşkun'un çıkarılması baştanbaşa hatalı idi. bunun sebebini maçtan sonra federasyon ikinci başkanı hakkı yeten'den sordum. yeten bana şu cevabı verdi: «coşkun güzel pas tevzi ediyor ve takımımızı mükemmel bir şekilde işletiyordu. yegane kabahati, çok ağır oynaması idi.»
fransız futbol federasyonunun şanzelize'deki bir gazinoda verdiği ziyafette, futbolcularımız ve idarecilerimiz, bu gece mağlûbiyetin acısını bol bol şampanya içerek gidermeğe çalıştılar. ziyafette, elindeki şampanya kadehini şerefimize kaldıran fransız futbol federasyonu başkanı. türk takımının çok iyi bir intiba bıraktığını söylemiş ve mağlûbiyet sebebini üç noktada toplamıştır:
1- bir türk oyuncularının, iyi oyununa rağmen sahadan çıkarılması. 2- santrhafımızın sakatlanması. 3- takımda hiç bir anlaşmanın olmaması.
fransız futbol federasyonu başkanı, sözlerini şöyle bitirmiştir : «- türk ve fransız futbolcularının beraberce burada bulundukları şu samimi toplantıda türk dostlarıma bir noktayı açıklamak isterim. ilkbaharda veya daha yakın bir zamanda a milli takımımızı sizin memlekete göndermeyi arzulamaktayız. bugün paris'te çıkardığınız oyun şâyânı hayretti. biz bunu doğrusu ümit etmiyorduk.»
fransız gazeteleri bugün öyleden sonraki başlıklarında maça geniş yer ayırmışlar ve en iyi oyuncu olarak türk santrhafı naci'nin sakatlanmasına rağmen şahane bir oyun çıkardığını yazmakta ve resimlerini basmaktadır.
türk futbol federasyonu ikinci başkanı hakkı yeten, maçtan sonra kendisiyle konuşan gazetecilere şunları söylemiştir: «- türk takımı enerji ve tekniği birleştirmeğe vakit bulamadı, bununla beraber üç gollü mağlûbiyet hakkımız değildi. çok şanssızdık. ayrıca naci'nin sakatlanması da takımımızı bozdu.»
bu maçla aynı saatte fransa'da fransa a milli takımı belçika ile bir maç yapmıştır. bu maç yüzünden türkiye'nin maçı pek ilgi görmemiştir. bu maçı belçika 2-1 kaznamıştır.