türkiye - isveç milli maçı bugün oynanıyor stokholmdeki 3-1'lik aleyhimize neticelenen maçın revanşı merakla bekleniyor isveç'i yenebiliriz fakar nasıl?
sulhi garan
isveç'i yenebiliriz... nasıl yenebiliriz biliyor musunuz; bir kaç hususta rivayet ve birkaç şartı bir arada bulundurmakla...
bundan evvelki yazılarımda gerek isveç ve gerek bizim milli futbolcularımızın meziyet ve kusurlarını sıralayarak, rakiplerimizin -doğrusu- bizden üstün klasta futbol oynadıklarını ifadeye çalıştım.
itiraf edeyim ki, hakikat de böyledir. yalnız, bütün bunların bizi mağlûp etmek için kafi sebepler olmaıyacağına da kanaat getirmiş bulunuyorum.
* * *
tenkit belki kolaydır. fakat teşhis ve tedavi güçtür. bu güçlüğü bile, bile teşhisi yaptığın hastalığın, iyileşmesinde amil olacak hususların da sıralıyabiliyorum. ve milli futbolcularımıza hitap ediyorum...
çocuklar!
hepiniz yegân, yegân ve iyi tanıyorum. sizinle beraber bir çok milli maçlarımızda ben de sahada koştum. şu farkla li siz içeride, ben dışarıda..
lakin bu bir şeyi değiştirmedi.. tek düşüncemiz, şüphesiz galibyetti.. sportmence oynamak, centilmence maçı bitirmek ve enerjimizin son haddini kullanarak müsabakayı kazanmak..
diyorum ki; nefesimizi bir atımlık barut gibi istimal etmektense, ayarlıyarak 90 dakika dayanınız! rakiplerimiz topu yükseltiği kadar siz yere indirmeğe gayret ediniz.. fazla dripling yapmayınız ve topu ayakta bekletmeden hemen uzaklaştırınız.
pasları arkadaşlarınıza değil, arkadaşlarınızın yetişebileceği ileri bir boşluğa atınız..
mücadeleyi daimi bir şekilde kabul edip, marke etmek mecburiyetinde bulunduğunuz hasmınızı kovalayınız.. ve arkadaşlarınızın yaptığı hatayı tamir etmek üzere harekete geçiniz.
ceza çizgisi yakınlarından ve diz boyunu geçmemek üzere şut atınız.. unutmayınız ki isveç müdafaası, forvet hattına nüsbetle daha kuvvetlidir.
ve kaleci gerek plonhjanları, gerek köşelere yaylanması bakımından fevkâladedir. o halde kalecinin topu kontrol etmediği uzak mesafelerden onu mağlûp etmeğe gayret ediniz.. ve nihayet unutmayın ki; birçok futbolcular, bilgilerini soyunma odasında bırakarak sahaya çıkıyorlar.. siz böyle yapmayınız..
bu maçı bir fener - galatasaray veya beşiktaş lig maçı hırsiyle oynarsanız teknik kifayetlerinizdeki eksikliğe rağmen «zor oyunu bozar» fehvasınca pekala maçı lehimize ayarlayabilirsiniz..
atacağımız gol malûm psikolojik sebeplerle muhakkak iki takımın maneviyatını yükseltcektir. fakat bir gol yememiz takımın maeviyatı üzerinde hiçbir zaman sarsıcı bir tesir yapmamalı, bilâkis takımın enerji dozunu arttıran bir kırbaç olmalıdır.
meşin top; bir netice oyunudur. forvet bu basit kaideyi bilmekle beraber unutmamalıdır ki; artık ceza çizgisi içinde kombinezon faydalı değil zararlıdır.
orada her şahıs yırtıcı hüviyetiyle kendini göstermeli ve rakip defansını bunaltıcı atakları ve her pozisyonda şutlariyle neticeyi almağa çalışmalıdır.
türkiye - isveç milli futbol maçı pazartesinden itibaren satışa çıkarılan biletler tamamen satılmıştır. halk bilet almak için bütün günlerini gişe önlerinde geçirmişlerdir.
karaborsada maç biletleri 4 misli fazlaya satılmaktadır. emniyet teşkilâtı bunlarla mücadele etmektedir.
isveçliler bugünkü milli maçı kazanacaklarını söylüyorlar dün sabah abideye çelenk koyan isveçli futbolcular antrenmandan sonra türk hamamında yıkandılar
babür ardahan
pazartesiyi salıya bağlayan gece yarısı yeşilköy'e inen isveçlilerin, milli maçtan 24 saat evvel ne yaptıklarını öğrenmek ve okuyucularımıza bunu ulaştırmak için dün bütün gnümüzü şimalin şarışın sporculariyle beraber geçirdim.
saat 10.30.. perapalas otelinin salonu isveçlilerle dolu... hepsi iri vücutları ve sapsarı saçlariyle hemen insanın nazarıdikkatini çekiyor. futbolcular, sarı ve mavi renkli eşofmanlariyle dolaşıyor ve birbirleriyle şakalaşıyorlar. bu arada isveç futbol federasyonunun sevimli genel sekreteri bergellus kafilenin huzurunu temin etmek için otel idaresiyle durmadan temas etmektedir.
ben, kapının hemen yanında oturan kaleci svensson'a yaklaşarak soruyorum:
- yarınki maç için ne düşünüyorsunuz? - 3-1 kazanacağız, diye cevap verdi. aynı suale isveç, millî takım kaptanı erick nilsson da: - kati olarak birşey söyliyemem. bunu tahmin etmek çok zor... yalnız sunu söyliyebllirim ki kazanacağız. fakat neticeyi rakamla tahmin edemem.
isveç'in dünyaca meşhur svenska dablgat'ın muharrirlerinden olof groth, maçın galibini tayin edemiyeceğini yalnız neticeyi kafi olarak söyliyebileceğinl büdirdi ve şu rakamı verdi:
- 2-2!
bu kıymetli isveçli spor muharririne göre, isveç milli takımı sahaya bugün şu şekilde çıkacaktır: svensson, malmström, nilsson - ablund, gustafson, anderson - jönsson, löfgren, rvdell, karlsson, jacopson.
saat 11.05.. bir belediye otobüsünü dolduran isveç kafilesi taksim âbidesine iki çelenk koyuyor. kalabalık bir meraklının alâka ile seyrettikleri isveçliler aynı zamanda teker, teker hâtıra defterini imzalıyorlar.
kafile başkanının işareti üzerine bir araya gelen isveçli sporculara başkan:
- şu gördüğünüz âbide, yıllarca istiklâl savaşı yaparak memleketi kurtaran ve türkiye cumhuriyetini kuran düayanın çok iyi tanıdığı ve dünyaya türk milletinin kudret ve kuvvetini ispat eden kemal atatürk için dikilmiştir. türk milleti için ve kemal atatürk için üç defa: — heya!.. heya!.. heya!..
saat 1130..
otobüs ayazpaşadan dolmabahçeye inip bizi stadın hemen kapısında bıraktı. hep beraber stadyomun koridorlarını takip ederek yemyeşil sahaya çıkıyoruz. şimalin futbolcular burada çok sevdikleri iki şeyi buldular: top ve güneş!...
üçer, dörder kişilik gruplar halinde top kontrolü yapan isveçli futbolcuları hemen biraz uzaktan seyrediyorum.
işte, isveçin 1 nolu futbolcusu erick nilsson.. lâstik ayakkabılariyle hafif vuruşlar yapıyor. herşeyi emniyetle yaptığı hemen belli oluyor. yaşı 35 olmasına rağmen enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş gibi.. bugün 44 üncü millî maçını oynıyacak. 1938 de dünya kupasında isveç milli renklerini taşıyan bu meşhur futbolcu büyük şöhretine rağmen o kadar mütevazı bir insan ki...
bergelius'le beraber sahayı dolaşmaya başladık. isveç futbol federasyonunun bütün işlerini dirije eden genel sekreter stadı beğendiğini söyledi.
saat 12.20.. isveç milli takımının antrenmanı bitmişti. ottobüsümüz cağaloğlu hamamına hareket etmek üzere...
saat 12.45.. isveçli futbolcular cağaloğlu hamamında soyunup peştemalleriyle yıkanmaya başladılar. bu «hamam sefası» bir saat kadar sürdükten sonra beyazıt, atatürk bulvarı ve tozkoparan yolundan perapalas oteline dönüyoruz.
iştiha ile yenilen yemekten sonra kafile bugünkü maçtan önce bir istirahat yapmak üzere oteldeki odalarına çekildiler.
milli futbol takımımız isveç milli takımını 1-0 mağlûp etti
dün oynanan ve stokholmdeki 3-1'lik mağlûbiyetimizin revanşı olan isveç - türkiye milli maçında milli takımımız çok canlı bir oyun çıkararak şöhretli rakibini 1-0 mağlûp etmiştir. 30 bin kişinin seyrettiği maçta takımımız ezilmeden bu neticeyi almıştır. bilhassa müdafaada başta turgay olmak üzere naci, ali ihsan ve mehmet ali güzel bir oyun çıkararak isveç forlarına gol fırsatı vermemiştir.
dünkü maçta turagay, naci, ali ihsan çok güzel oynadı. golümüzü muhtar attı
dün mithatpaşa stadını dolduran muazzam bir kalabalık başlama saatini heyecanla beklerken stad spikeri takımları bildiriyordu:
türk milli takımı: kaleci turgay, bekler naci (kaptan), müjdat, haflar eşref, a. ihsan, m. ali, forlar, erol, recep, muhtar, muzaffer, faruk
hakem italyan beynelmilel hakemi signor carpani. yan hakemler sulhi garan, feridun kılıç.
takımların okunuşunu bir alkış sesi takip etti. günün en heyecanlı dakikaları... herkes merakla takımların sahaya çıkmasını bekliyor.
italyan beynelmilel hakemi carpani elinde top ilerliyor. yanında sulhi garan ve feridun kılıç...
biraz sonra isveç milli takımı önde kaptanları eric nilsson olduğu halde büyük tezahüratla sahaa çıkıyor. onlar halkı selamlarken ay-yıldızlı takım da stadı inleten uğultu ve alkış tufanı arasında göründü. her iki takım sahanın ortasında yer aldıktan sonra vali ve belediye resisi isveç safiri ve bedeb terbiyesi genel müdürü bütün futbolcuların elini teker teker sıkarak muvaffakiyetler diliyorlar.
bondo isveç milli marşını bitirdikten sonra binlerce kişi bandonun ahengine uyarak milli marşımızı söylüyor.
bu merasimden sonra kaptanlar para atışını yapıyorlar. bizden naci onlardan nilsson.
takımlar dizildiler. saat tam 14.31... carpani'nin düdüğü... oyuna türk milli takımı başladı.
dakika: 2 - eşref'in havadan uzattığı topa muhtar koşuyor. fakat kaleci svensson daha evvel davranarak tehlikeyi önledi.
dakika: 3 - eşref - recep kombinezonu sağdan topu rakip sahasına doğru götürüyor. recep güzel bir sıyırış yaptı. topu tekrar eşrefe geçirdi. fakat çekilen şüt svensson'un ellerinde..
dakika: 4 - milli takımımız akın üzerine akın yapıyor. isveçlilerin solhafı andersson'un sebebiyet verdiği frikik orta çizgiye yakın yerden naci çekiyor. fakat topu kaleci rahatça bloke ediyor. bunun hemen akabinde isveçliler sağdan kalemize iniyorlar. jönsson topu karlssın'a geçirdi, o çok yakın mesafeden attığı şüt avutta.
dakika: 8 - naci'nin ikinci defa çektiği frikiki de neticesiz kaldıktan sonra topu isveç sağ içi yakaladı. kafayla jönssona verdi. o da süratle indi, fakat fena bir vuruşla topu avuta çıkardı. avutla beraber tekrar hücuma geçiyoruz. muhtar'ın tehlikeli bir top sürüşünü kaleci sivensson ayakla kesebildi.
dakika: 15 - ilk kornerimizi kazanıyoruz. faruk'un çektiği kornerden netice alamadık.
dakika: 22 - 15 dakikadan beri çok süratli oynanan maç biraz yavaşladı. isveçlilerin bir hücumunda santrfor rydell yakın mesafeden bir vole atıyor. fakat a. ihsan bir ayak koyuşu ile bunu tesirsiz bırakı yor.
dakika: 27 - sağiçimiz recep nilsson'la çarpışarak sakatlanıyor ve saha dışına çıkarak tedavi altına alındı. 10 kişi olarak oyuna devam ediyoruz.
dakika; 28 - hüseyin oyuna girdi. löfgren sağdan bir top sürerek müjdat'ı atlattı. fakat a. ihsan yetişiyor. top avut...
dakika: 34 - naci'nin uzun vuruşu erol'u buldu. durdurmadan ortalanan pas isveç kalesini karıştırıyor. top gustafsson'un kafasını sıyırarak geriye aşıyor. yetişen muhtarın kafasına rağmen top avııtta. karşı hücuma geçen isveçliler küçük ve seri paslarla teşebbüsü alıyorlarsa da müdafaada naci ve ali ihsan gol fırsatı vermiyorlar.
dakika: 42 - p.ydell'in kalemizin yakınına kadar sürüp çektiği sütü turgay yere yatarak tuttu.
dakika: 44 - muhtar isveç on sekizi içinde yakaladığı topu ezerek bir fırsat kaçırıyor.
dakika: 45 - isveçliler hücumdalar... fakat carpani'nin düdüğü oyunun ilk devresinin nihayete erdiğini bildiriyor.
birinci devre: türkiye: 0 - isveç: 0.
ikinci devreye her iki takım da canlı başladı.
dakika: 1 - isveçli karlsson'un sıkı şütü tehlike yaratıyorsa da turgay bunu yumrukla kornere çıkarıyor. jönsson'un kornerini kalecimiz rahat bir şekilde bloke etti.
dakika: 2 - turgay'ın degajı ile mukabil bir hücum yapıyoruz.. isveçli santrhafın ters bir vuruşuyla top kornere çıkıyor, erol'un kornerine nilsson'un vurduğu kafa ile tehlike uzaklaşıyor.
dakika: 4 - karlson a. ihsandan topu aldı. kalemize doğru giderken a. ihsan yeniden yetişerek tehlikeyi önledi.
dakika: 5 - sağdan jönsson müjdat'ı rahatça geçti. topu rydell'e aktardı. vaziyet çok tehlikeli... santrfor rydell topu kontrol ettikten sonra sıkı bir şüt çekti. turgay bunu yakalamaya muvaffak olarak muhakkak bir golü önledi. bunun hemen akabinde kalemiz tekrar karıştıç top bir türlü açılmıyor ve ayaklar arasında dolaşıyor. turgay yerde... nihayet naci uzun bir degajla tehlikeyi uzaklaştırmasını bildi.
dakika: 12 - eşref sakatlandı. onun yerine fahrettin girdi. bu arada turgay yeni bir tehlikeyi önlüyor. jönsson'un hemen kale yakınından çektiği şütü yatarak kesti.
dakika: 15 - aniden bir hücuma geçiyoruz. m. ali topu kısa bir pasla faruk'a geçirdi. o da muzaffer'e bir geri pası verdi. topu kontrol ettikten sonra, muzaffer kaleye güzel bir şandel yaptı. solbekleri nilsson topa vurdu. falso alan topu iyi kontrol eden muhtar kaleciyle bek arasından kafa vurdu ve topu isveç filelerine yuvarladı. gol...
türkiye: 1 - isveç: 0.
dakika: 17 - isveçliler hücumda. jönsson vasıtasiyle kalemize iniyorlar. fakat naci ile a. ihsan bunu önlediler. arada naci ile turgay çarpışarak sakatlandırlarsa da küçük bir tedavi ile yeniden oyuna başladı.
dakika: 29 - isveçliler baskılı oynuyorlar. şüt üzerine şüt çekiyorlar. naci bihayet uzun bir vuruşla topu açıyor erol'a. erol, muhtara bir oas veriyor fakat nilsson yetişerek kurtarıyor.
dakika: 34 - isveç kalesi önünde iki korner kazanmamıza rağmen netice alamıyoruz.
dakika: 39 - isveçliler kalemiz önünde oynuyorlar.
dakika: 42 - karlssın'un çok güzel bir pasını rydell kafayla kaleye atıyorsa da turgay bunu kornere çıkararak önledi.
dakika: 44 - isveçliler, naci'nin çektiği frikik atışısnı önledikten sonra topu nısıf sahamıza aktardılar. rydell topa koşuyor. fakat a. ihsan akını keserek topu ileri fırlatıyor. oyunun son dakikaları yaklaşıyor.... ve biraz sonra oyunun sonu.
netice: türkiye 1 - isveç 0.
bu suretle türk milli takımı stockholm'de 3-1 kaybettiği maçın revanşını kazanmış oldu.
viyana'da prater stadında idare ettiğim türkiye -avusturya maçından bu yana; takımınızı daha iyi buldum. almanya karşılaşmasına nazaran müsabaka süratli ve ahenkli oldu.
enerjiye dayanan oyun tarzınızı yavaş, yavaş kalifiye ediyorsunuz.
bu, idare ettiğim maçlarınızın dördüncüsü oldu. ilk ikisinde yenildiniz, son ikisinde de kazandınız.
ecnebi temaslarınız devam ettikçe futbolunuzun gelişeceği ve avrupada itibarınızın artacağı muhakkak...
dünkü yazıma "isveçi yenebiliriz. nasıl yenebiliriz billyor musunuz? birkaç hususa riayct ve bir kaç şartı bir arada bulundurmakla" diye başlamış ve futbolcularımıza basit bazı tavsiyelerde bulunmuştum. çocuklar, bu tavsiyelerin mühim bir kısmını yerine getirerek maçı kazandılar ve stockholm'ün öcünü çıkardılar...
otuz, küsur bin meraklının seyrettiği maçıı görenlerin de müşahede ettikleri gibi - doğrusu - sudan kazanmadık...
maç, umumiyet itibariyle güzel oldu. isveçli'er, benim stockholm'da kendilerini seyrettiğim kadar üstün bir oyun çıkaramadılar. böyle olacağını; saha ve seyirci avantajının bizde; buna ilâveten, misafirlerimizin ehemmiyetli bir italya maçından döndükten sonra yorgun bulunacaklarını, geçen günkü yazımda tebarüz ettirmiştim.
nitekim öyle oldu. buna mukabil bizimkiler nefeslerini 45 dakikadan fazla kullanabildiler...
oyunun son çeyreğindeki isveç hâkimiyetinin sebebi; rakiplerimizin fevkalâde oyunundan ziyade, süratli tempoya uzun müddet devam edemememiz oldu. maamafih peşin olarak açıklamak zorundayım ki; dün en kötü durum arzeden oyuncularımız dahi vazifelerini başarmak için çalıştılar...
takımımızın ve sahanın en fevka'âde iki futbolcusu turgay'la ali ihsandı... onları naci, m. ali ve birinci devrenin bir kısmında da eşref takip etti.
daima soldan oynamakta ısrar edişimiz, esasen biraz sakat olan faruk'u yorduğu gibi. erolun bulunduğu sağcenahı da zaman zaman akamete uğrattı... bazı kimseler tarafından sahada tutunamamış gibi görünen müjdat; bi'âkis ilk devrede cina gibi isveç sağ açığının peşini bırakmamak ve küçük atışman'lar yaparak; muhafaza edemiyeceği topları yavaşça taca çıkarmak suretiyle rakibinin hem hızını kesti, hem de soğukkanlı isveçlinin asabmı bozdu ve takıma faydalı oldu.
recep sakatlanıp çıkıncaya kadar sahanın iyi oyuncularındandı.
muhtar birinci devrede kaçırdığı iki mühim golü, ikinci devrede ve ümit edilmedik bir zamanda tamir edip, attığı gol ile galibiyetimizi temin etti.
hüseyin enerjisi nisbetinde çalıştı.
isveçlilere gelince; başta 44 defa beynelmilel sol bekleri ve kaptan eric nilsson olmak üzere bilhassa santrfor ve sagaçıkları nazarı dikkati celbettiler.
meşhur kalecilerine fazla bir iş düşmediği için klasını göremedik...
maçın enteresan tarafı, isveçlileri; muhtar kadar, şöhretli sol bekleri mağlûp etti.
eğer nilsson, topu o pozisyonda kalecisine geçilmek üzere yaptığı kafa vuruşunu aksi bir istikamete göndermiye teşebbüs etse idi, ters gelen top aldığı falso ile yükselmez ve muhtar da kovaladığı topun peşine düşüp bek ile kaleci arasına giremez ve ona güzel bir kafa yerleştiremezdi.
bizim takım; zaman zaman ahenkli bir futbol gösterebildi. şayet isveçliler birinci ve ikinci devre sonlarında hâkimiyeti ele aldıkları zaman, yakaladıkları fırsatları iyi istimal edebilselerdi muhakkak ki netice değişirdi.
yalnız bizimkiler de birinci devrenin ilk çeyreğindeki gollük üç pozisyondan faydalanabilselerdi, yine netice değişirdi..
sportmence oynadık ve tek farklı da olsa galibiyeti elde ettik. kâfi değil mi?