not : ismin yanındaki rakkam o oyuncunun millî takımda kaçıncı oyunu olduğunu gösterir.
teşkilâtın büyük bir dedikodu havası içinde prag'da kampa aldığı ve üst üste yaptırdığı maçlarla gerek manen ve gerekse maddeten hırpalanan futbolcularımız türkiye adına ikinci defa olimpiyat oyunları futbol turnuvasına iştirak ediyorlardı idaresizlikler yüzünden yorgun ve mecalsiz bir hale düşen takımımıza karşı rakiplerimiz iyi hazırlanmış canlı ve kuvvetli idiler.
yandan esen bir rüzgârın altında oyuna başlandı. ilk akınların birinde topa eli ile değen beklerimizden birinin bu hatasını hakem penaltı ile cezalandırdı. mısırlılar ilk sayılarını bu suretle kazanmış oldular. oyun tekrar başlar başlamaz sağ içleri vasıtası ile ikinci gollerini de attılar. devre (2-0) mağlûbiyetimizle bitti.
ikinci devrede rakiplerimiz çok daha iyi oynuyorlar. müdafaamız allak bullak. üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı golleri yedikten sonra bekir şahsî bir gayretle şeref sayımızı yaptı. buna mısırlılar yedinci gollerini atmakla cevap verdiler. maç bittiği zaman takımımız ağır mağlûbiyete uğramış perişan bir halde idi. g. s. - f. b. muhteliti aynı mısır millî takımını bir sene evvel mısırda kendi sahalarında 2—1 yenmişti.
en iyi oyuncumuz yedi gol yemesine rağmen kalecimizdi. mısır takımı 17 milletin iştirak ettiği bu turnuvada uruguay, arjantin ve italyadan sonra olimpiyat dördüncüsü olmuştur.
dip not: maç anlatımları 1949 yılına ait olduğundan kitaptaki anlatım aynen buraya aktarılmıştır.
dip not2: kadrolarda bazen 11den fazla futbolcu ya da aynı futbolcunun 2 kere yazıldığını görebilirsiniz. aynı oyuncular maç içinde mevki değiştirdiklerini, 11den fazla oyuncularda oyuna sonradan girdiklerini göstermektedir.
mısırla yapığımız dört millî maçta yer alan futbolcularımzdan şimdi futbolu bırakmış yahut antrenörlüğe geçmiş veya hâlen futbol oynadığı halde millî kadroda bulunmayan kıymetlerimizden o maçlara ait hâtıralarından birini nakletmelerini istedik. aşağıda bu maçlarda yer alanlardan beşinin hâtırasını bulacaksınız.
dr. ismet uluğ
29.5.1928 de amsterdam'da 7-1 kaybettiğimiz ilk mısır maçında solhaf oynayan fenerbahçeli yavuz ismet anlatıyor: «bu maçta spor hayatımın en hüzünlü günün yaşamıştım. acaısını elan içimde duyarım. takımımız isim olarak, o zaman çıkarabileceğimiz en iyi ve kuvvetli takımdı. lâkin bizi prag'a kırk kişi götürdüler. para temini için birbuçuk ay köy köy dolaştırdılar. bütün şöhretler sürantrene, demoralize olmuştu. ben zeki, nihat bu takımla amsterdam'da maç oynamayacağımızı bildirdik. «siz oynarsınız» dediler. sahada yürüyecek halimiz yoktu. almanya'dan bekir de gelip takımdaki yerini almıştı. çocuk, ellerini havaya kaldırıp «yahu ne oldu size?» diye bağırıp duruyordu. sonra aynı takımla mısır'da 3-1, istanbul'da 6-0 kazandık. ne yazık ki, bu iki maç millî temas değildi.»