çek cumhuriyeti ve letonya maçlarının biletleri satışa çıktı
a milli takımımızın euro 2016 elemeleri a grubu'nda ekim ayı içerisinde kendi sahasında çek cumhuriyeti ve deplasmanda letonya ile oynayacağı karşılaşmaların biletleri tff.org üzerinden satışa çıktı.
letonya-türkiye maçı biletleri hakkında
letonya'nın başkenti riga'daki skonto stadı'nda 13 ekim 2014 pazartesi günü tsi 21.45'te oynanacak letonya-türkiye euro 2016 elemeleri a grubu karşılaşması için türk taraftarlara ayrılan biletler ise kişi başı 45 tl olmak üzere tff.org üzerinden satışa çıktı.
futbolseverlerin; letonya-türkiye karşılaşması için tff.org üzerinden biletlerini alırken tc kimlik numaralarını ya da pasaport numaralarını da vermeleri gerekmektedir. bu karşılaşmaya tff.org üzerinden bilet alan futbolseverlerin biletlerini nereden teslim alacağı ise önümüzdeki günlerde açıklanacak.
a milli takım'ın çek cumhuriyeti ve letonya maçları programı
30.09.2014
a milli takımımızın 10 ekim'de istanbul'da çek cumhuriyeti ve 13 ekim tarihinde letonya ile deplasmanda yapacağı 2016 avrupa şampiyonası grup eleme karşılaşmalarının programı belli oldu.
a milli takım, maçlar için 5 ekim pazar günü saat 21.00'dan itibaren riva'daki hasan doğan milli takımlar kamp ve eğitim tesisleri'nde toplanmaya başlayacak. ay-yıldızlılar, çek cumhuriyeti müsabakasından önceki antrenmanlarının tamamını da bu tesiste gerçekleştirecek.
a milli takım, çek cumhuriyeti karşılaşmasının hemen ardından riga'ya geçecek ve letonya maçının hazırlıklarına başlayacak. a milli takım kafilesi maçın sonrasında istanbul'a hareket edecek ve sabah saatlerinde türkiye'de olacak.
işte letonya'nın türkiye maçı kadrosu 30.09.2014 13:36 mackolik.com
letonya'nın, izlanda ve türkiye ile yapacağı karşılaşmalar için 22 kişilik aday kadrosu belirlendi. letonya futbol federasyonu'nun (lff) internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, teknik direktör marian pahars yönetimindeki letonya milli takımı'nın aday kadrosuna 13'ü yurt dışındaki takımlarda oynayan 22 oyuncu davet edildi.
teknik direktör pahars'ın kamptan bir gün öncesine kadar aday kadronun yeniden güncellenebileceğini belirttiği aktarılırken, aday kadroya çağrılan oyuncular şunlar:
fatih terim'in, çek cumhuriyeti maçı sonrasında söylediği gibi, artık bir yerden başlamak lazım... a milli takım, euro 2016 elemeleri'nde belki de en kritik maçlarından birisine çıkıyor. letonya deplasmanında tek hedef 3 puan...
a milli futbol takımı, 2016 avrupa şampiyonası elemeleri a grubu'ndaki 3. maçında deplasmanda letonya ile karşı karşıya geliyor. başkent riga'daki skonto stadı'nda oynanacak mücadele saat 21.45'te başlayacak. müsabakayı, iskoçya futbol federasyonu'ndan hakem bobby madden yönetecek. madden'ın yardımcılıklarını alan mulvanny ve alastair mather'ın yapacak. dördüncü hakem olarak david mcgeachie'nin görev alacağı karşılaşmada, kevin clancy ve andrew dallas ise ilave yardımcı hakemlik görevini üstlenecek. işte milli takımımızın muhtemel 11'i tolga, gökhan, semih, ersan, caner, ozan, mehmet topal, oğuzhan, arda, olcay ve umut a grubu'ndaki ilk maçında izlanda ile karşılaşan milliler, deplasmanda rakibine 3-0 yenildi. ikinci müsabakada sahasında çek cumhuriyeti'ne 2-1 kaybeden ay-yıldızlı ekip, grupta puan alamayan tek ekip konumunda. a milli takım, gruptaki geleceği için büyük önem taşıyan letonya maçını kazanarak, avrupa şampiyonası'na gitme yolunda iddiasını sürdürmek istiyor. gruptaki değer mücadelede ise kazakistan, çek cumhuriyeti'ni başkent astana'da konuk edecek. lider izlanda da sahasında, 3 puanı bulunan hollanda'yla karşılaşacak. letonya'nın 1 puanı var teknik direktör marians pahars'ın çalıştırdığı letonya milli takımı, 1 puanla grupta 5. sırada yer alıyor. türkiye maçı öncesinde, letonya'da takımın en etkili oyuncusu, bundesliga takımlardan hamburg'da oynayan artjoms rudnevs'in eksikliği dikkat çekiyor. rudnevs, 10 ekim'de riga'da oynanan izlanda maçında kırmızı kart görerek, cezalı duruma düşmüştü. letonya ile 5. randevu a milli futbol takımı, 2016 avrupa şampiyonası elemeleri a grubu'nda rakibi letonya ile 5. kez karşı karşıya gelecek. milliler, letonya ile yaptığı ikisi resmi, ikisi özel 4 maçtan birini kazandı, ikisinde berabere kaldı, birini de yitirdi. iki ülke a milli futbol takımları arasındaki ilk maç 22 haziran 1924'te riga'da yapıldı. özel maçı türkiye 3-1 kazandı, ay-yıldızlı ekibin gollerinin 3'ünü de zeki rıza sporel attı. 2004 avrupa şampiyonası elemeleri play-off baraj maçlarında ise letonya, 15 kasım 2003 tarihinde riga'da yapılan karşılaşmayı 1-0 kazandı. 19 kasım 2003'te istanbul'da, bjk inönü stadı'nda yapılan rövanş maçında ilhan mansız ve hakan şükür'ün golleriyle 2-0 öne geçen türkiye, üstünlüğünü koruyamadı ve kalesinde gördüğü 2 golle müsabaka 2-2 bitti. eşleşmede kesin favori gösterilen türkiye, final biletini sürpriz biçimde letonya'ya kaptırdı. türkiye ile letonya arasındaki son maç 28 mayıs 2013'te almanya'nın duisburg kentinde yapıldı. özel karşılaşma 3-3 biterken, türkiye'nin gollerini olcay şahan, selçuk inan ve veysel sarı attı.
türkiye, letonya'da da kazanamadı 13.10.2014 23:42 mackolik
euro 2016 yoluna izlanda ve çek cumhuriyeti yenilgileri ile başlayan a milli takım, letonya deplasmanında bilal kısa ile umutlandı ancak sahadan 1-1'lik skorla ayrıldı. terim'in öğrencileri, 3 maç sonunda grubun son sırasında yer aldı. euro 2016 elemeleri a grubu'nda ilk iki maçtan puansız ayrılan türkiye, deplasmanda letonya'ya konuk oldu.
fatih terim, letonya karşısında kaleyi volkan babacan'a teslim etti. böylece son 4 resmi maçta da 4 farklı kaleci kalemizi korumuş oldu. önceki üç resmi maçta volkan demirel, onur kıvrak ve tolga zengin görev almıştı.
ilk yarıda türkiye çok daha üstün bir oyun ortaya koysa da yakaladığı net pozisyonları gole çeviremedi. ilk yarıda omzundan sakatlanan oğuzhan özyakup, oyuna devam edemedi 40. dakikada yerini bilal'e bırakmak zorunda kaldı.
karşılaşmada ilk önemli atağı 6. dakikada türkiye gerçekleştirdi. gökhan gönül'ün sağdan ön direğe ortasına olcay vurdu. savunmadan seken top kornere çıktı. gökhan töre'nin kullandığı korneri letonya savunması ön direkte kafayla uzaklaştırdı.
umut zoru başardı
9. dakikada arda'nın savunma arkasına havadan pasında umut topu çok iyi kontrol edip kale önünde şutunu çekti. top direk dibinden auta çıktı. 17. dakikada ise sol çaprazdan hareketlenen olcay, arda'dan pası aldı ve uzak köşeye sert vurdu. kaleci topu güçlükle çeldi.
umut yine kaçırdı
maçın 21. dakikasında arda'nın pasına hareketlenen olcay, şık bir pasla umut'u kaleciyle karşı karşıya bıraktı. umut oldukça rahat pozisyonda topu kaleciye nişanladı. hızlı hücumlarla türkiye'yi eksik yakalamaya çalışan letonya'da 29. dakikada fertovs, ceza sahasının hemen dışından sert vurdu. top yandan auta çıktı.
karşılaşmanın 35. dakikasında caner'in soldan ortasında umut ön direkte şutunu çekti. top kalecide kaldı. 39. dakikada da sağ kanattan gelişen atakta gökhan'ın sağdan etkili ortasına kimse dokunamadı. 41.dakikada arda'nın hafif sağ çaprazdan yerden şutu ters taraftan az farkla auta çıktı. ilk yarı golsüz sona erdi: 0-0
ikinci yarıya golle başladık
ikinci yarıda da aynı arzulu oyunu sürdüren türkiye'de 47. dakikada rakipten topu kapan bilal, ceza sahası dışından çok sert vurdu ve topu kalecinin üzerinden ağlara gönderdi: 0-1
maçın 54. dakikasında ozan tufan'ın ceza sahası içerisindeki faulü sonrasında letonya penaltı kazandı. atışı kullanan sabala top ve kaleciyi ayrı köşelere göndererek skoru eşitledi: 1-1
adem de kaçırdı
ikinci yarıda oyuna giren adem, 64. dakikada ceza sahası içinde yaşanan karambolde şutunu çekti. kaleci son anda topu çelmeyi başardı. atağın devamında arda'nın sağdan ortası da sonuç getirmedi.
67. dakikada türkiye atağında adem'in ceza sahası dışından şutunu kaleci direk dibinde iki hamlede kontrol edebildi. 72'de ise adem'den gelen pası kontrol edip yay üzerinden sert vuran bilal, topu üstten auta gönderdi.
maçın 80. dakikasında arda çalımlarla rakip ceza sahasına girmek istedi ancak letonya savunması hata yapmadı. 88'de ise yaklaşık 25 metreden cepheden kazanılan serbest vuruşta caner doğrudan kaleyi düşündü. top direği sıyırarak auta çıktı.
aman dikkat!
karşılaşmanın uzatma dakikalarında sabala sağ çaprazdan kullandığı serbest vuruşta arka direkte dubra şutunu çekti. kaleci volkan babacan gole izin vermedi.
90+2'de ikinci sarı kartını gören freimans kırmızı kartla oyundan atıldı ve letonya sahada 10 kişi kaldı. kalan süredeki baskımız sonuç getirmedi ve maç berabere bitti: 1-1
türkiye teknik direktörü fatih terim, letonya karşısında alınan 1-1'lik sonucun ardından konuştu.
euro 2016 elemelerine izlanda ve çek cumhuriyeti yenilgileri işe başlayan türkiye, letonya deplasmanından da 1-1'lik sonuçla döndü ve a grubu'nda son sırada yer aldı. fatih terim ise maç sonrası açıklamalarında sorumluluğu üstlendi.
terim, "kazanmalıydık. 1-1'lik beraberlik bizim işimize gelmez. oyuncularım ellerinden geleni yaptılar. oynatma, seçme bende olduğuna göre hata benimdir. oynuyoruz ama gol bulamıyoruz. bu kadar gol pozisyonu bulup kazanamamak hatadır. en azından gol yememelisiniz. sorumluluk benim." dedi.
"bizde sabır diye bir şey yok"
değişim sürecinden bahseden fatih terim, "takım olmak için bir süre gerekir. değişim gösteriyoruz. bizde ne sabır ne anlayış ne de bekleme diye bir şey var. zaten biz de böyle bir şey beklemiyoruz açıkçası. son iki maçı kazanabilirdik ama 1 puanla bitirdik." ifadelerini kullandı.
fatih terim, istediği oyunu zaman zaman gösterdiklerini ancak bunu maç içine yayamadıklarını da sözlerine ekledi.
pahars proud of latvia heroes published: tuesday 14 october 2014, 0.24cet latvia coach marians pahars called his players "real heroes" after they battled back to draw with turkey in group a, a result that left fatih terim "not satisfied at all".
• latvia coach marians pahars says his players "are real heroes" after 1-1 draw • pahars delighted with point after bouncing back from defeat in iceland • turkey coach fatih terim "not satisfied at all" with draw after dominating in riga • terim praises latvia's "fighting spirit" after they recover from 1-0 down • next games: netherlands v latvia, turkey v kazakhstan (16 november)
marians pahars, latvia coach it was a good game and a fair result. i'm happy for the players as it was really tough for them after a big loss against iceland [0-3 in riga on friday]. we are still on the ground, not in the sky, but i believe we've sent a clear message tonight. we're still fighting to qualify, but every point in this group is a great achievement for us.
i really liked the match and it's an important point. of course, they had chances, especially at the start. they are probably stronger than us – not only in the fifa rankings, but with the clubs their players represent as well. some of our players compete in the latvian league. two guys who started the match don't have clubs at all. terim may say we were lucky to get this draw, but i say we deserved this result. we could even have won if kaspars dubra had scored in added time. my lads are real heroes.
fatih terim, turkey coach i believe we deserved to win tonight. we had something like ten good chances and they were only able to score with a penalty. i can't remember them creating anything in the first half, and the situation didn't change much after the break, but that can happen in football. latvia were extremely happy with the draw and that tells its own story. on the other hand, we are not satisfied at all.
for latvia it was normal to attack down the wings as we were going forward in numbers. for me, the key was the fact that their equaliser came right after we had opened the scoring. i would like to congratulate our opponents for this result – they showed a real fighting spirit on the pitch.
duayen spor yazarı şansal büyüka, türk futbolunun röntgenini çekti, çarpık noktaları açık açık dile getirdi.
15 ekim 2014 çarşamba - 7:04
skorer.com
doğru ya da yanlış, haklı ya da haksız bu süreç türk futbolunu bitirdi. herkes kendi renginin, kendi menfaatinin yanında yer aldı, yıllar geçti. halen “kim haklı, kim haksız” konuşuyor. biz futbolu ile, futbol anlayışı ile, aldığı sonuçları ile, kulüpleriyle, milli takımıyla “dibe vurmuş” bir ülkeyiz.
son letonya maçının 81. dakikasında tek bir hızlı hücum geliştirdik, arda pas verecek takım arkadaşını bulamadı. niye; hiçbiri gelemedi, nefesleri yetmedi.
üzülmeye gerek yok, kazansak da gidemezdik... berabere kaldık, şimdi hiç gidemeyiz. futbolun içinde böyle “berbat” sonuçlar , berbat başlangıçlar oluyor. gerçi bunların çoğu bizi buluyor ama, hiç kuşkusuz bu bir rastlantı değil... berbat işler yapıyoruz, berbat sonuçlar alıyoruz... görünen köy kılavuz istemez misali...
önemli bir konu... başlangıçta “her şartta gideriz” dedik. “birinci olur gideriz, üçüncü olur gideriz ama gideriz” dedik... şimdi daha başlangıçta hedefi ıskalayınca “ “zaten amacımız 2016 değil, 2018” deyip çark etmeyelim. millet balık hafıza da , bu kadar değil artık...
peki , nedir bu berbat işlerimiz... kendimce sıralamaya çalışayım:
1. 3 temmuz süreci
kabul edelim ki 3 temmuz süreci futbolu bitirdi. doğru ya da yanlış, haklı ya da haksız bu süreç türk futbolunu bitirdi. herkes kendi renginin, kendi menfaatinin yanında yer aldı, yıllar geçti, halen “kim haklı, kim haksız” konuşuyor. başkanlar, camialar düzeyinde birbirimizi yiyoruz. seyirci, “kandırılmış” duygusuna kapıldı, güveni, inancı iflas etti. futboldan soğudu, passolig, o, bu derken tribünleri terk etti.
2. rahata alıştılar
yabancı futbolcu kısıtlamasının milli takımı ve türk futbolunu kurtaracağını sanmıştık. kısa sürede fena halde yanıldığımızı anladık. bu kısıtlama, maalesef türk futbolcusunu en hafif ifadesi ile “rahata” itti. az çalıştı, parayı çok istedi. ikisini de kabul ettik, az çalışmasını da, çok para istemesini de... ne oldu? ikinci yarılarda rakip kalelere gidemedik... son letonya maçının 81. dakikasında tek bir hızlı hücum geliştirdik, arda pas verecek takım arkadaşını bulamadı. niye; hiçbiri gelemedi, nefesleri yetmedi.
3. taviz üstüne taviz
futbolcuya dayalı düzen son yıllarda çok gelişti. özellikle bizim yerli hocalar, zor iş buldukları için, o işi mümkün olduğunca kaybetmemek adına, futbolculara taviz vere vere adeta kucaklarına oturdu. hiçbir hoca, avrupalı ile aşık atacak, 90 dakikayı tık nefes olmadan tamamlayacak çağdaş antrenman bilimini futbolcusuna uygulatamadı. çoğu zaten o bilgiye sahip değildi... işte kalabilmek için başkan’a taviz verdi, yönetime verdi, medyaya, seyirciye verdi... işin acı tarafı bu tavizler önce kulüpleri, sonra milli takımı, yani türk futbolunu batırdı.
4. antrenman şikayeti
sıkı antrenman yaptıran, takımı iyi çalıştıran hocalar, futbolcular tarafından yönetimlere sıkça şikayet edildi. oyuncular gidemeyeceğine göre, hocalara kapı gösterildi. ben iddia ediyorum, ersun yanal bu ülkede kolay iş bulur ama zor dayanır. ben yanal’ın özel hayatından gittiğine inanmıyorum. kime ne ersun hoca’nın özel hayatından... ama suçu belli: avrupa ile aşık atabilecek antrenman yöntemlerini uygulamak...
5. şımarık futbolcular
futbolcular çok şımartıldı. hangi futbolcu, sahada ya da özel hayatında yaptığı bir yanlışın bedelini ödedi? hep idare edildi, hep sırtı sıvazlandı, varsa dosyası kapatıldı. meclisin milletvekilleri gibi bir dokunulmazlık zırhına büründüler. daha da ileri gideyim, kulüplerini yönetmeye niyetlenen futbolcular bile oldu...
6. paralar ödenmedi
kulüpler futbolcuların parasını asla zamanında ödemedi. hocalar, yönetimle futbolcular arasında kaldı. öyle ki, sıkı bir antrenman yaptırmak isteseler “önce paralar” karşılığını aldılar. bunun aksini kimse iddia edemez. ne hocalıkları kaldı, ne otoriteleri... başkanlar ile futbolcular arasında “pastırma” gibi ezildiler.
7. ozan dışında kim çıktı?
yabancı sayısını kısıtladık da ne oldu? kulüpler yeni oyuncular mı buldu? altyapıdan oyuncu mu çıkardı? türk futbolu yeni bir yetenekle mi buluştu? bursasporlu ozan dışında, türk futbolu hangi genci, hangi yeteneği kamuoyuna takdim edebildi? bu alt yapılar konusunda futbol federasyonu’nun nasıl bir denetimi var, daha doğrusu var mı?
8. ‘dayısı olsun yeter’
altyapı demişken, bakın oralara; kimler sorumlu, kimler antrenörlük yapıyor. iş bulamayan, takımın eski oyuncuları, milletvekilinin akrabası, hatırlı kişinin amcasının oğlu, dayının çocuğu... eee, hatırla gönülle bu kadar... futbolu bilmesine gerek yok, yeter ki “dayısı” olsun... hollanda, almanya altyapılarda bilimsel yönü en yüksek hocalarını görevlendiriyor, mantar gibi oyuncu yetiştiriyor, bizde hala oğlu, amca çocuğu... eee böyle başa, böyle tıraş...
9. kimler antrenör?
merak ediyorum, ümit milli takımı’nı kim çalıştırıyor? u 19’un , u 17’nin, diğer milli takımların hocaları kimler? bu milli takımlarda hangi başarılara imza attılar? kimleri yetiştirip, kimleri çıkarttılar? çok uzun yıllar önce ümit milli takımı’nın en az 6-7 oyuncusu a milli takım’da oynardı, şimdi niye böyle olmuyor? niye ümit takımından a takımına futbolcu gelmiyor?
10. şamar oğlanı olmasınlar
kulüpler federasyonu değil , federasyon kulüpleri yönetmeli... federasyon otoritesini daha fazla hissettirmeli, kamu ve camia baskısından çekinmemeli. daha cesur, daha yürekli, daha radikal kararlar almalı, futbol federasyonu’nu “şamar oğlanına” çevirmek isteyenlere asla izin vermemeli...
11. çim uzmanları gelmeli
avrupa’nın en kötü zeminlerinde oynuyoruz. niye? araştırın bakalım, statların zeminlerinden kimler sorumlu? iddia ediyorum, 3-5 stat zemini dışında çoğu il müdürlüklerinin sıradan görevlileri... asgari ücretle çalışan sıradan görevlileri... oysa bu iş, uzmanlık işi... federasyon, ingiltere’den sürekli türkiye’de kalacak , zeminleri kontrol edecek, düzeltecek, yerli elemanları yetiştirecek, beş kişilik bir “uzman çim ekibi” kurmalı. real madrid aptal mı, gidip ingiltere’den çim uzmanı transfer ediyor. zemini bozuk stat varsa, orada maç oynanmamalı... futbol federasyonu bu iradeyi mutlaka göstermeli. kimden korkuyor, neden çekiniyor?
12. ne kadar köfte, o kadar ekmek!
türkiye azla yetinmemeli... özellikle medya ve futbol seyircisi azla yetinmemeli... gazeteler, galatasaray’ın ölüp ölüp dirildiği sivas maçı için “cim-bom’un sivas destanı” diye manşet atmamalı... kimi yendin kardeşim? sonuçta ligin normal ekiplerinden birini yendin... fenerbahçe bir eksikle konya’yı yeniyor, ismail hoca için tefrikalar diziyoruz. izin verin de, bir eksik bile olsa fenerbahçe, konyaspor’u yensin. ama görüyoruz ki, bu futbol avrupa’da kısa kalıyor, nefessiz kalıyor, çaresiz kalıyor. unutmayalım, bu milli takım, bu ligden çıkıyor. hani ne kadar ekmek, o kadar köfte...
13. iki aydır neredesiniz?
türk futbolu mutlaka bir barış zemini yakalamalı... sorunları gizlemek yerine anında çözmeye çalışmalı... örneğin gökhan töre’nin silah olayının üstünden iki ay geçmiş, federasyon olarak, teknik ekip olarak bu sürede işi tatlıya bağlamamışsınız, o zaman medya yazar. kızmaca, darılmaca yok, medya yazar... önceleri haklı olarak yalan habere kızılırdı, şimdi doğru habere de kızılıyor... iki aydır neredesiniz, işi tatlıya bağlasaydınız.
14. bir hakan daha yetiştiremedik
türk futbolunda hızlı oynamıyoruz, sürekliliğimiz yok, dikine oyunu beceremiyoruz, yan ve yüksek toplardan gol yiyoruz ama gol atamıyoruz. nefesimiz yetmiyor, tükeniyoruz. letonya maçında baktım, sadece caner en az 20 top kesti. kim vurdu? hepsine rakip savunma... her maçta olduğu gibi rakip savunma.tam 15 yıl hakan şükür kolaycılığına alıştık, ikincisini, üçüncüsünü bulmayı, yetiştirmeyi hiç düşünmedik.
15. sabrın sonu selamet olsa!
her kötü gidişten sonra “sabır” kelimesini dinlemekten bıktık... 50 senedir “sabır” dinliyoruz. sabrın sonu selamet olsa diyeceğim yok da , hep felaket oluyor. isyanım da buna... beğenmediğimiz,averaj takımı olarak gördüğümüz finlandiya’lar, izlanda’lar bu kadar kısa sürede “şamar oğlanı” konumundan “esas oğlan” konumuna geçiyorsa , bunu biz niye yapamıyoruz?
16. el elden üstündür
devir laf devri değil , icraat devri... futbol federasyonu niye “akademik” toplantılar yapmaz, başka görüşleri değerli bulmaz? bu ülke hep “penaltı, ofsayt” mı tartışacak... biraz da akademik tartışma yapsın. beyin fırtınası yapsın. uzman ekipler kursun ve önemli bulduğu görüşleri uygulamaya koysun. el elden üstündür, bunu unutmayalım.
17. lafı bırakıp, işe bakalım
“aslansın parçalarsın”, “kartalsın, kanaryasın kaparsın”, “ay-yıldızsın çakarsın”... bu palavraları, bu kendi kendimize böbürlenmeleri bırakalım artık... biz futbolu ile, futbol anlayışı ile, aldığı sonuçları ile, kulüpleriyle, milli takımıyla “dibe vurmuş” bir ülkeyiz... bu palavraları atmaya hakkımız yok. lafı bırakalım, işe bakalım. ama o kadar rahata, o kadar laçkalığa, o kadar vurdumduymazlığa alışmışız, o kadar cehalete bulaşmışız ki, yıkıldığımız yerden nasıl kalkacağız merak ediyorum.
dun oynanan stuttgart-b. leverkusen (3-3) macinin ardindan zdf kanalinda ‘sport studio’ programina konuk olan hakan calhanoglu gokhan tore olayindaki sessizligini bozmus. hakan calhanoglu gokhan tore’nin silahi ile omer toprak’in odasina geldigini dogrulamis ve olay gecesi buyuk stres yasadiklarini soylemis. olayin gokhan tore’nin kiz arkadasi ile omer’in bir arkadasindan kaynaklandigini, kendilerinin boylesi bir tartismanin muhatabi olmamalari gerektigini ve yanlis zamanda yanlis yerde olduklarini soyleyen hakan calhanoglu, milli takim kampina katilmamasinin bu olayla ilgisi olmadigini, paderborn macindan sonra baldirindan sakatlandigi icin kampa katilamadigini belirtmis. hakan son olarak kazakistan macinda tekrar milli takim formasini giymek istedigini sozlerine eklemis.
kaynak: kicker.de / çeviren mete alıntaş, tf yahoo group