euro 200 elemelerinde grupta ingiltere'nin gerisinde kalınca bize yine play-off yolu görünüyor. uyanığız ya zayıf duranı gözümüze kestirip "çek bir letonya" diyerekten gazete başlıkları bile atıyoruz. işin garibi çekiyoruz da! hemen herkes, daha maçları oynamadan turu geçip portekiz'e gittiğimizi düşünüyor ama futbol bu...
ilk maçta riga'da 1-0 mağlup oluyoruz. gol verpakovskis'ten. rövanşta 2-0 öne geçsek bile ikinci yarıda letonyalılar farkı bire indiriyor. bizimkiler üçüncüyü atmak için yüklenirken de ani bir atakta verpakovskis yine atıyor golünü. maç 2-2 bitiyor., biz de euro 2004'ün en süpriz takımını dolmabahçe'den gözyaşlarıyla uğurluyoruz.
2004-05 sezonun başında verpakovskis bu kez dinamo kiev formasıyla, şampiyonlar ligi ön elemesinde, trabzonspor'un karşısına çıkıyor. kiev'deki ilk maçta letonyalı takımını öne geçirip türk futbolseverlere bir kez daha "eyvah" dedirtse detrabzonspor iki gol atıp maçı alıyor ve yüreklere su sepiyor. gelgelelim rövanşta dinamo avni aker'de 2-0'lık şok bir galibiyetalınca verpakovskis'in ilk maçta attığı ve üzerinde pek durulmayan o gol yine belirleyici oluyor.
kimi zaman sürpriz bekledik, çarpıldık. bazen şekerli kuralan acıyla sonlandırdık, bazen de zoru başardık. son 20 yılda milli takımımız avrupa şampiyonası ve dünya kupası elemeleri'nde hangi rakiplerle eşleşti, ne umdu ne buldu...
2004 avrupa şampiyonası elemeleri ingiltere, slovakya, makedonya, liechtenstein
ilk kez ilk torbadan katılınca zayıf rakipler beklenir. artık "hayırlısı olsun" un yanına bir de "kim çıkarsa çıksın!" eklenmiştir. kuralar porto'da çekilir. beş takımın yer alacağı grupta slovakya, makedonya ve liechtenstein rakipten bile sayılmaz. ingiltere çıkmıştır ve hedef ingiltere'yi ya orada ya burada yenmektir. slovakya, makedonya ve liechtenstein maçları kayıpsız atlatılır. wembley facialarının ardından bu kez maç sunderland'de, stadium of light'dadır. havalı gidilir, "biz değil onlar korksun" naraları atılır. ancak kötü talih değişmez. ada'da kazanan yine ingilizlerdir. sonrasında düzen de yine değişmez. slovakya, makedonya ve liechtenstein maçları yine kazanılır. son maç kadıköy'de ingilizlerledir.
galibiyet portekiz vizesi için yetecektir. üstelik hakem de sevgili collina'dır. yılların öcü bu maçla alınacaktır. her maç olduğu gibi yine onlar korkuyordur. maç vakti gelir çatar. milli takım etkili oynar. beckham bir de penaltı kaçırır. her şey türkiye lehinedir ancak gol sesi gelmez. maçı milliyet gazetesi'nin başlığı özetler: "adresim aynı, kaderim aynı."
türkiye için 2004 umutları devam eder. zira ikinci olarak grubu tamamlar. frankfurt'ta çekilen kuralarda çekilebilecek en kolay rakibi türkiye çeker. "çek bi letonya" denir. letonya gelir. baraj maçlarına dördüncü gruptan kalan en kolay ekip letonya ile eşlenilir. portekiz seyahati için bavullar toplanır. ancak baltık ülkesinin bir sürprizi vardır. verpakovskis'in golü turu istanbul'a taşır.
ilhan mansız'ın golüyle ilk yarı türkiye lehine biter, hakan şükür farkı ikiye çıkarır. şenlik başlar. önce laizans sonra verpakovskis atar. şenlik dağılır, bir acı yel kalır, müjgan ağlar...
fourfourtwo dergisi temmuz-ağustos 2009 sayısından;
son 30 yılın 30 bombası
"letonya'yla 50 maç yaosak, 49'unu kazanırız, birinde berabere kalırız"
2002 dünya kupası'nda 3. olmayı başaran türk milli takımı, euro 2004'e gitmek için letonya'yla baraj maçı oynayacaktı. ve "letonya'yla 50 maç yapsak, 49'unu kazanır, birinde berabere kalırız" diye buyurdu federasyon başkanı haluk ulu-soy. ancak hesaplar tutmadı. letonya'yla 50 değil, iki maç yaptık ve birinde berabere kalıp, birinde yenildik! bir taraftar ağzıyla konuşmayı uygun gören başkan, maçlardan sonra oldukça sessiz kalmıştı. olan da türk futboluna olmuştu. o maçlardan ne ders aldığımızı da isviçre karşısında gösterdik!
hakan şükür'ün skoru 2-0 yapan golünden sonra yedek kulübesinde herkesin birbirine sarılıp "yaşasın bu işi bitirdik" şeklinde mutlu yüz ifadeleriyle gülümsüyordu. hatta hepimiz o durumdaydık ancak sonuç hüsran oldu, maalesef play-off kabusu 2006 dünya kupası ön elemelerine de sıçradı.
yardımcı hakemler: kenneth petersson (swe), peter ekström (swe)
4. hakem: peter fröjdfeldt (swe)
turkey: ömer çatkıç (gk), ümit davala (dk. 77 hasan şaş), bülent korkmaz (c), deniz barış, emre belözoğlu, tümer metin (dk. 60 gökdeniz karadeniz), nihat kahveci, tugay kerimoğlu (dk. 79 tuncay şanlı), hakan şükür, ilhan mansiz, ibrahim üzülmez
yedekler: zafer (gk), ergün penbe, okan buruk, ibrahim toraman
teknik direktör: şenol güneş (tur)
latvia: aleksandrs koļinko (gk), igors stepanovs, vitālijs astafjevs (c), mihails zemļinskis, juris laizāns, dzintars zirnis, aleksandrs isakovs, imants bleidelis, māris verpakovskis (dk. 90+1 marians pahars), andrejs rubins, vīts rimkus (dk. 79 andrejs štolcers)
yedekler: andrejs piedels (gk), igors korabļovs, mihails miholaps, jurgis pučinskis, māris smirnovs
teknik direktör: aleksandrs starkovs (lva)
goller: (1-0) ilhan mansiz dk. 20 (2-0) hakan şükür dk. 64 (2-1) juris laizāns dk. 65 (2-2) māris verpakovskis dk. 76
joyful latvia make history published: thursday 20 november 2003
turkey 2-2 latvia (agg: 2-3) the visitors fight back to qualify for the first time for a major finals.
latvia qualified for a major international football tournament for the first time as goals from jurijs laizans and maris verpakovskis enabled the visitors to come from two goals down to draw 2-2 with turkey in istanbul, progressing to the finals of uefa euro 2004™ 3-2 on aggregate. disciplined and determined strikes from ilhan mansiz and hakan sükür had seemed to put senol günes's side on their way to portugal, but the home team rarely looked comfortable against determined and disciplined opponents, and never came close to scoring the two goals they needed in the closing stages.
narrow lead the visitors came to defend a 1-0 lead from the first leg in riga, given to them by verpakovskis's 29th-minute goal, and welcomed back key defenders dzintars zirnis and mihails zemlinskis after suspension, although olegs blagonadezdins and valentins lobanovs were missing through injury and suspension respectively. they were further boosted by the inclusion of marians pahars, a year after his last competitive match, on the substitute's bench.
key suspensions in contrast, the home side were depleted by suspensions, with first-choice goalkeeper rüstü reçber and defenders fatih akyel and emre asik all sidelined. ömer çatkiç deputised for rüstü, with ümit davala and deniz barisalso coming into the back-line, while hakan sükür was recalled up front.
volleyed opener the home side began the game in positive fashion, pressing the visitors back as they sought an early goal. tümer metin twice had low shots easily saved by goalkeeper aleksandrs kolinko, but either side of his efforts, the home side took the lead in the 20th minute. nihat kahveci regained possession on the left of the latvian penalty area before turning and hitting a cross towards ilhan, whose unstoppable left-foot volley from the edge of the area gave kolinko no chance.
latvia bounce back buoyed by the goal, the home side pressed forward, but it was latvia who looked the more likely scorers in the remainder of the second half. four minutes after ilhan's strike, laizans linked well with verpakovskis and his prodded effort from the edge of the area forced a sprawling omer to turn the ball behind. andrejs rubins also came close, running from inside his own half before seeing his shot deflected behind.
defensive solidity the second half started in similar fashion to the first, with turkey seeing more of the ball but struggling to break down a stubborn and well-organised latvian defence, although nihat sliced a shot high over the crossbar from 25 metres.
well-worked goal as in the first half, latvia weathered the early storm and gradually came more into the match, as first laizans then rubins both shot wide. just as it seemed the visitors were beginning to threaten, however, turkey made it 2-0. a fine crossfield pass found gökdeniz karadeniz and the substitute broke down the right before crossing low for hakan sükür to turn into the net.
bizarre strike the turkish celebrations had not died down when latvia drew level on aggregate but, crucially, ahead on away goals. the visitors won a free-kick down the left and laizans swung the ball in low. a succession of attackers missed the ball and, unsighted, omer was unable to prevent it from nestling in the corner of the net.
decisive second the home side nearly responded immediately, as hakan sükür's thumping shot hit the crossbar, but 12 minutes from time their hopes suffered what proved to be a critical blow. a long ball over the top of the defence set verpakovskis clear, and the striker held off bülent to lift the ball over omer and cap an extraordinary night for the away side.
(a) milliler 1 basamak çıktı bu akşam letonya ile tarihinin en kritik maçlarından birisini yapacak olan (a) milli takım, dünya klasmanında bir basamak yukarı çıktı. ay yıldızlılar, uluslararası futbol federasyonları birliği'nin (fıfa) her ay belirlediği milli takımlar dünya klasmanını kasım ayı sıralamasında 8. sıradan 7. sıraya çıktı.
ilk 4 sırasının değişmediği klasmanda brezilya, 853 puanla zirvedeki yerini korurken, türkiye 1 basamak yükselerek 739 puanla 7. sırada yer aldı. 826 puanla fransa'nın 2., 785 puanla ispanya'nın 3. ve 750 puanla arjantin'in 4. sırada kendisine yer bulduğu klasmanda, avrupa şampiyonası elemelerinde türkiye'nin de yer aldığı grupta birinciliği elde eden ingiltere, 6. sıradan 738 puanla 8. sıraya geriledi. öte yandan avrupa şampiyonası elemeleri baraj mücadelesinde türkiye'nin rakibi olan letonya, klasmanda en fazla yükselen takımlardan biri oldu. ekim ayında klasmanda 69. sırada yer alan letonya, 545 puana ulaştı ve bu ay 56. sıraya yükseldi.
milli takımlar teknik direktörü, futbolcularla toplantı yaptı. teknik patron, ‘‘portekiz'e gitmek için tüm gücünüzü ortaya koyun. beklentilere cevap verin ’ dedi.
fizikleri iyi
milli takımlar teknik direktörü şenol güneş dün akşam futbolcularla yaptığı toplantıda letonya maçının taktiği konusunda bilgi verirken, ‘‘portekiz'e gitmek için tüm gücünüzü ortaya koyun. rakibimiz fizik olarak güçlü. türk milli takımı olarak hem teknik, hem de taktik yönden rakipten öndeyiz. bu kadro inönü'de tarih yazacak. portekiz vizesini mutlaka alacağız’’ dedi.
ilk maç kazaydı
güneş, ay yıldızlı futbolculardan 90 dakika boyunca sakin ve sabırlı olmalarını isterken, şöyle konuştu: ‘‘letonya, inönü'de ilk maçtaki gibi sizleri tahrik etmeye çalışacak. kesinlikle rakip futbolcular ve hakem ile diyaloğa girmeyin. letonya gözde büyültülecek bir ekip değil. ilk maç kazaydı. onu düzeltmek sizlerin elinizde. gücünüzü gösterin, beklentilere cevap verin.’’
şenol güneş'le 23 galibiyet
milli takım, teknik direktörü şenol güneş yönetiminde 49. sınavına çıkacak. güneş'in ay yıldızlı takımın başında sahaya çıktığı 48 maçta milliler, 23 galibiyet, 12 beraberlik, 13 de yenilgi aldı. türkiye, şenol güneş yönetiminde toplam 70 gol atarken, kendi kalesinde de 47 gol gördü. türkiye, güneş dönemindeki resmi maçların 20'sini kazanırken, 7'sini yitirdi, 6'sında da eşitliği bozamadı. toplam 59 gol atan ay yıldızlı ekip, kalesinde 28 gol gördü.
portekiz umutları hakemin çalan son düdüğü ile bitti
türkiye, euro 2004 baraj ilk maçında 1-0 yenildiği letonya'yı inönü stadı'nda da yenemedi ve portekiz'e veda etti. maça hızlı başlayan ay yıldızlılar, ilk yarıyı ilhan'ın müthiş golüyle önde kapadı. hakan, skoru 2-0 yaptı. iki dakika sonra letonya, laizans'la golü buldu. hakan'ın şutu üst direkte patladı. verpakovskis skoru belirledi. grup maçlarında portekiz vizesini ingiltere'ye kaptıran türkiye, son şansını da iyi kullanamadı ve euro 2004'e veda etti.
hızlı başladık
maça hızlı başyan a milliler, aradığı golü erken bulmnak için letonya kalesine atak üstüne atak geliştirdi. rakibine sahasından çıkma şansı tanumayan ay yıldızlılar, net pozisyonlar buldu. 8. dakikada tugay'ın savunmanın arkasına gönderdiği topla ceza sahası sol çaprazımnda topla buluşan nihat'ın vuruşunda, savunma gole izin vermedi. ilk yarıda sahanın en iyilerinden olan tümer, 19'da uzaktan kaleyi yokladı; top kaleci kolinko'da kaldı.
ilhan'ın muhteşem golü
a milliler'in üst üste geşliştiridiği ataklar meyvesini 20. dakikada verdi. nihat'ın soldan ortasında, ceza alanı çizgisi üzerinden ilhan, topun gelişine sol ayağı ile çok güzel bir yarım vole vuruş yaptı. meşin yuvarlak kalecinin sağından tam 90'a gitti: 1-0 golün 2 dakika sonrasında nihat'ın ceza alanı dışından şutunda, top üstten auta gitti. letonya kalesinde golü gördükten sonra ileri çıkmaya başladı. oyunu tamamıyla kontrolü altına alan milliler, 40. dakikaya gelindiğinde top kullanımında yüzde 70'e 30'luk bir oran yakaladı. kontralarla pozisyon arayan konuk ekip, 25. dakikada verpakovskis ile verkaç yapan laizans'la pozisyon buldu. ceza yayı üzerinden laizans'ın şutunu kaleci ömer son anda kornere çeldi. turu getirecek golü arayan (a) millilerde nihat, 40'da ceza yayı üzerinden dönerek vurdu, top farklı şekilde yandana auta gidince ilk 45 dakika 1-0 türkiye'nin üstünlüğ ile sona erdi.
hakan'la umutlandık
karşılaşmanın ikinci yarısına hızlı başlayan milli takım, beklediği gole 64. dakikada hakan'la ulaştı. rakibini başarılı bir haraketle geçerek son çizgiye inen gökdeniz, topu içeriye doğru çıkardı. altıpasta topla buluşan hakan şükür, güzel bir vuruşla meşin yuvarlağı kalecinin üzerinden filelere gönderdi: 2-0.
portekiz'e gitmek için yeterli skoru yakalayan milliler, bu golden sadece iki dakika sonra hiç beklemedikleri bir gol yedi. maçın 66. dakikasında ceza alanının dışından sol çaprazdan serbest atış kullanan laizans'ın sert şutunda top, defans ve kaleciyi de geçerek filelerle buluştu: 2-1.
yedikleri bu golle şaşkına dönen ay yıldızlı takım, çabuk toparlanarak rakip kalede gol aramaya başladı. 67. dakikada hakan'ın ceza yayı üzerinden çektiği sert şutunda top üst direkten döndü.
hevesimiz kursağımızda kaldı
karşılaşmanın 77. dakikasına kadar letonya kalesinde portekiz vizesini getirecek golü arayan türkiye, yediği ikinci golle şoka girdi. orta sahadan atılan uzun pasta savunmada deniz'i geçen topla ceza alanında buluşan verpakovskis'in, öne çıkan ömer'in üzerinden aşırtma vuruşunda, meşin yuvarlak bir kez daha filelere gitti: 2-2
bu golün ardından avrupa şampiyonası'na gitmek için iki gole ihtiyaç duyan milli takım, girdiği pozisyonlarda bir türlü ihtiyacı olan golleri bulamadı ve portekiz macerasına inönü stadı'nın çimlerinde veda etti.
stat: bjk inönü
hakemler: anders frisk ***, kenneth petersson ***, peter ekström ***
türkiye: ömer **, ümit * (dk. 78 hasan *), deniz *, bülent *, ibrahim üzülmez *, nihat *, tugay * (dk. 79 tuncay *), emre *, tümer *(dk. 60 gökdeniz **), ilhan **, hakan **
milli takımlar teknik direktörü şenol güneş, letonya ile yapılan avrupa şampiyonası elemeleri play-off baraj rövanş maçında, ilk karşılaşmadaki kadrodan, 3'ü zorunlu olmak üzere 5 değişiklik yaptı. milli takım'da kart cezalıları rüştü, fatih ve emre aşık kadroda yer almazken, letonya'daki maçta ilk 11'de oynayan okan ve ergün de yedek soyundu. güneş, kalede rüştü'nün yerine ömer'i görevlendirirken, fatih'in yerine ümit, emre'nin yerine deniz, ergün'ün yerine tümer ve okan'ın yerine de hakan şükür'e şans tanıdı.
forvette ilhan-hakan
letonya'daki ilk maçta 18 kişilik maç kadrosuna dahi alınmayan hakan şükür, bu kez ilhan'la birlikte ileri ikilide görev aldı. nihat'ı forvetin arkasında sağ kanatta görevlendiren şenol güneş, tümer'e de solda şans tanıdı. ümit milli takım'dan, (a) milli takım'a alınan ibrahim toraman, 18 kişilik maç kadrosunda yer bulurken, tayfun korkut maç kadrosuna dahil edilmedi.
cep telefonu yasak
güvenlik güçlerinin olağanüstü önlemler aldığı maç öncesi biletsiz seyirciler stat çevresine sokulmazken, bileti olanlar didik didik arandı. taraftarların cep telefonlarıyla içeri girmelerine izin verilmedi. bu nedenle bazı taraftarlar, cep telefonunu vermektense maça girmemeyi tercih etti. taraftarlardan toplanan cep telefonlarının maç sonrasında dağıtılacağı duyuruldu.
tribünler doldu
taraftarların büyük ilgi gösterdiği maçta tribünler tıklım tıklım dolarken, yaklaşık 50 letonyalı taraftar da karşılaşmayı kendilerine ayrılan eski numaralı tribünün sağ tarafından izledi. gecenin en önemli maçlarından birisi olarak gösterilen maça taraftarlar kadar basın mensupları da büyük ilgi gösterdi. 31'i yabancı toplam 282 basın mensubu türkiye-letonya maçını izledi.
ilhan ve hakan ile portekiz vizesini aldık diye sevindik. laizans ve verpakovskis'in golleriyle yıkıldık. dünya üçüncülüğüne yakışmayan bir sonuçla barajda boğulduk.
bir yanda dünya üçüncüsü türkiye, öte yanda da 56. sıradaki letonya. kağıt üzerinde favori ay yıldızlı takımımızdı. letonya karşısında 1-0'lık yenilginin rövanşını hem farklı almak, hem de 70 milyona erken bayram yaşatmak istiyordu.
iyi başladık, arzu ettiğimiz golleri bulduk. ne var ki başarıya aç letonya oyun içinde direncini hiç kaybetmedi, defans hatalarımızı iyi değerlendirdi, portekiz'e gidiyoruz derken, bütün hayaller yıkıldı. ayağımıza gelen fırsatı kaçırdık, üçüncü kez avrupa şampiyonası'na gitme şansını kaybettik. erken bayram yerine hüsran yaşadık...
şok goller
karşılaşmanın ilk dakikalarından itibaren gol bulmak için rakip kaleye yüklenen a milliler, letonya'nın kalabalık savunması nedeniyle ilk 20 dakika içinde ceza alanı içinde sadece bir pozisyon bulabildi. 20. dakikada ilhan'ın attığı güzel golle öne geçen türkiye, golün ardından art arda iki pozisyon yakalamasına rağmen farkı artıramadı. rakibinin üzerine gelmesiyle kalesinde tehlike yaşayan milli takım, ilk yarıda letonya'ya gol şansı tanımadı.
maçın ikinci yarısının başlarında da oyunun kontrolüne sahip olan türkiye, 60. dakikaya kadar rakip kalede pozisyon üretemedi. 64. dakikada gökdeniz'in hazırladığı pozisyonda hakan ile skoru 2-0 yapan milli takım, golün hemen 2 dakika sonrasında laizans'ın golüne engel olamadı. 67. dakikada ceza yayı üzerinde hakan'ın sert şutunda, top üst direkten döndü. 77. dakikada deniz'i geçen topa ceza alanında sahip olan verpakovskis'in, öne çıkan ömer'in üzerinden aşırtma vuruşunda, meşin yuvarlak bir kez daha filelere gitti: 2-2. ve letonya bu sonuçla portekiz vizesini aldı.
stat: bjk inönü
hakemler: anders frisk (6), kennet petersson (6), peter ekström (6)
sarı kartlar: dk.10 ümit, dk.35 bleidelis, dk.45 rimkus
türkiye
ömer (5)
ümit (4)
(dk.78 hasan 4)
bülent (6)
deniz (4)
ibrahim (6)
emre (5)
tümer (6)
(dk.60 gökdeniz 7)
tugay (5)
(dk.79 tuncay 4)
nihat (6)
hakan (7)
ilhan (7)
t.d: şenol güneş
letonya
kolinko (6)
stepanovs (6)
astafjevs (5)
zemlinski (5)
laizans (7)
zirnis (5)
ısakovs (6)
bleidelis (7)
rubins (7)
rimkus (5)
(dk.79 stolcers 4)
verpakovskis (8)
(dk,90+1 pahars )
t.d: a.starkovs
hakan şükür 41'i buldu
gol makinesi hakan şükür, letonya karşısında 90. kez milli formayı giydi. takımımızın ikinci golüne imza atan yıldız oyuncu, bu forma altında gol sayısını 41'e çıkardı. bu arada bülent 93 ve tugay dün gece 92 kez milli oldular.
şenol güneş, ‘‘futbolcularım ve ben, bir yakınımızı kaybetmiş gibi çok üzgünüz. istifa veya oyuncu kovulması gibi kelimelerin kullanılması çok çirkin’’ diye konuştu.
çalışmaya devam
milli takımlar teknik direktörü şenol güneş, letonya'ya elenerek avrupa şampiyonası finallerine katılma hakkını yitirdikleri için çok üzgün olduklarını kaydederek, ‘‘ben görev yapıyorum. asla teslim olmadık, çalışmaya devam edeceğiz. istifa gibi kelimelerin kullanılması çok çirkin’’ dedi. güneş, şöyle konuştu:
çok üzgünüz
‘‘futbolcularım ve ben, bir yakınımızı kaybetmiş gibi çok üzgünüz. hepimiz bu ülke için savaştık. biz eskisi gibi birbirimizi ezerek, eleştirerek bir yere varamayız. sıkıntı yaşıyorsak, bunu aşmalıyız. asla teslim olmadık, savaşmaya devam edeceğiz. istifa veya oyuncu kovulması gibi kelimelerin kullanılması çok çirkin.
özür dileriz
yarınlar için sakin olup, düşünerek çareler üretmeliyiz.’’ güneş, 2. golü bulduktan sonra hemen gol yemelerinin kırılma noktasını oluşturduğunu belirtirken, ‘‘maçın başından sonuna kadar istediğimiz güçte oynayamadık. türk halkından özür diliyoruz. borcumuzu ödeyemedik, onlara verdiğimiz sözü yerine getiremedik’’ dedi.
yenilik olacak
güneş konuşmasını şöyle tamamladı: ‘‘saha sonuçlarıyla yaşayan bir ülke olmamalıyız. gelişmemiz devam edecektir. yeni oyuncular alınıp, yeni anlayışla devam edilecek. büyük bir ülke olmak istiyorsak bunları yapmalıyız. türk futbolunun geriye gittiğini söylemek doğru olmaz. oyuncularım savaştı, ama olmadı.’
güneş’e ‘kal’ demeyiz futbol federasyonu yöneticileri maç sonrası toplantı yaptı. yöneticiler, ‘‘şenol hocanın mukavelesi mayıs ayında sona eriyor. ayrılmak isterse saygı duyarız’’ dedi.
futbol federasyonu başkanı haluk ulusoy, başkanvekili ata aksu, yöneticiler orhan saka, murat aksu, levent kızıl, aydın torunoğlu ve mukam perinçek dün gece letonya karşında alınan şok sonuç sonrası yaptıkları toplantıda fikirlerini söyledi. başkan haluk ulusoy, bugüne kadar şenol güneş'le büyük zaferler yaşadıklarını ve güneş'le gurur duyduğunu belirtirken, yöneticiler, ‘‘şenol hocaya hiçbir zaman git demeyiz. ama mukavelesi mayıs ayında sona eriyor. ayrılmak isterse saygı duyarız.
haziran ayında yapılacak genel kurulda yeni seçilecek futbol federasyonu yönetimi çalışmak ister ya da istemez, onu bilemeyiz. ama şu anda iki gün üst üste yaşadığımız şoktan kurtulup, yaralarımızı sarmalıyız’’ dedi.
ulusoy ise göreve geldiklerinden bu yanan 50 yıldır gerçekleştirilemeyenleri başardıklarını ve yaşanmayanları yaşattıklarını ifade ederek milli takım'ın önümüzdeki haftadan itibaren geniş kapsamlı bir şekilde masaya yatırılmasını ve teknik direktör şenol güneş'ten rapor isteyeceğini söyledi.
bu arada isminin açıklanmasını istemeyen bir yönetici şenol güneş'in önümüzdeki günlerde geniş kapsamlı bir basın toplantısı ile görevine veda edeceğini iddia etti.
milli takımımız'ın büyük başarılar içinde süren bir devri kapandı. radikal değişiklikler yapma zamanı geldi.
daha başından itibaren çıkan 11'imizde büyük hatalar vardı. ortasahada 3 tane pasör futbolcunun oynaması yanlıştı. gökdeniz, çok daha önceden tugay'ın yerine girmeli, tümer ise tuncay ile değiştirilmeliydi. ayrıca sağda aksayan ümit için de bir çözüm bulunması gerekirdi.
ileride nihat'ın pek birşey yaptığını görmedik. geçen sezonun ispanya'da harikalar yaratan futbolcusu bu mevsimde çok yazık ki sonbahar yaprakları gibi dökülen bir formsuzluk içindeydi. evet, takımımız formda bir ekip değil, şöhretlerden kurulu bir 11'di. buna takım bile diyemeyeceğim.
şenol güneş, yanlış bir 11 seçtiğini görmesine rağmen bir değişiklik yapmadı. oysa özellikle birinci golden sonra takımı daha rahat oynayacak bir düzenle ikinci yarıya çıkartmalıydı.
baş belamız frikikler
tıpkı ümit milli maçında olduğu gibi, dün de başbelamız firikikler oldu. çapraz ceza atışlarında yeterli önlemi alamıyoruz. daha doğrusu duracağımız yeri bilemiyoruz. çok şanssız bir olay. her iki maçta da önce eleştireceğimiz kişi, takımın teknik sorumlusu olmalı. yoksa ne futbol federasyonunun, ne başkanının, ne bu ülkede futbola meraklı milyonlarca insanın bu konuda suçu yok. profesyonelce futbol oynaması gereken futbolcularımız bu öğeyi unuturlarsa, başımıza gelecek hep bu. hatta biraz da fazla şımardık galiba.
seyirci alkışlayacağına futbolcunun kafasına bir şeyler atıyor. medyada ‘‘mısır'ı yedik’’ tipinde rakiplerimizi küçük düşürücü başlıklar atıldı, peki şimdi ne olacak?
aslında bu beraberlik ve portekiz'e gidememezin nedeni dün geceki oyundan kaynaklanmıyor. biz geçen yaz oynadığımız konfederasyon kupası'ndan beri bu hataları yapıyoruz. a milli takımımız'da oynayabilecek bir sürü ümit milli takımımız var, ama biz takımımızı bir türlü gençleştiremedik.
artık bazı oyuncuların milli takımda yeri yok. hakan şükür'ün letonya'da oynayıp, oynamaması olay oldu. hakan dün akşam sahadaydı. 4 topu geri verdi, birini kontrol edemedi, bir tane gol attı. ama bundan sonra hakan'ın takımda yeri yok. bülent'in bütün çalışkanlığına rağmen artık geri çekilmesi lazım. tugay'ın da öyle. hakan, bülent, tugay olağanüstü işler yaptılar. ama bunlar artık geçmişte kaldı. herkes yüreğini koyuyor, belki bülent onlardan fazlasını yapıyor ama artık süratli futbolcular karşısında yetersiz kalıyor. bu futbolcular milli forma ile sözleşmeli değil. eskiler üzerinde durursak olmaz. gençleri, ibrahim toraman, gökdeniz gibi futbolcuları ilk 11'de sahaya sürmeliyiz.
üretken olamadık
riga'daki maçtan farkı dün akşam en azından futbol oynamaya çalıştık. topları dan-dun ileriye vurmadık. top çoğunlukla bizde kaldı bunlar olumlu şeylerdi. ama top bizde kalırken, bir şey üretemedik. işte bizim ipimizi çeken de bu oldu. takımda üretkenlik beklediklerimiz emre, nihat, tümer. hem takımı, oyunu yönlendirecekler hem de yaratıcı olacaklardı. bunu tam gerçekleştiremediler.
ilhan'ın attığı gol olağanüstüydü. kaç kere bir futbolcu topa vurur da öyle yere gider. o sertlikte gider ve gol olur. en zorunu yaptık, sonra ikinci golü çabuk getiremedik. neden, az önce de belirttiğim gibi pozisyon üretemedik. geride iyi paslaştık, iyi yardımlaştık. ama topu ileride kullanmak için beceri gerekiyor. oyuncu eksiltip pozisyon hazırlamak gerekiyor. bir kere oyuncu eksiltip pozisyon hazırladık. onu da gökdeniz yaptı. adamı geçti, hakan'a ‘‘al at’’ diye bir pas verdi. bunun dışında hakan sahada yok.
çabuk ve süratli olan, adam eksilten gökdeniz ilk 11'de oynasaydı, nihat ve emre ile birlikte 3 güçlü oyuncumuz sahada olurdu. emre ve nihat ileri ucun gerisinde, ama gökdeniz ileride büyük katkı yapardı.
yeteneksiz değiller
ya yediğimiz goller... bazı hataları yaparsınız da bir şey olmaz, ama öyle bir hata yaparsınız herşey değişir. deniz çok iyi oynarken bir kafa topunu aşırdı, bu gitti kalemizde gol oldu. arkadan yine bir adam kaçırdık skor 2-2. ilk golde o top hızlı olabilirdi, kaleci zamanında çıkmış olabilirdi. deniz geriye doğru vermek istese, belki daha rahat vurabilirdi. bir adım önde olsa belki topu kafayla alırdı. ama süratli adam orada ve deparla topa yetişti. bu gole rağmen biz yine oyunun hakimiydik ama golü üretemedik. demek ki, can alıcı yerlerde işi bitiremiyoruz. ama şu da bir gerçek ki birinci maçta böyle oynasaydık herşey çok farklı olabilirdi.
bu arada yediğimiz gollerde şanssız olduğumuzu da gözardı etmeyelim. ömer biraz daha uzun boylu ve rüştü tipinde bir kaleci olsa ilk golü çıkarabilirdi.
cezasını çekiyor
bazıları letonya'yı çok küçümsediler, ama onların söylediği gibi yeteneksiz bir takım değiller. nasıl futbol oynanacağını, ne zaman savunma yapıp ne zaman hücuma çıkacağını bilen bir takım. bir sürü de süratli ve yetenekli oyuncusu var. biz 4-5 kere topa dokunanı yetenekli zannediyoruz. letonyalılar ise gayet basitini oynuyorlar, koşuyor ve mücadele ediyorlar.
biz ukalalığımızın da cezasını çekiyor, portekiz'e gidemiyoruz. ingilizleri çime gömüyorduk, letonya'yı rakip görmüyorduk. centilmen değiliz, hakemlere saldırıyoruz. seyirci alkışlayacağına futbolcunun kafasına bir şeyler atıyor. böyle tuhaf bir spor kamuoyu oluşturuldu. medyada ‘‘mısır'ı yedik’’ tipinde rakiplerimizi küçük düşürücü başlıklar atıldı, peki şimdi ne olacak?
avrupa'da olay yarattık
letonya milli takımı teknik direktörü alexander starkovs, ay yıldızlı ekibimizi eleyip, 2004 avrupa şampiyonası'nın vizesini aldıkları maçtan sonra yaptığı açıklamada, ‘‘avrupa'da olay yarattık’’ dedi. taraftarlarımıza da övgüler yağdıran starkovs, ‘‘dünya üçüncüsü olmuş bir takımı eleyip, avrupa şampiyonası'na gitmek kolay iş değil. beni en çok duygulandıran şey, maçtan sonra seyircinin bize gösterdiği olağanüstü centilmenlikti’’ yorumunu yaptı.
8 trilyonluk rüya bitti
a milli takımımız, ilk kez bir baraj maçından hüsranla ayrıldı. ay yıldızlılar, 2000 avrupa şampiyonası elemelerinde irlanda cumhuriyeti'ni (1-1 ve 0-0'la), 2002 dünya kupası elemelerinde de avusturya'yı (1-0 ve 5-0'la) saf dışı bırakarak, baraj maçlarında gülen taraf olmuştu. türkiye, portekiz vizesini alamayarak, uefa'dan finallere katılım payı olarak alacağı 7.5 milyon isviçre frangı'ndan (8 trilyon 250 milyon lira) oldu.
maç bitti, taksiye bindim. radyoda güzel bir fasıl çalıyordu... ‘‘bir masalmış geçen yıllar’’ diye.
aslında bunu, bizim şenol güneş'e dinletmek lazımdı. iki güzelim seneyi boşa harcadı. elinde iyi bir kadro vardı. yavaş yavaş oynaya oynaya çok güzel bir resim yapabileceği tabloyu sağına soluna vura vura parçaladı.
futbolda iki olay vardır. birincisi kısa vade, ikincisi uzun vade. kısa vadede elindeki şartları kullanırken, uzun vadeyi de düşünmek zorundasın. nasıl yaparsın? takımla yavaş yavaş oynarsın, gençleri monte edersin. şenol'un bu imkanı da elinde fazlasıyla varken o, eldekilerle oynamaya kalktı. şimdi herkes, şenol için yazacak. ‘‘şöyle yaptı, böyle yaptı, istifa etsin, gitsin’’ diyecekler. ‘‘ben dememiş miydim?’’ diye başlayan cümleyi hiç sevmem. kusura bakmayın, burada kullanacağım.
bu takım dünya üçüncüsü olduğunda, yani 2 yıl önce, aynen şunları söylemiştim: ‘‘dünya şampiyonu da olsak fark etmez. ben, haluk ulusoy'un yerinde olsam, bu şenol güneş'in maaşına zam işine son verirdim.’’ yine aynı görüşteyim.
kına yaksınlar
ne yapalım, kader böyleymiş. olan şenol'a değil, hem türkiye'de yaşayanlara, hem de avrupa'daki milyonlarca gurbetçimize oldu. portekiz'e gidemeyeceğiz. futbolu, daha doğrusu milli takımı 2 sene unutacağız. avrupa'da esamemiz okunmayacak. şenes erzik'le dalga geçecekler. basın mensuplarıyla dalga geçecekler. şimdi o bazıları, oturup, kına yaksınlar. öyle tuhaf işler oldu ki, bugünleri gören söyleyen basın mensupları hain, hatta daha ileri gidilerek vatan haini ilan edildiler. kendilerinden başka herkes suçlandı. yurt dışına uçaklar dolusu adamlar götürülürken, şenes erzik'e ‘‘maçlara gelseydi’’ dediler. iyi olduğu zaman hep kendilerine yonttular, kötü oldu mu hep başkaları suçlu bulundu. diyeceksiniz ki, ‘‘fubolcuların hiç mi suçu yok?’’ var tabi. ama, at sahibine göre kişner derler. aslında daha ağır sözler var bizim dilimizde ama onlar herhalde bu sütunlarda yazılmaz.
sonunda vurulduk
ne oldu? hani kramponlar kısaydı? saha buzluydu? hakem art niyetliydi? hava soğuktu? bir şey değişti mi? o letonya takımı, bizimle top gibi oynadı. rüştü efendi hakeme gitti, sarı kart görünce cezalı duruma düştü ve oynamadı. olsa, belki ilk golü çıkarırdı. deniz, 2 senedir a milli takım'da oynamak için birilerinin atılmasını mı bekledi? veya deniz'in illa istanbul'da üç büyüklerden birine mi gelmesi lazım? gökdeniz'in, okan'ın yerine oynaması için illa istanbul'da mı top koşturması lazım? aslında bunların hepsi hikaye. çok sektik keklik gibi. sonunda vurulduk. dünya kupası'nda avrupa takımıyla oynamadan üçüncü olduk. aslında o kadar şansla brezilya'yı bile geçmemiz lazımdı.
futbol gerçeklerin oyunudur, hayallerin değil. ispanyolların bir atasözü vardır. ben çok severim. ‘‘viva esparrando morto kakando.’’ aslında dikkatle baktığınızda, bizim kullandığımıza çok benziyor. ne demek biliyor musunuz? ‘‘hayalle yaşayan kakasını yaparken ölürmüş.’’