19 mayıs stadında ptt-iz. spor, ankaragücü - karşıyaka karşılaşırken, mithatpaşada da f. bahçe - altay oynuyor
saat 15.45'de başlayacak maçta sarı-lâcivertli takım iddialı altay'a puan vermemeğe kararlı
saat 15.45'de fenerbahçe ile altay takımları karşı karşıya gelecektir. mevsim başında iki takım arasında yapılan iki hususi maçtan şehrimizde yapılanı 6-0 fenerbahçe lehine sona ermiş, izmir'deki revanş ise 2-2 berabere bitmişti.
geçen hafta izmir'de galatasarayla 1-1 berabere kalan siyah - beyazlılar «istanbul'a iddialı geldiklerini, fenerbahçeden de puan alacaklarını» söylemişlerdir.
fenerbahçe teknik direktörü fikret arıcan ise «her maç bizim için, mühimdir. bu bakımdan takımımızı kampa aldık. eksik kadromuza rağmen neticeden ümitliyim.» demiştir.
sarı-lâcivertlilerin bugünkü muhtemel tertibi şöyledir: hâzım - osman, özcan - şeref, özer, ali ihsan - lefter, birol, şenol, aydın, selim
«kavgasız yaşayalım» filminin kavgacı delikanlısına f. bahçeli şenol, bugünkü maçta çekilecek sahneler için dikkatli olmasını söyledi.
röportaj: necmi tanyolaç
varol ürkmez orta halli bir ailenin çocuğu...
orta halli ailenin en büyük dayanağı çocukları...
varol üç kardeşin en küçüğü. futbola kaptırmış kendini. iyi bir futbolcu olacağım diye, tutturmuş. yılmaz duru kardeşlerin ortancası. başında kavak yelleri esiyor duru'bun. gelsin dans, gitsin parti. müzik ve eğlence meraklısı . ahmet mekin ikisinin de büyüğü. otobüs şöförlüğü yapıyor...
varol birgün bir toplantıya gidiyor. eğlence gibi bir şey. eğlence ya bu; kavgasız olur mu? bir arbede patlıyor. varol işe karışıyor. bizim futbolcu sert çocuk. tahminen 5, 6 kişiyi dut ağacını silkelercesine birer, ikişer yere indiriyor... hâdiseye kadın çığlıkları karışıyor. kavgayla sona eren eğlencede bulunanlardan güzel bir kız (leylâ sayar) bu kuvvetli ve yakışıklı delikanlıya gönlünü kaptırıyor... ve varol dayak sahnesinde ikinci tura geçiyor...»
bundan sonrasını varol'dan dinlemek istersiniz herhalde: «kavga bitti ağabey. hepsini ikiye katlayıp, yerlerine koydum. ama, aklım kavga sırasında beni dikkatle süzen o güzel kıza (leyla sayar'a) takılmışı. bir gün leyla evimize gelmez mi? artık ailece yakınlaşmıştık.
- sonra, evlilik mi? yoksa cinayet mi?
- bu filmde cinayet yok ağabey. bol bol beni seyredeceksiniz. ve futbol göreceksiniz. madem merat ettiniz söyleyelim. evleneceğim sonunda leyla ile.
- ailenin muhalefetine rağmen ha?
- evet. aşk her şeyden üstün. profesyonel futbolculukla,
profesyonel artistik arasında köprü kuran varol'la. altay'ın kampında konuşuyorduk. bu işin nereden başladığını merak etmiştim.
- ağabey, bunu bu filme kadar hatırımdan geçirmemiştim. çevirdiğimiz filmin rejisörü sırrı gültekin'le konuşuyorduk. kendisine bir futbolcunun hayatını filme almasını söyledim. böyle bir film çevirilirse büyük alâka toplayacağından emindim. bana, pekiyi baş artist olarak hangi futbolcuyu tavsiye edersin? dedi düşündüğüm futbolcu galatasaray raylı metin oktay'dı. kendisine metinin futbola ilgili bir filmi rahatça sürükleyebileceğini anlatmaya çalıştım. metin, şimdi allahı var, bomba gibi bir çocuktur. yakışıklı, fotojenik ve tipik.
kontrat imzaladım bile...
kampta attaylı futbolcuların yaptığı şakalardan kurtulmak için gayret sarfeden varol, maceranın sonuna geliyordu: «hâdisenin üzerinden hali zaman geçti. rejisör sırrı gültekin bir gün izmir'e geldi. teklifini yaptı. kabul ettim. çevrilecek film için beni uygun görmüş. kabul ettim, bastım kontrata imzayı.
- filmin adı ?
- kavgasız yaşayalım
- sen baş rolde misin?
- evet
- ne kadar para alacaksın bu filmden?
- 20.000 lira
varol deneme sahnelerinde çok muvaffak olmuş. rejisör ve filmciler ondan çok memnunmuş. istikbali parlak, diyorlarmış. varol için... varol en geç bir ay sonra afişe çıkacak olan bu filmden sonra yeni bir film çevirecekmiş. filiz akın'la birlikte...
futbola beşiktaş'ta başlayan ve 9 sene siyah - beyazlı formayı taşıdıktan sonra bir başka siyah - beyaz formalı kulübe, izmir'in atlayın'a transfer olan varol'un kararı artistlikle kalmamak. «ben her şeyimi futbola borçluyum. bu bir heyecan» diyor.
filmin özelliği futbol sahnelerinin milli lig maçlarında çekilmesi... geçen hafta galatasaray'la altay'ın izmir'de yaptığı maçta varol kameralar altında kalesini korumuş. kendi ifadesine göre bir futbol maçında «kalecilik ve artistlik yapmak zor.»
nihayet bugün varol'un mithatpaşa stadında seyredeceğiz. tabii sadece kaleci olarak değil. varol fenerbahçe'ye karşı kalesini korurken, yine kameralar çalışacak ve leylâ sayar sahaya girip «kavgasız yaşayalım»daki büyük aşkı varol'a bir buket verecek...
varol'un artistliğe başlayışı, takım arkadaşları arasında «hoş bir hava» yaratmış. gelen, giden ona takılıyor.
dün fenerbahçeli futbolcularla, altaylılar, modadaki kampta yan yana geldiler. varol kendi takım arkadaşlarından kurtulayım, derken, rakiplerinin hücumuna uğramaz mı? ama, günün esprisini varol'dan bu film için figüranlık isteyen, ancak mali şartlarda anlaşamadığını bildiren fenerbahçe santrforu şenol patlattı:
- varol, söyle, teknisyenlere. beni dikkatle takip etsinler. sana öyle bir gol atacağım ki... filmin finali olacak vallahi... beğenmezlerse, para istemeyeceğim (!) .
müdafaa ve hücumda hiçbir varlık göstermeyen f. bahçe, altaydan zor kurtuldu: 0-0
ilk yarıda hücum, ikincide ise defansa ehemmiyet veren izmir takımının en iyi oyuncusu varol'du
namık sevik
mevsim icabı puan dökülmesine tutulan büyüklerden f. bahçe de dün altay'dan paçasını zor kurtardı.
yerden kısa kısa paslarla bir dantela örer gibi ince futbol gösteren izmir'in siyah-beyazlı takımı fenerbahçeyi kısa zamanda çözdü ve dağıttı. hele arada nail ve hikmet vasıtasıyla kontratağa geçişleri yok mu?..
neticeden son derecede emin ve sıralanacak golleri keyifle seyretmeğe gelen ve «fenerbahçe sen futbolün gülü, sahaların kanaryasısın» levhasının gölgesinde oturan taraftarların sık sık yürekğini ağızına getiriyordu.
hem gülü tarife de ne hacet. buna gül değil, taraftarın canını yakan deve dikeni demek daha doğru olur herhalde.
ğstelik tüyü dökülen kanarya maçın büyük bir kısmında da oyun insiyatifini altaya kaptırdı. acz içinde yüzen bir müdafaa, topu rakibine teslim eden bir santrhaf, attığı paslar adamını bulmayan bir defans, bir dama taşı gibi ileri gidince ilerde, geriye gelince de geride kalan iki insayd. sağ açıkda futbole veda etmeğe hazırlanan bir profesör, koca 90 dakikalık zaman içinde ne yaptı? daha doğrusu ne yapabilirdi ki? hiç. fenerbahçe onbiri sayı levhasının gösterdiği sıfırları bir çember yapmış, sahada tur alıp duruyorlardı.
bu yokluğun karşısında varolan altayın galibiyeti kaçırdığını pekala söyleyebiliriz. güzel kurtarışlar yapan varol'un çevirdiği filmin senaryosunu bilmiyoruz. ama kedi çevikliğine sahip genç kalecinin sık sık yere yatışı rakiplerinin üzerine yürüyüşü ve bloke edeceği topu havada uçarak yumrukla kornere çıkarışı bize biraz rol icabı gibi gözüktü.
varol objektife ilk pozunu 7. dakikada verdi. selim'in ileri kayarak yaptığı ortayı ters bir şekilde yumruklayışı az kalsın altay'a bir gole mal oluyordu. 12. dakikada şenol'un direkten dönen şutunu kovalayan profesör boş kaleye topu sokamadı. ilk devre bunun dışında kayda değer bir hâdise olmadı.
ikinci yarıda, beraberliğe rıza gösteren altay, ilerde hikmet, ayfer ve nazmiyi bırakarak müdafaayı tahkim etmek yoluna gitti. kurulan baraj iyi gününde olmayan fener forvetinin büsbütün işini güçleştirmişti. sarı - lacivertlilerin oyunu ortaya teklif edişi ve hafların topu mütemadiyen havalandırışları izmir takımının işini kolaylaştırmıştı. bu acaip mücadele tam 45 dakika devam edecek ve varol bilhassa maçın sonlarına doğru üst üste atılan kornerleri ve şutları yerinde müdahalelerle çelerek hem takımına beraberliği sağlayacak ve hem de rolünün hakiki değerini verecekti. 90 dakikalık zaman içerisinde ortaya konan futbolden bir şey anlamadık. bizce asıl hüküm, yerli film münekkidlerine ait olacaktır.
24 temmuz 2011 milliyet ekinde yayınlanan kaleci varol röpörtajından.
gazeteyi alıyorsun. varol şununla nişanlandı.varol kumarhanede basıldı.halbuki alakası yok ben onların haberiydim. kale arkasındaki muhabirler bir kurtarışımdan sonra rica ederlerdi "abi cekemadik top yarım metre havadan gelirken plonjon yapardım ceksinler diye..
ararlardı"varol haydi eyüp sultana gidelim.gideriz ellerimi actırırlar. ertesi gün haber. varol dua etti.ertesi hafta camur şevketin meyhanesinde oryantal yaparken cekerler. varol duayı burada bozdu.
"cami cami dolaşıp namaz kılmaya karar verdim. birgün dedimki kendimi temize cıkartayım. herkes"varol"a bak helel olsun desin.cami cami dolaşıp namaz kılmaya karar verdim. ama bilmiyorumki namaz kılmayı.. gittim bir camiye sakallı bir adamı gözüme kestirdim.ne yapıyorsa onu yapıyorum 5 dakika 10 dakika 25 dakika bir saat namaz kılınırmı? gittim ,hemşerim ne zaman bitecek bu?dedi "abi bende sana bakıyorum demezmi.. hokabaz olduk orada