halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
1961-1962 mevsiminde hızlı giden, galatasaray'dı. mevsim sonunda ipi göğüsleyen de galatasaray olacaktı. ancak fenerbahçe-galatasaray maçları için söylenen eski bir söz var ya.. bir kez daha gerçek alanına çıkmıştı. "favori olan kaybetmiş", fenerbahçe selim soydan'ın golüyle galatasaray'ı 1-0 yenmişti.
sarı - lâcivertliler bugün antreman, sarı - kırmızılılar kors yapacak. nedim, hüseyin ve yüksel'in oynatılmayışı kayıp olarak vasıflandırılıyor
fenerbahçe ve galatasaray takımları, perşembe akşamı mithatpaşa stadında oynayacakları milli ligin en çetin maçı için ciddi bir şekilde hazırlanmağa başlamışlardır.
iki kulübün teknik adamları da bu müsabakaya gereken ehemmiyeti verdiklerini ifâde etmektedirler.
fenerbahçe kulübü reisi ismet uluğ futbol federasyonunun son günlerdeki tutumunun ve bâzı futbolcuların ceza alışlarının takımı moralman çökerttiğini açıklamış ve şunları söylemiştir: «- sarı - kırmızılıların şampiyonluğunu şimdiden tebrik edebilirim. ezeli rakibimizin önündeki haftalar içerisinde aradaki beş puanı kaybetmelerine imkân kalmamış tır. bu sebeple şampiyonluğu düşünmek dahi bizim için hayal olacaktır. temennimiz, bizim için prestij maçı olan bü müsabakanın kardeşlik havası içerisinde cereyan etmesidir.»
fenerbahçe, cezalı olan nedim ve hüseyin'den başka ordu takımı kampına alınan yüksel'i oynatamıyacaktır. lefterin durumu ise belli değildir. sarı - lacivertliler bu sabah antrenman yapacaktır.
kılıç «f. bahçe'yi yenmek güç» dedi
galatasaray meneceri gündüz kılıç, bu maç için şunları söylemiştir: «galatasaray - fenerbahçe çekişmeleri için hep «ezeli rekabet» tâbirini kullanırlar.. bence bu daha ziyade iki kulüpçe de ezeli bir gayedir... bu iki kıymetli kulübümüz uzun seneler e kadar bata ve ard arda yarışmışlar ki, biri diğerini geçtiği zaman kendini mecburen en iyi sanmıştır. simdi de bir galatataray - fenerhahçe maçı arifesindeyiz ve gene başta peşpeşeyiz... şu halde muhakkak ki gayemiz fenerbahçeyi yenmektir. fenerbahçenin de gayesinin bizi yenmek olması gibi..»
galatasaraylı futbolcular bugün kros yapacaklardır.
büyük maça 2 gün kala: g. saray çalıştı, f. bahçe kampa girdi
sarı - kırmızılı takımda suat'ın oynaması şüpheli. dünkü idmanda recep'in takımı gündüz kılıç'ın takımını 3-2 yendi.
ezeli rakibi fenerbahçe ile perşembe gecesi oynayacağı final maçına hazırlanan galatasaray dün sabah şeref stadıda çok sıkı bir antrenman yapmıştır.
çalışmaya sakat olan suat'la, imtihanları bulunan samim hariç, diğer futbolcular katılmış ve mûtad hareketlerin sonunda yapılan çift kalede mcnecer gündüz kılıç'ın takımı, recep adanır'ın takımına 3-2 mağlûp olmuştur.
dünkü idmanda yer alamayan suat mamt, feriköy maçında belinden sakatlandığını bildirmiş ve «tedavi altındayım. kasığımdan da rahatsız bulunuyorum. takımımın bu kritik müsabakada müşkül duruma düşürmek istemiyorum. bu sebeple çok büyük bir arzuyla kendimi hazırladığım maçta oynayamayacağım» demiştir.
bugün kampa girecek olan sarı -kırmızılıların fenerbahçe maçına çıkacak nihai tertipleri belli değildir.
f. bahçe kampa kirdi
dünkü günü istirahatle geçien fenerbahçe ise galatasaray maçı için dün akşam yeniköyde kampa girmiştir. ordu takımı kadrosunda yer alan yüksel'in de katıldığı kampta 16 futbolcu bulunmaktadır. henüz açıklanmamakla beraber sarı - lâcivertlilerin sahaya «özcan - osman, basri - özer, naci, şeref - mustafa, lefter, yüksel, hilmi, selim» şeklinde çıkmaları muhtemeldir.
beden terbiyesi umum müdürlüğü merkez ceza heyeti bugün toplanarak futbol federasyon tarafından lefter hakkında verilmiş olan ve sonradan yine federasyonca kaldırılmış bulunan idari tedbir cezası konusunu görüşeceklerdir.
ezelî rakipler bu gece 20'de karşı karşıya geliyor
sarı - kırmızılılar için şampiyonluk, sarı - lacivertliler için prestij mahiyetindeki müsabakada lefter ve suat oynuyor
fenerbahçe - galatasaray takımları bu gece saat 20 de mithatpaşa stadında 178. defa karşı karşıya geleceklerdir.
milli lig şampiyonluğuna en yakın namzet galatasaray'ın uzun mücadele devresindeki en yakın ve tehlikeli rakibi fenerbahçe ile yapacağı karşılaşma yılın en mühim futbol hadisesi olarak yüzbinlerce taraftarı heyecanlandırmıştır.
bu sebeple müsabakya büyük önem veren taraflar son beş günü titiz bir hazırlık yaparak geçirmiş ve kampa girmişlerdir. ancak, ezeli rakipler yılın büyük maçına tam bir gönül rahatlığı ile çıkma fırsatını bulamamış ve sakatlık problemlerini halletmek için gayret sarfetmişlerdir. fenerbahçe'de lefter'in nükseden sakatlığı, galatasaray'da suat'ın durumu, teknik adamları düşündürmüş ve nihai «onbir» lerin tesbitinde tereddüde sevketmiştir. gerek fenerbahçe ve gerekse galatasaray dün akşama kadar lefter ve suat hakkında kati bir karara varamamışlardır. ancak bu iki futbolcu gece idarecilere takımlarındaki yerlerini alabileceklerini söylemişlerdir. lefter ve suatın müsbet cevap vermelerinden sonra teknik menecer gündüz kılıç ve f. bahçe antrenörü erdem bu geceki çetin maça şu kadrolarla çıkacaklarını bildirmişlerdir:
galatasaray: turgay - candemir, ahmet - suat, ergun, ahmet berman - samim, mete talât, recep, uğur
iki taraf da sakin
kayıp puanları bakımından ezeli rakibinden 5 puanlık bir avantaja sahip olan galatasaray bu geceki maçı kazandığı takdirde şampiyonluğunu garanti altına alacaktır. sarı - kırmızılıların bundan sonraki karşılaşacağı rakipler izmirspor, karagümrük, beşiktaş, göztepe ve istanbulspor'dur.
fenerbahçe ise maçı kazandığı takdirde milli ligin sonu tam bir final havasına girecek ve iki takımın oynayacakları maçların önemi fazlasıyla artacaktır. fenerbahçebib milli ligde sadece vefa ve beşiktaşşa iki müsabakası kalmıştır.
takımlar...o...g...b...m...a...y...p...kp
f. bahçe...35...22...7...6...63...27...51...19 g. saray...32...20...10...2...44...11...50...14
yeniköy ve yeşilköy'deki kamplarında son günü sâkin geçiren ve hafif çalışmalar istisna edilirse, tam bir dinlenme devresine giren ezeli rakipler maçın neticesi hakkında bir tahminde bulunmaktan kaçınmaktadırlar. .
netice olarak, bu gece mithatpaşa stadını dolduracak seyirciler heyecanlı ve çekişmeli bir fenerbnhçe - galatasaray maçının şahidi olacaklardır.
milhatpaşa stadında yapılacak bu müsabakadan evvel saat 16 da fenerbahçe - feriköy genç takımları lig için karşılaşacak, maç 18.00 de ise istanbul genç karması ile galntasaray genç takımları oynayacaklardır.
radyo: milli ligin en muhlin müsabakasını teşkil eden fenerbahçe - galatasaray maçının ikinci devresi istanbuls radyosu tarafından naklen verilecektir.
hava durumu: bu gece istanbul'da hava bulutlu geçecek. en yüksek sıcaklık 26, en düşük sıcaklık ise 20 olacaktır.
galatasaray ve fenerbahçe kulüpleri arasındaki futbol temasları 1909 yılında başlamıştır. spor tarihimizdeki ilk galatasaray - fenerbahçe maçı 17 ocak 1909 tarihinde oynanmış ve 2-0 sarı - kırmızılı takımın galibiyetiyle sona ermiştir.
yarım asırdanberi devam eden ezeli rekabet mücadelesinin kat'i bilânçoşu şudur:
iki takım 1909 senesinden günümüze kadar 177 defa karşı karşıya gelmişlerdir. bu maçlarda galatasaray 67, fenerbahçe ise 66 galibiyet kazanmıştır. 44 karşılaşma berabere bitmiştir. galatasarayın attığı gol uekûnu 253, fenerbahçeninki ise 246 dır.
ezeli rekabetin tarihinde en farklı galibiyeti galatasaray 1911 de 7-0 yenerek temin etmiştir. fenerbahçenin rakibini en farklı yendiği maçın neticesi (1936) ise 6-1 dir.
galatasaray milli ligin ilk devresinde fenerbahçeyi 1-0 yenmiştir. fenerbahçe ise doğu kupasında galatasarayı 3-2 mağlûp etmiştir.
fenerbahçe: özcan (***) - osman (**), özcan (**) - özer (**), naci (***), şeref (**) - mustafa (**), lefter (**), yüksel (**), kadri (**), selim (***)
galatasaray: turgay (***) - candemir (*), k. ahmet (**) - suat (**), ergun (***), b. ahmet (**) - samim (**), recep (**), talât (*), bahmi (*), uğur (**)
puan farkını üçe indiren maç, hızlı fakat kalitesizdi
kahraman bapçum
iki an... iki küçük an... biri maçın 75 inci dakikasında, diğeri 87 nci dakikasında geçen iki an... unutun bu iki ânı ve göğsünüzü gere gere haykırın: doksan dakikada iki dev kaleci seyrettik, diye...
özcan ve turgay maç boyunca sadece iki hata yaptılar: 75 inci dakikada turgay hatâ edip gol yedi. 87 nci dakikada özcanın çıkıp da atamadığı bir topu defansı çıkarttı.
yükselirken, art ayakları üzerinde yaylanmış iki panter gibi büyüyen, top tutarken pençeleri kartallaşan, serin kanlı, kendine ve önündeki arkadaşlara hâkim, neresinden bakılırsa bakılsın güven veren ve güven duyan iki dev kaleci idi bunlar...
ikisi de birer hatâ yaptılar. turgayın hatasına arkadaşları da iştirak etti. özcanın arkadaşları hatasını örttü... ve maç böylece bitti...
heyecan...
kim çözcek bu bilmeceyi? nedir bu 55 yıllık maceranın sırrı ki, yaşı başı ne olursa olsun, hatta isterse taraf tutmasın heyecandan insanın bacaklarını titretir?
işte bu da öyle bir galatasaray -fenerbahçe maçı idi. gergin sinirler.. kasılmış adaleler... ve tabii sonunda futbol klası değil başka şeyler çıkıyor ortaya. dünkü maçta seviyeli futbol gene yoktu ama, şükür ki hız vardı, futbol oynmak arzusu vardı.
ilk devrede iki taraf da oldukça tedirgindi. ilk onbeş dakikada netice alabilecek gibi görünen fenerbahçeyi, sarı - kırmızılılar oyunu durdurup dağıtarak durdurmuşlar ve muvazene kurmuşlardı. 45 dakika aynı dikkatli gerginlik içinde gecti.
ama, ikinci devrede gerilmiş zemberekler boşanıvermişti. . bu defa da ilk saldıran fenerbahçe oldu. sonra... gene futbol kaitesi yükselmedi. fakat sürat arttıkça arttı, heyecan ilerledikçe ilerledi.
futbola gelince...
evvela fenerbahçenin kuruluşu yanlıştı. böyle bir maçta fenerbahçeye herşeyden önce bir şey lâzımdı: ingilizlerin «punch» dedikleri darbe - vuruş - hamle kuvveti... halbuki ne yapmıştı onlar? iki insayt yerine 38 lik lefter'le, yırtıcılığını kaybetmiş bir kadri'yi yerleştirimişlerdi... ve fenerbahçe «punch» için yükseline güveniyordu. halbuki rahat çalışamayan ve tek başına kalan yüksel, üstelik iyi bir gününde de değildi. ikinci devrede kadriyi haf hattına alıp, seferi - körük gibi, mekik gibi çalışan şerefi - forvete aldılar da. sıkışmış zemberekler galatasaray dedansı üzerine boşanıverdi.
ya galatasaray? onlar da oyunu 10 kişi oynamağa kararlı gibiydiler. sanki beş hücumcudan biri yoktu. galiba (9) numaralı - tabii diğerleri gibi numarası okunmayan - futbolcunun işi özcan'la becelleşmekti. ama bu işi bırakıp futbolunu oynasa herhalde faydalı olacak bir bahri, kaya gibi bir kaleci karşısında «becelleşmek» de kifayetsiz kalıverdi. halbuki ilk devrede iki fenerbahçe insaydının boş bıraktığı orta sahada kurt receple birlikte neler yapabilirlerdi..
ve maç ...
ilk beş dakika: her iki tarafın küçük, kesik, tereddütlü davranışları... sonraki dört dakika: yavaşça açılan ve yüklenen fenerbahçe. dokuzuncu dakika: fenerbnhçenin soldan korneri turgayın yumruğu. topun ceza sahasına tekrar girişi... karambol. 20 pastan çift vuruş... neticesiz. onuncu dakika: ortalardan iyi beslenen bir fenerbahçe akını. altı pas çizgisinin hemen üç forvet selim, kadri ve yüksel'in birer defa şut şansını kaybedişleri... sonraki onbeş dakika: muvazene... sinirlerin yavaş yavaş yumuşayışı. bahrinin «kaleci bozma» görevinin devamı. yirmibeşinci dakika: selimin ani bir şandeli k. ahmedin aşan topa mikrnun kafa vuruşu... turgayın sağından direği sıyırıp dışarıya... otuzaltıncı dakika: bahrinin soldan yaptığı bir orta. o anda bütün fenerbahçe müdafaasının o tarafa yatmış olması .. recebin kale ağzında boş kalışı. voleye hazırlanışı... ve şerefin şimşek gibi geriden yetişip kafa ile topu alışı.
sonraki beş dakika: galatasaray'ın iki açıktan getirdiği toplarla bastırışı. 41 inci dakika: sarı - kırmızıların, kesin yüklenişi. karambol... recebin ceza sahası dışından şutu. karambol... kalabalık... topun geri gelişi... tekrar şut... şerefin topu açışı... galatasaray taraftarını heyecandan fenerbahçe taraftarını korkudan titreten beş dakika. son dakikalar: tekrar muvazene...
ikinci devreye bakış: fenerbahçede kadri haf, şeref forvet... galatasarayda bahri gene «kaeci bozan» rolünde. birinci dakika: özcanın kargaşalıkta kapanarak blokajı... ikinci dakika: kadrinin frikiki. turgayın iyi top takip edip, bloke edişi. üçüncü dakika: uğurun sağaçıktan kayışı... yakından patlattığı şut. özcanın topu yumruklayışı... sonraki pozisyonda gene özcanın çok yükseklerdeki blokajı... beşinci dakika:
recepten bahriye geçen top. bahrinin ortadan dalışı: özerin mücadeleyi kabul etmeyip. bahrinin beline sarılması. tuş. recebin frikiki. topun - herhalde vınn! diye ses çıkararak - üst direğin hemen üstünden geçip gidişi. yedinci dakika: yükselin sağaçık yerinde k. ahmeti çalımla geçip yaptığı orta... ta solaçıkta selimin vurduğu kafa. kargaşalık. kaleci... sonraki 7 dakika: turgay ve özcan iki dev adamın en güzel dakikaları... iki virtüözün soloları... onbeşinci dakika: bahrinin beklediği zafer... ve özcanın degajını yaparken yeer yıkılıp kıvranışı. amaç, özcanın isinirlenmesi idi galiba... halbuki ihtarı alan bahri oldu. top ise, yarı baygun özcanın elinde idi hala... yirmibeşinci dakika: selimin civa gibi kaçışı. duruşu. bekleyişi. duruşu. tekrar girişi. tekrar dönüşü. vuruşu... turgayın karşılayışı.... oyunun en güzel hareket silsilesi bu... otuzuncu dakika: ceza sahasının dışında sağaçık yerinden lefterin frikiki... topun yükselip kale ağzında süzülerek inişi. bütün defansın bilinmez bir tutuklukla seyredişi... turgay'ın beklenmez hatası... selimin - girgin, becerikli, çevik ve çabuk selimin -orada bitiverişi, sıyrılıp kafa vuruşu... ve topun zıplayarak galatasaray kalesine girişi. otuzikinci dakika özcanın birbiri üstüne iki pozisyonda klas gösterisi... son anda samimin ayağından top alışı. 42 nci dakika: samimin kornere yakın yerden frikiki özcanın fırlayışı, topu kaybedişi. defansın kapanışı özerin topu açışı. sonrası: vakit geçiren fenerbahçe sinirlenen birkaç sarı - kırmızılı... 27 bin kişinin, ama eski gazhane yerinde ve gerideki dağlarda yer almış halkla 40 binin üstünde bir kalabalığın seyrettiği bir fenerbahçe - galatasaray maçının bitişi...
"maçın tam 75. dakikası. ceza sahasının dışında frikik kazandık. lefter topun dibine vurdu... top alçalarak önüme düşüyordu. daldım ve turgay'dan daha atik davranıp kafayla girdim ve top turgay'ın sağından filelere takıldı. takımıma bu maçta bir gol kazandıracağımı söylemiştim. fakat atacağım golün galibiyet golü olacağını ümit etmemiştim."
sahada hadisesiz geçn dün geceki büyük maçtan sonra, maalesef gene bazı tatsız hadiseler cereyan etmiştir.
soyunma odasına yüzü şişmiş ve bereli bir halde gelen fenerbahçeli özer, koridorda giderken galatasaraylı futbolculardan talât, k. ahmet ve ergun'un tecavüzüne uğradığını söylemiştir.
erdoğan isminde bir fenerbahçe taraftarı da candemir'in kendisine vurduğunu ileri dürmüş. candemir ise kimseye tecavüz etmediğini, orada bulunan bir polisin ortada hiçbir sebep yokken kendisine tokat attığını ifade etmiştir.
çok sessiz olan galatasaray soyunma odasında sadece antrenör coşkun özarı, futbolculara hitaben, «üzülmeyin çocuklar, futbolda yeneceksiniz, yenileceksiniz. pazara maçınız var. kendinizi ona göre hazırlayın» demiştir.
fenerbahçe soyunma odasında ise, büyük sevinç göze çarpmıştır. kulüp başkanı ismet uluğ, «güzel, gayretli ve baskılı oynayan fenerbahçenin galibiyet hakkıydı. iki takım da ezeli rekabete lâyık bir oyun çıkardılar. tebrik ederim.» derken, antrenör erdem neticeden memnun olduğunu belirterek şunları, söylemiştir: «bizim çocukların kazanma azmi üstündü ve şampiyonluğa giden galatasarayı bu azim mağlûp etti.»
sarı - lacivertli futbolcular da, ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını belirterek «herhalde galibiyet hakkımızdı» demişlerdir.
fenerbahçe - galatasaray maçında tarih bir kere daha tekerrür etti: değişmeyen bir tabiat kanunu gibi.
sarı - lacivertliler her maçta olduğu gibi oyuna, klasik alışkanlıkları ile girdiler. baskılı oyun ilk on beş dakika içerisinde gol ile bitmeyince, kendi sahası içersine çekilen sarı - kırmızılılar, rahat bir nefes alıp santraya çıkabilmek fırsatına eriştiler. böylece maçın bir saatlik süresi iki takıma beraberliğe rıza gösteren bir hava verdi.
fenerbahçenin ikinci devreyi şeref'i forvete alarak çıkması en isabetli hareketti. hatta, sadece galibiyetin kıymet ifade edeceği bir maç için bu iş, ilk onbeş dakika sonunda yapılmalıydı. fenerhahçede özcan'ın fevkalade, iki bekin vasat, haf hattının ise başarılı oyunu sarı - lâciverltileri gol yemekten korudu. forvette bir iki hareketi ile attırdığı gol ile lefter, bu maç için lâzım olduğunu gösterdi. ancak, bu, onun bütün bir maç boyunca başarısını gösteremezdi. mikri ve selim ideal açık olarak çalıştılar...
galatasaray, finali bir iki maç evvel oynamayı kabul etmiş bir halde göründü. bu, sarı - kırmızılıların en büyük dezavantajı oldu. başarılı bir defans kurmalarına rağmen, akınları naci'nin üzerinden sürüklemek istemeleri başlıca hata idi. bu hatayı böyle bir maça samim gibi kifayetsiz bir elemanın alınması gibi bir faktör de eklenince, netice tesadüflere vağlı kaldı.
bütün bunlar iyi bir maç havasını ortadan kaldıracak, fakat şartlar ne olursa olsun müsabaka bir fenerbahçe - galatasaray karşılaşması olmaktan uzaklaşmıyacaktı. ve öyle de oldu.
hırslı, süratli ve biraz da hırçın, fakat futbol kalitesi sıfır olan bir fenerbahçe - galatasaray maçı seyrettik. ekseriya böyle oluyor. iki takımın karşılaşması... puan durumu ne olursa olsun elektrikli bir hava gelip çöküyor maçın üzerine ve bu gerginlik içerisinde futbolcular, katılaşarak adeta taştan bir heykel kesiliyorlar.
derin düşünmeyen, işi oluruna bırakan taraf kazanıyor bu asap mücadelesini... evet. fenerbahçenin dün ezeli rakibini yenişinin, birce en büyük faktörü budur.
maça iki takımın zaviyesinden bakıldığı zaman şampiyonluk yolunda yürüyen galatasarayı hudutta tökezlenmenin endişesi içerisinde kıvranır gördük. halbuki sarı - lâcivertliler için sadece prestihleri mevzubahisti.
maçın, teknik tarafını uzun boylu tahlile luzum yok. galatasarya ilk 15 dakikada biraz bocalamış, sonra oyunda bir muvazene kurmuş ve daha sonra da ezeli rakibini havadan uzun paslı, yani kendi oyununa uydurmuştur. fakat, selimin attığı tek gol, ikinci yarıda forveti duran ve bütün mücadeleyi müdafaayı ile yapan galatasaray'ı bozmuş ve çökertmiştir.
fenerbahçe, rakibinin bu çöküntüsünden faydalanamamıştır. bilâkis müdafaaya çekilmek hatâsına düşmüştür. bu zaman içersinde bir gol yemeyip biraz tesadüf ve bir de özcan'ın çok iyi gününde olması sebebiyledir.
fenerbahçe - galatasaray rekabeti her şeye rağmen futbole susayan seyircilere çölde bir serap olmuştur. ezeli raklbinden yediği bu büyükçelmeden sonra, şampiyonluk yolcusu galatasarayın önünde beliren kırmızı sinyallere, daha fazla dikkat etmesi gerekecektir.
ben, üzülerek üçüncü sınıf bir fenerbahçe - galataaray maçı seyrettiğimizi söyleyeceğim...
sinir, hava ve heyecan yüzünden daima kalitesinden kaybeden ezeli rekabet mücadelesi ele alındığı takdirde, dün geceki tablo için çok silikti, demek gerekiyor. bu önüne geçilemeyen «düşüşün» dozundak, süratten olacak, stadda o alışılmış «tarrakadan» örnek bulmak zordu.. bir iki hadise ve golün atılışındaki tezahürat hariç tabii. zira, iki takım da son senelerin en kötü oyununu oynuyor ve beklenen büyük maç, küçüldükçe küçülüyordu. ama, fenerbahçe büyük bir galibiyet kazandı. o ayrı bir fasıl. futbol kalitesi için durum maalesef böyleydi.
bu maçın, kötü tarafları yanında, iyi tarafları da vardı... mesela iki takım kalecileri turgay'la, özcan gecenin futbolcularıydı, diyeceğiz. fenerbahçenin naci'si, kadri'si, yüksel'i ve şeref'i, galatasarayın ahmetleri, suatı ve ergunu zaman zaman iyi ile iyinin üzerinde gözüktüler...
sahanın en sert oyuncuları özerle, candemir'di. biri daha şuurlu faul yapıyor, arada bir rakibini haşlıyor, diğeri kendini kaybedercesine «adamına» kıyıyordu... özer sertliği bir tarafa fenerbahçeye yararlı oldu. candemir ise aksine...
maçın komedyeni ise bahri idi. insaf edilsin, şampiyonluğa giden bir takımın böylesine bir ölüm kalım maçında bir hücum elemanını daha maça çıkarken feda etmesindeki düşüncesizliğin, modern futbol anlayışla izah edilecek bir tarafı var mıdır? bahri sahaya çıkıyor. hareketli, civa gibi, tosun gibi bir futbolcu. vazifesi, 90 dakika boyunca rakip kaleciyi sinirlendirmekten ibarettir. bir sinirlendirebilirse, bir sinirlendirebilirse? işte dün gecek galatasarayın ileride ümidini bağladığı «rol» buydu. ama, bahri ile değil, bahriye bu rolü münasip görenlerle münakaşa etmek lazım. gülünç hesaplarla karşı taraftaki kaleciyi sinirlendirip, rakip kaleciden galibiyet beklemeye ne hacet? bırakınız o da, herhangi bir futbolcu gibi vazifesini yapmaya çalışsın.
böylesi, daha erkekçe ve dün geceki komediden daha faydalı olurdu!.
büyük maç, ille de büyük oyun oynanan maç değildir. nitekim dün gece de, bu gerçeğin bir ifadesi olddu. ezeli rekabetin yanısıra, puan, heyecanının ateşlendirdiği bu «büyük maç», «küçük oyun» kalitesinden öteye geçemedi. ve eğer geçtiği anlar olduysa, bunlar sadece iki kalecinin, özcan'la, turgay'ın başarılı kurtarışlarının seyredildiği sıralardı.
futbolcuların aşırı heyecanına karşılık, seyirciler beklenmeyecek kadar sakindi. galatasaray takım halinde «favori» olmanın heyecanından kurtulamıyor, fenerbahçe de maçın öneminden doğan heyecanla ezeli rakbinden aşağı kalmıyordu.
sahayı aydınlatan elektrik dışında, maç fazla elektrikli de değildi. nasıl ki, dün gece mithatpaşa stadında parlayan projektörler dışında, sahada parlayan oyuncu sayısının pek az olduğu gibi.
bütün bunlara rağmen, neresinden bakılırsa bakılsın, bir galatasaray - fenerbahçe maçıydı bu... ve hakem cezmi başar da, bütün sukunetine rağmen her an gürültüye bürünüverecek karşılaşmayı mükemmel idare etmeyi başardı. aslında maç sakindi, ama bunun, bir fırtına öncesi sükûnet olduğu daima hatıra geliyordu.
haaa, bir de hatıra gelen şuydu: acaba garip bir taktikle görevlendirilen bahri, «faraza» 90 dakika boyunca özcan'ın degajman yapmasını önlemek için fenerbahçe kalecisinin önünden ayrılmamamış olsa... özcan da, gene «faraza» 90 dakika boyunca, kaideleri ihlal etmeden topu yere vurup kendi sahası içinde dolaşsa... stadın yapılmış, yapılmamış tribünlerini dolduran onbinlerce seyirci, bir «maç» göremeyecek miydi? dersiniz...
kısacası, ezeli rakiplerin mithatpaşadaki ilk geece maçında, «fener»in ışığı çok parlak olmayışına rağmen, galatasaryı gölgelemeğe kâfi geldi.
galatasaray meneceri "şampiyonluktan vazgeçmiş değiliz, bir kabahatli bulmak lâzımsa her türkü hatâ şahsıma ait" ded. erdem ise "bir ümit belirdi" diyor
fenerbahçe antrenörü necdet erdem «milli ligi 57 puanla kapamaya çalışacağız» demiştir.
sarı - lâcivertli takımın bütün elemanlarıyla galatasaray galibiyetinde hissedar olduğunu belirten erdem «şampiyonluk için ne düşünüyorsunuz?» sualine «g. saray maçından evvel sadece galibiyeti düşünüyorduk. bu neticeden sonra bir ümit belirmiştir.» şeklinde cevaplandırmıştır.
evvelki gece oynanan büyük maçı ancak ikinci devreden itibaren rizke ettiğini açıklayan fenerbahçe antrenörü galatasaraylı bahrinin bütün oyun boyunca kaleci özcan'ın hareketlerini bir gölge gibi takip edişi hakkında «bu bizi ilgilendirmez. sadece bu kabil bir takip ve dinirlendirme taktiğinin hoş karşılanmadığını söylemekle yetineceğim.» demiş ve hakem cezmi başar'ı kusursuz idaresi sebebiyle övmüştür.
galatasaray galibiyeti için 500 er lira prim alan sarı - lacivertli futbolcular pazartesi günü saat 16 da antrenman yapacaklar ve beşiktaş, vefa maçları hazırlığına başlayacaklardır.
bir bayram sevinci içinde bulunan sarı - lacivertli kulübe yurdun her tarafından tebrik telgrafları yağmaktadır.
galatasarayın 1-0 mağlûbiyeti ile biten maçtan sonra konuşan menecer gündüz kılıç, «şampiyonluktan vazgeçmiş değiliz» demiştir.
gündüz kılıç, galatasaray'lı futbolcuların vazifelerini yaptıklarını belirterek izahatına şöyle devam etmiştir: «- futbolcular bütün hüsnüniyetleri ile oynadılar. eğer bir kabahatli bulmak lazımsa, her türlü hata şahsıma aittir. mağlubiyeti de galibiyet gibi normal karşılıyoruz. şampiyon olmak için bütün gayretimizi sarfedeceğiz.»
menecer, candemli, k. ahmet ve talât'ın sakat olduğunu söylemiş, izmirspor ve göztepe'ye karşı kadroda bazı değişiklik yapılmasının mümkün olduğunu ifade etmiştir.
maçtan sonra g. saray santrhafı tarafından hırpalanan f. bahçeli futbolcu "hadiseyi sahada olmuş kabul ediyorum" dedi
fenerbahçeli özer maçtan sonra kendisine tecavüz eden galatasaraylı ergun'dan davacı ve şikayetçi olmadığını söylemiştir.
yediği yumrukların tesiriyle yüzü şişen ve gözlerinin altı moraran genç futbolcu «ergun efendiliğiyle tanınan bir futbolcudur. 1-0 kazandığımız müsabakadan sonra koridorda vukubulan bu hadiseden üzgünüm. olmaması lazımdı. fakat, oyunun heyecanını üzerinden atmamış olan galatasaraylı arkadaşım hakkında dava açmayacağım. hadiseyi sahanın içerisinde olmuş farzediyorum. zirâ, mağlûplar sinirli olur» demiştir.
yüzündeki ve gözlerinin kenarındaki şişliği evvelki gece sabaha kadar yaptığı buz tatbikatı ile kısmen hafiflettiğini belirten özer hadiseti şöyle anlatmıştır: «maçta elbette ki didişmeler oldu. maçı 1-0 kazandık ve halkı selamladık. o sırada galatasaraylı futbolcular içeriye giriyorlardı. ben arkadaşlarımdan ayrıldım ve koşarak soyunma odasına dönmeye başladım. koridorun kenarında talât bekliyordu. tam o sırada ergun üzerime geldi. solbek ahmet de onlara dahil olunca kendimi müdafaa etmek mecburiyetinde kaldım ve tırtımı duvara verdim. ahmed'i tuttular. araya giren suat ise hadiseyi önlemek için gayret sarfetti. ama, ergun tarafından bir hayli hırpalandım. o anda hadise mahalline gelen gündüz kılıç. «yapma zöer» dedi. ben de «ben birşey yapmıyorum ağabeyciğim, dayak yiyiorum» diye cevap verdim.»
fenerbahçe kulübü idarecileri hâdisenden üzüntü duyduklarını ifade etmişler ve galatasaray kulübüne bu nevi hadiselerin tekerrür etmemesi hususunda tedbir alması için müracaatta bulunduklarını söylemişlerdir.