memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
futbolcuların ağzından, şampiyonluk
* kaptan, 2006-2007 sezonu öncesinde bursaspor'a transfer oldun. şampiyon olunan sezonda farklı olan neydi, diğer sezonlarla karşılaştırabilir misin?
ömer erdoğan: sezon başlamadan önce kendimize büyük bir hedef koymuştuk. bu oldukça önemliydi. örneğin bursaspor'a ilk geldiğim dönem yeni bir takım kurulmuştu ve takımın hedefi ligde kalmaktı. gerçekten de o yıl ligde kalmak için çok zor bir mücadele verdik ve sonunda da ligde kalmayı başardık. sonraki yıl yönetim ve hoca değişikliği yaşadık. yeni gelen hoca da çok büyük ümitler vaat edemedi ve büyük hedefler ortaya koyamadı. hedef, ligde ilk on-oniki arasında yer almaktı. yani hedef küme düşme tehlikesinden uzak kalmaktı. tabii hedef bu olunca ona göre takım kuruluyor ve futbol anlayışınızı da ona göre belirliyorsunuz. yani deplasmanda bir puan için mücadele ediyorsunuz. evimde de kazanabildiğim kadar kazanayım ve ligde bir an önce küme düşme tehlikesinden uzaklaşacak puanlan toplayayım anlayışını benimsiyorsunuz. ertuğrul hocamızla çalışmaya başladıktan sonra, hedefler büyüdü ve hoca buna bize inandırdı. bizde hem antrenmanlarda, hem maçlarda bunun karşılığını verdik. hoca devre arasında gelmişti. altı aylık beraberlikten sonra futbolcuların da, şehrin de kafasına bu takımın daha büyük şeyleri başarabileceği inancı yerleşmişti. o sezon avrupa'ya gitme şansını son maçta kaçırmıştık, ama herkesin kafasına takımın yeni sezonda üst sıraları zorlayan bir ekip olabileceği düşüncesi yerleşmişti. kadronun korunması ve yeni gelen arkadaşların da takıma çok çabuk uyum sağlaması işimizi kolaylaştırdı. sezon başında ilk beşi hedeflemiştik ama ilerleyen her haftayla birlikte daha da iyisini yapabileceğimizi gördük. ertuğul hoca takım toplantılarında ve bireysel görüşmelerde bize çok daha iyisini yapabileceğimizi söyledi ve buna bizi inandırdı. kendi aramızda konuştuğumuzda da daha iyisini yapabileceğimizi dile getiriyorduk ve bu inanç bize şampiyonluğu getirdi. başa dönmem gerekirse takımın sezon başında ortaya koyduğu hedef ve buna yönelik yapılanması çok önemlidir. şampiyon olunan sezonu önceki sezonlardan farklılaştıran önemli noktalardan birisi buydu.
* sercan, diğerlerine sonra soracağımız soruyu sana başta sorayım. bursaspor'un neredeyse bütün takımlarında oynadın. bursaspor kökenli bir futbolcu olarak şampiyonluk senin için ne ifade ediyordu, neler hissettin?
sercan yıldırım: tabii ben öncelikle bursa çocuğuyum. senelerdir bursaspor'un içindeyim ve küçük yaşlardan itibaren maçlara da gidiyordum. önceki dönemlerde hep küme düşmemeye oynayan bir takım vardı. biz türkiye'de belki de bir devrim yaratarak, taraftarlarımıza çok güzel duygular yaşattık. bunun devamını getirmeyi de çok istiyoruz. çünkü bursa'da o coşku, o potansiyel hep vardı. bir tek basan eksikti. dediğim gibi ben nice kupalar yaşamak istiyorum. aynca galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş gibi takımlarda değil de bursaspor'da bunu yaşamak çok güzel bir duyguydu, bunun mutluluğu benim açımdan bambaşka ve anlatması da zor...
* takımda önceki yıllardan farklı olan neydi? şampiyonluk neden daha öncem yıllarda değil de, 2009-2010 sezonunda geldi?
sercan yıldırım: ertuğrul hoca'nın gelmesiyle takımda çok önemli değişimler yaşandı. önümüzde bir sivasspor örneği de var. onların başarısında, takım içindeki arkadaşlığın da büyük etkisi oldu. takım olma duygusu sivasspor'da çok ön plandaydı. ertuğrul hoca geldiği ilk günden itibaren bunu sağlamaya çalıştı. o arkadaşlık zamanla oturdu, güzel oynamaya başladık ve birbirimize kenetlendik. başarı da bunun önemli etkisi olduğunu düşünüyorum. eskiden takımda büyük, küçük ayırımı vardı. takımda küçük yaştaki oyuncular rahat hareket edemiyorlardı. birçok olumsuzluklar oluyordu bu nedenden dolayı. bunun altını çizerek söylüyorum; bu durumun hem saha içinde, hem de saha dışında çok olumsuz yansımaları görülüyordu. hem saha içerisinde, hem saha dışında bir iletişim sorunumuz vardı. saha içindeki durum hocadan da, yaşça büyük oyunculardan da kaynaklanabilir. bunu çok önceden hem gördüm, hem de yaşadım. genç oyuncular yeteneklerini sergileyemiyordu. saha dışında da önemli sorunlar oluyordu. futbolcular arasmda iletişim çok önemlidir. saha dışında da bir araya gelmek, görüşmek. ertuğrul hoca'yla birlikte belirttiğim sorunlar ortadan kalktı. takımımızdaki iletişim ve hava çok iyiydi.
• ali, bursaspor'a 2008-2009 sezonunun devre arasında geldin ve sahaya çıktığın ilk maçtan itibaren, sanki uzun süredir takımda oynuyormuş gibi uyum sağladın. defansı toparladın. liderliğini kabul ettirdin. bursaspor'a bu kadar çabuk adapte olmanı sağlayan şeyler nelerdi?
ali tandoğan: beşiktaş'tan ayrılırken beşiktaş'ı kafamda bitirmem bunda çok etkili oldu. futbolcuların büyük sıkıntılarından birisi, bir takımdan ayrılırken kafalarının o takımda kalmasıdır. o zaman istedikleri performansı sahaya yansıtamıyorlar. beşiktaş ile sezon sonu sözleşmem bitiyordu, ama devre arasında ayrıldım. birçok takımdan teklif vardı. ama bursaspor'u zaten takip ediyordum. teklif geldiğinde de tesisler, internet sayfası, antrenman sahaları vb. konularda ayrıntılı bir inceleme yaptım. bunlar beni çok etkiledi. bir de takım içerisindeki arkadaşlık ve dostluğun iyi olduğundan haberim vardı. taraftarın da çok etkili olduğunu bilmem, bursaspor'u tercih etmemde etkili oldu. daha çıktığım ilk maçta taraftarın bana gösterdiği sevgi ve ilgi de beni çok mutlu etti. ben bunu yanlış bulsam da taraftarların sevip sevmeme huyu vardır. taraftar bir futbolcuya sevgisini ve güvenini gösterdiğinde başarılı bir performans da ortaya çıkıyor.
* sizce şampiyonluğu getiren etkenler neler oldu?
ömer erdoğan: birlik ve beraberlik duygusunun çok önemli etkisi oldu. taraftarın, şehrin bize inanması ve büyük destek olması da önemliydi başkanıyla, yönetimiyle, teknik kadrosuyla, futbolcusuyla, tesislerde çalışanlarıyla çok güzel bir birlik ve beraberlik duygusu içerisinde çalıştık. herkes birbirine sevgi ve saygıyla yaklaştı. takam içerisinde de büyük bir sevgi ve saygı vardı. birlik, beraberlik ve takım ruhu bize bu şampiyonluğu getirdi.
ali tandoğan: saha içerisindeki disiplin önemliydi. geldiğimde, ertugrul hoca birçok kural koymuştu. bunu söylerken hocanın bizi çok serbest bıraktığını söylemeliyim ama özellikle saha içine yönelik, yapmamızı istediği şeyler vardı. herkes çok disiplinli oynadı. ayrıca hepimiz başarıya aç oyunculardık. belirli bir yaşa gelmiş, benim gibi oyuncular bile başarıyı çok istiyordu. hocaya benim zaten bir borcum vardı. beşiktaş'tan ayayrıldığımda beni hemen transfer etmek istedi. sahada her şeyimizi yansıttık. bir de takım içinde arkadaşlık ve takım olma olgusu çok iyiydi. açıkçası çok da maç kaybetmediğimiz için başarı geldi.
* sahada birbirinin eksiğini kapayan, müthiş savaşan bir takım vardı. takım ruhunu sağlamak için neler yaptınız?
ali tandoğan: çok bir şey yapmaya gerek kalmadı açıkçası. herkes sorumluluğunun bilincindeydi. o bilince sahip olmak önemli. bir de hepimiz kendimize çok iyi baktık.
ömer erdoğan: şampiyonluk sürecinde herkes gerçekten büyük özveride bulundu. maddi sıkıntılar da yaşadık ama hiçbir zaman ne bunu dile getirdik ne de saha performansımıza yansıttık. herkes özel hayatındaki sorunlarını, hedefe ulaşma sürecinde bir kenara bıraktı. saha içinde de dışında da çok iyi bir diyalog vardı.
* takım, şampiyonluk sürecinde son derece kritik maçlar oynarken hakemlere ve rakibe en ufak saygısızlık yapmadan ligi tamamladı. bu gerilimi nasıl aşabildiniz?
ömer erdoğan: biz, son haftalara kadar puanlan nasıl topladığımızın bilincindeydik. hocamızın da bu süreçte, fair ploy'e dikkat edilmesi konusunda kesin uyardan vardı. açıkçası kendi aramızda yaptığımız konuşmalarda da "şampiyon olacaksak böyle olalım, olmayacaksak da böyle olmayalım," dedik. şampiyonluğun yanında, fair-play liginde de şampiyon olduk. eğer şampiyon olamasaydık bile, türk futbolseverinin kalbinde farklı bir yer edinecektik ve mücadelemizin hakkı verilecekti. son hafta allah da bizim yanımızdaydı. son maçta sadece bursa dan değil, tüm türkiye'den bizi destekleyenlerin dualarım yanımızda hissettik. biz hem kendi maçımızı kazandık hem de istediğimiz sonuç istanbul'dan geldi.
ali tandoğan: birincisi, bunda hocamızın çok büyük katkısı oldu, ikincisi ise benim hayattaki en büyük tecrübelerimden birisi şu oldu: bir futbolcu sahada hakemle, rakip futbolcuyla, kendiyle kavga etmeye başladığı an, o futbolcu seneyi çok kora geçirmeye başlar. o yüzden futbolcu sahada sadece kendi işine konsantre olmalı. arada sırada hakeme pozisyon icabı bazı itirazlar olabilir ama bunlar anlık ve kısa süreli olmalıdır. futbolda olay çeneye vurmaya başladığı zaman korkacaksınız. ben çok eskiden beri agresif bir futbolcuyum, haksızlığa tahammülüm yoktur. ama bursasporda, açıkçası geçmiş hatalarımızı düzelttik diyeyim.
sercan yıldırım: ben kendi açımdan değerlendireyim. oyuncunun karakteri iyi olduğunda ve bunu sahaya yansıttığında, bu konularda hiçbir sorun yaşanmayacağını düşünüyorum. ben altyapıda şampiyonluklar yaşadım, 15 yaşımdan itibaren değişik yaş gruplarında milli takımlara gittim ve a milli takıma kadar yükseldim. ben bu tecrübeyi kazandığımı düşünüyorum, çünkü işin altyapısı çok önemli, özellikle bursaspor açısından değerlendirmem gerekirse bursaspor'un alt yapısı tam bir futbolcu fabrikası. o altyapıyı aldım. sahaya çıktığımda ise fair play'in yanında, taraftara seyir zevki yaşatmayı çok seviyorum. hem gol atmak hem de attırmak çok güzel bir duygu...
* kaptan, çok başarılı bir savunma performansının yanında, altı golle takımın en golcü isimlerinden birisi oldun. en keyif aldığın golün hangisiydi?
ömer erdoğan: güzellik açısından belki başka gollerim sayılabilir ama bence en önemli ve değerli golüm, ligin 28. haftasında, antalyaspor'a attığım goldü. maç 1-1 devam ediyordu. son haftalar yaklaşıyordu ve puan kaybına tahammülümüz yoktu. ozan ipek, ceza sahası sol çaprazından kaleye doğru bir şut attı ve ben son anda ayağımı sokup golü attım. maçın son dakikalarında golü atıp galip gelmemiz, şampiyonluk sürecinde çok önemliydi.
* en keyif aldığınız maç hangisiydi?
ömer erdoğan: fenerbahçe karşısında deplasmanda 2-0'dan çevirip 3-2 kazandığımız maç, 2-0'a kadar çok kötü oynayıp, bize hiç yakışmayan bir futbol sergilerken ikinci yarıda, sahada bambaşka bir bursaspor vardı, bir de doksanıncı dakikaya kadar maçı çevirebileceğimiz inancına sahiptik, bunu başarabilmek çok farklı bir duyguydu,
sercan yıldırım: deplasmanda 3-2 kazandığımız beşiktaş maçı çok zevkliydi. maçı çok kritik bir noktadan çevirdik. çok güzel bir maçtı.
* ali, 11 asistle bursaspor'un asist kralı oldun ve süper lig'in de asist kralları arasındaydın. çok başarılı bir performans sergiledin. bunu neye bağlıyorsun?
ali tandoğan: ben bu tip performanslarımı daha önce de gösterdim. gençlerbirliği'nde bundan çok daha iyiydim. o dönemde 9 tane gol attım, 13 tane asist yaptım. o sezon sonu değil ama bir sonraki sezon, o performansım beşiktaş'a girmeme sebep oldu. sonraki senelerde de çok sayıda asistim vardı. bursaspor da 2 tane gol attım, 11 asist yaptım türkiye'de asist krallığı deniliyorsa ilk üç arasında gösterilmem gerekiyordu. bursaspor'da bu performansı göstermemde, birlikte oynadığımız oyuncuların da büyük etkisi var. orta yapağımda turgay'ın, ömer'in, diğer arkadaşların durdukları yer ve beni anlamaları da çok önemli.
* sözü şampiyonluk gününe getirmek istiyorum. şampiyonluk anını ve sonraki iki günü anlatabilir misiniz? neler hissettiniz?
ali tandoğan: şampiyonluktan beş hafta kadar önce bir rüya gördüm. rüyamda biz maçı 2-1 kazanıp şampiyon oluyorduk. ben, daha önceki maçlarda bunu yaşarız, diye bekliyordum. son hafta oynadığımız beşiktaş maçında rüyam gerçekleşti. o maça denk gelmesi de çok güzeldi. benim eski takımımdı. benim yaptığım bir orta gol oldu. benim için unutulmayacak bir gündü. gelecekte, geriye dönülüp şampiyon olduğumuz maç verilirken benim ortam ve atılan gol de gözükecek. şampiyonlukta neler hissettiğime gelince, açıkçası ben sevinçlerimi çok belli eden bir insan değilim. ama uzun süre anlayabildiğimi de söyleyemem. zaten o dönem bize, bunu çok uzun yıllar sonra anlayacaksınız demişlerdi. tamam sevindik, eğlendik, çok güzeldi. duruşunuz, davranışlarınız değişiyor. daha bir kendine güvenli, daha bir başınız dik dolaşıyorsunuz. ama bunların hepsi çabuk unutuluyor. önemli olan şey şu; tarih yazılırken yaptıklarımız bir yere not alındı. o kadroda da ben ve takım arkadaşlarım var. futbolu bıraktıktan sonra bugün bursa'ya geldiğimde, şampiyon olan kadroda bir ali tandoğan vardı dediklerinde, beni asıl mutlu edecek olan şey odur.
ömer erdoğan: açıkçası o günler şampiyonluğu doğru düzgün algılayamadık. çünkü içimizde ne kadar umut beslesek de gerçekte, fenerbahçeliler kadar umutlu değildik, fenerbahçe'nin elli bin seyircisi önünde maçı kazanacağını düşünüyordum. maçtan sonra da sonraki günlerde de şampiyonluğu algılamakta zorluk çektik. futbol hayatımda daha önce hiç yaşamadığım, inanılmaz güzellikte bir mutluluktu. açıkçası bu duyguları anlatmak da pek mümkün değil, sonraki süreçte gittiğim her yerde ilgi gördüm. ayrıca insanların şampiyonluğumuzu şansla değil de hak ederek kazandığımıza yönelik ifadeleri de beni çok mutlu etti.
* ne kadar büyük bir şey başardığınızın farkında mısınız?
ali tandogan: açıkçası değiliz. ama bir sitem olarak bu başarıya karşı bursa'dan beklediğimiz desteği göremediğimizi de söyleyeyim. sadece parasal anlamda da kastetmiyorum, yanlış anlaşılmalın. ama onore edilme anlamında, büyük firmaların futbolculara yaklaşımında, reklam anlamında işadamlarından ve şehirden, gereken desteği göremedik onu belirteyim. bunu kimseyi kötüleme, karalama anlamında da söylemiyorum ama takımın arkasında beklediğim kadar durulmadığını da ifade etmeliyim.
* son olarak bursaspor taraftarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ömer erdoğan: şampiyonluğumuzda çok önemli katkıları vardı. bizi hem içerde hem deplasmanlarda inanılmaz desteklediler. taraftarın desteğini arkamızda hissettiğimiz maçlarda, çok daha farklı oynuyoruz. sağ olsunlar bu zamana kadar bize olan desteklerim sonuna kadar gösterdiler. bizim de bu desteğin karşılığını verdiğimizi düşünüyorum.
ali tandoğan: futbolda taraftar desteği çok önemlidir. geldiğim ilk andan itibaren taraftar beni sahiplendi. böyle olunca performansımın da yükseldiğini söyleyebilirim. onların istediği futbolu sergiledim. beşiktaş'tan ayrılırken ben sevildiğimi hissettiğim zaman futbol oynayabilirim demiştim. ben sevilmediğimi hissettiğim zaman top oynayamam. bursaspor taraftarı, bana büyük destek olan, beni anlayan bşr taraftar grubu.
sercan yıldırım: taraftarın maç öncelerinde ve maçlarda büyük etkisi oluyor. daha fazla motive edip, hırslandınyorlar. taraftarımız takım açısından çok büyük bir güç ve takıma da büyük destek veriyor...