90+3 itibariyle güzel bir deplasman oldu. hikayesi de bol bir deplasman.
sabah saat sekiz buçukta akm önünde ilk kafile buluştuk. sanırım bizim geleceğimizi duyan emniyet tam yanımıza bir adet panzer bile getirmişti. burada hemen arabaya binip yoldan da listeyi tastamam toplayarak yolculuğa başladık. ilk mola yerimiz tşof oldu. bu süreçte oldukça güzel muhabbetlerle yolculuk devam etti.
konyaya girdikten sonra stadı bir kaç kişiye sormamız gerekti. fakat genelde yanlış adamlara çattık. son sorduğumuz adam mesela tarafımızdan sorulan "stad nerede?"sorusuna sanırım zaman kazanmak için "top stadı mı?" diye bir soruyla karşılık verince ondan sonra verdiği cevapların da anlamı kalmadı tabi ki.
stadı bulduktan sonra içeri ilk giren taraftarlar bizdik. diğer arkadaşların da kalılımı ile yaklaşık kırk kişilik bir tribünümüz oldu. oyuncuları çağırdık. hatta yedekleri bile. sadece koray çağrımıza cevap vermedi. ısrarla çağırmamıza rağmen dönüp bakmadı bile. yorumunu sonraya bırakıyorum.
maçta gerçekten iyi olduğumuz söylenemezdi. bu futbolla inanın bank asyadan üst lige çıkamayız. zaten iki gol yedikten sonra üzerimize bir ağırlık çöktü. fakat iki birden sonra hareketlenen tribünümüz iki ikiyle beraber deliye döndü. az önce pınarbaşı yapan ve üç üç üç diye bağıran konyalıların yerini şimdi biz almıştık. şaşkın durumdaki konyalılardan bazıları biz üç üç üç derken sadece al al al biçiminde cevap verebiliyorlardı. yine biraz önce sula bizi itfaiye diye bağıran konyalıların yerinde biz vardık. neyse ki konyalıları ciddiye almayan itfaiye bizi de pek ciddiye almadı. yoksa sanırım bu satırları yazamazdım
derken maç bitti ve biz büyük bir heyecanla takımı çağırdık. o kadar yol gitmiş, üşümüş ve son dakikada da olsa mutlu olmuştuk. fakat nedensa maç öncesi koray'ın yaptığını bu sefer tüm takım yaptı ve dönüp yüzümüze bile bakmadan soyunma odasına gittiler.
ayrıca bize eskort yapan polisi ekme çabamız sadece bir km içerisinde son buldu ve polise yakalanarak şehir dışına kadar götürüldük. önceleri kızsak da sanırım bu gerçekten iyi oldu ve şehirden çıktıktan az sonra durduğumuz yerde hayatımda yediğim en güzel pidelerden birini yedim.
sonrasında kulu'dan alınan biralarla yolculuğu sonlandırdık. bir sonraki deplasmanda görüşmek üzere dağıldık. bu deplasmanla toplam deplasman sayım bir düzineyi buldu.