milli lig'in en son mücadelesine siyah-beyazlılar bir puan avantajla giriyorlar. g. saray'ın kupayı alması için beşiktaş'ı muhakkak yenmesi lâzım
sarı - kırmızılılar, son maçta göz doldurdu
eşfak aykaç
galatasaray, kazanılması mecburi bir maça nasıl başlamak lâzım gelirse öyle başladı...
hırslı, istekli, azimli ve şuurlu... bu hüviyete bürünmüş bir sarı - kırmızılı takım sahada elbet de görünecekti. göründü de... karşıyakalıların sağaçıklarını geriye çekip 3+3+4 tertibi içinde çalışmalarına rağmen...
fakat bu görünüş pek uzun sürmedi. yalnız yirmi dakika kadar... bu yirmi dakikada, galatasaraylılar, rakiplerini sağdan, soldan, ortadan bunaltmışcasına sıkıştırıyorlar, buldukları birkaç fırsattan birini değerlendirmişler ve 1-0 öne geçmişlerdi.
bilmem bu öne geçisin verdiği rahatlık mı, bunaltıcı sıcağın tesiri mi, maç bıkkınlığı mı, yirmi dakika sonra sarı - kırmızılı takım duraladı, gösterdiği güzel oyun ortadan kayboldu ve bu andan itibaren maçın sonuna kadar, son zamanlarda örneğini sık sık seyrettiğimiz tatsız tussuz futbollerden birine daha tahammül ettik.
ancak, galatasaraylılar, bu arada iki gol daha atmak fırsatını buldular ve sahadan 3-0 galip ayrıldılar.
goller
galatasarayın ilk golünü 8 inci dakikada, metinin çok hesaplı bir frikik atışını forvet içine karışmış kadri, vurduğu güzel kafayla kaydetti.
ikinci sarı - kırmızılı golünü de kadri attı. 41. dakikada bir korner atışında karşıyaka müdafaasının ceza sahası üzerine «alın atın» nevilinden verdiği pası, kadri, elbet alacak, elbet atacaktı.
78. dakikaya rastlayan son golü ise metin kaydetti. tarık'ın sağdan sıyrılıp yandan ortaya aktardığı topa, vuruş zorluğuna rağmen, metin şutu patlatmış ve havalanmayan top ağları buluvermişti.