başkan tahsin kaya divan kurulundaki eski fenerbahçelilerle geçinemez. çünkü onlar, kongrede oy kullanma hakkının ancak üyeliğin beşinci yılında kazanılabilieceğini savunurlar. tahsin kaya'nın getireceği "paralı arkadaşlar" ise bu kadar uzun bir bekleyişe tahamüllü değildir... ikinci neden, şampiyonluğu paylaşma, vitrine çıkma ve futbolcularla ilişkilerde belirleyici olma noktalarında patlayan yönetim kurulu kavgalarıdır. sonuçta, tahsin kaya istifa eder, "borç vermiyorum, bağışlıyorum" dediği alacakları için de maç hasılatlarına temlik koydurmaya başlar.
ortalık karışır, geçici kongre toplanır. iki aday çıkar. tahsin kaya'nın eski dostu, yeni düşmanı, yine anap'a yakın yime müteahhit metin aşık ve eski bakanlardan, yassıada mağdurlarından osman kavrakoğlu. metin aşık kazanır. bu, fenerbahçe'nin devlet ilişkileri açısından daha tercih edilir bir adımdır zaten, çünkü aşık, üç gün önce, başbakanlık kupası maçının kupa töreninde, ekran başındaki milyonlarca insanın gözü önünde özal'ın elini öpmüştür. koskoca adam, kendisine sorulsa "mübarek" diyeceği eli şöyle iki taraftan kavrayıp öyle bir şapırdatmıştır ki, değme tahsin kaya yanında hiç kalır. metin aşık, anap döneminde, özellikle istanbul belediyesi'nden aldığı işlerle, küçük mütehhitlikten büyük mütehhitliğe sıçrar. özal'ın elini öpmesin de kim öpsün?