tüm hazırlıklar tamamlanmış, 1987-1988 futbol sezonu açılmış, 1. ligte ilk hafta maçları oynanmıştır. derken, bir bomba patlar: kocaelispor, danıştay kararıyla yeniden 1. lige dönmüştür, gürültü kopmuştur.
aslında bu, geciken bir gürültüdür. daha iki hafta önce, bayburtspor ve ünyespor, "ikiz" bir kararla aynı kıyağın mutluluğunu yaşamışlardır. nasıl olmuştur bu işler? 1986-87 sezonunun son haftasında, şekerspor, deplasmanda kayserispor'u yenerek 3. lige düşmekten kurtulmuş ve bayburtspor'a yol görünmüştür. bayburtlular, bu maçta şike olduğunu iddia ederek danıştay'a başvururlar. sonuçta, "yürütmeyi durdurma" kararı çıkar. buraya kadar pek garip bir şey yoktur. garabet, milli eğitim gençlik ve spor bakanlığı'nın, federasyon'a yönelttiği baskılarla başlar: "bayburtspor lige çıksın ama kayserispor ve şekerspor düşmesin." şike varsa, iki şikeci takımın düşmesi gerekir, şike yoksa bayburtspor'un 3. lige talim etmesi gerekir. bu üç takım aynı ligte fazladır.
belki fazladır ama referanduma az bir süre kalmıştır. yasaklı liderlerin siyasete dönüp dönmeyeceklerini belirleyecek turuncu-mavi referanduma. özal'ın il il dolaşıp turuncu oy istediği bir dönemde hangi kentin takımına karşı "kırıcı" olunabilir ki... üstelik, adalet bakanı oltan sungurlu da bayburtludur. cezaevlerindeki mahkumların açlık grevleri, dövülerek öldürülmeleri bakan'ı aşabilir ama bakan, bayburtspor için her engeli aşar.
ünye'nin sungurlu kadar güçlü bir adamı yoktur. fakat ünye'de de referandum sandıkları vardır. üstelik onların mağdur oldukları da kesindir: ünyespor, bir sezon önce trabzonspor'un 3. lig takımıyla kıran kırana şampiyonuk mücadelesi vermiş, iş son haftaya kalmıştır. eğer ünyespor son maçta sivas demirspor'u farklı yenerse, 2. lige çıkacaktır. ama sivas demirspor, maçın başlarında skor 2-0 mağlup duruma düşünce sahadan çekilir, 3-0'lık hükmen galibiyet ünye'ye yetmez ve trabzonspor kupayı alır. ünyespor da danıştaya başvurur, sivas'ın trabzon'dan para aldığını iddia eder. haklı olduğu kararına varılır ve federasyon yine aynı dayatmayla karşı karşıya kalır: ünye çıksın, diğerleri düşmesin... 200 bin seçmenlik sivas'a ve dönemin meclis başkanı necmettin karaduman'ın takımı trabzonspor'a kim "sahtekarlık yaptınız" diyebilir ki...
bu iki karar pek gürültü çıkartmaz. ama iş gelip gelip 1. lige vurunca, üstelik ligler üç hafta durdurulunca milli eğitim gençlik ve spor bakanı metin emiroğlu'yla başbakan özal, ihtiyatlı tedbirlerle karşı karşıya kalırlar. evet, kulüplerin tepkisi ihtiyatlı olmuştur. ligin akıbeti merak edilmektedir. takım sayısı artınca, sezon ne kadar uzayacaktır? maçlar ne zaman başlayacaktır, ilk haftanın skorları silinecek midir? yüzbinlerce kişi de, başka bir derde düşmüştür. 2. haftanın maçları için loto oynayanlar, ellerinde iptal edilen bir fikstürün 0-1-2'leriyle kalakalmışlardır. hepsi halledilecektir. önce şu "çıkarma" işlemleri tamamlansında.
kocaelispor'un 1. lige dönüşü, zonguldakspor-boluspor maçının şike kokması sayesinde gerçekleşir. danıştay yine yürütmeyi durdurma kararı verir. yine, "ya kocaelispor çıkmasın, ya zonguldak'la bolu küme düşürülsün" sesleri yükselir. evet, başbakan o günlerde meydanlarda, "yuu, yunanlı gibi kaçıyorlar, kaçmasanıza, bizde mangal gibi yürek var" diye bağırmaktadır ama referandumdan bir hafta önce iki kentim takımını küme düşürmek, mangal gibi yürek değil başka bir şey istemektedir. anap hukukudur bu, ortada suç vardır, mağdur vardır fakat fail yoktur.
bu üç karar üstüste binince, danıştay'ın kapısında uzun kuyruklar oluşur. bursaspor, diyarbakırspor, antalyaspor, reyhanlıspor, gölcükgücü, şanlıurfaspor... dilekçeyi kapan, ilk vasıtayla atladığı gibi soluğu ankara'da almaktadır. herkes gözünü bir üst kümeye dikmiştir. peki, başvururken hangi gerekçeleri öne sürerler? gerekçe? öyle bir şey gerekiyor mudur ki? önlerinde emsaller, arkalarında bakanlar ve milletvekilleri vadır. evet, artık herkes futbol-politika çorbasından şampiyonluk taneleri çıkmasını ummaktadır.
"1. lig bursaspor'un hakkıdır. bu işin sonuna kadar takip edeceğim." bayburtlu adalet bakanı bayburt'u sırtlar da, bursalı maliye bakanı ahmet kurtcebe alptemoçin hemşehrilerini boynu bükük bırakır mı? gerçekten de işi sonuna kadar takip edecek ve bursaspor'u 1. lige geri döndürecektir.
işin anap standartlarında bile çılkı çıkınca, metin emiroğlu ve özal frene basarlar, diğer başvurular geri çevirilir. kantarın topuzu tam bir daha dönmemek üzere stad dışına kaçacakken son anda yakalanır. ligler yeniden başlar. aslında gürültüyü, biraz basın biraz da istediklerini koparamayan kulüpler çıkarmıştır. diğer kulüpler, "bu nasıl hukuk, biz böyle ligte yokuz" diyememişlerdir. yalnızca, takım sayısı artıp play-off'a giderse, daha az maç oynayıp daha az hasılat toplayacakları endişesiyle "temaslarda" bulurlar. futbolcuların örgütlenmesi olmadığı için, kimse çıkıp "ligler dört hafta uzadı, mesaimiz dört hafta arttı, ne olacak" diye soramayacaktır. yani futbol camiasından herhangi bir onur gösterisi gelmez.
ortalık biraz durulunca, fazla ses çıkarmadan bir karar daha alınır. 1987-88 sezonunda 2. ve 3. ligten düşecek takımların sayısı azaltılır. küme düşürmek kolaydır da sonra çıkarmak biraz zor olmaktadır. üstelik artık millet de uyanmıştı. özal, "oy verin, şampiyon olun" pazarlıkları "şampiyon yap, oy verelim" sloganlarıyla tepmiştir. ve politika, futbola karşı dokuz kusurlu hareketin ondokuzunu yaparken, gerçek politikayla futbolun verkaçı tek bir gol getirmiştir. kocaelispor 1. lige çıkarılmıştır ama referandumda en çok mavi oy veren ikinci il, kocaeli olmuştur.