müsabaka devamınca başarılı gözüken sarı - lâcivertliler,şeref ve hüseyin'in attığı goller ile canlı rakiplerinden kolay sıyrıldılar
necmi tanyolaç
sahayı düz bir beyazlık kaplamış... çok koşulan ve oyunun ağırlığını taşıyan yerlerdeki krampon izlerini kar örtüveriyor... ve buz gibi bir havada f. bahçe ile i. spor, istanbul'da haftanın son milii lig maçını oynuyorlardı.
bu maç, üşüyen başlarını paltolarının yakaları arasına gizleyen seyircilere dünkü soğukta «keşke gelmeseydik» lafını ettirmedi. bu soğukta, heyecanlı, zevkli bir futbol... gelenler değil, gelmeyenler şanssızdı bu maça...
fenerbahçe, milan maçına nazaran daha hızlı top koşturabilen ve daha rahat hareket edilebilen bembeyaz sahada istanbulspora karşı başarılı bir futbol çıkardı. kalecisi ile haf-bek hattı ve forveti ile oyuna capcanlı giren ve bu canlılığını oyunun sonuna kadar devam ettiren sarı - lacivertli takımda, pek alışık olmadığımız başka bir düzen daha vardı.. uzun paslarla sık sık, gol pozisyonuna girmesi... iyi oynayan müdafaada avni'nin şaheser paslarıyla beslenen fenerbahçe hücum hattında zaman zaman ölçülü hareketler yapmış olmalarına rağmen - lefterle, selim biraz şuta gitseydiler, sarı - lâcivertli takım, maçı daha farklı kazanacaktı.
bu beyaz sahanın iyi futbol oynayan diğer tarafı istanbulspordu.. sarı - siyahlılar durum 2-0 oluncaya kadar, pekala rakipleriyle mücadeleden vazgeçmediler.
bu arada, iki tarafın kalecilerinden bahsetmemiz lâzımdı. karlı milli lig maçında. yılmaz gerçi yarışta karşı kaledeki hâzımdan bir derece aşağıdaydı. ama, yaptıkları için «kolay kurtarılır şeyler değildi» demiştik. hazım ise, ikisi kasapoğlu, biri de ihsanın ayağından çıkan üç şutu, değme kalecilere taş çıkartan uzanışlarla öldürdü ki, bunlardan birine yetişmese istanbulspor da bu zorlu oyundan bir puanla çıkacaktı.
istanbulspor sağiç ahmeti şerefin üzerine oynatarak dikkatle işe girişti. garip bir tesadüf diyelim. fenerbahçenin ilk golünü ahmet tarafından sımsıkı marke edilen şeref atacaktı. 16. dakikada sağdan ortalanan topa şerefin kaldırdığı taban, sarı - siyahlı defansı dağıtmış ve hakemin cezalandırmadığı bu sert hareket topu istanbulspor filelerine kadar götürmüştü... bunu hazım'ın kasapoğlunun şutunu köşeden çıkarışı takip edecek ve 30. dakikada da ihsan fenerbahçe ceza sahası içersinde golü atacağı anda özcan tarafından ikiye bükülüp yere indirilecekti. ne var ki, hakem eliyle oyuna devam işareti veriyordu... devre hazım'ın, ahmed'in bir bombasını daha önleyişi ile sona erdi...
maç, ikinci devrede de kalite ve heyecanındanbir şey kaybetmemişti. bir o taraf saldırıyor, bir bu taraf bastırıyordu... fenerbahçe, özer'den çıkan, nedim'i bulan alkışlanacak bir pasla maçı bağlayıverdi. nedim topu hüseyinin önündeki boşluğa uzatmıştı. hüseyin daldı, topu kaptı ve biraz sürdükten sonra yılmazın kapadığı köşeğe savurdu. durum 2-0 oluyor ve hakem atilla'ya dirsek atan solaçık salihi oyundan çıkardıktan sonra, istanbulspor oyundaki kuvvetini kaybediyordu...