eray özer'in piknikte dömivole kitabında yer alan "almanya... (benim için) pek tatlı vatan" yazısından;
bu yazı, bir dünya kupası finali izlediğine hala inanamayan 28 yaşındak genç bir spor yazarının almanya'da -kimileri için acı ama bu genç bünye için tatlı vatanda- geçen günlerin bir özeti...
yarı finalin diğer ayağındayız... fransa-portekiz maçı... münih'teyiz yeniden. stada trafikten dolayı geç kalıyorum. yine masasız bir bilet veriliyor. deniz gökçe görevliye gidip kendisinin ve benim biletimi verdikten sonra şöyle diyor: "bakın 65 yaşındayım ve bu izlediğim son dünya kupası olabilir. 25 gündür buradayım ama henüz masalı bir yerden maç izleyemedim." çok etkileyici bir konuşma. deniz abi ve ben masalı yerlerimizdeyiz ve sahaya çok ama çok yakınız. hemen önümüzde fransa kulübesi var (iyi ki portekiz değil). figo filan hemen önümde tedavi görüyor. neredeyse doktarla konuşmalarını duyuyorum. bu kez portekizlilerin çamura yatma çabası sonuç vermiyor. sonuçta karşılarında dünya ve avrupa şampiyonluğu yaşamış, çok tecrbeli bir takım var. fransa penaltıdan zidane ustayla finali görüyor.
münih'ten dönüşte trende klima bozuk, sürekli çalışıyor. tamam, sıcaklar bunalttı ama ben böyle soğuk görmedim. ağzımdan buhar çıkıyor ve üzerimde tişört var. acıdan ağlıyorum neredeyse... üzerime kırağı düşüyor ya!