nice karşılaşması arifesinde yapılan maçta f. bahçe galip: 1-0
galatasaray müdafaa taktiği ile oynamasına rağmen eselî rakibi karşısında başarılıydı
oyunun tek golünü can şahane bir vole ile 77 inci dakikada attı
necmi tanyolaç
neşeli ve hüzünlü grupların dolmabahçe'den yukarıya doğru kıvrılışını takip ediyoruz. saat 16 yı geçiyor. maç dönüşü bu... fenerbahçe - galatasaray maçı dönüşü...
galiplerin sevinci ile mağlûpların teessürünü anlamak için yüzlerdeki ifâdeye şöyle bir göz atmak kâfi.. mimik ve hareketleri lie mağlûbiyeti tarif eden bir genç, yanındakilerle konuşuyor: «can, aleyhinde konuştuklarınızı duysa, sağlam kalan ayağını yerinden kaldırmaz ve o golü atmazdı...» fenerbahçeli taraftarlar, arkadaşlarının sözlerine cevap veremiyorlar... hakikaten can'a, sakatlanıp, solaçıkta bir saha içi seyiricisi durumuna girdiği andan o tutulmaz voleyi patlattığı 77 nci dakikaya kadar az mı sitem etmişlerdi? canlan biraz can, öldün mu? diye bağırmışlardı. yalnız o ikisi üçü değil, fenerbahçelilerin çoğundan buna benzer sitemler işitmişti can... ama, ne yapsın ki sakattı. oyuna şansız başlamış, daha 14 üncü dakikada turgaydan topu almak isterken yere düşmüş ve oyun dışı olmuştu. tedavi edilmiş, girmiş, tekrar sahadan çıkmış, nihayet solaçık mevkiinde ıslarla futbolcular gibi yer doldurmak bahtsızlığına uğramıştı. kendisine her uzatılan topa koşup, yetişemediği için acıyla yüzünü buruşturuyor ve saha kenarında gezinen molnar'a beni çıkarın diye yalvarıyordu. oynayacak hali yoktu can'ın... ama, galatasaray maçının aynı talihsiz futbolcusu kimsenin ümit etmediği bir anda sağlam kalan ayağının ustalığı ile fenerbahçeyegalibiyeti kazandırmaya muvaffak oldu. zaman tam 77 nci dakikayı gösteriyor ve sarı - lacivertliler rakip kale önünde pozisyon kovalıyorlardı. bir frikik olmuş, bunu basri galatasaray altı pası içerisine havale etmişti. sıra şeref'e gelmiş ve kafa ile topu aktarırken «can» diye bağırmıştı. işte, günün hiç bir işe yaramayan futbolcusu bu sırada, kısa futbol hayatının en güzel golünü atıyor ve alkışlana cak bir vole şütle topu galatasaray filelerine takıyordu... bu gol kaderi tayin ediyor ve fenerbahçe ezeli rakibini 13 dakika sonra 1-0 yenmiş olarak sahadan çıkıyorda...
her büyük maç gibi...
saat 14 ü gösteriyor... tribünler dolu. dolu değil, dopdolu... fenerbahçe, galatasaray flamaları stadı süslüyor. iki taraf da heyecanlı. gözler çıkış tünelinde. fenerbahçe mi, yoksa galatasaray mı erken çıkacak? çıplak başı ile galatasaray başkaptanı eşfak aykaç sahada göründü. demek ki galatasaray erken geliyor. hattâ galatasaray taraftarları «cim bom bom bom'lara» başlamışlardı. ama hayır, naci'nin sarı başı tünelin ağzında göründü. fenerbahçe sahaya erken çıkıyor. bir gök gürültüsü koptu sandık... sevgi gösterileri. «ya ya ya şa şa şa» lar. «fenerbahçe çok yasa» lar... fakat nedense deniz tarafındaki uğurlu kale işgal edilmedi bu defa. bu da inanış meselesi demek ki... gazhane tarafında ısınma hareketleri yapılırken, gök bir defa daha gürledi. şimdi kaptan turgay ve arkadaşlarına galatasaray taraftarlarının büyük sevgi gösterileriyle hoş geldiniz, deniliyordu. saat 14.05.. hakemler santraya doğru yürüdüler. üçü de sâkin fakat gösteriş bu. fenerbahçe - galatasaray maçı idare edecekler, horoz döğuşu değil. kuralar atıldı. galatasaray kazandı. gazhaneyi aldı sarı - kırmızılılar. fç bahöe ise deniz tarafına dizildi.
saat 14.10: fenerbahçe oyuna başladı. daha santrada kesildi ilk akın, galatasaray oyuna canlı başladı sayılır. müdafaa yapıyor. suat 8 numaralı formayla sağhafa, coşkun 4 numaralı formayla sagiçte erol solhaf, ahmet ileride.
dk. 4: turgay'a ilk top geldi o da ergun'un geri pasıyla. dakikalar ilerledikçe sarı - kırmızılıların hâkim bir takım hüviyetine girdikleri görülüyor. müdafaa taktiğindeki tarafın, hücum arzusundaki tarafı sıkıştırışını seyrediyoruz. fenerbahçe geriden top çıkarmakta güçlük çekiyor.
dk. 8: fenerbahçe nihayet galatasaray yarı sahasına girdi. kademeli ve adam adama markaj yapan bir müdafaanın ilk açılışı bu... can, yüksele ve şerefe pas veriyor. şeref abandı. karambolda bir galatasaraylının kolunu yoklayan top'a penaltı diye bağrılıyor. penaltı bu kadar ucuz mu? yani.. fenerbahçe bırakmıyor.
dk. 10: can'ın iki sıyrılışı ve üst şütü aut'u boyluyor.
dk. 12: can, turgayın sert blokajı ile yerlere seriliyor. bu hareket bir kalecinin en tabii hareketi, itiraza lüzum yok. öyle sert girersen, yersin dizi, bir tarafına... can'ı saha kenarına alıyorlar. eliyle sağ kalçasını gösteriyor. canının yandığı besbelli.
dk. 14: lefter, dursundan serice bir mukabele gördtü. frikik atılıyor. turgay, hatalı bir çıkışla kaleyi terkederken, yükselin gollük kafa vuruşu. top boş kaleye giriyor. goool. hayır. taraftarlar hüzünle yerlerine oturuyor. çünkü top üst direğe çarparak geri dönmüştür. fenerbahçenin kaçırdığı ilk ciddi gol fırsatı. kader, kısmet, şans, lafları duyuyoruz...
dk. 18: şeref - yüksel kombinezonu. yükselin şütü kaleyi yalıyor adeta. ama turgay, neden bu kadar mütereddit? müneccim olsa, şut kaleyi bulmayacak diye. bu kadar soğukkanlı olamaz insan. derken dursun ha-kemi yine karşısında buldu. lefterle sık sık çekişiyor. genç çocuk ne olsa. onu bur dememişlerdir. ama, herhalde lefteri elinden kaçır diye de emir vermemişlerdir ya? can oyuna girdi. can düzelmezse fenerbalıçe maçı 10 kişi oynayacağa benzer.
dk. 21: avni suat'a sert girdi. suat yerlerde kıvranıyor. ayağa kaldırıldı. sertlik hoş değil.
dk. 25: can yine oyunu terketti. çıkarın beni oyundan diyor idarecilere. bırakırlar mı canım? galatasarayla antrenman değilki yaptığınız.
dk. 31: galatasaray kalesi yine sahipsiz. yükselin hazırladığı orta şeref rahat, kendinden emin. kafa şütünü attı ve sonra seyre daldı. top, biraz yukarıdan aut'ta. şeref çamurlara başını sıokup, dövünüyor.
dk. 38: mustafa metin'in aşırtma pasını kaptı, kaçtı. sıkı bir şut şükrü fırladı, kornere âttı. büyük bir tehlike daha. korner, korner. bir oraya, bir buraya. netice alınsaydı, devre 0-0 bitmeyecekti...
bir dakika, bir dakika. iki hâdiseyi unuttuk. lefter'in frikikini turgay'ın köşeden kurtarışı: dk. 42: hah, şöyle turgay bu işle... ve naci metine favl yaptı. ceza atışına şükrü kısa bir hamle yaptı. mete'nin önü bomboştu. vurdu, vurdu. fakat, böyle de vurulmaz ki kardeşim!...
galatasaray bastırıyor
gazhane tarafındaki kalenin kaderi bu galiba. şimdi de galatasaray buradan ayrılmıyor. işte dk 1: osmanın sebep olduğu korner. metin kale önündeydi. şütüne mâni oldular. korner. bu korner daha. bir daha. molnar bağırıyor «naci aç topu, basri dikkat..»
karşılıklı akınlar seyrediyoruz. fakat oyun hayli sertleşdi. ahmet, osman'ı biçtti. avni hiç vakit kaybetmeden meteye aynı şeyi yaptı. tribünlerden protesto sesleri. ikide birde hakeme çatılıyor. ve 58 inci dakikada turgayla, lefter bir kere daha karşı karşıya geldiler. lefterin korkunç denebilecek bir frikiki. top sol köşeye kaçarken, turgay arkadaşlarına nefes aldırıyor. yay gibi bir kurtarış bu. mükemmel şahâne... kornerden sarı - lacivertliler istifade edemediler.
dk. 65: ahmet, solaçıkta. var veya yok. suat'ın pasını eski ahmet dünkü gibi harcar mıydı? gol arıyor taraflar. fakat fenerbahçenin bastırışında daha kuvvetli ve hesaplı bir görünüş var. klasik tâbirle sarı - lacivertliler maça asılıyor. bakalım karşı müdafaayı geçebilecekler mi? sonra, galatasaray, mevsimin en iyi oyunlarından birini çıkarıyor. nerede o beşiktaş'a futbol tonuyla pes diyen galatasaray, nerede fenerbahçe'ye karşı bütün gücüyle mücadele eden bu galatasaray?
ve gooool ..
sarı - lâcivertliler yine galatasaray kalesi civarında.
dk. 77: faul atışı. basriden şerefe geliyor. şeref sıçrıyor ve bağırıyor «caaan...» can mı? hangi can. sahada mı acaba? aldanıyoruz, sahadaymış can. sağ ayağı sakat. fakat sol'u ne güne duruyor? top göğsü hizasındaydı. inerken bir şahane vole çıkardı. bir ayağını kaldırışını gördük, bir de turgayın üzgün bir hareketle ağlara çarpan topu ileriye alışını... turgay kusara bakmasın, ama, hani dünkü golü yemek bir kaleci için şerefti...