perşembe günkü maçın kahramanlarının başında gelen lefter dün milliyete verdiği beyanatta şöyle demiştir: «ben. maçtan önce arkadaşlarımı ikaz etmiş ve nice seyircilerinin futbolcu için ne kadar zor olduğunu söylemiştim. haksız olamadığımı siz de gördünüz. ama 3 üncü maçın tarafsız bir seyirci önünde oynanacağından ümitliyim. aslında bir futbolcunun her şeyden önce kulağını tribünlere tıkaması lasımdır. aksi halde rahat oynayamaz.. ama nice stadında nice takımı ile maç yapmak da hakikaten çok zordur. ve bunu bir kere daha anladım. üçüncü maçın hangi şehirde olacağını aramızda konuşurken hep roma'yı istiyoruz. çünkü bize daha yakın, daha samimi ve nihayet uğurlu geliyor. roma'da ispanyolları da elemiştik. orada daha rahat oynarız sanıyoruz. fakat barselona da oynamak roma'ya nisbetle bizim için daha güç olacak. perşembe günkü maçta hücum ettiğimiz anlarda iyi oynadık. bu da gösteriyor ki, bizim takım hücumu müdafaadan daha iyi yapıyor. ama bu maçta böyle oynamıya mecburduk. müdafaadaki arkadaşlarımızı da düşünmemiz lâzımdı. bununla beraber nice takımındaki oyuncuların futbolu bizden iyi bildiklerini ve iyi oynadıklarını teslim etmek icabeder. hemen arkasından şunu da söyleyelim ki, nice'liler nice'de iyi oynadıkları kadar çok da tekme attılar. bunun için üçüncü maç hakkındaki kanaatimi şöyle hülâsa etmek isterim: eğer sertliğe müsamaha ewtmiyen. nice'lilerin tekmelerine göz yummıyan bir hakem idare ederse maçı, biz de normal oyunumuzu oynamak şartıyle allahın izniyle kazanırız. »
antrenör molnar da üçüncü maç hakkındaki görüşünü belirtirken, «artık, yepyeni bir maç olacak» demiş ve ilâve etmiştir: «bu defa evvelki günkü maçtaki kadar sinirli ve heyecanlı olmıyacağız. musavi şartlarla oynıyacağız. hücum, her maçta olduğu gibi yine tek hedefimizdir. aslında biz, bu maçta da müğdafaa oynamadık. ama forvetimiz zaman zaman durunca oyunun yükü müdafaanın üstüne yüklendi. inşallah üçüncü maçtan ümitliyim.»