misafir futbolcular ikinci müsabakayı da 3 - 2 kazandılar, bugün şehrimize dönüyorlar
ankara, 10 (a.a.) — havanın bugün de yağışlı olmasına rağmen, türk - yugoslav bayraklarile süslenmiş bulunan «19 mayıs» stadına toplanan muazzam kalabalık, dünkü oyununu büyük takdirle seyrettiğimiz, dost ve müttefik yugoslavyanın «yugoslav futbol kulübü» ekipinin genclerbirliğile yapacağı karşılaşmayı heyecan ve neş’e içinde beklemekte idi. balkonda, yugoslavya büyükelçisi şumenkoviç ile büyük millet meclisi müstakil grup reis vekili ali rana tarhan, eski millî müdafaa vekili kâzım özalp, beden terbiyesi genel direktörü general cemil tahir taner ile bazı mümtaz zevat kendilerine tahsis olunan yerleri işgal etmekte idiler.
muayyen saatte kapalı tribünün solundaki tünelden çıkan takımlar sürekli alkışlardan ve mutad seremoniden sonra karşılıklı olarak şu suretle dizilmiş bulunuyorlardı:
oyun başladı, ilk dakikalarda yapılan mütekabil hücumlar iki taraf için de bir kazanç temin etmeden geçti.
üç gündenberi yağmakta olan yağmurun tesirile adamakıllı ıslak bir hale gelen sahada normal harekete mecbur kalan oyuncular büyük müşkülâtla hareket edebiliyorlardı. fakat, bu mahzurlara pevliç’in uzaktan bir şütü ile ilk sayılarını yapmış bulunuyorlardı. eğer hava bu kadar yağışlı olmamış olsaydı, kaleci rahim bu gole mükemmelen mâni olabilecekti. çünkü, top, çok sıkı bir şütle gelmiş olmasına rağmen evvelâ rahimin elleri arasına sıkışmış ve sonra kayarak kaleye girmişti.
genclerbirliği, bu golü müteakıb, çok seri hareket eden rakibi karşısında daha ziyade müdafaa oyununa mütemayil görünüyordu. fakat, çok iyi çalışmasına devam eden hücum hattı, birbirini takiben birkaç akından sonra oyunu muvakkat bir zaman için bile olsa yugoslav kalesine naklederek, gerek müdafi ve gerekse muavin hatlarına rahat bir nefes almak imkânı verdi.
gencler, ilk dakikalarda yediği gol ile düştüğü bu mağlûb vaziyetten kurtulmak için, canla başla yaptıkları hamlelerle yugoslav yarı sahasına yerleşmiş bulunuyorlardı. fakat, üç bek ile oynayan yugoslav müdafaası karşısında bir türlü gol fırsatı da elde edemiyorlardı.
çünkü yugoslavyalı müdafiler, en müşkül vaziyetlerden bile maharetle sıyrılmasını çok iyi biliyorlardı.
çünkü yugoslavyalp müdafiler, yaptıkları uzun vuruşlarla, en müşkül vaziyetlerden bile kolaylıkla sıyrılmasını pek iyi biliyorlardı.
yavaş yavaş genclerbirliğinin baskısından kurtulan yugoslav takımı, bugün harikulâde bir oyun oynayan solaçığın sürükleyerek hasım kalesine kadar yaklaştırdığı topu sağa naklettiği bir sırada ok gibi fırlayarak yakalayan petroviç gencler müdafaasını atlattıktan sonra çok yakın mesafeden çektiği şutla ikinci sayıyı da yaptı.
oyun, gözle takib edilemiyecek kadar seri bir cereyan almıştı.
2 - 0 mağlûb vaziyete düşen genclerbirliği oyuncuları hiç de şuurlarını kaybetmediler. bilâkis, dakikalar ilerledikçe daha güzel, oynamağa ve hücumlarını da sıklaştırmağa başladılar. bu vaziyet karşısında ne yapacaklarını şaşırmış bir halde bulunan yugoslav müdafileri belki isteyerek ve belki de istemiyerek mütemadidiyen favüllü oynamağa başladılar. bittabi bütün bu hatalar, çok dürüst ve kudretli bir hakem olan ihsanın gözünden kaçmıyordu.
genclerbirliğinin muhakkak bir gol peşinde olduğu görülüyordu. selim, küçük aliden aldığı arapasile yugoslav kalesine yaklaşarak şüt atacağı sırada iki yugoslav müdafiinin makaslama hareketile yuvarlandı. fakat ceza çizgisi içerisinde yapılan bu hatalı şarj hakem tarafından pek tabiî olarak penaltı ile tecziye edildi. hasan da bu güzel fırsatı ganimet bilerek sıkı bir köşe vuruşu ile topu yugoslav kalesine sokarak takımına ilk sayıyı kazandırdı.
genclerbirliği, bu suretle kazanmış olduğu sayıdan sonra biraz daha yükselen bir maneviyatla harekete geçerek yugoslav kalesini çok müşkül vaziyetlere düşüren inişlere devam ediyordu. hatta bu korkunç hücumlarının birinde merkez muhacim ali kafasile ikinci beraberlik sayısını da yapacaktı. fakat top, alinin saçlarını okşayarak avuta gitti ve bu tehlike de kendiliğinden savulmıış oldu. ilk devre de bu netice ile 2 - 1 genclerbirliğinin aleyhine bitti.
ikinci devre başlar başlamaz, yugoslavlara hafif bir durgunluk arız olmuştu. buna mukabil, esasen takımda ufak bir iki tadilât yaparak aksayan bir iki noktasını takviye eden genclerbirliği evvelâ beraberlik ve sonra da galibiyet sayısını yapmak için harekete geçti.
ilk devrede olduğu gibi, bu devrede de yugoslavlar bütün hücumlarını soldan yapıyorlardı. muavinler ve müdafiler kabil olduğu kadar sol tarafı beslemeğe gayret ediyorlardı. bütün topları kendinde toplayan bu enternasyonal oyuncunun kale üzerine, gayet mahirane yaptığı şandeller, genclerbirliği müdafilerinin iyi marke ettiği muhacimlerin ayaklarında neticesiz kalıyordu.
mütemadiyen sol tarafı beslemekte ısrar eden ve bu yüzden epeyce yorgun düşen yugoslav müdafaasının bu zâfından istifade eden soliç orhan uzaktan, fakat bomba gibi bir şutla genclerin ikinci beraberlik golünü yaptı.
bu beraberlik sayısından sonra yugoslavların bocalamağa başladıkları görülüyordu. buna mukabil gencler de yaralanarak sahadan çekilmek mecburiyetinde kalan hasanın bıraktığı boşluk yüzünden hücumlarını lâyikile inkişaf ettiremiyordu. fakat, bir müddet sonra yeniden toplanan yugoslavlar, yeniden genclerbirliği kalesine aktılar. ve bu akış petkoviçin gol ile neticelenen sıkı bir şutu ile nihayet buldu.
hâkim oynadıkları halde yenilen bu gol genclerbirliğini yeniden teşvik ettise de daralan vakit neticenin değişmesine imkân bırakmadığından maç 3 - 2 yugoslavyalı futbolcuların galibiyetile bitti.
maçtan sonra misafir takım şerefine bir çay ziyafeti verilmiş ve çayı müteakıb istanbula hareket etmiştir.