şâhâne frikikin sahibi bek özcan konuştu: "gol atacağım içime doğmuştu"
f. bahçeye iki puanı kazandıran genç oyuncu «topu kaptım ve f. bahçeliğimin sesiyle vurdum. gol olunca gözyaşlarımı tutamadım»
togay bayatlı
üç haftadır, ağabeyime, arkadaşlarıma, «ben bir maç» ta gol atacağım, içime doğuyor» demiştim... demek kısmet feriköy’e imiş...
fenerbahçeye iki puan kazandıran özcan, aksaraydaki kendine ait lokalinde karşılaşmadan iki saat sonra müşterilerine hizmet ederken böyle konuşuyor ve «şâhâne» golünü şöyle naklediyordu:
- iki, üç haftadır hep içimde bir ses bana, gol atacağımı söyleşip, duruyordu. feriköy maçında bir ara ceza sahası içinde bir gol fırsatını değerlendirmeyince bu sesi daha kuvvetli olarak duymaya başladım. ve o frikik olduğunda işte o sesin tesiri altında topu koltuğumun altına alarak kaptan şerefe: «bırakın bunu da ben atayım, gol atacağım, inanın bana» dediğimi hatırlıyorum. bu arada hüseyin ve şenol bu atışı yapmak için bekliyorlardı. esasen takımın frikik atıcıları onlardı... ve yine bu ses bana barajın hatalı kurulduğunu, kalenin sağ tarafının boş olduğunu söylüyordu. nitekim şutu çektim. sonrası... onu ben de hatırlamıyorum. zaten maçın sonuna kadar nasıl oynadığımı bilmiyorum. sanki rüyada gezer gibi idim.
- peki, golden sonra neden ağladın?
- sevinçten. hem de çok ağladım. maçtan önce gol atacağıma dair içimde bir his vardı demiştim. ama ağlayacağım aklıma gelmemişti. ben şuna inanıyorum ki, futbolü sadece profesyonel olarak, meslek kabul edip oynamak kâfi değildir. mağlûbiyetteki üzüntüyü veya galibiyetteki sevinci duymak ve hissetmek lâzımdır. paranın his dünyasında yeri yoktur. madde herşeyi değerlendirmeye kâfi gelseydi bütün insanlar hissiz birer makine olurlardı. ben küçüklüğümden beri f. bahçeliyim... ve şu anda vazifemi yapmanın mânevi hazzı içindeyim.